Venezuela'dayım, Los Llanos Maceralarımız

[Solana]

Gezimiz http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=25235.new#new baglantisindan, kaldigi yerden devam ediyor

Venezuela’da 18 Marta kadar surecek 1,5 aylik gezimiz, Merida sehrinden sonra doga maceramizi yasayacagimiz Los Llanos’ta (Los Yanos okunuyor) devam ediyor...

Merida sehrinde, bir cok acenta bu doga cennetine tur duzenliyor.. Biz de birine karar verip 4 gun surecek maceramiz icin kayit yaptirdik... Merida’da karnaval haftasi oldugundan cok fazla talep yok.. Bizim grup, biz ve bir cift Avusturya’li ile birlikte 4 kisi... Kucuk bir 4 ceker Jeep bizim grup icin yeterli gorulmus.. 4 gun surecek olan bu turun fiyati kisi basi 140 USD ( tabi karaborsa kurundan $1=5 bolivares, resmi kur olan 2.15 ten bozdurmus olsaydik Venezuela epey pahaliya gelecekti) fiyata hersey dahil. Yani, geceleme + gunde 3 ogun yemek ve gun boyunca doga gezileri ..

Yolumuz, And daglarinin yolun gectigi en yuksek yerden (4165 m) geciyor.. And daglarinin dogal guzelligini icimize sindiriyoruz..

Soforumuz ayni zamanda rehberimiz Jesus (takma adi Chui) turist tasimaktan ingilizce ogrenmis, ama cok iyi degil, yine de bizim burada ogrendigimiz ispanyolcamizla karisik anlasabiliyoruz... Chui yolda durarak, kalacagimiz yer icin yiyeceklerimizi satin aliyor.. Ogle yemegimizi And daglarini seyrederek buraya ozel et pisirme tarzi olan Llanera yiyoruz..

Merida’dan Los Llanos’a 10 saatte yol aliyoruz...Los Llanos’ta vardigimiz yer “Campamento Rancho Grande”... Arazi mulkiyeti olan Ramon bu kamp alanini 1980’lerde kurmus... Kendisi ve ailesi de burada yasiyor... Burasi su rezervi goletlerin ve nehirlerin kiyisinda tamamen dogal ortamda bir yer.. Eektrik yok, sicak su yok. Arasira jenerator calisiyor o zaman fotogaf makinelerimizi sarj edebiliyorduk...

Kalacağımız yer sekizgen bir oda.. 12 penceresi var, camsız, ama sineklik kaplı. Şu mevsimde haşere sorunu pek yok, ama yağışlı mevsimde durumun vahim olacağı belli. Odada sadece 4 hamak var, başka da hiçbir şey yok ve Avusturya’li çift ile bu hiçbir şeyi olmayan odada kalmak durumundaydık…
Gündüz hava sıcaklığı 35 derecenin üzerine çıkıyor ama gece 20 derece düşüyor ve biz acık pencerelerle üzerimizde hiç örtü olmadan uyumak durumunda kalıyorduk… Adeta dışarıda yatıyor gibiydik ve üşümekten uyumak zor oluyordu… Bir de hamakta gece uykusu doğrusu çok rahat olmuyormuş…

 

[Solana]

Ynt: Venezuela'dayım, Los Llanos Maceralarımız


Los Llanos Venezuela’nın güney ve güneybatıdaki eyaletlerine verilen ad. Düzlükler, kırsal bölge anlamına geliyor. Gerçekten de göz alabildiğine uzanan dümdüz bir ova burası. İçinden, And dağlarından çıkan onlarca nehir geçiyor. Çok sulak bir alan, ama yılın bu ayları yağmursuz mevsim olduğu için biraz kuru. Yine de çevre yeşillikler içerisinde.

Sabahları erken kalkip çevremizde yankılanan binbir türlü kuş sesini dinleyerek çalılıkların içine daldık... Ramon’un arazisinden geçen bir nehir, tam Ramon’un evini kurduğu ve bizim kaldığımız yerin önünde kıvrılarak büyükçe bir gölet yapmış

Bu gölette suyun içinden parlayan gözleri ile cayman’lar bize bakıyorlardı…Cayman, boyları en fazla 3 metreye kadar ulaşan nehir timsahlarına verilen ad. İnsanlara ve iri hayvanlara saldırmıyorlar, daha fazla balık ile besleniyorlar.

Biz bu hayvanları izlerken bir grup capybara su içmeye geldi. Bunlar buraya özel, dünyanın en büyük kemirgen hayvanları, 60 Kg kadar olabiliyorlar Bir tür iri sıçan yani.

 

[Solana]

Ynt: Venezuela'dayım, Los Llanos Maceralarımız

Gölette sabahın 7’sinde bunlar olurken irili ufaklı, bir çok çeşit kuş da oradaydı. Ya suyun içinde balık, solucan avlıyorlar, ya da ağaçların üzerinden dünyayı gözlüyorlardı.

Kampımızda bizim dışımızda bir de Fransız ekip var . Bu kişiler dev objektifleri olan profesyonel donanımlı doğa, daha doğrusu kus gözlemcileri… Bu yörede 350 değişik kus çeşidi var. Fransiz ekip 4 gün boyunca simdiye kadar görmedikleri kuslari burada gördüklerinden heyecanlanıyor fotoğraflarını çekiyorlardı… İçlerinden birisinde, profesyonel hassas ses kayit cihazi vardı ve 4 gün boyunca 100 değişik kus sesi kaydetti..

İlk günkü programımız tekne ile yakındaki bir nehirde yol almak ve çevrenin bize sunduğu bilinmeyenleri tanımak. Ramon’un kamyonetinin arkasına 8-10 kişi bindik. 15-20 metre genişliğinde ve çok derin olmayan nehir boyunca sağlı sollu kuşlar, nehir timsahları caiman’lar, iguanalar, buraya özgü, dünyanın en büyük kemirgen hayvanı olan capybara’lar, nehir yunusları, dünyanın en eski zamanlardan miras acayip görünümlü kaplumbağaları mata-mata’lar sırayla bizim için dizilmişlerdi sanki… Gerçekten çeşitli ve bol hayvan vardı. Bilhassa kuşların çeşitliliği bizim bile dikkatimizi çekti.. Sağlı sollu fotoğraf çekerek 1 saat kadar gittik.
Ramon’un oğlu birden kendini suya attığında şaşırdık, ama elinde bir kaplumbağa ile kayığa tırmandığında ne yaptığını anladık.. Bu acayip kaplumbağayı biraz elimizde tuttuk. Kayığımız kıyıya yanaşınca suya saldık tekrar.

 

[Solana]

Ynt: Venezuela'dayım, Los Llanos Maceralarımız

Jeepimizin üzerine 2 sıra tahta konmuştu, 4 kişi cipin içinde 4 kişi de jeepin tepesinde safariye çıktık. Bu deneyim de bir ilkti bizim için. 1 saatlik yol boyunca epey zıpladık tepede. Ama asıl amacımız olan anakonda yılanlarına rastlamadık. Yine bol bol kuş gördük, tozlandık.. Geri döndüğümüzde hava kararmıştı..

Ertesi günkü maceramız nehirde bolca bulunan pirana avlamak…Nehir kıyısına atlarla gideceğiz ve bizim daha önce at binmişliğimiz yok… Ramon’un oğlu Juan Carlos usta bir binici, bize atların uysal olduğunu söyledi. Her şey hazır olunca biz de hareketlendik. Eğere oturabilmek için önce sol ayağımızı üzengiye koyup diğer ayağımızı atın üzerinden atıyoruz. Biraz kuvvetli atarsak diğer taraftan yere yuvarlanmak işten bile değil.. Benim bindiğim at, sanki üzerinde ben yokmuşum gibi davranıyor.. Cani isteyince yürüyor, cani isteyince durup isini görüyor… Memlekete dönünce at binmeyi öğrenmem gerektiğine karar verdim.

Nehir kıyısına salınarak geldik.. Pirana avlamak üzere basit oltalar çıktı. 3-4 metre misina ve ucunda bir iri iğne. Tuzlanmış et parçaları da hazırdı. Bunları oltanın ucuna yerleştirip misinayı suya fırlatıyoruz . Baktık ki piranalar gerçekten pirana gibi... Olta suya iner inmez et parçası saniyeler içinde yok ediliyor. Çok da kuvvetli vuruyorlar oltaya, ama takılan olmuyor. Oltayı atıyorsun, daha boşluğunu almadan misinanın et parçası pirananın midesine girmiş oluyor. Sinirleniyor haliyle insan. 3-5 seferden sonra Selim’in oltasina bir pirana takılıverdi ve büyük bir mutlulukla balığı yukarı çekti Balık 12 santim boyunda, ama dişleri testere gibi… Açık açık görülüyor. Bu balık, aksam yemegimize sote olarak katki oldu…

Hava karardığında kampımızın müdavimi bir Ocelot bizi hep tedirgin etti… İlk gün uzaktan evcil bir kedi sanmıştık… Avusturyalı Helga sevmek icin elini uzattığında ısırınca anladık ki bildiğimiz türlerden değildi.. Aslında bu vahşi kedinin niyeti bizimle biraz oynamak. Ama onun oyun sekline biz pek alışkın olmadığımızdan, geceleri o dolaşırken tuvalete çıkmak biraz kabus olmuştu bizim icin…

Los Llanos’ta geçirdiğimiz bu özel doğa deneyimlerimizden sonra rehberimiz Chui bizi 4 saat mesafedeki Barinas şehrine bırakıyor… Bu şehirde 1 gün kalip ertesi gün otobusle Barquisimeto şehrine geciyoruz..

Otobüs terminalleri aynen bizim Anadolu Otobüs terminalleri gibi…Çığırtkan komisyoncular kalkacak otobüslere yolcu avlıyor.. Bindiğimiz otobüs, 4 saatlik yol boyunca yoldan musteri aldigi gibi, seyyar saticilar da otobusumuze binip Izmit pismaniyecileri gibi yolculara satış yapıyorlardı, hem de bir alana bir bedava promosyonlu…

 

[Solana]

Ynt: Venezuela'dayım, Los Llanos Maceralarımız

Barquisimeto, 800 bin nüfuslu bir şehir. Devlet bu şehire yatırım yaptığından bazı mahalleleri düzgün..

Venezuela'da dikkatimizi ceken, insanlarin % 90'inin kot pantolon giyiyor olmasi... Yaslisi- genci, sismani-zayifi, kadini-erkegi herkes hep kot giyiyorlar. nerdeyse etek-elbise giymis kadina rastlamadim diyebilirim..

Barquisimeto’dan otobusle 16 saat yolculukla bugun Ciudad Bolivar şehrine gelmiş bulunuyoruz… Otobüsümüz yatar koltuklu ‘buscama’ otobüslerden. Devamlı calisan soguk klimada uyumak mümkün değildi. Dışarıda hava sıcaklığı 20 derece ama otobüsün içi 10 derecelerde.. İnsanlar bu durumu biliyorlar battaniyeleriyle gelmişler ama bizim gibi turistler maalesef pek hazırlıklı değil, sadece ustuste lahana gibi giyindiğim ince kıyafetlerle yetinmeye çalıştım.. Otobüsümüzün yol boyunca her sehire girip, yolcu indirip,bindirmesi de yolculuğumuzu uzatmış çok yorulmuştum.

Simon Bolivar ozgurluk harekatini Ispanyollara karşı bu şehirde baslattigi icin bu sehire onun adi verilmis… Bu sehirden ünlü Orinoko nehri geçiyor.. Burada yine tur satin alıp 3-4 günlük Angel Falls,daha sonra da Orinoko Deltasını gezeceğiz..

Görüşmek üzere.. Hasta luego

 

[Teejay]

Ynt: Venezuela'dayım, Los Llanos Maceralarımız

harika yaaa
yalniz ne sen ne de selim su bahsettiginiz kaplumbagalarin resmini koymamissiniz, bayagi merak ettim ne menem hayvanlar olduklarini...
bi de soylemeden edemiyecegim, yolculugunuzun basindan beri otobuslerde filan surekli usuyorsunuz, artik bi kucuk battaniye edinsenize yahu

 

[Solana]

Ynt: Venezuela'dayım, Los Llanos Maceralarımız

harika yaaa
bi de soylemeden edemiyecegim, yolculugunuzun basindan beri otobuslerde filan surekli usuyorsunuz, artik bi kucuk battaniye edinsenize yahu

tek valizle seyahat ettigimizden fazladan esya almak bizim icin yuk olacakti... Idare ettik yine de )

Gezimiz http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=26456.msg223834#msg223834 baglantisinda devam ediyor