Rotasız Yolculuk Sakın Bir Ütopi Olmasın ?

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Doğrucu Davut Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 12
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 1,232
Mesajlar
2,133
Tepkime Puanı
2,853
Yer
Kuzey Ren / Almanya
.
Karavan yaşamında alışagelen ile gizliliğin kaybı ve değişime uyum sorunu


Yolculukta yeni bir ortama uyumumuz, zamanımızın iletişim olanakları ve yapılan benzeri tecrübelerle oldukça kolaylaşmış olsa bile, her canlı gibi içgüdüsel güven gereksinimi olan insanın bir ortamı tam güvenli bulması, ancak sonuçta onu yaşayarak tanımasıyla sona ermekte. Yeniye uyum ise ciddi bir çaba işi. Başta zevk ve heyecan veren bu alışılmamış çabanın devamlı ve sıklıkla tekrar edilmesinin sonuçta yarattığı yorgunluk kısmı da ancak yaşandığında farkına varılabilen bir tecrübe durumunda.
Konumuz bu yılgınlığın baştan neredeyse hep atlanması üzerine.

Her şeyden önce bu duygunun algılanmasının, yolculuğun tarzı ve uzunluğu ile yolcunun farkındalık yetisine bağlı olduğunu kabul etmemiz yerinde olur.
Karavancı olarak bu yılgınlığın duyulmadığı durumlar olarak, özlemle beklenen;
* hafta sonu kaçamaklarını,
* yıllık tatilleri,
* planlı turistik kültürel gezileri,
* çalışarak veya benzeri amaçlarla yollarda olmayı ve ayrıca da
* karavanın ayni yerde Tiny House şeklinde barınak amaçlı kullanılmasını sayabiliriz.

Böylelikle geriye konumuz olan “Rotasız Yolculuk”lar kalmakta. Başta onun için şöyle bir örnek vermek belki yanlış olmazdı ?
Önce gözlerimiz kapalı bir ortama sokulup sonra oraya uyumumuz beklenen bir oyunu kaç kere üst üste oynamak eğlenceli bulunabilir dersiniz ?
Değişim ancak belli bir zaman aralığı için ilgi çekici ve eğlenceli bir şey. Onu dozu kaçmış bir sıklıkla yaşamak ise uyumu için devamlı verilmek zorunda olan çaba yüzünden dayanılacak bir durum olmaktan uzaklaştırmakta.
Aylarca yolda olan karavancılar neden bazen ısrarla ara veriyor dersiniz ?
Karavancılar gibi günaşırı yollarda olmak, Roman’ların bile lügatında yok !

Peki bu yılgınlığın altında özellikle karavancılar için yatan başka neler var ?

Mahremiyetin kaybı.
Karavan yaşamının çevre ile kaçınılmaz yakın ilişkisi ve aracın fiziksel yapısı yüzünden kişisel gizliliğin kaybına yol açtığı ortada. Tuvaletimizin, yatağımızın, oturma odamızın veya duşumuzun hemen birkaç metre yakınında bulunan veya yanından geçen birilerinin olması alışık olmadığımız tedirgin edici bir durum.. Bol pencereli, yetersiz ses yalıtımlı bu alışılmışın dışındaki uluorta yaşam tarzı da yalnızca ve salt doğayla beraber olma durumu dışında er veya geç, farkında olsak veya olmasak da sonuçta sıkıntılı ve dolayısıyla yılgın bir ruh haline sebep olmakta.

Alışagelmişlik
Bir Alman deyişi insanı “alışkanlıklarını bırakamayan bir hayvan” olarak tanımlar. Sigara veya alkol düşkünleri yahut mahallesinden veya yemeğinden vaz geçemeyenler bunun ne anlama geldiğinin farkında olmalılar. Neyin nerede olduğunu bilmek kadar rahatlatıcı bir duygu ender olmalı ? Uzun yolculuklarda hasret kavramının oluşması beklenen bir şey. Alışagelmişlik tanımış olmak demek ki bu da güven anlamına geliyor. Karavancıların yollarda güvenli yerler aramaları bu özlemle de bağlantılı olmalı..

Yukarıda rotasız gezginler için bu yazılanlara, sevdiklerinden uzak yaşamanın keyifsizliğini de ilave etmek sanırım yanlış olmazdı ?
Düşünün her özgürlük düşkünü genç gibi devamlı rotasız gezen karavancılar da belli bir zaman sonunda, neden (ev)lenmek istiyorlar dersiniz ? 😉


Bu başlığın neden açıldığına gelirsek; ben de bu tarz gezilerde en geç iki ay sonra ayni yılgınlığı hissetmeye başlıyorum..
Kısaca, her şey denenmeden görüldüğü kadar toz pembe değil galiba ?.. 😶
 
Son düzenleme:

Karavanda uzun bir süre örneğin 1 ay gibi bir süre geçirdikten sonra evim bana çok rahat ve geniş gelir. Dar alanda standartlaşan yaşam buna alışıyor ve ev şartları birdenbire insana çok genişmiş hissi veriyor. Size de oluyor mu bilmem.
Ben karavanın bir tatil aracı olması gerektiğini, sürekli karavanda yaşamanın tercih edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Böyle bir yaşam tercih edersem de çok iyi bir kampingde olmaya çalışırdım.
Sevgiler, Angara'dan...
 

.
Yücel bey ben de uzun gezilerin dönüşünde mutfakta neyin nerede olduğunu unutmuş oluyor, duş alırken de suçluluk duymaya başlıyorum. 😊

Bu fırsatla yukarıda arka arkaya yaşanan izlenimlerinin insanı nasıl afallatığı üzerine yazmayı atladığım bir örneği de şimdi ilave edeyim.
Değil rotasız yolculuklarda, planlı yapılan düzenli turlarda bile insan 4-5 gün sonra neyi nerde ne zaman nasıl yaşadığını bile sıraya koymakta zorlanıp afallamakta. Sanırım belleğimizin bu işlemler için zannettiğimizden fazla çabaya ve dolayısıyla zamana gereksinimi oluyor.
 

Aslında, bir karavan sahibi olma hayallerinin kurulmaya başlamasından itibaren hayal edilen her türlü karavanlı macera ütopiktir. Çünkü karavanlı yaşamın ne olduğunu bilmeyen birileri için gerçek, sadece kurdukları hayallerden ibarettir. Artık nasıl ve ne denli kapsamlı hayal kurabiliyorlarsa... Karavan sahibi olduktan sonra ve karavan kullanılmaya başlandıktan sonrası ise, gerçekler!

Karavan alınmadan önceki süreçte hayaller, "kışın hafta sonları yakın bir yerlere kaçarız", "bir gece kalır, üşür, döneriz", "yazın daha sık gideriz", "yazı güneyde geçiririz", "canımız ne zaman isterse bir yerlere gideriz, her yer bizim", "dört mevsim Yedigöller'i yaşarız", "yazın Kapadokya'da pismiştik, bir de kışın yaşarız"...

Gerçekler: "gündüz 5, gece -10 nereye gidiyorsun", "...'a gitsek, kış günü in cin yoktur, ayılarla, kurtlarla mı muhatap olacaz", "...'a piknikçi bile gelmez bu mevsim, adamı keserler", "tamam, yaz geldi de, güney cehennem gibidir şimdi, gece uyunmaz, sivrisinek gıdası mı olalım", "kim gidecek 700km 80'le, ömür biter yol bitmez", "araba zaten benzini içiyor, bir de karavanı takınca alem yapıyor namussuz, otur oturduğun yerde..."

Demem o ki, karavandan önceki planlar, adı üstünde sadece plandır. Karavandan sonra ise gerçekler devreye girer. Planlarla gerçekler arasındaki farkın skalasındaki yere göre ya tümden vaz geçilir bu sevdadan karavan satılır, aşina olunan hayata kesin dönüş yapılır, ya da ayakların erdiği suyun derinliğine göre, gerçekler ütopyamızı hangi oranda karşılarsa, anca o kadar gerçeğe dönülür ve "idare edilir".
 

.
Yalnız burada ben, yolda olmanın özel bir durumunu ele alırken, siz konuya her şeyde geçerliliği olan, teori/pratik farkı açısından yaklaşıyorsunuz.

Aslında her ikisi benzer görüleceği gibi farklı da görülebilir.
Örneğin, benim eşimle karavancılığa bakışımız şöyle gelişti.
Çocuklarımızla 36 ve 35 sene evvel bacanağımın alkovanıyla yaptığımız gayet keyifli İtalya ve Portekiz gezilerinin ardından, karavanın yine de bizim için emekliliğe kadar yeterli bir çözüm olamayacağı sonucuna vardık. (Aslında hala da değil ama şimdi daha çok vaktimiz var 😋)
Sonra da uzun rotasız geziler bizler için zaten hiç söz konusu bile olmadı.
 
Son düzenleme:



.
Yalnız burada ben, yolda olmanın özel bir durumunu ele alırken, siz konuya her şeyde geçerliliği olan, teori/pratik farkı açısından yaklaşıyorsunuz.
Haklısınız. "Ütopya" kavramının bende karavanla ilgili olarak çağrıştırdığı konu üzerinde durdum sadece. Rotasız geziler de en başta hayali kurulan fakat gerçekleşemeyen planlar kapsamındadır. Yani o an yolda olmak bile acaba hayali kurulan karavanlı hayatın yüzde kaçının gerçekleşmesidir? Tabii kişiden kişiye değişir. Her adım hayal etmekle başladığına göre, bu hayalin ne kadar gerçekçi olduğunu da, o adımın hayalin neresine kadar götürebildiği belirleyecektir.
Herkese gerçekleştirebilecekleri ama yine de sınırsız hayaller dilerim.
 

.
Yücel bey ben de uzun gezilerin dönüşünde mutfakta neyin nerede olduğunu unutmuş oluyor, duş alırken de suçluluk duymaya başlıyorum. 😊

Bu fırsatla yukarıda arka arkaya yaşanan izlenimlerinin insanı nasıl afallatığı üzerine yazmayı atladığım bir örneği de şimdi ilave edeyim.
Değil rotasız yolculuklarda, planlı yapılan düzenli turlarda bile insan 4-5 gün sonra neyi nerde ne zaman nasıl yaşadığını bile sıraya koymakta zorlanıp afallamakta. Sanırım belleğimizin bu işlemler için zannettiğimizden fazla çabaya ve dolayısıyla zamana gereksinimi oluyor.

Mesut hocam, tatil dönüşü eve yabancılaşmak bize de oluyor. Ama bunu da fırsata çevirmeyi ihmal etmiyoruz. Geçen sene ufaklık yatağını ve odasını değiştirmek için direniyordu. Tatil dönüşü ilk günden başka odaya aldık, hiç yadırgamadan adapte oldu. 🙃

Duş alırkenki suçluluk duygusu insanı bitiriyor gerçekten 😢
 

Aslında, bir karavan sahibi olma hayallerinin kurulmaya başlamasından itibaren hayal edilen her türlü karavanlı macera ütopiktir. Çünkü karavanlı yaşamın ne olduğunu bilmeyen birileri için gerçek, sadece kurdukları hayallerden ibarettir. Artık nasıl ve ne denli kapsamlı hayal kurabiliyorlarsa... Karavan sahibi olduktan sonra ve karavan kullanılmaya başlandıktan sonrası ise, gerçekler!

Karavan alınmadan önceki süreçte hayaller, "kışın hafta sonları yakın bir yerlere kaçarız", "bir gece kalır, üşür, döneriz", "yazın daha sık gideriz", "yazı güneyde geçiririz", "canımız ne zaman isterse bir yerlere gideriz, her yer bizim", "dört mevsim Yedigöller'i yaşarız", "yazın Kapadokya'da pismiştik, bir de kışın yaşarız"...

Gerçekler: "gündüz 5, gece -10 nereye gidiyorsun", "...'a gitsek, kış günü in cin yoktur, ayılarla, kurtlarla mı muhatap olacaz", "...'a piknikçi bile gelmez bu mevsim, adamı keserler", "tamam, yaz geldi de, güney cehennem gibidir şimdi, gece uyunmaz, sivrisinek gıdası mı olalım", "kim gidecek 700km 80'le, ömür biter yol bitmez", "araba zaten benzini içiyor, bir de karavanı takınca alem yapıyor namussuz, otur oturduğun yerde..."

Demem o ki, karavandan önceki planlar, adı üstünde sadece plandır. Karavandan sonra ise gerçekler devreye girer. Planlarla gerçekler arasındaki farkın skalasındaki yere göre ya tümden vaz geçilir bu sevdadan karavan satılır, aşina olunan hayata kesin dönüş yapılır, ya da ayakların erdiği suyun derinliğine göre, gerçekler ütopyamızı hangi oranda karşılarsa, anca o kadar gerçeğe dönülür ve "idare edilir".

Söylediklerinize tamamen katılarak şunları da ilave etmek istiyorum.

Ailede ufak çocuk varsa hayaller tamamen tornistan zaten. 10 C'nin altındaki soğuk havalarda uzun süre dışarıda kalınamadığı için kış tatili, kar tatili gibi kavramları kafamızda simüle edince hemen vazgeçiyoruz. 🥲

Ben çekme karavanı bağlayıp ayırma konusunda hiç üşenmem ve hızlı yaparım. Aynı gün içinde iki üç kere karavanı bağlayıp ayırdığım oluyor. Bazen yemek yemek için bir şehir merkezine gireceksek karavanı ana yola yakın bir sokağa park edip bir iki saat yemeği yiyip dönüyoruz. Ama nadiren de olsa kızımızın keyfi yerinde değilse karavanlı bir saatlik yolu burnumuzdan getirdiğini biliyorum.
 

Söylediklerinize tamamen katılarak şunları da ilave etmek istiyorum.

Ailede ufak çocuk varsa hayaller tamamen tornistan zaten. 10 C'nin altındaki soğuk havalarda uzun süre dışarıda kalınamadığı için kış tatili, kar tatili gibi kavramları kafamızda simüle edince hemen vazgeçiyoruz. 🥲

Ben çekme karavanı bağlayıp ayırma konusunda hiç üşenmem ve hızlı yaparım. Aynı gün içinde iki üç kere karavanı bağlayıp ayırdığım oluyor. Bazen yemek yemek için bir şehir merkezine gireceksek karavanı ana yola yakın bir sokağa park edip bir iki saat yemeği yiyip dönüyoruz. Ama nadiren de olsa kızımızın keyfi yerinde değilse karavanlı bir saatlik yolu burnumuzdan getirdiğini biliyorum.
Çocuklar, (küçükseler ayrı, büyükseler daha başka) karavan için kurulan hayallerin en büyük handikapı. Hatta rotasız geziyi hayal bile etmemek için en büyük neden.

Biz eşimle emekliyiz ve çocuklarımız evden uçalı çok oldu. Ona rağmen bazı hayalleri gerçekleştirmek çok zor. Sizin en büyük avantajınız, karavan sevdasına erken yakalanmış olmanız. Gerçekleştirebildiklerinizi aradan seçip toplarsanız, bizim yaşlarımıza geldiğinizde elinizde kocaman, yanına "tamam" işareti konulmuş bir yapılacaklar listesi olacaktır.

Not: Karavanla planlı ya da plansız, rotalı ya da rotasız, başlanılan her yolculuk, sonunda dönecek konforlu sabit bir adres olmasından dolayı daha az korkutucu ve daha çok cesaretlendirici galiba. Dönmeyeceğini bilerek ya da dönecek bir liman olmadığını bilerek yola çıkmak -en azından- bana göre değil.
 

Yahya Kemal'in "Ankara'nın en güzel yanı İstanbul'a dönüşüdür" sözü gibi ,uzun gezilerden sonrada istanbula dönüş bile mutlu ediyor bizi.
 



.
Sanırım konuya ayrıca şu açıdan bakmak da yanlış olmazdı.
Rotasız yolculuk katıksız özgürlük demek. Özgürlük ise kural tanımayan başıbozukluktan farklı, rafine bir şey. Taşınması sanıldığı kadar kolay değil.
Varoluşçular boşuna ona “Bunaltı” demiyorlar..

Bir de konuda atlanan bir nokta var.
Rotasız yolcuların hep hedefinin olmadığı doğru değil.
Çoğu yollarda kendisini arıyor çünkü..


Ben @dinozor izci ‘yi gayet iyi anlıyorum.
Biz emekli olarak değil aramak, kendimizi kaybetmeme evresindeyiz.. 😉😀
 
Son düzenleme:

.........

Bir de konuda atlanan bir nokta var.
Rotasız yolcuların hep hedefinin olmadığı doğru değil.
Çoğu yollarda kendisini arıyor çünkü..


Biz emekli olarak değil aramak, kendimizi kaybetmeme evresindeyiz.. 😉😀

Bu sözler üzerine nedense ; MFÖ nün seslendirdiği Buselik makamındaki şu sözleri aklıma geliverdi.

"Leyla'dan geçme faslındayım ,Mevla'yı bulma yollarında"
 


Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,425
Mesajlar
1,517,787
Kayıtlı Üye Sayımız
172,070
Kaydolan Son Üyemiz
cipokko

Çevrimiçi üyeler



Geri
Üst