SEVAL
www.sevalduban.com
Türk basınında Türkiye’nin tatil bölgelerindeki denizlerde köpek balığının bulunmasıyla ilgili haberler herkesi oldukça telaşlandırıyor. Türkiye’nin tatil bölgelerinde köpekbalıklarının ortaya çıkması nedeniyle plajların kapatıldığı söylentileri uzun uzun yer aldı. Basında yer alan haberlerde Ege Denizi kıyılarında 10 plajın tehlikeli olduğu gerekçesiyle kapatıldığı, köpek balıklarının sık görüldüğü Bodrum ve Marmaris gibi tatil beldelerinde deniz seyahatlerinin yasaklandığı dahi öne sürüldü. Peki, bu tercih neden?
Köpekbalıkları, büyüklükleriyle, yasam alanlarıyla, beslenme ve üreme özellikleriyle göz kamaştırıcı bir çeşitlilik sergileyen muhteşem canlılardır. Köpekbalıklarının var olmadığı denizlerde, sağlıklı ekosistemlerden söz edilemez der Hakan Kabasakal. Onlar avucunuza sığabilecek kadar küçük ya da bir tır kasasından taşacak kadar büyük olabilirler.Türkiye denizlerinde köpekbalıklarının dağılımı, güneyden kuzeye ilerledikçe azalıyor. Akdeniz Havzası, özel olarak üzerinde durulması gereken yarı kapalı bir iç deniz olarak, sadece köpekbalıklarının değil, hemen tüm kabuklu ve kemikli balıkların kirlilik ve yoğun av baskısı yaşadığı bir biyolojik ortam. Denizciliğin beşiği Akdeniz’in simgesi adi orkinos, kılıçbalığı gibi türler tükeniyor. Marmara örneğinde de gördüğümüz üzere aşırı av, sadece küçük balıkların değil, onlarla beslenen köpekbalığı türlerinin de yok oluşunu getiriyor. Örneğin, Ege’de 27 tür görülebilirken, Karadeniz’de 7’ye iniyor. Rastlanan türler de, çoğunlukla boyu 1,5 metreyi geçmeyen, ekonomik değeri yüksek balıklar. O zaman tercih aşamasına geliyoruz ki, ne yapmalı?
Yurdumuzda, Marmaris’teki Boncuk Koyu tüm dünyadan köpekbalığı araştırmacılarının yoğun ilgisini çekiyor. Mayıs-Haziran aylarında kum köpekbalığına ev sahipliği yapan koy, bu türün Akdeniz’de bilinen tek üreme alanı. Boyları iki metreye ulaşan oldukça ürkek ve zararsız bu balık, zaman zaman bir metre derinliğe kadar sokuluyor. Nesli tehlike altında olan bu balık şimdi bu bölgenin koruma altına alınmasıyla korunmakta.
Köpekbalığı araştırmacıları tarafından “cennet” olarak nitelenen bir bölge de İskenderun Körfezi. Bölgenin en büyük özelliği ise, Süveyş Kanalı aracılığı ile Kızıldeniz’den Akdeniz’e geçen tropikal kökenli resif köpekbalıklarını barındırması. Ayrıca beyaz köpekbalığından sonra en tehlikeli köpekbalığı olarak bilinen kaplan köpekbalığının da (Galeocerdo cuvier) Akdeniz’deki ender kayıtlarından biri buraya ait. Türkiye sularında rastlanan bütün köpekbalıklarının görüldüğü İskenderun Körfezi, ileride yapılması umulan köpekbalıklarına yönelik araştırmaların merkezi olacak gibi.
Çok ilginç.. Bu denli zengin biyotanın içerisinde, köpekbalıklarının kansere yakalanmayan tek tür olduğunu biliyor musunuz? Köpek balığı kıkırdağı başta kanser olmak üzere bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmakta. Tümörler beslenebilmek, gelişebilmek, yayılabilmek ve toksinlerini kan dolaşımına aktarabilmek için kan damarlarına ihtiyaç duyarlar. Tümör oluşumundan sonra o bölgede yeni kılcal kan damarları oluşumu gözlenir. Yapılan çalışmalarda köpek balığı kıkırdağının bu yeni kılcal kan damarlarının oluşumunu baskılayan bir etkiye sahip bir maddeyi içerdiği bulunmuş ve bu konuda ki çalışmalar bilim adamlarınca devam etmektedir.
Bu son zamanlarda farklı boylarda ve türlerde balıkların ev sahipliği yaptığı Türkiye kara sularında, toplam 50 köpekbalığı türü bulunmaktadır. Özellikle küresel ısınmadan kaynaklı olarak deniz suyu sıcaklığının 2 derece arttığı sularımızda, çok çeşitli türler gelmekte ve geniş dağılım göstermektedirler Fakat; tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye sularında da köpekbalığı soyu ciddi bir tehlike yaşıyor. Daha geçen günlerde manşetlerden inmeyen 12 metre boyundaki ve koruma altına alınan türün (Carcharodon carcharias) bilinçsiz bir şekilde avlanması çok sıcak bir örnek. Besin piramidinin en tepesindeki bu kusursuz yırtıcıları, sadece “canavar” gibi görmekten vazgeçip, Akdeniz’deki ekosistemin önemli parçası olduğunu fark etmek için çok geç kalmış değiliz. Evet, bizim sularımızda da köpekbalıkları var, hatta iddialara bakılırsa köpekbalığı saldırıları da var. O hem kendi, hem deniz ekosisteminin ve insanlığın geleceği için korunmaya muhtaç bir dev gibi, şefkatimizi bekliyor. Köpekbalığının tek düşmanı insan. Ve insanlar, gelecekleri için ona muhtaç.
Sonuç olarak, dinozorların yeryüzüne hükmettikleri bir çağda, derin karanlığın hakimi onlardı. Yeryüzünü titreten dev sürüngenler yok olmuş olsalar da, köpekbalıklarıyla aynı gezegeni paylaşıyoruz. Onlar bizden önce de okyanuslarda yaşıyorlardı. Eğer izin verirsek gelecekte de yaşamaya devam edecekler.
Başa dönersek; “peki, bu tercih neden?” Köpekbalıkları hep orada mıydı yoksa biz aşırı gelişme dolayısıyla onlara mı yaklaştık? Yoksa hep ordaydılar da, asıl sebep doğayı bilinçsiz kullanmak mıydı?
Sualtı Gazetesi