KanyaK
wish me luck.
Geçenlerde Oylat'daydık İstanbuldan kaçıp kafa dinlemek isteyenler, bunun yanında traking yaptıktan sonra sımsıcak kaplıca suyuna çivileme dalmak isteyenler varsa tavsiye ederim. hatta bi haftasonu grup halinde gidilebilir.
Ben kendi arşivimden fotoğraflarla aktarmaya çalışacağım sizlere
Oylatın Hikayesi ve Suyunun Sırrı
Oylat yakınlarındaki Saadet köyünde bulunan para ve kalıntılardan kaplıca kullanımının Romalılar zamanına kadar uzandığı anlaşılıyor. İnşa tarzının Roma hamamlarına benzerlik göstermesi günümüze gelen sarnıç ve küpler Oylat kaplıcasının Romalılarca kullanılmış olduğunu doğruluyor. Osmanlı döneminde de yararlanılan Oylat Kaplıcası'nın bir de efsanesi var: Bizans İmparatorluğu zamanında bölgeye hakim tekfurun kızı çare bulunmaz bir hastalıktan yatağa düşer. Aciz kalan bilgiçler tahammülsüz ızdıraplar içindeki kıza son bir şans verip biraz daha göz önünden uzaklaştırmak için Oylat'a getirerek "öl-yat" deyip bırakırlar. Bu suda her gün yıkanan kız, eski sıhhatine kavuşup babasının sarayına dönünce, Oylat o günden sonra şifa kaynağı olarak kullanılır.
Efsane böyle. Ama gelin şimdi de olaya bilimsel açıdan bakalım.
Maden Tetkik Arama Enstitüsü, ülkemizin tabii servetlerinden olan ılıca ve maden sularının tahlilini daha modern cihazlarla yapıyor. Profesör Kerim Çağlar'ın son tahliline göre Oylat kaplıca suyunda kalsiyum, sodyum, magnezyum, potasyum, demir alüminyum katyonları sülfat, hidrokarbonat klorür, nitrat, hidrofosfat, hidroarsenat, meta silikat asidi, serbest karbondioksit gibi anyonlar bulunmakta. Radyoaktivitesi 10, eman reaksiyonu (PH) 7,3 olan suda bir miktar da krom bulunuyor. Bu özellikleri itibarı ile Oylat Kaplıcası sıcak, (Hipertermal) oligometalik kalsiyum sülfatlı ve radyoaktif sular gurubuna giriyor.
Oylat Kaplıcası'nın akan suları radyoaktivite ve diğer şifalı unsurları ile radyum emanosyonu (rodon) halinde ormanın temiz havasına yayılıyor. Böylece kaplıca yalnız banyo olarak değil teneffüs yoluyla da vücudumuza giriyor. Yarım saatte kandaki seviyesi teneffüs edilen havadaki miktarla eşitleniyor.
Suyla olduğu kadar iklim tedavisi de gösteren Oylat Kaplıcası; nevralji, nevrit, siyatik, meralji, parestezik intelkoskal nevralji ve oksipital nevraljilere iyi geliyor. Ağrılı sinir hastalıkları, romatizma, çocuk felcinin yanı sıra pek çok hastalık da, banyo ve su içi masajlarda şifa bulabiliyor. Vücut hücrelerinin faaliyetini kamçılayıcı su, iç ifrazatı arttırıcı etkilerlerle üç haftalık tedavilerde kişiye enerji ve zindelik kazandırıyor.
Ben kendi arşivimden fotoğraflarla aktarmaya çalışacağım sizlere







Oylatın Hikayesi ve Suyunun Sırrı
Oylat yakınlarındaki Saadet köyünde bulunan para ve kalıntılardan kaplıca kullanımının Romalılar zamanına kadar uzandığı anlaşılıyor. İnşa tarzının Roma hamamlarına benzerlik göstermesi günümüze gelen sarnıç ve küpler Oylat kaplıcasının Romalılarca kullanılmış olduğunu doğruluyor. Osmanlı döneminde de yararlanılan Oylat Kaplıcası'nın bir de efsanesi var: Bizans İmparatorluğu zamanında bölgeye hakim tekfurun kızı çare bulunmaz bir hastalıktan yatağa düşer. Aciz kalan bilgiçler tahammülsüz ızdıraplar içindeki kıza son bir şans verip biraz daha göz önünden uzaklaştırmak için Oylat'a getirerek "öl-yat" deyip bırakırlar. Bu suda her gün yıkanan kız, eski sıhhatine kavuşup babasının sarayına dönünce, Oylat o günden sonra şifa kaynağı olarak kullanılır.
Efsane böyle. Ama gelin şimdi de olaya bilimsel açıdan bakalım.
Maden Tetkik Arama Enstitüsü, ülkemizin tabii servetlerinden olan ılıca ve maden sularının tahlilini daha modern cihazlarla yapıyor. Profesör Kerim Çağlar'ın son tahliline göre Oylat kaplıca suyunda kalsiyum, sodyum, magnezyum, potasyum, demir alüminyum katyonları sülfat, hidrokarbonat klorür, nitrat, hidrofosfat, hidroarsenat, meta silikat asidi, serbest karbondioksit gibi anyonlar bulunmakta. Radyoaktivitesi 10, eman reaksiyonu (PH) 7,3 olan suda bir miktar da krom bulunuyor. Bu özellikleri itibarı ile Oylat Kaplıcası sıcak, (Hipertermal) oligometalik kalsiyum sülfatlı ve radyoaktif sular gurubuna giriyor.
Oylat Kaplıcası'nın akan suları radyoaktivite ve diğer şifalı unsurları ile radyum emanosyonu (rodon) halinde ormanın temiz havasına yayılıyor. Böylece kaplıca yalnız banyo olarak değil teneffüs yoluyla da vücudumuza giriyor. Yarım saatte kandaki seviyesi teneffüs edilen havadaki miktarla eşitleniyor.
Suyla olduğu kadar iklim tedavisi de gösteren Oylat Kaplıcası; nevralji, nevrit, siyatik, meralji, parestezik intelkoskal nevralji ve oksipital nevraljilere iyi geliyor. Ağrılı sinir hastalıkları, romatizma, çocuk felcinin yanı sıra pek çok hastalık da, banyo ve su içi masajlarda şifa bulabiliyor. Vücut hücrelerinin faaliyetini kamçılayıcı su, iç ifrazatı arttırıcı etkilerlerle üç haftalık tedavilerde kişiye enerji ve zindelik kazandırıyor.