Sürücüler: Burçinhan Doğan & Ayşe Çelebi Doğan
Motorlar: 05-07 XT660R
Toplam Kilometre: Yaklaşık 5000 km
Süre 15 gün
Gidilen Ülkeler: Gürcistan-Rusya-Ukrayna
Gidilen Özerk Cumhuriyetler: Osetya-İnguşetya-Çeçenistan-Dağıstan-Kalmıkya-Kırım
Gidilen Rota:
Uzun zamandır motosikletle yurtdışı planlarımız vardı, 2011'de Kırım'a feribotla 2012'de Gürcistan-Ermenistan'a arabamızla gittikten sonra, hedefi biraz daha büyütürek böyle bir geziyi motosikletle yapabileceğimize dahada inandık. 2008 senesinde tek motorla İran'a kalabalık bir grup halinde gitmiştik ama ilk defa iki motorla karı-koca şeklinde, böyle bir uzun yola çıkacaktık. Geziden önceki, bir ay içerisinde motorların ve kişisel eksiklerimizi yavaş yavaş tamamlamaya başladık. Sağolsun bu süreçte birçok arkadaşımızın ciddi şekilde desteklerini de gördük. Kendimizi ve motorları denemek için haftasonları 400-500 km lik uzun gezilere çıktık. Nihayetinde beklenen gün geldi çattı ve biz eşyalarınızı hazırlamaya başladık, geriginlikten ve heyecandan klasik yola çıkış pozu ancak bu kadar olabildi, kusurumuza bakmayın
Eşyaları sosis çantaya sığdırmanın keyfi içindeyim
Yan çantaları hiç almak istemiyordum, hem yan çanta ile motosikleti kullanması bana zor geliyor hem de motosikletin dengesini bir türlü oturtamıyordum..
1 Haziran sabahı, saat 8.00 yola çıkmaya hazırız
Tempolu bir sürüşten sonra, ilk molamızı Çorum'da veriyoruz..
Gelsin Anne börekleri
Geceyi Giresun Öğretmenevi'nde geçirmeye karar veriyoruz, eşyalarımızı yerleştirdikden sonra doğru Giresun Sokaklarına, meydanda Taksim Direnişine destek mitingi yapanların, aralarına katılıyoruz..
Saat epey ilerlemişti, kendimizi meydandaki Deniz Lokantasına atıyoruz, odunda pişen dönerin kokusu halen burnumda..
Erken vakitte kalkıp, yola çıkıyoruz. Bugünkü hedefimiz Gürcistan içerisinde bir yerlerde konaklamak...
Yolda foto denemeleri, ilk ve son
Geceyi Kutaisi'de geçirmeye karar veriyoruz. Burası Gürcistan'ın ikinci büyük şehri ve bence Tiflis veya Batum'dan çok çok daha güzel. özellikle şehrin ortasından geçen Rioni Nehri etrafı geceleri çok eğlenceli..
Aşağıdaki oteli oda+kahvaltı 80 lariye anlaşıyoruz, yaklaşık 100 lira..
Bir otel çalışanı İstanbul'da çalışmış, Türkçe biliyordu. Akşam yemeğimiz ise Gürcistan klasiği Haçapuri (Et işine fazla girip bağırsakları bozmamak lazım)
Güvercin sevenlere gelsin
Buda kız babalarına gelsin
Motorcu ekip
Otele yerleştikten ve açlığımızı bastırdıktan sonra, şehri gezmeye çıkıyoruz. Otelin karşısından teleferik kalkıyor nereye gittiğini bilmeden atlıyoruz içine, gidiş geliş 2 lari.
Sanırım çok ihtiyaç olacak, zira teleferik acaip sallıyor
Veeee süpri,z yukarıda bizi Lunapark karşılıyor, bir Sovyet klasiği olan dönme dolaba binmezsem çatlarım
Heyooo Atlıkarınca bile var.
Bu süper bir olaydı, bir çemberin ortasına metal boru ile tutturulmuş bir scooter, 5 tur 1 lari
Kutaisi'yi, gezmeye devam ediyoruz, sırada Rioni nehrinin üstünde bir defile var onu izlemeye gidiyoruz.
Gözlere bak
Gece Kutaisi sokakları..
Süper
Sabah herzamanki gibi erkenden uyanıp yola düşüyoruz, güzel bir kahvaltının arkasından, benzin takviyesi ile bir solukta Kazbegi yoluna ulaşıyoruz.
Yolda kısa bir mola
Rusya'da bu yolları çok arayacağız..
Kazbegi'nin berbat yolunun yapım çalışmaları başlamış, birkaç sene içinde normale döneceğini umuyorum ..
Hava ciddi soğuk ama, bazılarının hiç umurunda değil
Nihayet Kafkas Dağlarının ardına Gürcistan'ın son noktası Kazbegi'ne ulaşıyoruz. Kısa bir yemek molası ile birlikte elimizde kalan son Gürcü paralarını taksici Vasili'ye bozduruyoruz, artık cebimizde bir miktar ruble ile sınıra doğru ilerleyebiliriz.
Aracı ile gideceklere not: Bu yol üzerinde üç beş tane tünel var, tünellerde herhangi bir aydınlatma yok, aynı zamanda da içlerinde devasa çukurlar var, temkinli olmakta ciddi fayda var. Hızlı girerseniz tünelin içinde motorun yada arabanın bir yerini kırma ihtimaliniz yüksek.
Gürcü sınır geçişi için sıraya girip bekliyoruz, işlemler çok hızlı ilerliyor önümüzdeki birkaç arabayı beklemek bizim için sıkıntı olmuyor.
Biz bu fotğrafları çekerken Gürcü Gümrük memurlarıda inceden bizi kesiyorlarmış, tam sınırı çıkacakken bir tanesi bize neden fotoğraf çektiniz tarzı birkaç soru sordu. Sorular Rusça olunca anlamamazlığa gelip, mevzuyu çok uzatmadık..
Tipik Rusya klasiği
Gürcü sınırına geçtikten sonra, yaklaşık 3-4 km sonra Rusya kapısına geliyoruz, önümüzde yaklaşık 10 araç var. Sırada yaklaşık 15 dakika bekliyoruz. Arkadakiler Ermeni'ler çok sıcak kanlı ve güler yüzlüler, Bu gezi ve önceki senelerde gittiğim gezileride harmanlayınca, Kafkasyanın en delikanlısı kim diye sorsanız hiç düşünmeden Ermeniler derim, her nerde başım sıkışsa bir ermeni bana yardımcı oldu, ilerleyen kısımda detaylı anlatacağım.
Rusya tarafı daha modern görünmesine rağmen, Sovyet bürokrasisi ağır şekilde işlemeye başlıyor. Polis kontrolünden geçtikten ve gümrük işlemlerine başlamadan önce bir deklarasyon kağıdı dolduruyorsunuz, fakat bu evrak tamamen Rusça. Bizim için problem olmuyor bunu rahat dolduruyoruz (bu forumunda bir arkadaş bu evrağın Türkçe çevirisini, siteye koymuş, allahtan onun çıktısını yanımıza almıştık), sonra sıraya girip gümrük işlemleri faslına geçiliyor, bu seferde sizi yine Sovyet Rusya'dan kalma bir gram ingilizce bilmeyen bir teyze karşılıyor, çok uzun uğraşlar (laf anlatamamanın sıkıntısı ) sonucunda yaklaşık 2 saate işlemlerimiz bitiyor.
Not 1: Bu teyze işlem yaparken, başında durmakta fayda var zira ruhsatta okuduğunu bilgisayara yazamıyor, örnek bizim şase numaralarını iki defa yanlış yazdı.
Not 2: Deklarasyon evrağının yanında, sınırda birde migration evrağı doldurmak gerekliymiş. Biz doldurmadık, kimsede birşey söylemedi, sonradan biraz uğraşmak zorunda kaldık.
Vladikavkaz yolunda bizi korkunç bir yağmur karşılıyor, allahtan yanımızda yağmurluklarımız var derken, hiç olmayan birşey oluyor benim botlarım su almaya başlıyor. Hava kararmaya başlamış, ayaklarım su içinde hava zaten soğuk. Rusya gümrüğünün verdiği stresle kendimizi Osetya'nın başkenti Vladikavkaz'a zor atıyoruz. Otel nasıl bulacağız derken bir taksici önümüze düşüp bizi bir otele, o oteldekilerde başka bir otele götürüyorlar. Rusya'da otele giriş yapmak ayrı bir seromoni, allahtan yanımızda ingilizce bilen bir Rus'un sayesinde 30 dakika gibi bir sürede odamızı çıkıyoruz.
Otel odamız.
Motorlarımızın bekçileri
Vladikavkaz'ı biraz gezmek ve yemek için dışarı çıkıyoruz. fakat ne yiyecek birşey ne de görecek bir yer bulabiliyoruz. Bir marketten meze türü birşeyler alıp otele dönüp, uykuya dalıyoruz..
devam edecek
Motorlar: 05-07 XT660R
Toplam Kilometre: Yaklaşık 5000 km
Süre 15 gün
Gidilen Ülkeler: Gürcistan-Rusya-Ukrayna
Gidilen Özerk Cumhuriyetler: Osetya-İnguşetya-Çeçenistan-Dağıstan-Kalmıkya-Kırım
Gidilen Rota:

Uzun zamandır motosikletle yurtdışı planlarımız vardı, 2011'de Kırım'a feribotla 2012'de Gürcistan-Ermenistan'a arabamızla gittikten sonra, hedefi biraz daha büyütürek böyle bir geziyi motosikletle yapabileceğimize dahada inandık. 2008 senesinde tek motorla İran'a kalabalık bir grup halinde gitmiştik ama ilk defa iki motorla karı-koca şeklinde, böyle bir uzun yola çıkacaktık. Geziden önceki, bir ay içerisinde motorların ve kişisel eksiklerimizi yavaş yavaş tamamlamaya başladık. Sağolsun bu süreçte birçok arkadaşımızın ciddi şekilde desteklerini de gördük. Kendimizi ve motorları denemek için haftasonları 400-500 km lik uzun gezilere çıktık. Nihayetinde beklenen gün geldi çattı ve biz eşyalarınızı hazırlamaya başladık, geriginlikten ve heyecandan klasik yola çıkış pozu ancak bu kadar olabildi, kusurumuza bakmayın

Eşyaları sosis çantaya sığdırmanın keyfi içindeyim

1 Haziran sabahı, saat 8.00 yola çıkmaya hazırız

Tempolu bir sürüşten sonra, ilk molamızı Çorum'da veriyoruz..

Gelsin Anne börekleri

Geceyi Giresun Öğretmenevi'nde geçirmeye karar veriyoruz, eşyalarımızı yerleştirdikden sonra doğru Giresun Sokaklarına, meydanda Taksim Direnişine destek mitingi yapanların, aralarına katılıyoruz..











Saat epey ilerlemişti, kendimizi meydandaki Deniz Lokantasına atıyoruz, odunda pişen dönerin kokusu halen burnumda..


Erken vakitte kalkıp, yola çıkıyoruz. Bugünkü hedefimiz Gürcistan içerisinde bir yerlerde konaklamak...
Yolda foto denemeleri, ilk ve son





Geceyi Kutaisi'de geçirmeye karar veriyoruz. Burası Gürcistan'ın ikinci büyük şehri ve bence Tiflis veya Batum'dan çok çok daha güzel. özellikle şehrin ortasından geçen Rioni Nehri etrafı geceleri çok eğlenceli..
Aşağıdaki oteli oda+kahvaltı 80 lariye anlaşıyoruz, yaklaşık 100 lira..

Bir otel çalışanı İstanbul'da çalışmış, Türkçe biliyordu. Akşam yemeğimiz ise Gürcistan klasiği Haçapuri (Et işine fazla girip bağırsakları bozmamak lazım)

Güvercin sevenlere gelsin


Buda kız babalarına gelsin

Motorcu ekip

Otele yerleştikten ve açlığımızı bastırdıktan sonra, şehri gezmeye çıkıyoruz. Otelin karşısından teleferik kalkıyor nereye gittiğini bilmeden atlıyoruz içine, gidiş geliş 2 lari.


Sanırım çok ihtiyaç olacak, zira teleferik acaip sallıyor



Veeee süpri,z yukarıda bizi Lunapark karşılıyor, bir Sovyet klasiği olan dönme dolaba binmezsem çatlarım

Heyooo Atlıkarınca bile var.

Bu süper bir olaydı, bir çemberin ortasına metal boru ile tutturulmuş bir scooter, 5 tur 1 lari






Kutaisi'yi, gezmeye devam ediyoruz, sırada Rioni nehrinin üstünde bir defile var onu izlemeye gidiyoruz.

Gözlere bak






Gece Kutaisi sokakları..




Süper

Sabah herzamanki gibi erkenden uyanıp yola düşüyoruz, güzel bir kahvaltının arkasından, benzin takviyesi ile bir solukta Kazbegi yoluna ulaşıyoruz.

Yolda kısa bir mola









Rusya'da bu yolları çok arayacağız..




Kazbegi'nin berbat yolunun yapım çalışmaları başlamış, birkaç sene içinde normale döneceğini umuyorum ..



Hava ciddi soğuk ama, bazılarının hiç umurunda değil

Nihayet Kafkas Dağlarının ardına Gürcistan'ın son noktası Kazbegi'ne ulaşıyoruz. Kısa bir yemek molası ile birlikte elimizde kalan son Gürcü paralarını taksici Vasili'ye bozduruyoruz, artık cebimizde bir miktar ruble ile sınıra doğru ilerleyebiliriz.
Aracı ile gideceklere not: Bu yol üzerinde üç beş tane tünel var, tünellerde herhangi bir aydınlatma yok, aynı zamanda da içlerinde devasa çukurlar var, temkinli olmakta ciddi fayda var. Hızlı girerseniz tünelin içinde motorun yada arabanın bir yerini kırma ihtimaliniz yüksek.





Gürcü sınır geçişi için sıraya girip bekliyoruz, işlemler çok hızlı ilerliyor önümüzdeki birkaç arabayı beklemek bizim için sıkıntı olmuyor.

Biz bu fotğrafları çekerken Gürcü Gümrük memurlarıda inceden bizi kesiyorlarmış, tam sınırı çıkacakken bir tanesi bize neden fotoğraf çektiniz tarzı birkaç soru sordu. Sorular Rusça olunca anlamamazlığa gelip, mevzuyu çok uzatmadık..


Tipik Rusya klasiği


Gürcü sınırına geçtikten sonra, yaklaşık 3-4 km sonra Rusya kapısına geliyoruz, önümüzde yaklaşık 10 araç var. Sırada yaklaşık 15 dakika bekliyoruz. Arkadakiler Ermeni'ler çok sıcak kanlı ve güler yüzlüler, Bu gezi ve önceki senelerde gittiğim gezileride harmanlayınca, Kafkasyanın en delikanlısı kim diye sorsanız hiç düşünmeden Ermeniler derim, her nerde başım sıkışsa bir ermeni bana yardımcı oldu, ilerleyen kısımda detaylı anlatacağım.

Rusya tarafı daha modern görünmesine rağmen, Sovyet bürokrasisi ağır şekilde işlemeye başlıyor. Polis kontrolünden geçtikten ve gümrük işlemlerine başlamadan önce bir deklarasyon kağıdı dolduruyorsunuz, fakat bu evrak tamamen Rusça. Bizim için problem olmuyor bunu rahat dolduruyoruz (bu forumunda bir arkadaş bu evrağın Türkçe çevirisini, siteye koymuş, allahtan onun çıktısını yanımıza almıştık), sonra sıraya girip gümrük işlemleri faslına geçiliyor, bu seferde sizi yine Sovyet Rusya'dan kalma bir gram ingilizce bilmeyen bir teyze karşılıyor, çok uzun uğraşlar (laf anlatamamanın sıkıntısı ) sonucunda yaklaşık 2 saate işlemlerimiz bitiyor.
Not 1: Bu teyze işlem yaparken, başında durmakta fayda var zira ruhsatta okuduğunu bilgisayara yazamıyor, örnek bizim şase numaralarını iki defa yanlış yazdı.
Not 2: Deklarasyon evrağının yanında, sınırda birde migration evrağı doldurmak gerekliymiş. Biz doldurmadık, kimsede birşey söylemedi, sonradan biraz uğraşmak zorunda kaldık.
Vladikavkaz yolunda bizi korkunç bir yağmur karşılıyor, allahtan yanımızda yağmurluklarımız var derken, hiç olmayan birşey oluyor benim botlarım su almaya başlıyor. Hava kararmaya başlamış, ayaklarım su içinde hava zaten soğuk. Rusya gümrüğünün verdiği stresle kendimizi Osetya'nın başkenti Vladikavkaz'a zor atıyoruz. Otel nasıl bulacağız derken bir taksici önümüze düşüp bizi bir otele, o oteldekilerde başka bir otele götürüyorlar. Rusya'da otele giriş yapmak ayrı bir seromoni, allahtan yanımızda ingilizce bilen bir Rus'un sayesinde 30 dakika gibi bir sürede odamızı çıkıyoruz.
Otel odamız.

Motorlarımızın bekçileri

Vladikavkaz'ı biraz gezmek ve yemek için dışarı çıkıyoruz. fakat ne yiyecek birşey ne de görecek bir yer bulabiliyoruz. Bir marketten meze türü birşeyler alıp otele dönüp, uykuya dalıyoruz..



devam edecek