Ynt: Unuttuğumuz İstanbul...
Evet ya bir anda hatta saniyeler içinde o günlere insan nasılda gidebiliyor ,yaşayabiliyor o anı ,hissedebiliyor .hayalende olsa bir anda o karelerde olabiliyor insan,nede olsa gezindiği dolaştığı yerler insanın. ama çok farklı bir bir duygu bu eskiyi hatırlamak eskiyi yaşamak yaşayanlardan dinlemek. ben bu konuda hem meraklı hemde şanslıyım.çünkü istanbul fatih fener ,balat semtinde dünyaya gelen 84 yaşındaki annem den halen o unutulmaz anılarını hiç atlamadan muazzam bir hafızası ile merakla dinliyorum ben dinlemekten yorulurken o ise aynı heyecanla anlatıyor ve hiç yorulmuyor hele atatürkün vefatını hiç unutmuyor onu seviyor o günü hiç unutmuyor ve arasıra zaman zaman ahhh ahh diyor şimdi şu günlerde de sen yaşıyor olabilseydin diyor ,şaşırıyorum tabiiki ondaki bu enerjiye.
Bakın yukarıdaki bazı resimlere biraz açıklama yapmak istiyorum.
1-ilk resim o viraj tam bir felaket virajı idi bu yüzden de adı ölüm virajı kondu biraz günkü araçların teknoloji yetersizliği birazda alkolün çok alındığı yıllardı o virajda kaza yapan bir çok aracın tamir ve onarımını bizzat ben yaptım. çok ta canlar gitti halen aynı viraj aynı yerde bulunmaktadır. ne ilginçtirki hemen yolun diğer yakasında karşısında yıllarca orada hizmet veren istanbul avrupa yakası araç muayane istasyonu bulunmakta idi.
ayırca bu yol henüz yokken bir kaç km ileride bizim evimiz vardı sahil yolu geçince evimiz istimlak edilip başka bir semtten yerine yer verildi o günkü hükümet tarafından (1952 lerde)
2- Su savaşları evet bende bunu çok gördüm ama yaşamadım çünkü bizim bahçemizde karpuz çatlatan kuyumuz vardı .amma bu susuzluk yüzünden vede çöplerin toplanamayaşı yüzünden bayrampaşa semtinin giriş ve çıkışları tutulup yasaklandı çünkü koca semt kolera olmuştu. bu susuzluk sebebi ile çok canlar yandı ,yuvalar yıkıldı (off of)
3-O dericiliğin merkezi resim varya aman aman aman şimdi düşünüyorumda o günkü insanlar nasıl vede ne cesaretle orada çalışmışlar hayret doğrusu!! nedemi yahu oradaki işyerlerindeki sokaklarda farelerin büyüklüğü kedi yavrusu kadardı hele geceleri yürek isterdi dolaşmak için. vaybe şu günlere bakın ya , hatta o günkü oraları yıkan belediye başkanı bedrettin dalan oradan istanbula yayılabilicek onca fareyi islah edeceklerini söyledikleri halde sanıyorum bunu duyan dev fareler yer altından daha yıkım başlar başlamaz kanalizosyonlardan çeşitli semtlere dağıldılar bile. bu haber istanbula tez yayıldı. şuan ki bazı semtlerdeki dev fareler onların torunlarıdır
4-Karaköy ,eminönü istanbulun tam ama tam manası ile çıkılmazlardanı yani tam bir çıkmaz sokaklar gibiydi girebilmek için kan ter içinde kalan sonrada çıkabilmek için son nefeslerini veren insanlar gibiydik o günkü trafiği düşünmek bile insana stres yapıyor ben rahmetli babam ile kayıklar ile deniz yolunu tercih ediyorduk ,fakat onlarında bir çoğunda tente yoktu üşüyordum karşıya geçerken. eminönüne ait o deniz kıyısı varya bilmeyenler şimdi onları oraya atılmış çöpler sandı değilmi yo yo hayır öyle değil. söyliyimde aklınızdan hiç çıkmasın (ahh ahh bu insan oğlu ahh) bakın ne zaman meyva ,sebze ucuzladımı ,Allah sizi inandırsın işte tam o resimin olduğu yerlerde ne kadar domates ,mandalina , ne sayayım yani sizin aklınıza artık ne geliyorsa işte herşeyi haliçe döküyorlardı ,şimdi bugünkü krizler ve sehitler üzerinden siyaset yapanlar lütfen bana gelsinler. yani forum kuralları gereği bu konulardan ne kadar kaçıyor isemde ancak bu kadar oluyor bağışlayın. ne yapayım resimlerde yapma değil ki hepsi gerçek fakat doğru yorumlayacak doğru kişiler lazım.
5-1985 yılında o sur dibine kurulan pazarın bide sur içinde ve ıssız sessiz yerlerinde atlar kesiliyordu biliyormusunuz. neyse şimdi yüzünüzün ekşimesine sebeb olmayayım ama ne yazıkki resimler gerçek velhasıl oralarda tam bir rezaletti bunların nasıl kaldırılabildiğine hala bir türlü inanamıyorum.çünkü işportacıların birçokları tam bir eşkiya idi sanki dokunulmazlıkları var gibiydi aynen.
6- Aksaray daki o köprü daha yapılmadan yerinde dev bir çukur açılmıştı yanından geçerken içine merakla bakıyordum içinde kamyonlar küçücük görünüyordu. Meğerse yerin altına yer altı çarşısı yapılacakmış yıllar sürdü yapımı ,sonra delikanlı olduk oradalardan giyindik ,en sonunda da günlerce yandığına şahit olduk giriş ve çıkşılarına kum yığıldı da hava alması önlendi öylelilkle kendi kendine sönmesi beklendi.
7- Independenta adlı geminin yanması .Bir sabah taaa küçükçekmecede olan evimizden e-5 e arabaya binmek üzere yola çıktığımda istanbul üzerinde dev siyah bulutlar olduğunu gördüm.topkapıya işyerime gidiyordum ama topkapıda araçtan inmeyip doğruca dumanların yoğunlaştığı ahırkapı sahiline gittim.aman Allahım oda ne değil gemi resmen deniz yanıyordu evet deniz yanıyordu hemde ne yanmak. tabi o dev alevler denizin üstüne yayılan gemiden dökülen tonlarca petrolden çıkıyordu. ve bu yangın tam tamına 30 kusur gün sürdü bazı akşamlar ahırkapıda bulunan fenerin yanındaki cancan nın (otopark) yerinde hem çaylarımızı içiyor hemde ışıl ışıl yanan romen gemisini izliyorduk. daha sonra yine bundan daha az süren bir yangın daha yaşandı.
8-Tarlabaşı tabii ki herkesin bir bakış açısı var ve herkes herşeye oradan bakar ama bu yeterli bir görüş değildir. çünkü tartışılamayan aklın yolu bir sözü diğer sözün hükümünü geçersiz kılar.
neyse ben tarlabaşını en iyisi geçeyim.
9-Ataköyün 7 ve 8 .kısımlarına ev sahipliği yapan o geniş büyük arazi. resim bir kurban bayramında çekilmiş kurbanların pazarlanması orada sadece bir veya iki kez olmuştur. daha sonrada zaten hemen yapıların inşaatına geçildi. bu arada bu arazi içinde şuan sosyal işlerin ve nikah kıyma işlemlerininde yapıldığı çok eski bir tarihi eser binada mevcut. hatta bu binanın o zaman harabe olan bir ara haberlerde satanistlerin uğrak yeri işlenen cinayetlerle adı geçmişti. şimdi ise çok modern bir semtimiz.
ayrıca bu oldukça geniş arazinin o boş zamanında koruma amirliğini yapan mustafa bey abimiz,dostumuz çok değerli bir insandı.
10-Taksim meydanı aslında istanbulun civarından getirilen suların dağıtlma işlerinin yapıldığı ve koskoca bir askeri kışlaya ev sahipliği yapmış bir semtimiz. daha sonralarıda bir çok etkinlik ve kutlamalara katıldığımız ünlü bir istanbul meydanı ama ne zaman masum insanların kanları dere gibi kaldırım taşlarının kenarından taaa denizlere kadar aktı gitti ,işte o gün bugündür taksim taksim olduğuna pişman oldu yazık oldu türkiyemin güzel insanlarına hemde çok yazık .burada yine detaya girmiyorum.
bu arada arka planda kalan opera binasının yandığı günüde unutamıyorum. delikanlı iken müdavimi olduğum bir semt nede olsa ünlü flimler ve sinemalar o civardaydı.
mini bir not: Dünya güzeli istanbulu avrupa şehirleri temizliğinde ve modernliğinde inşaa etmek niyeti ve amacı ile yola çıkan umutlarının çok az bir kısımını gerçekleştirebilen ve bu aşk uğrunda canınından olanları rahmetle anıyorum.
Evettt unuttuğumuz istanbullla ilgili Sevtap hanımın bana hatırlatıkları bunlar. kısaltarak yaptığım geçişler ile kendilerine bu nostalji sebebi ile çok teşerkkür ediyor saygılarımı sunuyorum.
