Büyük motokaravan abilerimizin yanında ezile büzüle gerçekleştirdiğimiz 3 günlük uludağ kampımızdan yeni döndük. Mikroskobik ölçülerdeki kamperimizi gördüğünde bize acıyarak, zaman zaman da küçümseyerek bakan motokaravancıların ikramlarına karşılık olarak porselen tabaklarda sunduğumuz ev yemekleri ağızlarının bir karış açık kalmasına sebep oldu. ;D Hele gıcır gıcır bir iveconun üzerine kondurulmuş, ağzımızın suyunu akıtarak baktığımız semi-integrated motokaravanın sahibinin ezile büzüle yanımıza gelerek kullanmadığımız zamanlarda çaydanlığımızı ödünç istemesi son noktayı koyan olay oldu. ( Aşağılık kompleksi böyle bir şey olsa gerek )
Pazar günü pikniğe gelen hafif ticari araç sahipleri ise bizi seyrederken yemeklerini ağızlarından düşürüyorlardı
Çok keyifiliydi. Daha önce gelmemiş olanlar için mutlaka ama mutlaka yapılması gereken etkinlik olarak tavsiye ediyorum. İsviçre Aplerini aratmayacak muhteşem bir doğa. 10-15 derece sıcaklıklardan 30 derecelere geri inmek ise işin en üzücü yanı