Ynt: Serbest Muhabbet Köşesi (Karavan Dünyası)
Bir konuda, dürüstlüğüm ölçüsünde herkese açık olmak gerektiğini düşünüyorum;
Forumumuz doğa sporları ve gezi kültürü forumudur. Bizler de bu forumun karavan grubunun aktif üyeleriyiz. Tüm ortak payda "karavan" olsa idi ve dahi "bu kültürün kitlelere tanıtımı ve yaygınlaştırılması" gibi ideallere sahip olmasaydım belki ben de tek ortak paydası "karavan" ya da belki "kamp ve karavan" olan başka platformlarda daha aktif olarak yazıyor olurdum.
Kişisel görüşümce kamp ve karavan kültürünü diğer doğa sporlarından ve gezi kültüründen ayrı tutamıyorum. Doğa sporları ve gezi kültürü ile ilgilenen tüm dostlarımız bence potansiyel bir karavancıdır.
Kendimden örnek vermek gerekirse "iflah olmaz bir deniz tutkunu olmasaydım (buna argoda bir yerlerine tuzlu su kaçmış olmak denir
) bu siteyi keşfetmiş olmazdım. Bir karavanım ve böyle güzel dostlarım olmazdı.
Aynı durum off-road, motosiklet, dağcılık, trekking, fotoğrafçılık, bisiklet, kampçılık ve şu an aklıma gelmeyen diğer tüm doğa sporu meraklıları için neden söz konusu olmasın? Zaten dikkatinizi çekiyorsa bir çoğumuz amatör fotoğrafçılık, dalış, balık avı gibi ortak hobilere sahibiz ve birçoğumuz dağcılık, trekking, kampçılık gibi altyapılardan gelmekteyiz.
Hal böyle iken konularımızı (bölüm anlamında değil, genel forum anlamında) sadece "karavan" ile sınırlamak bana çok doğru gelmiyor. Genele ve mümkün olan herkese hitap etmek gerektiğini savunuyorum. Bu sebeple benim ait olduğum yer sadece "gezenbilir"dir.
Ancak bu fikirlerimin şöyle de bir istisnası var ki, açıkladıktan sonra ilk cümlemde bahsi geçen "dürüstlük ve açıklık" ile ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız;
(izin almadan sözcülüklerini de yapacağım için umarım beni bağışlarlar) Ben ve yönetimde yer alan tüm dostlarım, özellikle de bu bölümün "yolda, gezide, kampta ve doğada" temalarıyla ön planda olması gerektiğini savunuyoruz.
Yanış anlaşılmaya mahal vermemek adına; teknik konular ve diğer sohbetler elbette hepimiz için gerekli ve elzemdir. Olmasın demiyoruz...
Kendi karavanını yapanlar olmasın demiyoruz, serbest muhabbet olmasın demiyoruz, hayaller, idealler, yasalar, yönetmelikler, tartışmalar, memleket meseleleri olmasın demiyoruz...
Ama bence ve bizce tüm bu konular, yollarda, doğada, kampta ve karavanda olmanın ötesine geçmemeli... Aksi takdirde son model otomobil sahibi olup da 48 ay boyunca ödeyecek olduğu taksitler yüzünden otomobili kullanamayacak olan şoförden, koltuk örtüleri buruşmasın diye salonda değil de küçük odada oturan ailelerden, çeyizlik dantelleri lekelenmesin diye çekmecede saklayan annelerimizden ve dahi halıları kirlenmesin diyerek üzerine beyaz çarşaf serip onun üzerine basan (bunu bizzat gördüm) titiz ev hanımlarından hiç bir farkımız kalmayacak.
Bu bağlamda bazı yazılanları okurken içimden Süreyya bey gibi düşündüğüm zamanlar da olmuyor değil. Bunu yazmasaydım dürüst davranmış olmazdım. Çok gözüme batan ve genel anlamda rahatsızlık yaratan yazılar olduğu zaman genelde üslubunca uyarıyorum. Herkesin, "gereksizliği değil" ama yarattığı rahatsızlık nedeniyle hemfikir olduğu gel-geç bazıları da zaten bir süre sonra kendiliğinden aramızdan ayrılıyor. Süreyya bey de sanırım benzer rahatsızlıklarını dile getimeye çalışmış ama bunu maksadını aşan bir üslupla yazıya dökmüş. Bence konuyu fazla uzatmaya gerek yok.
Tüm kampçı ve karavancılara açık çağrımızı yaparken ve kendimizi tanıtırken ne demiştik: "Dil, din, ırk, renk ve sınıf ayrımı yapmadan..." Evet, her dilden, her telden... Ama sevgi, saygı ve dürüstlük çerçevesinde...
Buna belki şunu da ekleyebiliriz: "Maksadını aşmadan..."
Süreyya bey ve üslubu konusunda değil. Karavan'ın, amacımıza, istediklerimize, doğaya, kampa, yollara ulaşmak için bir araç olduğunu unutmadan... "Maksadını aşmadan..." Ne dersiniz?