Ynt: 23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı
ANKARA' Alıntı:
Kim bu Kubilay?
Belki de bu isimde bir kişi yok!
Bir yedeksubay var.
Adı: Hasan Fehmi. Menemen’de katledildi.
Başlangıçta “Kubilay” yoktu. “
Hasan Fehmi” devrimciye yakışır bir isim değildi.
Ona Cengiz Han’ın torununun ismini verdiler: Kubilay.
Basın önce bu ismi nazıl yazacağını bilemedi. “Koplay, Kuplay” yazanlar oldu!
Mustafa Fehmi Kubilay diye geçiyor, Hasan değil.
Ekte, genelkurmay arşivinde olduğu belirtilen, telgraf memuru Nail beyin raporunu bulabilirsiniz.
Olayın nasıl cerayan ettiği, ilk mesajımda linkini verdiğim adresteki sanık ifadeleriyle örtüşüyor. Nail bey kendi ifadesinde
"Koplay bey" diye yazmış, basının uydurduğu bir isim değil anlayacağınız.
Zahmet edip okuyunuz, tahrif edilmemiş orjinal kayıtlardır diye düşünüyorum.
[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
ANKARA' Alıntı:
Katledilmesini jandarma kumandanı makamından seyretti, engel olmaya felan çalışmadı.
İşte Cumhuriyet tarihinin bir irticai hareketi.
Olay karışık! Mürettep olma ihtimali galip.
Mürettep olmasa, Jandarma kumandanı müdahele edip sonradan Kubilay olduğu söylenen yedeksubayı kurtarabilirdi.
Kubilay öldürüldü.
İnternette gördüğüm kadarıyla kimi yayın organları, Nail beyin ifadesinden, kendini mehdi ilan eden zat ile jandarma yüzbaşısının görüşmelerinin tertip olduğu, Mustafa Fehmi Kubilay'ın müfrezesindeki askerler planlı şekilde kaçtılar ve Kubilay'ı harcadılar gibi sonuçlar çıkarmışlar. Ömer bey, sizin de alıntı yaptığınız yerin bu şekilde yanlı yorumlayan, saptıran bir kaynak olması muhtemel diye düşünüyorum. Merak eden, sanık ifadelerini ve iddianameyi okuyup kendi yorumlayabilir.
Sanık ifadelerinden.
bir jandarma neferi geldi, dağılım, bu toplantıyı lağvediyorum dedi. Mehdi dinlemiyerek zikre devam etti. Jandarmalar hükûmet içine girdiler ve biraz sonra bir piyade yüzbaşı geldi. Mehdinin ne istediğini sordu. O yüzbaşı da gitti. Jandarma kumandanı geldi, Mehdi jandarma kumandanına ben Mehdiyim, halkı şeriata davet ediyorum dedi. Jandarma kumandanı da biz de Müslümanız, haydi dağılın dedi ise de, jandarma kumandanı da ayrılınca etrafa toplanan halk bizi alkışlamaya başladı. Bu sırada bir zabit emrinde bir asker müfrezesi geldi. Zabit mehdinin yanına yaklaşarak yakasından tuttu, teslim olmasını söyledi. Mehdi kızdı, zabiti kaktırdı ve bir silâh atarak zabiti yaraladı. Zabit yaralı olarak camiin kapusunun içine düştü. Mehdi ve Şamdan Mehmet, zabitin arkasından gittiler, zabitin kafasını kestiler ve başını alıp getirdiler. Halktan tanımadığım birisi bir ip getirdi, Mehdi, kelleyi sancağın ucuna dikti, birisi de çukur kazdı, amma bilmiyorum bu sırada etraftan silâhlar atılmağa başladı. Mehdi Mehmet, Sütçü Memet, Şamdan Memet, vuruldular ve düştüler.
Mehdi Mehmet mehdiliğini ilân etmişti. Ve etraf 70 000 evliya ile sarılmıştı. Herkes öğleye kadar sancağın altına gelsin, gelmiyenlerin kafası kesilecektir dedi. Bu sırada bir jandarma, yanında dört beş jandarma ile gelerek Mehdi’ye ne istiyorsun, dağılın dedi, Mehdi ona ben mehdiyim, halkı şeriata ve dine davete geldim. Etraf sarılmıştır. 70 000 kişi vardır dedi. Ve silâhını jandarmalara karşı kaldırdı. Jandarmalar kaçarak hükümete girdiler. Zikir yine devam ediyordu. Müteakiben bir jandarma yüzbaşısı gelerek Mehdi ile konuştu. Ve Mehdi’ye biz de Müslümanız, dağıln dedi. Ve jandarma yüzbaşısı da hükümete doğru gidince halkın bir kısmı Mehdi’yi alkışladılar. Yine bir askeri yüzbaşısı geldi. O da döndü. Arkadan bir genç zabit kumandasında süngü takılı bir müfreze geldi. Zabit, Mehdi’nln yanına gelerek yakasından tuttu. Mehdi’ye teslim ol dedi, Mehdi zabiti kaktırdı ve silâhla vurdu. Zabit yaralı olarak camii yanına gelince düştü. Şamdan Mehmet giderek zabitin kafasını kesti, getirdi sancağın ucuna dikti. Baş orada durmayınca ahaliden birisi ip verdi. Başı sancağın ucuna bağladılar. Ve yine bu vaziyette meydanlıkta tekbire başladık. Süngü takılı askerler kaçmışlardı. Zikir esnasında her taraftan silâhlar patlamağa başladı. Mehdi, Sütçü Mehmet, Şamdan Mehmet vuruldular.
İddianameden;
Jandarma Yazıcısı Ali Ef. : Bu sırada Jandarma Yazıcısı Ali Efendi haberdar edildiğinden arkadaşları dört nefer jandarmaya silahlarını almalarını tenbih edip kendilerini beklemeden doğruca Mehdi’nin yanına giderek ne istediklerini sormuş, Mehdi Giritli Mehmet, buna hitaben, git kumandanına haber ver. O gelsin, bana top kurşun işlemez, demiştir. Bunun üzerine geri dönen Ali Efendi keyfiyetten bölük kumandanı Fahri Beyi haberdar etmiştir.
Fahri B. : Evinde haber alan Fahri B. doğruca asilerin yanına geliyor tam bir asker tavrıyla ve Hükûmetin şerefine yakışacak surette Mehdi’ye hitaben : Ne istiyorsunuz, buradan dağılınız diyor. O da; ben Mehdi’yim, şeriati ilan ediyorum, bana kimse mukavemet edemez, çekil diyor. Bu söz üzerine asiler orada toplanan seyirci Menemen halkının bazıları tarafından el çırpmak suretile alkışlanıyor. Vaziyetin vehametini anlıyan kumandan, tedabir almak üzere oradan çekiliyor. Ve Hükûmete gelip bu gibi ahvalde kanunun icabatına tevessülle alaydan asker ve kuvvet istiyor ve telefon başında buna intizar eden Fahri B. askerle gelen Kublay Beyden bîhaber.
Kublay B. : İhtiyat Zabit Vekili Kublay B. süngülü askerini belediye meydanlığındaki kahve önüne bıraktıktan sonra kendisi öne atılarak asilere dağılmasını söylüyor ve Mehdi Giritli Mehmed’i kolundan tutup çekiyor ve askere süngü tak emrini veriyor. Buna Mehdi silah atmak suretile mukabele ediyor ve ağır bir surette yaralıyor. Yaralanan Kublay Bey tam bir metin asker tavrıyla oradan ayrılıyor, arkasından ikinci defa atılan kurşun isabet etmeden Hükûmetin arkasındaki avluya kendini atıyor, fakat aldığı birinci kurşun yarasından kaçamıyarak oraya düşüyor.
Maznunların hunharane hareketi ve Kublay Beyle iki bekçinin şehadeti : Kublay Beyin, orayı gören, her nasılsa haber alan Mehdi Giritli Mehmet, askerin kaçmasından ve halkın el çırpmak suretile kendisine müzaheretinden ve sigara ikramından cür’et alarak ortalığa bir dehşet salmak için bu anda cinaî bir rol yapmak istiyor, derhal maznunlardan Ali oğlu Hasan’ın torbası içindeki bıçağı aldıktan sonra Şamdan Memet’le beraber Kublayın yanına gidiyor, bıçağile boynundan keserek kellesini alıyor, bu suretle ordunun bir zabiti ve asil Türk evladı Kublay, tanı bir canavarca hlsle şehit ediliyor. Bununla kanmıyan Mehdi, kafayı saçlarından tutarak orada bulunan üstüvane şeklindeki taşa vuruyor ve etrafını biraz gezdikten sonra getirip bayrağın üzerine takıyor. Bu fecaat karşısında seyir ve Menemen halkından bazıları tarafından ikinci bir alkış tufanı başlıyor, bayrak eyi dikilmemiş olacaktır ki düşüyor. Bittabi kafa da düşüyor Mehdi Memet, bayrağı elektrik direğine bağlamak için ip istiyor; bir ip halk arasından Yusufoğlu Kâmil tarafından koşarak getiriliyor ve sancak direğe bağlanıyor. Bu sıralarda alaydan yetişen diğer müfrezeler ve aynı zamanda namuslu iki bekçi ile asiler arasında cereyan eden müsademede Mehdi Memet ve Şamdan Memet ve Sütçü Memet maktul ve Emrullahoğlu Memet Emin mecruh, bu meyanda iki bekçi de şehit düşüyor, âsilerden Nalıncı Hasan ile Ali oğlu Hasan da halk arasından kaçıyor ve Manisada yakayı ele veriyor.