Kendi Aracımızla Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.temmuz.2016

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan vata Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 183
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 25,857
380 zps9zst9ski


Fotoğrafın en üst kısmında Azize Meri Perivleptos(=Света Богородица Перивлепта=Sveta bogoroditsa perivlepta) Kilisesi görülmektedir. MS.1295'e tarihlenen bu kilisenin freskleri bizanslı ressam Eutichios tarafından yapılmıştır.


Kaleden aşağıya doğru inmeye başladıktan yaklaşık 700 metre sonra Azize Sofya Kilisesi(=Црква Света Софија=Serkva Sveta Sofiya)'ne ulaştık.Bu kilise,MS. IX. yüzyıla tarihlenmektedir.Önce bir ortodoks kilisesi sonra başpiskoposluk merkezi olarak görev yapan kilise,Evliya Çelebi’nin anlatımına göre Ohrid’in fethinden sonra camiye çevrilmiş ve Fethiye Camisi adını almıştır.Kilisede 11-14.yüzyıllar arasında yapılmış freskler, Osmanlı döneminde badana ile örtüldüğünden hiç bozulmadan günümüze ulaşmışlardır.Kilise,bugünkü görünümüne 2009 yılında kavuşmuştur.


2caca6ac 500b 441f bbbc 75af141fc82f zpsbdrewy4q


46af998e 4f09 4abc 8624 19062b8edb07 zpsm7itzbi2


Azize Sofya Kilisesi'nin ön ve arka görünümü
 

Etiketler
Azize Sofya Kilisesi'nden yaklaşık 300 metre kadar ilerledikten sonra Sveti Panteleymon(=Свети Пантелеjмон) Manastırı'na geldik.Çar Samuel Kalesi'nin hemen altındaki bölge Plaoşnik(=Плаошник) bölgesi olarak tanımlanmaktadır.Bu bölgede ilk ve orta çağda yapılmış kiliseler ve evlerin aslına uygun olarak renovasyon çalışmaları devam etmektedir.Bölgenin en bilinen yapısı ise 893 yılında Aziz Kliment'in burada daha önce mevcut olan ve MS.4. yüzyıldan kalma bizans bazilikası üzerine bizzat kendisinin inşa ettiği ve içinde Kiril alfabesinin öğretildiği bir edebiyat okulu açtığı bu manastırdır. Bu manastırın önemli özellikleri;Kiril alfabesine son şeklin burada verilmesi,İncil'in Kiril alfabesine çevrilerek Balkan ülkelerine buradan yayılması,Aziz Kliment’in mezarının bu kilisenin içinde bulunmasıdır.İstanbul Ayasofya Kilisesi camiye dönüşünce bu kilise de katedrale dönüştürülerek piskoposluk merkezi görevini üstlenir. Dolayısıyla Ohrid ve çevresindeki tüm el yazması eserler ve kıymetli objeler buraya taşınmıştır.Bugün bu tarihi eserler Ohrid Milli Müzesi'nde sergilenmektedir.15. yüzyılda Osmanlılar tarafından camiye çevrilen ve adı İmaret Camisi olan bu kilise,halen devam eden bir çok restorasyon sonrası bugünkü halini almıştır.Özellikle 2000 yılında yapılan burada kazılar sonrasında caminin son kalıntıları da yok edilmiştir.


381 zpsd4zcnnjr



20160709 172206 zpsib8v6tfx



20160709 172603 zps5fxfqgar



Sveti Panteleymon Manastırı


385 zpsljnqumxw



Erken dönem Bizans Bazilikası'ndaki çalışmalar halen sürmektedir.
 
Son düzenleme:

Manastırın bir köşesinde yer alan üstü açık bir türbe dikkatimizi çekti.Yanına vardığımızda burasının Osmanlı döneminde İmaret Camisi’ni yaptırıp hibe eden Sinaneddin Yusuf Çelebi Türbesi olduğunu öğrendik.Türbe kitabesinde 1493 yılında vefat ettiği yazan Sinan Çelebi'nin yanındaki mezarda kimin yattığı ise henüz belirlenememiştir.


20160709 172857 zpsadb98dnl



20160709 172350 zpsftzezmuq



F785e22e 67f6 4c6b abaf 773413762eee zpss4dli5v1


Sinan Çelebi Türbesi



Türbe L harfi biçimindedir ve günümüzde açık olarak kilise avlusu içerisinde yer almaktadır. Rivayete göre İmaret Camisi'ni ortadan kaldıran makedonlar bu türbeyi de yok etmek istemişlerse de türbeyi yıkacak grayderi kullananların başına türlü sağlık sorunları gelince yıkımdan vazgeçilmiş.Sinan Çelebi Türbesi, özellikle 6 Mayıs’ta kutlanan "Hıdrellez veya Aziz George Günü” olarak bilinen günde, bölgede yaşayan Müslüman ve Hristiyanlar tarafından yoğun olarak ziyaret edilmektedir.TİKA tarafından 2014 yılında türbenin restorasyonu tamamlanmıştır.
 

Plaoşnik bölgesindeki evlerin aralarında dolaşırken gördüğümüz bu Yugo Zastava marka otomobiller de dikkatimizi çekti.Sırp otomobil ve kamyon üreticisi Zastava fabrikası tarafından 1978'de Fiat 127 lisansı ile Yugoslavya'da üretilen araçlara Yugo 45 ismi verilmiştir.1985 yılında ABD'ye ihraç edilmeye başlanan araçlar sadece 3.990$ olan fiyatı nedeniyle bu ülkede 1985-89 arasında 140.000 adet satılmıştır.Hatta bu dönemde Yugo için şöyle bir anekdot varmış;
Soru :Bir Yugo'nun değeri nasıl ikiye katlanır?
Cevap: Deposunu doldurarak...


Bb0f96e4 b1aa 44d1 ada3 721f24ae0cb7 zps2osbc9jm


48a9b0d8 1a3a 40c7 b34b 79e1c0238ff8 zps1qjenity


Yugo Zastava marka otomobiller


Ancak çevre kirliliğine yol açması ve güvenlik unsurlarının yetersizliği nedeniyle Amerikalılar tarafından dünyanın en tehlikeli aracı seçilen Yugo'nun ABD'ye ithalatı 1989 yılında durdurulmuştur.Sırbistan'da 2008 yılına dek üretimi devam eden Yugo'lar, otuz yıllık süreçte 795.000 adet üretilmiştir.Günümüzde Sırbistan'da bu araçların üretimi devam ediyormuş ancak Sırbistan dışına ihraç edilemiyormuş.
 
Son düzenleme:

Plaoşnik bölgesindeki turumuz sonrasında Çar Samuel Caddesi(=улица Самоилова=Ulitsa Samoilova),60 adresinde bulunan Ulusal El Yapımı Kağıt Atölyesi(=Национална Работилница за рачна=Natsiyonalna rabotilnitsa za raçna)'ne geldik.Bu küçük atölyenin sahibi Nino Panevski, bize ilk kez MS.II.yüzyılda Çin'de ortaya çıkan ve Balkan ülkelerine ise 16.yüzyılda gelebilen teknikle el yapımı kağıt üretimi gerçekleştirdiğini anlattı.Bir kağıdın yapılışı,ağacın yontulması,su içinde bekletilmesi, sudan süzülüp kurutulması ve mengeneden geçirilip inceltilmesi evrelerinden oluşan yaklaşık bir aylık zorlu bir süreç gerektiriyormuş.


7ca1e969 c672 43ea a8b2 22b3666d0439 zps8knviaxx


6c8f112a e1c1 4079 9682 41e54ac43b58 zpsdfixp4et


11017cbb 19e0 4bd3 8f03 a162916fe22a zpsontmjjof


Ulusal El Yapımı Kağıt Atölyesi


Atölyenin bir diğer özelliği ise ürettikleri kağıda dünyada bir kaç yerde bulunan Gutenberg'in icadı olan baskı makinası tekniği ile basım yapmaları imiş.Biz de 5€ ödeyerek Atatürk'ün bir fotoğrafının basılı olduğu kağıdı satın aldık.


20160709 180438 zpskf2b61hy


Bu küçük atölyeye yaptığımız ziyaret,kağıt yapımını öğrenmemiz yanında klasik mektup yazmayı ne kadar da çabuk unuttuğumuzu hatırlatması bakımından önemliydi.
 



Atölyeden sonra Ohrid'in liman bölgesine indik.Burada bizi iki heykel karşıladı.


405 zpsojkkrq0h
Aziz Kliment Heykeli


404 zps7row3j2u


Aziz Naum Heykeli


Sonrasında coşkulu bir kalabalık ile karşılaştık.Meğer o gün,Ohrid Folklor Festivali'nin başlangıç günüymüş.Aralarında Türkiye'nin de olduğu pek çok ülkeden gelen halk oyunları ekiplerinin korteji şehir merkezinde yürüdükten sonra akşam Çarşı'nın merkezinde kurulan platformda danslarını sergilediler.



20160708 215210 zpsue6xdu2s



407 zpsv7xtx5vv


5a27c0d4 b88d 4c59 b962 050613f8fd34 zpsmfwab5tb


408 zpslimkibmi


Ohrid Festivali'nden kareler
 
Son düzenleme:

Festival kortejinin geçişini izledikten sonra limandan 10€ karşılığı bir tekne kiralayıp göl üzerinde kısa bir tura çıktık.


388 zps1csugmld


401 zpslwhasgye


Tekneden Ohrid Şehri ve Çar Samuel Kalesi'nin görünümü


386 zpszzfrvlgs


Kaptanımızın anlattığına göre deniz kıyısındaki mağaralar eskiden zindan olarak kullanılmış.
 

Plaoşnik bölgesinin bitiminde Sveti Parteleymon Manastırı'ndan yaklaşık beş yüz metre kadar ileride muhtemelen 14.yüzyılda göle hakim bir tepede yapıldığı düşünülen Aziz Yovan Kaneo Kilisesi bulunmaktadır.



389 zpsm1ldzcv9



393 zpsirbkne1n



390 zpsapjeszdg



Tekneden,Aziz Yovan Kaneo(=Свети Јован Канео=Sveti Yovan Kaneo) Kilisesi'nin görünümü,


Vakitsizlikten yürüyerek gidemediğimiz bu küçük kilise yemyeşil ağaçlar ve çiçekler arasında yer almaktadır.Kilisenin sunduğu göl manzarası ise göz alıcıdır.Dikdörtgen bir zemin üzerinde yükselen haç şeklinde planlanmış olan bizans mimarili kilisenin,zikzak formlu çatısının ise ermeni kilise mimarisinden esinlenerek yapılmış olduğu kabul edilmektedir.
 

Tekne turu sonrası şehir merkezine dönerek çarşıdaki ecdad yadigarı Ali Paşa Camisi'ni ziyaret ettik.Şehrin simgelerinden asırlık çınar ağacına yakın yer alan ve 1573’te Süleyman Paşa tarafından yaptırılan cami, 1823’te Belgrad veziri olan Maraşlı Ali Paşa tarafından onarıldığı için onun adıyla anılmıştır.Cami,günümüzde çarşı içindeki dükkanların arasında sıkışmış haldedir.Oldukça heybetli olan cami,bir ana kubbe ve revak şeklinde üç kubbeyle çevrili olup, 12.5x12.5 metre ölçüsünde ve kare planlıdır. Bahçesinde son yıllarda inşa edilmiş bir şadırvan bulunan ve minaresi savaşta bombardımana hedef olarak yıkılmış olan caminin, dışarıdan bakıldığında sadece kubbesinin belli bir bölümü görülmektedir.


415 zpsyel7mnzf



410 zpsv9dodvan



Caminin dış görünümü ve şadırvanı



411 zpsbysqgzr1



412 zpsttcynzzm



413 zpsma4xlsgs



Caminin iç görünümü
 

Ohrid'deki son gece yemeğimizde tercihimiz yolculuğumuz boyunca en çok yediğimiz köfte oldu.Neim Restoran'ın karşısındaki kebapçıda köfte çeşitlerini bir kez daha tattık.


8db32325 503e 4103 becf 21c3a37e0122 zpsytuhlkqa


49c4a9e5 1b6c 489a 8c75 909ec2f1fa0e zpszqa1ah2n


5a697c96 74b2 4f65 82ed 53094872b13e zps2enq8cy7


Ccdd4b80 d092 4b20 9f48 d8e16ef3baff zpsj2la5a0e


Bu yemeğe de dört kişi için 650 MKD ödedim.
 



10.Temmuz.Pazar Ohrid’den ayrılma günümüzdü.Sabah 07.30’da otel sahibinin hazırlattığı enfes bir Boşnak böreği ile kahvaltımızı yapıp Bitola(=Manastır) yönüne doğru yola çıktık.



20160710 083448 zpsd63gi1jf


Ohrid’deki son sabahımızda otelimizin balkonunda yaptığımız Boşnak börekli kahvaltı


Makedonya’da yollar genellikle dar ve bu ülkede bölünmüş yol demek sadece ortada beton duvar olması anlamına geliyor.Otoban kalitesinde yol ise sadece Üsküp’ün giriş ve çıkışında mevcuttu.Ohrid’den sonraki ilk durağımız 35 kilometre ötedeki Resne(=Ресен=Resen) oldu.Resne, tamamen organik tarım yapılan 8.800 nüfuslu küçük bir kasaba olup burada ihracata yönelik nefis elma ve kiraz yetişiyor.Resne'nin tarihi açıdan bizi ilgilendiren kişiliği ise arnavut kökenli bir bektaşi olan Ahmet Niyazi Bey'dir.



20161023 074340 zpsr8b8zlnm



Resne’li Ahmet Niyazi Bey
 

1873 doğumlu olan Teğmen Niyazi Bey,1897 deki Türk-Yunan savaşında emrindeki bir avuç askerle koskoca bir alayı esir alınca bu başarısından dolayı kendisine üsteğmenlik rütbesi yanında “padişah yaverliği” ünvanı verilmek istenmiş ancak kazaskerin on üç yaşındaki oğluna da aynı ünvanın verilmesi üzerine bunu reddetmiştir.Bunun üzerine ambar memuru olarak Resne’ye tayin edilmiştir.İlerleyen dönemde İttihat ve Terakki Partisi saflarına katılmış ve hem iddialı söylemleri hem de cesareti sayesinde kısa zamanda sivrilerek partide Enver Paşa ve Talat Paşa'dan sonra üçüncü adam konumuna gelmiştir.Hem Meşrutiyet hem de 31 Mart sırasında İstanbul’a gelen kuvvetlerin içerisinde şapkasının üzerinde “vatan fedaisi” yazan Niyazi Bey en önde gidenler arasında imiş.II.Abdülhamit’in meşrutiyeti ilan etmek zorunda kalmasından sonra döndüğü Selanik’te “hürriyet kahramanı” olarak karşılanan Niyazi Bey, 29.Nisan.1913 tarihinde Arnavutluk'un Avlonya kentinde gemiye binmek üzere iken akrabası olan koruması tarafından enseye sıkılan tek kurşunla öldürülürken son sözü “neden” olmuş ve bu cinayetin ardından meşhur “ne şehittir ne gazi, pisi pisine gitti Niyazi ” sözü halkın diline yerleşir. Ayrıca Niyazi Bey,dağlarda bulduğu bir geyiği yanında gezdirmeye başlayarak hayvana “rehber-i hürriyet” adını verir.1908’de ikinci meşrutiyet’in ilanından sonra istanbul’a getirdiği geyiğin, sonradan yazdığı anılarında bir yol gösterici olduğunu öne sürer.İkinci meşrutiyeti izleyen günlerde geyik İstanbul’da büyük üne kavuşur.Gülhane Parkı’nda halka gösterilir,hatta veliaht Abdülmecit bile çocuklarıyla geyiği görmeye gelir.Geyiğin,Resneli Niyazi ile birlikte çekilen fotoğrafı kartpostallara basılarak elden ele dolaşır.İşte “geyik muhabbeti” sözünün de bu yüzden Resne'li Niyazi Bey ile ilişkili olduğu rivayet edilir.


427 zpsk4jzwehi



430 zpsxhhvi9ti



Üst fotoğrafta Niyazi Bey’in Evi(=Дом на Култура"Драги Тозија”=Dom na Kultura ”Dragi Toziya”) ve alt fotoğrafta Kültür Merkezi'nde sergilenen seramikler.


Varlıklı bir insan olan Niyazi Bey,Paris'teki arkadaşlarının gönderdiği kartpostallardan esinlenerek Versailles(=Versay)Sarayı’nın küçük bir kopyasını Resne'de yaptırır.Neoklasik mimari stilinde yapılmış bu iki katlı ve yüksek tavanlı bina oldukça bakımsız olmakla beraber günümüzde seramik ve resimlerin sergilendiği kültür merkezi olarak kullanılmaktadır.
 

Resne’den 37 kilometre sonra Bitola(=Битола=Manastır)şehrine ulaştık. Bitola adı Slavca manastır anlamına gelen obitel kelimesinden türemiş. Makedonya’nın güneyindeki Pelagonya vadisinde,Baba Dağı’nın eteklerinde ve Dragor nehri kenarında kurulu olan şehir,1382 yılında, Sultan I.Murat döneminde,Kara Timurtaş Bey tarafından fethedilerek Türk topraklarına katılmıştır.Manastır şehri,1912 yılına kadar Osmanlı'nın üçüncü ordusunun konuşlandığı ve aynı zamanda, tüm Rumeli’nin yönetim merkezi olan çok önemli bir şehirmiş.Öyle ki o dönemde şehirde otuz civarında yabancı elçilik bulunuyormuş.Ama, aynı yıl, Balkan savaşı sonrasında şehir sırpların eline geçmiş.Yugoslavya’nın parçalanması sonrası Makedonya’ya bağlanan Manastır şehri toplam yüz elli bin kişilik nüfusuyla Makedonya ülkesinin ikinci büyük şehri olarak öne çıkıyor.


483 zps89jf1tnh


İdadi'nin eski halinin Atatürk'ün Selanik'teki evinde sergilenen fotoğrafı


432 zpsdtdzbonu


Manastır Askeri İdadisi


Manastır'da önce şehir stadyumunun karşısında yer alan Manastır Askeri İdadisi(=Lise)’ni ziyaret ettik.Atatürk'ün 1896-1899 yılları arasında öğrenim gördüğü iki katlı bina yeni elden geçirilmiş ve 1998 yılından bu yana arkeoloji müzesi ve sanat galerisi olarak kullanılıyor.Kapıda 3 ayrı dilde (Türkçe, İngilizce ve Makedonca) “Çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin yaratıcısı ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk 1899 yılında askeri idadiyi bu kışlada bitirdi” diye yazıyordu.
Kişi başı 200MKD ödeyerek müzeye girerken görevli bize Atatürk'e aşık olan Bitola'lı Eleni Hanım'ın yazdığı mektubun fotokopisini verdi.Mektupta Eleni Karinte,Atatürk'e olan aşkına engel olan ve artık vefat etmiş olan babasını yine de affetmediğini ve Atatürk'ü beklemeye devam edeceğini belirterek "ebediyen seni seven ve seni bekleyen,senin" sözleriyle mektubunu tamamlamış.
 

Binanın restorasyonu Mayıs-2013’te TİKA(=Türk İşbirliği Koordinasyon Ajansı) tarafından tamamlanmıştır.Üst katta sağ taraf Makedonya'nın eski çağlardan günümüze kadar geçirdiği evreleri anlatmaktadır.


445 zpsdm6ckbis


20.yüzyılın başında bir Makedon evinin iç dekorasyonu



438 zpskuwpozyf




441 zpssskzcqkd




437 zps9wnagq2y




440 zpsgjhxhbi1



7348 apolet numaralı şakirdan(=rütbesiz askeri okul öğrencisi) Mustafa Kemal


Binanın üst katında Atatürk'ün sınıfının olduğu sol taraf "Atatürk Anı Odası" olarak düzenlenmiştir.Bu bölümde, Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen tarafından yapılmış ve Atatürk’ün askeri lise öğrencisi halini gösteren mumya heykel,Atatürk'ün giydiği kıyafetler,eşyaları,fotoğrafları,eliyle yazdığı ders notları özenle yerleştirilmiş ve ziyaretçiler için bir de anı defteri açılmış.Sonuç olarak gerçekten sade ama etkileyici bir görsellik elde edilmiş.
 

Askeri İdadi'den sonra şehir merkezine doğru ilerleyince araç trafiğine kapalı olan şehrin ana caddesi Şirok Caddesi(=Улица Широк Сокак= Ulitsa Şirok Sokak)'ne ulaştık.Zaten Makedonca'da şirok gelimesi geniş anlamına geliyor.


450 zpsp3mut311


461 zpszaigr5ot



Şirok Caddesi’nde yer alan ve neoklasik mimari ile inşa edilmiş evler



20160814 153403 zpsnxk0kyjr


Mustafa Kemal'e aşık olan Eleni Karinte'nin Şirok Caddesi'ndeki evi


Caddenin iki tarafında altı kafe veya restoran olan ve büyük bir kısmı tarihi dokusunu aynen koruyan evler dikkat çekmektedir. Günümüzde sayıları on iki olan elçilik binası da genellikle bu cadde üzerinde yer almaktadır.



447 zpsjqimaior


Katolik Sacré-Coeur Kilisesi


Caddenin ortalarına gelindiğinde Sacré-Coeur(=Sakre Kör) Kilisesi’ni gördük.1856’da inşa edilen bu kilise genellikle ortodoks hıristiyan olan balkan ülkelerinde yapılan ilk katolik kiliselerden birisidir.Neogotik mimari üslubuyla yapılan kilisede yüksek giriş ve sivri pencereler dikkat çekicidir.
 



Şirok Caddesi'nin sonunda bulunan Manolya Meydanı(=Плоштад Магнолија=Ploştad Magnoliya) barındırdığı Saat Kulesi,İshak Çelebi Camii,Yeni Cami ve anıtlar ile şehrin kalbi konumundadır.



451 zpsfvspldn9



Manolya Meydanı



459 zps7j5ryjlu


Büyük İskender’in babası II.Filip Anıtı(Споменик Филип II=Spomenik Filip II) yaklaşık 8.5 metre yüksekliğinde olup hemen arkasında yer alan fıskiyeler gece müzik ve ışık oyunları ile daha da etkili olan bir görünüm oluşturmaktadır.


454 zpsablglxku



Heykelin hemen arkasında görülen Saat Kulesi(=саат кула=Saat Kula) ’nin yapım tarihi kesin olmamakla beraber 1664 yılında Osmanlılar döneminde yapıldığı düşünülmektedir.Rivayete göre yaklaşık 32 metre yüksekliğindeki kulenin daha sağlam olması için inşa döneminde çevre köylerden toplanan 60.000 yumurta kullanılmış.Bugünkü saat mekanizması ise 1927 yılında yerleştirilmiştir.Makedonya’nın pek çok yerinde görülen haç inşa etme alışkanlığının bir sonucu olarak 1992 yılında bu saat kulesinin tepesine de haç takılmıştır.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,461
Mesajlar
1,518,222
Kayıtlı Üye Sayımız
172,115
Kaydolan Son Üyemiz
SoundofSilence

SON KONULAR



Geri
Üst