Hlavne meydanının çevresinde daha küçük meydanlar da var. Geçitlerden geçilerek meydandan meydana çıkılıyor. City Hall binasının üzerinde 1558 yılını okuyoruz.
Primates Sarayı da böyle bir meydanda yer alıyor. Bu saray Estergon Başpiskaposuna aitmiş ve 1778 yılında yapılmış. Günümüzde bu bina Bratislava Belediye binası olarak kullanılıyormuş. Sarayın içindeki aynalar salonu konserler için kullanılıyormuş.
Meydanda banka oturmuş bilgisayarla uğraşan birkaç kişi görünce biz de internet kokusunu aldık ve bilgisayarımızı çıkartıp biraz internete de girdik. Biraz da işlerimizi halletmemiz lazım. Tabi internetle fazla vakit geçirmeyip şehri gezmeye devam ediyoruz. Bunun yarını yok. Bu gün ne kadarını gezebilirsek o kadar gezebilmiş olacağız.
Biraz önce yaklaşıp da çıkmadığımız kaleye bu sefer tırmandık. Hava fazla kararmadan kaleden de biraz manzara seyretmek istiyoruz. İki fotoğraf çektik fotoğraf makinasının pili bitti. Bu kadar da aksilik olmaz ki, özel pil kullandığı ve yeni aldığımızdan yedek pilimiz filan da yok. Çaresiz kameraya mahkum kaldık. Kamerayla çekilen fotoğraflar da pek iyi olmayıncakaleden pek fotoğrafımız olamadı. Bir tek birleştirip panaroma yaptığım biraz idare eder. Kaleden şehir ve Tuna Nehrinin manzarasını seyrediyoruz.
Kalenin arka kapısından çıktık, parkettiğimiz yere doğru kestirme yolla inmeye başladık. İnmeye başladığımızda yol iyiydi ama bir süre sonra yol tamamen bitti. Eee ne yapacağız şimdi. Geri dönmeye kalksak bir dünya yolu geri tırmanmak lazım. Üstelik kalenin diğer tarafından dolaşıp çıkıp gittiğimiz yoldan dolanmak da cabası. Şansımızı deneyeceğiz, devam ediyoruz. Biraz ilerleyince patika, bile neredeyse kayboldu. Resmen offroad yaparak kendimize yol açtık ve sonunda bir duvardan atlayıp kestirme rotamızı küçük bir macerayla tamamlamış olduk. Artık Küheylan'ın çok yakınındayız mutlu olduk.
Küheylan'a dönünce yemeğimizi yedik. Konaklamayı da burada yapacağız. Gece saat 21'e kadar Bratislava'yı dolaşmış olduk. Bratislava'yı yorumlamak gerekirse, Bratislava'nın şirin bir kent merkezi var. Tarihi meydanlar kolay geziliyor. Sempatik heykeller gezintimize keyif verdi. Hava önce güneşli idi, sonra bulutlandı. Yağmur yağacağım der gibi oldu ama neyse yağmadı. Dar sokaklardan geçmek, eski evlere bakmak güzel. Eski evlerin çoğu restore edilmiş ve kullanılıyor. Akşam en son kaleye tırmanmış olduk. Oradan şehir manzarasını görüntüledik. Fotoğraf makinasının pili bitince kamera ile görüntü aldık. Bu nedenle kaleden pek güzel fotoğrafımız çıkmadı.
Akşam erken yattık ve sabah da erken kalktık. Saat 9'da kahvaltımızı yapmış ve hareket ediyoruz. Bugün yola çıkışımızın tam 40. günü ve bugün perşembe gezerek 3 gün içinde, İstanbul'a varıp pazartesi iş başı yapmayı planlıyoruz.. Haydi bakalım yola devam.
Tekrar otoyola girmedik Macaristan sınırına yarım saat içinde ulaştık. Sınır, Bratislava'dan sadece 22km ileride imiş. Şimdi Macaristan'a giriyoruz. Aslında Bratislava'da bir markete uğramak istiyorduk ama kısmet değilmiş yolumuzda rastlayamadık. Artık Macaristan'da bakarız.