Kıyıköy (06 Haziran 2009)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan penguen Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 23
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 13,798

penguen

Zirve
Mesajlar
1,599
Tepkime Puanı
11
Hafta sonu Kıyıköy’ deydik... Biraz şehrin stresinden uzaklaşmak ve bolca da fotoğraf çekmek için... Uzun zamandır gitmediğim için ben biraz da fiyat araştırması yapmak, yeni açılan tesisleri görmek istedim açıkçası...

Yolculuğumuz Esenler Otogar’dan başladı. Lüks Yonca Seyahat ile Saray’a geldik. Belediye otobüsünü kıl payı kaçırdığımızdan bekleme yapmamak için Kıyıköy’e taksiyle gitmeye karar verdik. (Taksiler Saray’ dan Kıyıköy’e 40 TL alıyor. Biz dört kişiydik. Kişi başı 10’ar lira ödedik. İstanbul’dan Kıyıköy’e her gün direkt 16.30 ‘da bir sefer var. Saray’a ise sabah 6.30’ dan, gece 22.00’ye kadar otobüs kalkıyor. Belediye otobüsü Saray’dan Kıyıköy’e 17.30’ da son seferini yaptığı için taksi, geç gidecekler için de iyi bir çözüm olabilir. )

Kıyıköy, her iki yanından akarak denize ulaşan "Pabuç" ve "Kazan" adlı derelerin arasında yarımada gibi uzanan yüksek bir tepede yer alıyor. Temiz havası, bozulmamış mimari dokusu, eşsiz güzellikteki doğası, leziz deniz ürünleri ile dikkat çekiyor.

Köyün girişinde misafirlerini karşılayan kapı Bizans'tan kalma...



Halkı genelde misafirperver… Sokaklarda gezerken sık, sık “ Hoş geldiniz ” diye selamlanıyorsunuz. Ama biz fotoğraf çekmeye pek de iyi başlamadık doğrusu... Sabah erken saatlerde karşımıza çıkan teyze, mandasının yolu kirletmesine kızmış olacak ki, hem bize söylendi, hem de pislikleri toplamaları için talimat veren Belediye’ye Onun için biraz tereddütle de olsa arkasından tek kare pozlayabildim. Aslında haklıydı kadıncağız… O neyle uğraşıyordu, biz neyle



Eşeğiyle gezen amca ise fotoğraf çekmeme ses etmedi.



Sokak aralarında dolaşırken güler yüzlü bir başka teyzeyle karşılaştık. Fotoğraf çekmek için izin istediğimizde “Durun dışarı çıkayım.” dedi ve bize evinin önünde poz verdi...

 

Etiketler
Ynt: Kıyıköy (06 Haziran 2009)

Kazan Dere tarafında bulunan limana inerken olayların kahramanı mandalarla tekrar karşılaştık. Yalnız olmalarından istifade ederek fotoğraflarını çektik. Bu arada bize “Arkadaş” adını verdiğim beyaz bir köpek eşlik etti. Gerçi o da kendi cinsinden başka bir arkadaşıyla karşılaşınca bizi hemen unutuverdi ya neyse





Liman, sabah sessizliğinde sakin ve bir o kadar da huzurluydu...





 

Ynt: Kıyıköy (06 Haziran 2009)

Sonrasında köy merkezine geri döndük ve dolaşmaya başladık. Kıyıköy normalde cıvıl, cıvıl olurdu. Bu sefer oldukça sessiz geldi bana... Çay bahçelerinde bile köyün yerlisi dışında çok insan yoktu. Kartal Çay Bahçesi’nde oturup soluklandık biraz.. Buradan kuşbakışı görünen manzaranın seyrine gerçekten doyum olmuyor.





















 

Ynt: Kıyıköy (06 Haziran 2009)

Öğlen yemeğini de gene köyün merkezinde bulunan Mert Köfte salonunda yedik. Kişi başı ortalama 10 TL gibi bir tutara köfte, salata ve yoğurt yiyebilir, üstüne sıcacık bir bardak çayla keyif yaparken, sokaktan geçenleri gözlemleyebilirsiniz.



Bu arada dikkatimi çeken ve çok da hoşuma giden bir ayrıntıyı da burada yazmak istiyorum. Hemen her dükkâna ve sokaklara ulu önderimiz Atatürk'ün resminin yer aldığı bayraklar asılmış. Gurur duydum.

Pabuç Dere manzarası eşliğinde balık yemek isterseniz ise istavritin porsiyonu 10 TL, levrek, çupra 15 TL ve kalkan ise 25 TL.

Yemekten sonra Pabuç Dere kenarına inip sandal kiralamaya karar verdik. ( 1 saat için 15 TL alıyorlar.) Aşağı inerken de yol kenarında bol, bol çiçek ve kelebek fotoğrafladık.







 

Ynt: Kıyıköy (06 Haziran 2009)

Derede 1,5 saat kadar gezerek çekim yaptık. Dönüşte dere kenarındaki kurbağaların muhabbetini dinledik uzun, uzun... Keşke dillerinden anlayabilseydim diye düşünmedim desem yalan olur













 




Ynt: Kıyıköy (06 Haziran 2009)

Bu arada hemen Pabuç Dere kenarındaki Aya Nikola Pansiyonu’na uğradım. Odalarından birini gezip fiyat aldım. Odalar çok geniş olmamakla beraber gayet temiz. Yemek yemek, dinlenmek için küçük çardakları var. Yarım pansiyon 2 kişi fiyatı 140 TL. Oldukça pahalı geldi bana...



Daha uygun bir yer için devamlı orada kalan bir tanıdığımız da Sahil Pansiyon’ u önerdi. Fiyatlar oda kahvaltı 2 kişi 40 TL civarıymış. Ben sahibi Kamil Bey ile telefonda görüştüm. Araçsız gelen misafirlerini köy merkezinden alıp pansiyona, dönüş günü de pansiyondan alıp merkeze götürüyormuş.

“Ben çadırımdan vazgeçemem” diyenlerdenseniz çok güzel kamp alanları da mevcut... Her bütçeye, her zevke uygun tatil imkânı var Kıyıköy’de…



Bizim maceramız böylece sona erdi. Gözlerimizde derenin vedası, bacaklarımızda sızı, yüreklerimiz sıcacık ama biraz da buruk olarak İstanbul’a döndük…



Darısı gitmek isteyenlerin başına…

Telefon Numaraları :

Yonca Seyahat Otogar
Tel : 0212 658 13 32 - 33

Sahil Pansiyon
Tel :0288 388 62 18
Cep : 0541 388 62 18 ( Kamil Bey )
 



Ynt: Kıyıköy (06 Haziran 2009)

Çok güzel bir gezi yazısı olmuş fakat senin adına en hevesli ve istekli olarak poz verenin bir manda oluşuna üzüldüm
 



Ynt: Kıyıköy (06 Haziran 2009)

Olsun Ben şikayetçi değilim. Hayvancağız böyle mutlu olacaksa... Şahsım adına; sabahın köründe tam da yiyeceğim yemyeşil otların hayalini kurarken, ufacık !!!! bir kabahat yaptım diye bana bağırıp çağıran, söylenip duran bir sahibim olmasını hiç istemezdim
 

Ynt: Kıyıköy (06 Haziran 2009)

Bilgiler için teşekkürler, en kısa zamanda yine gidesim geldi Kıyıköy'e özlemişim.


Yemek için bir yer önermek isterim:
Limanın bitindeki, dere ile denizin birleştiği yerde, plaja gelmeden; ufacık, salaş bir balıkçı klübesi bulunmakta. Balık yemek için ideal bir yer, Erkan Abi'nin yeri... Sahipleri oldukça güler yüzlü insanlar, aynı zamanda oldukça uygun fiyata tıka basa yiyebilirsiniz...
 

Ynt: Kıyıköy (06 Haziran 2009)

Kıyıköy-Demirköy-İğneada üçgeni arasında ki bölge bana her zaman huzur vermiştir, fotoğraflarla tekrar hatırlamamı sağladınız, ilk fırsatta gidip kamp atmalı oralara
 

Ynt: Kıyıköy (06 Haziran 2009)

Ulaşimla ılgılı bılgı verebılırmısınız?