EvliyaCelebi2
Söz insanın aynasıdır..
- Mesajlar
- 2,218
- Tepkime Puanı
- 2,198
Başta bizde olmak üzere aslında bütün ülkelerde "Hangi karavan" sorusu karavanseverler tarafından oldukça ateşli tartışılmakta. Cevap olarak kendi yaptıkları tecrübeleri ya da kendileri için önemli gördükleri kriterleri yazanların çoğunun es geçtiği önemli bir nokta ise, nedense muhatap alınan kişilerin somut özellik ve ihtiyaçları oluyor.
Argümanların fonundaki tek ortak nokta ise çoğunlukla kendilerinkinin en doğru terçih olması yönünde. Oysa sadece etrafımıza bakmakla herkez için tek karavan çözümü olmadığını görmek hiç de zor değil. Eğer kanaatlerimizde, " diğerlerinin bu seçimden anlamadığı " şeklindeki gizli bir düşünce pay sahibi değilse, en uygunu seçime, söz konusu kişiye uygun kriterler açısından bakmak olmalı ?
İşin ilginç tarafı mevsim, kişi sayısı, yaş, karakter yapısı, maddiyat, yolculuk çeşidi, ülke veya benzeri kriterlerden sadece birinin değişimi bile kolaylıkla başka bir terçihin kapısını açabiliyor. Tek bir bebeğin aileye katılması bile bazen yeni bir karavanı gerekli kılmaz mı ?.
Burada herkezin herbir kriteri nasıl gördüğü ona ne derece ağırlık verdiği ve dolayısıyla yaklaşımların kişiden kişiye böylelikle değişiklik gösterdiği unutulmamalı. Başkalarının düşünce tarzını anladığımızdan ne derece emin olabiliriz ki ?
Karavancılıkta herhangibir şeyin sık yapılmaması yanlış olduğu anlamına gelmiyor. Biz her durumda yerleşiklilikle hareketliliği harmanlamak zorundayız. Karavanda her isteğimizin zorlu bir tarafı oluyor ve sonuçlarına bilinçli katlanmak durumundayız. Genel eğilimler olsa da çözüm çoğukez herkezde farklı. Bizim çözüm ya da sorunla uzlaşım derecemizin herkez için geçerli olduğunu düşünmek fazla iyimserlik olmalı ? Bu durumda karşımızdakini hesap etmeden sadece kendi kriterlerimizin onun için geçerliliğini, nereye kadar taşıyabiliriz ki ?
Örneğin çekme karavanla bol konaklamalı yolculuk daha ender rastlansa da, bu seçim karavansever tarafından içselleştirilmişse, bizim söyleyecek birşeyimiz olmamalı. Çalışma hayatında günlük kullandığı transporter ya da daha küçük aracına yaptığı geçici donanımla, kampinglere uğrayarak, karavancılığın bütün olanak ve zevklerine kolaylıkla ulaşanlara, müstehzi bir bakış gerekçesiz ve saçma olmalı ? Ayni şekilde duşsuz karavan çözümleri için de düşünebiliriz ve örnekleri oldukça uzatmak mümkün. Başlığın amacı bunları tartışmak değil. Konu, olaya prensipte nasıl yaklaşıldığı...
Şu anda bulunduğum kampingde değerlerini 80-100 bin € arası olarak tahmin ettiğim 2 büyük motokaravan yer aramak için önümden geçiyorlar. Bütün bir seneyi içinde geçirebilecek, yerleşikliğin bütün olanakları ile donanmış olmaları, yine de onları karavancıların ortak paydalarından, mesela artık sorunu veya su temini probleminden kurtaramadığı gibi, bu büyüklükleri onları camping gecelemesine zorunlu bırakmakta. Üstelik çadırda kalanlar dahil istisnasız herkezin kamping duşlarını kullandığı da düşünülürse, kampinglerin sosyalist bir karakterleri olduğunu düşünmemek elde değil.
Peki yaşları icabı seansın sonuna yaklaştıklarını düşündüklerinden midir, yoksa tüketim toplumunun kurnaz oyunlarına geldiklerinden midir, bu devasa araçları seçmelerini doğru yada yanlış bulma hakkına sahip miyim ? Bence değilim.
Olsa olsa bunlara verilen paranın bir kısmiyle, başka hayırlı bir iş daha yerinde olabilirdi diye düşünebilirim ama konumuz karavan.
Kısaca herkese uygun tek bir karavan yok ama herkezin uygun bir karavanı var diye düşünmek yanlış olmamalı ? Yani herkezin karavanı kendine diyelim...
Sonucta böylelikle kişilerin özellikleri dikkate alınmadan " Hangi karavan ? " sorusuna sadece kendimizden yola çıkarak, iddialı tarzda tavsiyelerde bulunmayı ya da ateşli tartışmayı, pek anlamlı bulmadığımı söylemeliyim.
Diğer taraftan siyasi akımlara bile futbol takımı tutar gibi yaklaşma eğilimimizi düşünürsek, konunun bazen pek de kolay olmadığı tahmin edilebilir ?
Bilmem farklı şekilde düşünen var mıdır ?
Durun, aslında siz kardeşsiniz !
"Motokaravan ile çekme karavan" filminden.
Başkalarının da haklı olma şüphesine, hoşgörü denir.
Leo Tucholsky
Argümanların fonundaki tek ortak nokta ise çoğunlukla kendilerinkinin en doğru terçih olması yönünde. Oysa sadece etrafımıza bakmakla herkez için tek karavan çözümü olmadığını görmek hiç de zor değil. Eğer kanaatlerimizde, " diğerlerinin bu seçimden anlamadığı " şeklindeki gizli bir düşünce pay sahibi değilse, en uygunu seçime, söz konusu kişiye uygun kriterler açısından bakmak olmalı ?
İşin ilginç tarafı mevsim, kişi sayısı, yaş, karakter yapısı, maddiyat, yolculuk çeşidi, ülke veya benzeri kriterlerden sadece birinin değişimi bile kolaylıkla başka bir terçihin kapısını açabiliyor. Tek bir bebeğin aileye katılması bile bazen yeni bir karavanı gerekli kılmaz mı ?.
Burada herkezin herbir kriteri nasıl gördüğü ona ne derece ağırlık verdiği ve dolayısıyla yaklaşımların kişiden kişiye böylelikle değişiklik gösterdiği unutulmamalı. Başkalarının düşünce tarzını anladığımızdan ne derece emin olabiliriz ki ?
Karavancılıkta herhangibir şeyin sık yapılmaması yanlış olduğu anlamına gelmiyor. Biz her durumda yerleşiklilikle hareketliliği harmanlamak zorundayız. Karavanda her isteğimizin zorlu bir tarafı oluyor ve sonuçlarına bilinçli katlanmak durumundayız. Genel eğilimler olsa da çözüm çoğukez herkezde farklı. Bizim çözüm ya da sorunla uzlaşım derecemizin herkez için geçerli olduğunu düşünmek fazla iyimserlik olmalı ? Bu durumda karşımızdakini hesap etmeden sadece kendi kriterlerimizin onun için geçerliliğini, nereye kadar taşıyabiliriz ki ?
Örneğin çekme karavanla bol konaklamalı yolculuk daha ender rastlansa da, bu seçim karavansever tarafından içselleştirilmişse, bizim söyleyecek birşeyimiz olmamalı. Çalışma hayatında günlük kullandığı transporter ya da daha küçük aracına yaptığı geçici donanımla, kampinglere uğrayarak, karavancılığın bütün olanak ve zevklerine kolaylıkla ulaşanlara, müstehzi bir bakış gerekçesiz ve saçma olmalı ? Ayni şekilde duşsuz karavan çözümleri için de düşünebiliriz ve örnekleri oldukça uzatmak mümkün. Başlığın amacı bunları tartışmak değil. Konu, olaya prensipte nasıl yaklaşıldığı...
Şu anda bulunduğum kampingde değerlerini 80-100 bin € arası olarak tahmin ettiğim 2 büyük motokaravan yer aramak için önümden geçiyorlar. Bütün bir seneyi içinde geçirebilecek, yerleşikliğin bütün olanakları ile donanmış olmaları, yine de onları karavancıların ortak paydalarından, mesela artık sorunu veya su temini probleminden kurtaramadığı gibi, bu büyüklükleri onları camping gecelemesine zorunlu bırakmakta. Üstelik çadırda kalanlar dahil istisnasız herkezin kamping duşlarını kullandığı da düşünülürse, kampinglerin sosyalist bir karakterleri olduğunu düşünmemek elde değil.
Peki yaşları icabı seansın sonuna yaklaştıklarını düşündüklerinden midir, yoksa tüketim toplumunun kurnaz oyunlarına geldiklerinden midir, bu devasa araçları seçmelerini doğru yada yanlış bulma hakkına sahip miyim ? Bence değilim.
Olsa olsa bunlara verilen paranın bir kısmiyle, başka hayırlı bir iş daha yerinde olabilirdi diye düşünebilirim ama konumuz karavan.
Kısaca herkese uygun tek bir karavan yok ama herkezin uygun bir karavanı var diye düşünmek yanlış olmamalı ? Yani herkezin karavanı kendine diyelim...
Sonucta böylelikle kişilerin özellikleri dikkate alınmadan " Hangi karavan ? " sorusuna sadece kendimizden yola çıkarak, iddialı tarzda tavsiyelerde bulunmayı ya da ateşli tartışmayı, pek anlamlı bulmadığımı söylemeliyim.
Diğer taraftan siyasi akımlara bile futbol takımı tutar gibi yaklaşma eğilimimizi düşünürsek, konunun bazen pek de kolay olmadığı tahmin edilebilir ?
Bilmem farklı şekilde düşünen var mıdır ?
Durun, aslında siz kardeşsiniz !
"Motokaravan ile çekme karavan" filminden.
Başkalarının da haklı olma şüphesine, hoşgörü denir.
Leo Tucholsky