.
Dostumuz, Oğuz Aral'ın çizgilerini gerçek sanmış olmalı ?
Düzenlemelerin, siz onlara yasaklar da diyeblilrsiniz, çıkmasında sonuçta en önemli etkenin, göz ardı edilemiyecek karavan yoğunluğu olduğunu düşünüyorum. Yoğunluk göreceli bir değer olsa da dar yapılı yerleşimler durumu daha da zorlaştırmakta. Tabii bizde bütün bunları yukarıda dlkkati çekilen etkenler ve sosyal yapı çerçevesinde görmek gerekiyor.
Artık sayılarımız haklı olarak "tek tük" kavramının üzerinde algılanıyor olmalı..
Yoksa durum ağırlıklı olarak Avrupa'da da yoğunluk etkeniyle şekil almış durumda.
Sosyal yapı bir kenara, kalabalık ve yoğun yerleşimli
güney Avrupa'daki park yerlerinin yükseklik sınırlamasını, tenha yapılı Norveç ve İsveç'teki liberal geceleme kuralları ile karşılaştırın.
Artık sayılarımız yukarıda ki örnekte olduğu gibi sadece gülüp geçilemiyecek oranda büyüdü. Hatta bütün karavanlar norm yapıda olsaydı bile her açıdan
bu alt yapı ile temelde çok farklı bir durumla karşılaşmazdık sanırım.
Avrupa'da da koşulsuz bir karavancılık yok.
Yönetimlerin var oluş nedenin yurttaşlarının gereksinimlerine çözüm bulmak olduğunu düşünürsek; yöntem olarak en son başvurulması gereken bu "yasaklar" hem durumun kavranılmış olunamasını hem de kolaycı bir çaresizliği gösteriyor olmalı..
Karavancı yönetimlere yurttaş olduğunu hatırlatmalı. Hani önceden üstünü başını da biraz toplasa, fena olmazdı..