Ynt: NCAP'I da Geçemedik; Nolcek şimdi?
güvenilirliğinden şüphe duyulmaması gereken kuruluş. bütün otomobil üreticileri yeni modellerini euro ncap testlerine yollamadan önce kendi testlerinden geçiriyorlar. ayrıca bu işi euro ncap'tan tamamen bağımsız olarak yapan amerika ve asya merkezli alternatif kuruluşlar da var. neticede aynı model, bütün testlerde aynı sonucu veriyor.
avrupa'daki organizasyonları türkiye'deki araştırma şirketleri misali "kesin parayı basana çalışıyorlardır" mantığıyla değerlendirmemek gerekir. bu konuda en küçük bir şüphe olsaydı euro ncap çoktan silinip gitmişti, hiç bir firma da otomobillerini testlerine yollamazdı.
unutmayın, mesela bmw yeni model üretip test edilmek üzere euro ncap'a gönderirken ve ardından 4 yıldız aldım, 5 yıldız çektim derken, o arabanın aynısından rakip üreticinin de elinde mutlaka denemek üzere bir kaç tane bulunuyor. isterse yalan söylesin (veya söyletsin), saniyesinde tepesine binerler.
euro ncap'ın verdiği güvenlik dereceleri*, halkımızın arabalara bu kadar meraklı olmasına rağmen en yanlış anladığı kavramlardan biri. bu testlerin hepsi de 64 kilometre ve altındaki süratlerde, yani şehir içinde akıllı uslu sürüş koşullarında gerçekleştiriliyor. önden çarpma testinde kullanılan hız olan 64 km/s, toplam çarpma hızını kastediyor.
yani sıfır km/s hızdaki bariyere 64 km/s hızla çarpan bir araba veya 32'şer km/s süratle kafa kafaya çarpışan iki araç.
isterseniz 30'la giden arabaya arkadan 94 km hızla çarpın, o farkı yaratmak tabii ki tamamen sizin elinizde.
malesef bu test şoförlerimiz tarafından genellikle 64 + 64 testi şeklinde algılanıyor. türkiye gibi çoğunluğun kötü veya tehlikeli araba kullandığı ülkelerde bu yıldızların daha çok insanı ölüme götürüp götürmediği de tartışılması gereken bir konu, sayısız şoför "altımdaki araba beş yıldızlı, bana bir şey olmaz" mantığını güdüyor.
euro ncap'ın doğal olarak detaylarına girmeyeceği bir bakış açısı sunuyorum, o yıldızları duyarken yanında bunları da düşünün.
1- ister mercedes s500'de olun, ister fiat palio'da, 150'yle giderken ağaca çarparsanız ölüyorsunuz, direğe çarparsanız ölüyorsunuz, lastik patlayıp takla atarsanız ölüyorsunuz, paris'te tünelin ayağına çarparsanız ölüyorsunuz ve tabii ki susurluk dolaylarında bir kamyona çarparsanız yine ölüyorsunuz. orası euro ncap'ı ilgilendirmez, rus ruleti oynamak daima kendi bileceğiniz iş. otomobilin fazladan sağlamlığı sadece kazadan sonra arabanın markasının anlaşılırlığını ve cesedinizin teşhis edilebilirliğini artırıyor.
2- emniyet kemeri takmıyorsanız ancak airbag'li bir arabadaysanız, 50'yle giderken* bir ağaca çarparsanız, arabanız çok az hasar görüyor, camlarınız bile çatlamıyor ama siz yine ölebiliyorsunuz çünkü airbag yetişkinseniz boynunuzu kırıyor, çocuksanız kafanızı koparabiliyor.
3- airbag'li veya airbag'siz bir arabada yüksek hızla yapacağınız kazalarda emniyet kemeri hayatınızı kurtarsa bile hiç de hoş olmayan, rotten.com'da ayın fotoğrafı seçilebilecek manzaralara sebebiyet veriyor, yavaş sürmek en iyisi.
4- hızlı bir kaza sırasında (mesela 80 km) arkada oturuyorsanız ve emniyet kemeri takmıyorsanız hem kendinizi öldürüyorsunuz, hem de emniyet kemeri takmış olsa bile önünüzdekini öldürebiliyorsunuz, vücudunuz büyük bir güçle koltuğa arkadan çarpınca koltuk bazı markalarda yerinden çıkıyor. arkaya oturttuklarınıza mutlaka kemer taktırın.
5- arabada çocuk varsa ve önde oturuyorsa ölüyor, hele kucaktaysa durum çok daha korkunç, ebeveynine hava yastığı olarak veya ön camdan fırlayarak ölüyor. arkada ve korumasız oturuyorsa yine kurtaramıyor. illa ki çocuk koltuğu alacak ve doğru şekilde monte edeceksiniz.
ESP standart olsa 4 yıldız alacaktık neredeyse ;D daha ne olsun
