Ynt: Polisin Karavanlarımızın İçini Arama Yetkisi..?
Prof. Ersan Şen, T24 internet sitesinde yazdığı „Araç Araması“ başlıklı yazısında bize bazı cevaplar veriyor.
“Araç” dediğimizde, her türlü nakil, vasıta ve taşıtlarını anlamak gerekir. Bunlar “kapalı alan” niteliğine sahiptir. Olağan şartlarda bireyin taşıtı, konut veya işyeri sayılamaz. Ancak istisnai durumlarda, aynı zamanda konut veya işyeri özelliğini taşıyan “karavan” veya özel yapım taşıtların kullanıldığını da görmekteyiz. Taşıt, ister konut veya işyeri gibi kullanılsın ve isterse amacına uygun, yani nakil vasıtası olarak kullanılsın, “kapalı yer” olarak kabul edilmeli ve arama tedbirine de taşıtın bu özelliği dikkate alınmak suretiyle başvurulmalıdır. Örneğin, “kapalı alan” sayılan taşıtta gece vakti arama yapılması mümkün değildir (CMK m.118/1). Bunun istisnası, suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan haller ile yakalanmış veya gözaltına alınan ve firar eden tutuklu veya hükümlünün tekrar yakalanması amacıyla yapılan aramalardan ibarettir (CMK m.118/2).
Hukukçu dilini iyi anlamak kolay değil. Yazıdan anladığım olması gerekenler. Fakat pratikte bu her zaman olması gereken gibi olmuyor. Ayrıca turist olarak yabancı bir ülkedeysek daha da dikkatli olmamız gerekiyor. Türkiye´ de iki defa gece polis tarafından kapısı çalınan bir Alman karavancı aile ülkeyi hemen terk ettiklerini anılarında yazıyorlardı. Belki de polis iyi niyetle karavanın kapısını çalmıştır. Bazan lisanı anlamayınca yanlış değerlindirmeler de olabiliyor.
Türkiye dahil Avrupa‘ daki bütün ülkelerde polisin haksız davranışına karşı şikayet hakkımız var. Ama her olayın farklı yönleri olabildiği gibi her ülkeninde polise karşı şikayeti farklı değerledirmeleri olabileceği gerçeğini de dikkate almak zorundayız. Yani itiraz hakkımız var. Itiraz edebiliriz ama sonunda ne çıkar kestirmek zor.
Profesör Şen‘ in yazısının tamamı:
http://t24.com.tr/yazarlar/ersan-sen/arac-aramasi,7288
Prof. Ersan Şen, T24 internet sitesinde yazdığı „Araç Araması“ başlıklı yazısında bize bazı cevaplar veriyor.
“Araç” dediğimizde, her türlü nakil, vasıta ve taşıtlarını anlamak gerekir. Bunlar “kapalı alan” niteliğine sahiptir. Olağan şartlarda bireyin taşıtı, konut veya işyeri sayılamaz. Ancak istisnai durumlarda, aynı zamanda konut veya işyeri özelliğini taşıyan “karavan” veya özel yapım taşıtların kullanıldığını da görmekteyiz. Taşıt, ister konut veya işyeri gibi kullanılsın ve isterse amacına uygun, yani nakil vasıtası olarak kullanılsın, “kapalı yer” olarak kabul edilmeli ve arama tedbirine de taşıtın bu özelliği dikkate alınmak suretiyle başvurulmalıdır. Örneğin, “kapalı alan” sayılan taşıtta gece vakti arama yapılması mümkün değildir (CMK m.118/1). Bunun istisnası, suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan haller ile yakalanmış veya gözaltına alınan ve firar eden tutuklu veya hükümlünün tekrar yakalanması amacıyla yapılan aramalardan ibarettir (CMK m.118/2).
Hukukçu dilini iyi anlamak kolay değil. Yazıdan anladığım olması gerekenler. Fakat pratikte bu her zaman olması gereken gibi olmuyor. Ayrıca turist olarak yabancı bir ülkedeysek daha da dikkatli olmamız gerekiyor. Türkiye´ de iki defa gece polis tarafından kapısı çalınan bir Alman karavancı aile ülkeyi hemen terk ettiklerini anılarında yazıyorlardı. Belki de polis iyi niyetle karavanın kapısını çalmıştır. Bazan lisanı anlamayınca yanlış değerlindirmeler de olabiliyor.
Türkiye dahil Avrupa‘ daki bütün ülkelerde polisin haksız davranışına karşı şikayet hakkımız var. Ama her olayın farklı yönleri olabildiği gibi her ülkeninde polise karşı şikayeti farklı değerledirmeleri olabileceği gerçeğini de dikkate almak zorundayız. Yani itiraz hakkımız var. Itiraz edebiliriz ama sonunda ne çıkar kestirmek zor.
Profesör Şen‘ in yazısının tamamı:
http://t24.com.tr/yazarlar/ersan-sen/arac-aramasi,7288