turgut68
Kamp I
- Mesajlar
- 142
- Tepkime Puanı
- 8
Ynt: Yeni Duster 4x4 90 bg Ambiance
Şimdiye kadar 2 Suzuki aracım oldu. İlki 2004 model LPG'li Jimny, ikincisi ise 2003 model dizel Vitara JLX. Marka fanatiği hiç değilim, ama küçük boyutlu ve motorlu, alınabilir fiyatlı, 10 yaşın altında başka arazi aracı vardı da ben mi bilmiyorum. Evet, Daihatsu Terios varsa da aynı paraya ve low-gear sunmayışıyla, dizel seçeneği olmayışıyla Suzuki'lerin yanında pek anlamlı durmuyor.
Jimny'yi 5 yıl kullanmış olsam da hiçbir zaman içim ısınmadı, sevemedim. Çok torksuz ve gücü ancak yüksek devirlerde ortaya çıkabilen, asabi yapıda bir motoru vardı. LPG kaynaklı subap aşınma, sık ayar problemi yaşıyordum ve sonunda üst kapak revizyonu yaptırmama rağmen sorun devam etti. Masraf yaptığı tasarruftan azdı, ama yine de can sıkıcı. LPG tankı ile koltuk arasında (mecburen) mesafe olmayışı da muayenede sorun çıkartabiliyordu. Bunların dışında suspansiyonu çok sertti, bozuk yollarda ancak yürüme hızında gidilebildiliyordu, gergi kolları kolayca zemine sürtebiliyordu, bu nedenle geniş artikülasyona rağmen kolayca çapraz askıda kalabiliyordu. Asfaltta ise yan rüzgarda araç fırtınadaki sandal gibi geziyordu. Modifiye edilmediği sürece geometrisinden beklenen arazi performansını göstermiyor, bu kadar özverinin yanında yolda da yorucu olup yakıt ekonomisi ise iyi ama muhteşem değildi, 80-90'la gidilirse 100 km'de 8 litre LPG harcıyordu. Bir de öyle çılgınca modifiye edilmişlerini gördüm ki araç artık Jimny olmaktan çıkmış daha çok traktörle büyük bir ATV arası makineye dönüşmüştü.
Vitara ise her açıdan keyifli, alışkanlık yapan bir araç. Düşük devirde yüksek tork verebilen motoru var. Kullanımı rahat ve huzurlu. Suspansiyonu gayet yumuşak. Her ne kadar pek zorlamadıysam da arazi performansının Jimny'den iyi olduğunu düşünüyorum; çünkü yere basışı çok düzgün. 4x2'de bile birçok engeli aşıyor, oysa Jimny o şekilde en basit yerde patinaj yapıyordu. Yakıt ekonomisi de kabul edilebilir ölçüde. 80-90'la 100km'de 5.5-6 litre mazot harcıyor, ama köy yollarında rakam birden yükseliyor. Beni bu aracı satma noktasına getiren ise ikide bir orasının burasının arıza çıkarması. Zamanında bakımsız kaldığı için (alırken serviste her şey anlaşılmıyor) direksiyon kutusundan turboya kadar epey masraf yapmak zorunda kaldım. Ankara'da tek servis her işini çözüyordu, ama İstanbul'da yürüyen aksamına başka usta motoruna başka usta bakıyor; parça aramak, sanayiler arasında gitgel yapmak bezdirici. Şimdi iyi durumda, ama yine de insana tam güven vermiyor. Yok gaz teli mi, debriyaj teli mi kopacak, motor arıza lambası mı yanacak bilemiyorum. Binlerce parçanın durumunu takip etmek, yenilemek mümkün değil. Ancak modifiye edilirse meraklısı için muhteşem bir arazi canavarı olmaya aday, ama benim bu işlere ne verecek param, ne de uğraşacak vaktim ve enerjim yok. Keşke bir yerlerde hem dizel olup hem de şöyle 20-30 bin km'de bir tanesi bulunsa tereddütsüz kullanılacak dizayn harikası araç, ama tabii ki hayalden öteye gidemez.
İşte bunlardan dolayı Duster aldım, kısacası
Şimdiye kadar 2 Suzuki aracım oldu. İlki 2004 model LPG'li Jimny, ikincisi ise 2003 model dizel Vitara JLX. Marka fanatiği hiç değilim, ama küçük boyutlu ve motorlu, alınabilir fiyatlı, 10 yaşın altında başka arazi aracı vardı da ben mi bilmiyorum. Evet, Daihatsu Terios varsa da aynı paraya ve low-gear sunmayışıyla, dizel seçeneği olmayışıyla Suzuki'lerin yanında pek anlamlı durmuyor.
Jimny'yi 5 yıl kullanmış olsam da hiçbir zaman içim ısınmadı, sevemedim. Çok torksuz ve gücü ancak yüksek devirlerde ortaya çıkabilen, asabi yapıda bir motoru vardı. LPG kaynaklı subap aşınma, sık ayar problemi yaşıyordum ve sonunda üst kapak revizyonu yaptırmama rağmen sorun devam etti. Masraf yaptığı tasarruftan azdı, ama yine de can sıkıcı. LPG tankı ile koltuk arasında (mecburen) mesafe olmayışı da muayenede sorun çıkartabiliyordu. Bunların dışında suspansiyonu çok sertti, bozuk yollarda ancak yürüme hızında gidilebildiliyordu, gergi kolları kolayca zemine sürtebiliyordu, bu nedenle geniş artikülasyona rağmen kolayca çapraz askıda kalabiliyordu. Asfaltta ise yan rüzgarda araç fırtınadaki sandal gibi geziyordu. Modifiye edilmediği sürece geometrisinden beklenen arazi performansını göstermiyor, bu kadar özverinin yanında yolda da yorucu olup yakıt ekonomisi ise iyi ama muhteşem değildi, 80-90'la gidilirse 100 km'de 8 litre LPG harcıyordu. Bir de öyle çılgınca modifiye edilmişlerini gördüm ki araç artık Jimny olmaktan çıkmış daha çok traktörle büyük bir ATV arası makineye dönüşmüştü.
Vitara ise her açıdan keyifli, alışkanlık yapan bir araç. Düşük devirde yüksek tork verebilen motoru var. Kullanımı rahat ve huzurlu. Suspansiyonu gayet yumuşak. Her ne kadar pek zorlamadıysam da arazi performansının Jimny'den iyi olduğunu düşünüyorum; çünkü yere basışı çok düzgün. 4x2'de bile birçok engeli aşıyor, oysa Jimny o şekilde en basit yerde patinaj yapıyordu. Yakıt ekonomisi de kabul edilebilir ölçüde. 80-90'la 100km'de 5.5-6 litre mazot harcıyor, ama köy yollarında rakam birden yükseliyor. Beni bu aracı satma noktasına getiren ise ikide bir orasının burasının arıza çıkarması. Zamanında bakımsız kaldığı için (alırken serviste her şey anlaşılmıyor) direksiyon kutusundan turboya kadar epey masraf yapmak zorunda kaldım. Ankara'da tek servis her işini çözüyordu, ama İstanbul'da yürüyen aksamına başka usta motoruna başka usta bakıyor; parça aramak, sanayiler arasında gitgel yapmak bezdirici. Şimdi iyi durumda, ama yine de insana tam güven vermiyor. Yok gaz teli mi, debriyaj teli mi kopacak, motor arıza lambası mı yanacak bilemiyorum. Binlerce parçanın durumunu takip etmek, yenilemek mümkün değil. Ancak modifiye edilirse meraklısı için muhteşem bir arazi canavarı olmaya aday, ama benim bu işlere ne verecek param, ne de uğraşacak vaktim ve enerjim yok. Keşke bir yerlerde hem dizel olup hem de şöyle 20-30 bin km'de bir tanesi bulunsa tereddütsüz kullanılacak dizayn harikası araç, ama tabii ki hayalden öteye gidemez.
İşte bunlardan dolayı Duster aldım, kısacası

