denize giderdik yazları okuldan son gece bize Poseydon un gelişini canlandırırlardı
büyük bir ateş yakılırdı. çok komik ama ben hem korkardım hem de merak ederdim onu nasıl bişey diye ben onun gerçek olduğunu ve denizde yaşadığını sanırdım ;D
Leyla hanım,şiirimsi düz yazınız mükemmel..Gözlerim doldu diyemeyeceğiz,koptum ağlamaktan..Belki ortak birşeyler vardı,benzerlikler yaşamımızdan..Yoksulluk değil belki yoksunluktu benzerlikler.Sevgiyle kalın...
Leyla hanım,şiirimsi düz yazınız mükemmel..Gözlerim doldu diyemeyeceğiz,koptum ağlamaktan..Belki ortak birşeyler vardı,benzerlikler yaşamımızdan..Yoksulluk değil belki yoksunluktu benzerlikler.Sevgiyle kalın...
tabiiki o yılların keyfiyeti çok farklı ama benim için değişen pek bir şey yok gibi ne zaman çocuklaşmak istesem bunu eşimle çocuklarım ve yeğenlerimle fazlası ile yaşıyorum bazılarını geceleri herkes uyurken biz dışarda bunları yapmaya çalışıyoruz hatta bir keresinde ziyaret için gittiğimiz urfada emniyet amiri bizzat çocuklaşmamıza şahid oldu gecenin bir yarısında bayağı gülümsemişti bize. buna benzer şeye ben şahid oldum yıllar önce 80 yaşlarındaki bir dede her sabah camiiden çıkışında hemen karşıdaki bir parktaki salıncağa biner 20 dkk kadar sallanır öyle evine giderdi bunu hiç unutmam herşeyde olduğu gibi dozu kaçırmadan çocuklaşmak gerçektende çok güzel.
çocukken hiç sevmediğim şey büyüklere bir şey sorunca ters ters bakıp bana gerekli cevabı vermemesidir o an gücüm yetse biliyordum yapacağımı
unutamadığım ise hiç kimsede tv yokken aile dostumuz olan komşumuzun 1968 yıllarda tv si vardı şimdiki atatürk havalimanın pistinin olduğu ( o zaman tarla idi onlarda oranın bekçiliğini yapıyordu ) yerde evlerinde sabaha karşı ( saat farkı yüzünden ) aya ilk ayak basılışını izledik ailece ama ne sabırla yayın bir koptumu eh artık izmirin kavaklarına bakar durursunuz saatlerce hey gidi günler hey diğer unutamadığım topkapıda abimin beni geceden benzin istasyonunda arabada bırakıp karne ile benzinciden benzin alışım oda ne ben çokmu yaşlanmışım
camininn gasilhanesinin kapısı açık olurdu oradan bir tabut çalardık sokağın en karanlık yerıne koyardık bir arkadaşıda içine koyardık sokaktan ilk geçeni ç......dık altınaa ;D ;D ;D sonra gasilhaneye kapı yaptırdılarr ve kitlediler
camininn gasilhanesinin kapısı açık olurdu oradan bir tabut çalardık sokağın en karanlık yerıne koyardık bir arkadaşıda içine koyardık sokaktan ilk geçeni ç......dık altınaa ;D ;D ;D sonra gasilhaneye kapı yaptırdılarr ve kitlediler
bi an ünlülerle tanıştığım çocukluğum aklıma geldi ist florya şenlikköy ilk okulundayız 2.sınıfta yıl 1968 bir anda oklun bahçesi bir sürü adam kamera ve ekipman ile doldu meğer değerli sanatçımız münir özkul ( paydos ) fliminde öğretmen rolünü oynayacakmış ilk kez hayatım da bir ünlüyü yakından görme heyecanı ile gönüllü figüran olma şansınıda yakalmış oldum hele tenefüs sahne çekimlerinde olmadı yine diye defalarca koşuşturmuştuk hala bahçesine girer sınıflarımıza bakar o anlara bir kaç dkklığınada olsa giderim..
bir diğeri ise ( selvi boylum alyazmalım ) mın çekimleri için semtimize gelen fatma girik ile aynı sahnelerde mahallenin çocukları olarak çeşitli rollerde yine figüran olarak olduk ışıkçıların ellerinde alüminyum folyadan yapılmış güneş ışığını yansıtan levhalar hala gözümün önünde
diğer arkadaşlarda yazdıkça ve aklımıza geldikçe yazarız inş.
Biz böyle bir iş için malesef beklemez bizzat gider yerinde yani saraçhanede bulunan vefada içerdik.isterse 50 santim kar olsun,oysa şimdi ne eski karlar var nede eski muhabbet,nede kafamıza estikçe vefaya kaçmak.
Değişmedik ne kaldı acaba??