Arabayla Samsun - Batum - Tiflis - Vladikavkaz - Maykop - Dombay- Elbrus- Samsun

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan sunshine55 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 6
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 17,487

Aşağıdaki Lokasyonlardan hangisine gitmek istersiniz?

  • Batum

    Kullanılan: 0 0.0%
  • Tiflis

    Kullanılan: 0 0.0%
  • Vladikavkaz

    Kullanılan: 0 0.0%
  • Dombay

    Kullanılan: 0 0.0%
  • Elbrus

    Kullanılan: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    0
  • Anket kapatılmış .

sunshine55

Yeni Üye
Mesajlar
4
Tepkime Puanı
0
Yer
SAMSUN
Merhabalar,

Kendi arabamla Samsun-Batum-Tiflis-Vladikavkaz-Maykop-Dombay-Elbrus-Samsun yolculuğumun tüm detayları çok yakında bu başlık altında olacak.

Özet olarak:

Çıkış Tarihi& Saati:08.08.2013 12:00
Dönüş Tarihi&Saati:16.08.2013 12:00

Süre :8 Gün

Katedilen Km :3899 Km
Araç:Hyundai ix35 2012
Kişi Sayısı:3
Konaklama:Çadır,Ev,Otel
Önemli Lokasyonlar:Samsun-Batum-Tiflis-Vladikavkaz-Maykop-Dombay-Elbrus

Detaylar çok yakında.Merak edenler mesaj atarsa detaylandırma daha hızlanabilir.


08.08.2013 Perşembe:

Ramazan Bayramı sabahı kahvaltımızı yapıp yoğun yağmurlu bir günde Samsun dan kendi arabamız ve 2 dağcı arkadaşımla birlikte 12:00 yola çıktık.Hedefimiz Verçenik Kamp alanına kadar gidip Kamp atıp ertesi gün zirve yapıp Batum a hareket etmekti.Yolculuk dönüşünde de zaman kalırsa Kaçkar güney rotasından zirve yapmaktı.Yolda Kaçkar Dağlarında yoğun sis olduğu bilgisini alıp zaman kaybetmeden Batum u gitmeyi hedefledik.15:20 de Görele Tirebolu Kahvaltı evinde Yöresel Tabak,Kuymak,Mercimek Çorbası,Lahana Çorbalarımızı yiyip demlik çaylarımıza içerek yola devam ettik.17:20 de Trabzon u geçtik.(343 Km) 18:25 de 436 km yi geride bırakarak Rize ye vardık.18:44 gibi 468 km yi geride bırakarak Pazar,19:13 de 519 km yol alıp Hopa ya ulaştık.Kemalpaşada İstanbul Alışveriş Merkezine uğradık.Amacımız burada tavsiye edilen birinden Gürcü Larisi almaktı.Ama Larisi olmadığını öğrendik.538 km sonunda 19:58 de benzin ikaz lambamız yanmış olarak kendimizi Sarp Sınır Kapısında bulduk :smiley: Gerçekten ne olduğunu anlamadan kendimizi gümrük sırasında bulduk.Burada bize bölgeyi bilen ,Gürcistan konusunda tecrübeli Hasan arkadaşımızda bize arabasıyla katıldı.Gümrük yoğundu.Sarp Sınır kapısını 1,5 saat te geçtik.Arabadaki arkadaşlar yürüyerek kendileri için ayrılmış koridordan sınırı geçtiler.Ben ilk defa yurtdışına çıkıyorum.İlk defa bir sınır kapısından dışarı çıkıyorum.Ve arabayla :smiley: Dolayısıyla yönlendirmelere harfiyyen uymaya çalışıyorum.Arama için beni bir alana yönlendirdiler.Gürcü gümrüğünde görevlilere dağcı olduğumuzu Kazbek e gittiğimizi söyledim.Çantalarımız ve üzerim dağcıyız diye bağırdığı için benim arabayı çok incelemediler.Diğer araçlardaki tüm çantaları arabadan indirip tek tek açtırmışlardı.Kendimi dağcı ve bir Türk olarak özel hissettim biraz.

Sınır Kapısını 2 araç olarak geçtik.Araçlardan şöför harici yolcular araçtan inerek pasaport kontrolünden geçiyor.Türkiye-Gürcistan Pasaport Yurtdışı Çıkış Pulu 15 TL .Yürüyerek geçen arkadaşlarımızıda arabaya alıp Hasan Arkadaşımız eskortluğunda ilerleyip yolun solunda sıralanmış döviz bürolarından ilk önce 50 TL lik Gürcü Larisi aldık.Rotamız doğaçlama olacağından fazla Lari almadık.Yanımızda bir miktar Euro olmasıda güvencemizdi.***100 TL =84 GEL.

22:00 da 544 km yol alıp Batum vardık.Batum u gezmeden ilk önce Socar Akaryakıt istasyonunda Kredi Kartıyla 120 GEL lik Premium Euro 95 Benzin aldık.Benzinin lt 2.15 Lariydi. 1 Lari 0.82-0.84 Lari arasında değişiyordu.Bozdurulan yere göre değişiyor.Banka 1 Lariyi 0,84 TL olarak yansıtmış ekstreye.

Batum biraz arabayla turlayıp,arabalarımızı bir yere park edip şehri yürüyerek gezmeye başladık.Batum yeni yapılan ,güzel ve iddialı mimarili ,bol ışıklı binalar,bol ışıklı parklar,meydanlar şehri.Geç saatlere kadar yaşayan bir şehir.Alfabe kulesi,Meydanı,Pier Batumu sahil bandı,buradaki restaurantlar,yürüyüş,bisiklet yolları güzeldi.Tarihi dış cepheli ve ışıklı binaları güzeldi.Bu arada kominist rejim döneminden kalma soğuk,birbirinin aynı,simetrik ve küçük balkonlu binalarıda görmek mümkün.


Bize rehberlik yapan Hasan arkadaşımız bize Kobuletiyi tarif edip Türkiye tarafına geçmek üzere bizden ayrıldı. Kaldık 3 yol bilmez,dil bilmez heyecan sardı birden :smiley: Radyo kanalını arattırdım Muza diye klasik müzik çalan bir kanal eşliğinde yolculuğumuz başladı:smiley: Batumdan itibaren saatler Türkiye Saatine Göre 1 Saat ileri.Batum merkezden Kobuletiyide geçip (33 km) sonra 593.km de bir Türk Tır Parkının karşısında deniz kenarında yer alan ücretsiz Kamp alanını zorda olsa bulup gece 2-3 gibi çadırlarımızı kurup kampımızı attık.Kamp alanını ararken yolda sola sağa gidip geldiğimiz için Polis Şüphelenip alkol kontrolü yaptı :smiley: alkol almamıştım tabiiki.Orasımı burasımı manevralarıydı :smiley: (Georgia Parkına gelmeden 1km önce solda-deniz kıyısında) Yatmadan önce birşeyler atıştırıp yattık.

*** Kobuleti (Gürcüce: ქობულეთი; Rusça: Кобулети / Kobuleti, Osmanlı dönemindeki adı Çürüksu), Gürcistan’da, Acara Özerk Cumhuriyetinde bulunan, aynı adlı ilçenin yönetim merkezi olan kenttir.

09.08.2013 Cuma:

Sabah güneşli bir havayla 09:00 gibi dalga sesleriyle uyandık.Kısa bir sahil turu yapıp taşlı sahilin karşı kenarındaki Samsun Kumsallarının yerini kestirmeye çalıştık özlemle :smiley: Hemen ocağımızı yakıp çay suyumuzu ısıtırken ,diğer ocağımızla kıymalı yumartamızı yaptık.Samsun dan aldığımız ve kavurduğumuz kıymayla kıymalı yumurta hiç bu kadar lezzetli gelmemişti bize.Kahvaltımızda yok yoktu.İyi bir kahvaltı yapıp Tiflis e doğru yola çıktık.

İlkkez gittiğimiz bu rotada herşeyi dikkatlice inceleyerek ilerliyoruz.Trafik tabelaları Gürcü Alfabesi ve latin alfabesiyle yazılmış.Latin alfabesinin kıymeti paha biçilemez.Çünkü Gürcüce yazılmış tabelaları okumamız ,anlamamız çok zor.Asfalt yol güzel .Yol iki şeritli bir yol.Gürcistanda şöförler berbat araba kullanıyorlar.Yol boyu mısır tarlaları uzanıyor.İklimi akdeniz iklimine yakın.Yol boyunca tren yolu bize eşlik ediyor.Kobiletiden Potiye kadar 5 ırmak geçtik.Çok sulu bir alan.Poti meydanında bir kilise var.Saatin ters yönünde kilise etrafında trafik tek yön olarak verilmiş.Hata yapmamak için fazladan bir tur daha attık.Bir pazar yeri bulup alışveriş yaptık.

Kavun Kg fiyatı =1 GEL(Lari)
10 Kg Su =3 GEL
Muz Kg =2 GEL
Elma Kg =1 GEL
Soğan Kg =0,80 GEL
Nektarin Kg =2 GEL
 

Etiketler


Ynt: Arabayla Samsun - Batum - Tiflis - Vladikavkaz - Maykop - Dombay- Elbrus- Samsun

Araya çok konu girdi biraz yavaş ilerliyorum ama yazıp bitireceğim inşallah.
 

Ynt: Arabayla Samsun - Batum - Tiflis - Vladikavkaz - Maykop - Dombay- Elbrus- Samsun

sunshine55' Alıntı:
Merhabalar,

Kendi arabamla Samsun-Batum-Tiflis-Vladikavkaz-Maykop-Dombay-Elbrus-Samsun yolculuğumun tüm detayları çok yakında bu başlık altında olacak.

Özet olarak:

Çıkış Tarihi& Saati:08.08.2013 12:00
Dönüş Tarihi&Saati:16.08.2013 12:00

Süre :8 Gün

Katedilen Km :3899 Km
Araç:Hyundai ix35 2012
Kişi Sayısı:3
Konaklama:Çadır,Ev,Otel
Önemli Lokasyonlar:Samsun-Batum-Tiflis-Vladikavkaz-Maykop-Dombay-Elbrus

Detaylar çok yakında.Merak edenler mesaj atarsa detaylandırma daha hızlanabilir.


08.08.2013 Perşembe:

Ramazan Bayramı sabahı kahvaltımızı yapıp yoğun yağmurlu bir günde Samsun dan kendi arabamız ve 2 dağcı arkadaşımla birlikte 12:00 yola çıktık.Hedefimiz Verçenik Kamp alanına kadar gidip Kamp atıp ertesi gün zirve yapıp Batum a hareket etmekti.Yolculuk dönüşünde de zaman kalırsa Kaçkar güney rotasından zirve yapmaktı.Yolda Kaçkar Dağlarında yoğun sis olduğu bilgisini alıp zaman kaybetmeden Batum u gitmeyi hedefledik.15:20 de Görele Tirebolu Kahvaltı evinde Yöresel Tabak,Kuymak,Mercimek Çorbası,Lahana Çorbalarımızı yiyip demlik çaylarımıza içerek yola devam ettik.17:20 de Trabzon u geçtik.(343 Km) 18:25 de 436 km yi geride bırakarak Rize ye vardık.18:44 gibi 468 km yi geride bırakarak Pazar,19:13 de 519 km yol alıp Hopa ya ulaştık.Kemalpaşada İstanbul Alışveriş Merkezine uğradık.Amacımız burada tavsiye edilen birinden Gürcü Larisi almaktı.Ama Larisi olmadığını öğrendik.538 km sonunda 19:58 de benzin ikaz lambamız yanmış olarak kendimizi Sarp Sınır Kapısında bulduk :smiley: Gerçekten ne olduğunu anlamadan kendimizi gümrük sırasında bulduk.Burada bize bölgeyi bilen ,Gürcistan konusunda tecrübeli Hasan arkadaşımızda bize arabasıyla katıldı.Gümrük yoğundu.Sarp Sınır kapısını 1,5 saat te geçtik.Arabadaki arkadaşlar yürüyerek kendileri için ayrılmış koridordan sınırı geçtiler.Ben ilk defa yurtdışına çıkıyorum.İlk defa bir sınır kapısından dışarı çıkıyorum.Ve arabayla :smiley: Dolayısıyla yönlendirmelere harfiyyen uymaya çalışıyorum.Arama için beni bir alana yönlendirdiler.Gürcü gümrüğünde görevlilere dağcı olduğumuzu Kazbek e gittiğimizi söyledim.Çantalarımız ve üzerim dağcıyız diye bağırdığı için benim arabayı çok incelemediler.Diğer araçlardaki tüm çantaları arabadan indirip tek tek açtırmışlardı.Kendimi dağcı ve bir Türk olarak özel hissettim biraz.

Sınır Kapısını 2 araç olarak geçtik.Araçlardan şöför harici yolcular araçtan inerek pasaport kontrolünden geçiyor.Türkiye-Gürcistan Pasaport Yurtdışı Çıkış Pulu 15 TL .Yürüyerek geçen arkadaşlarımızıda arabaya alıp Hasan Arkadaşımız eskortluğunda ilerleyip yolun solunda sıralanmış döviz bürolarından ilk önce 50 TL lik Gürcü Larisi aldık.Rotamız doğaçlama olacağından fazla Lari almadık.Yanımızda bir miktar Euro olmasıda güvencemizdi.***100 TL =84 GEL.

22:00 da 544 km yol alıp Batum vardık.Batum u gezmeden ilk önce Socar Akaryakıt istasyonunda Kredi Kartıyla 120 GEL lik Premium Euro 95 Benzin aldık.Benzinin lt 2.15 Lariydi. 1 Lari 0.82-0.84 Lari arasında değişiyordu.Bozdurulan yere göre değişiyor.Banka 1 Lariyi 0,84 TL olarak yansıtmış ekstreye.

Batum biraz arabayla turlayıp,arabalarımızı bir yere park edip şehri yürüyerek gezmeye başladık.Batum yeni yapılan ,güzel ve iddialı mimarili ,bol ışıklı binalar,bol ışıklı parklar,meydanlar şehri.Geç saatlere kadar yaşayan bir şehir.Alfabe kulesi,Meydanı,Pier Batumu sahil bandı,buradaki restaurantlar,yürüyüş,bisiklet yolları güzeldi.Tarihi dış cepheli ve ışıklı binaları güzeldi.Bu arada kominist rejim döneminden kalma soğuk,birbirinin aynı,simetrik ve küçük balkonlu binalarıda görmek mümkün.


Bize rehberlik yapan Hasan arkadaşımız bize Kobuletiyi tarif edip Türkiye tarafına geçmek üzere bizden ayrıldı. Kaldık 3 yol bilmez,dil bilmez heyecan sardı birden :smiley: Radyo kanalını arattırdım Muza diye klasik müzik çalan bir kanal eşliğinde yolculuğumuz başladı:smiley: Batumdan itibaren saatler Türkiye Saatine Göre 1 Saat ileri.Batum merkezden Kobuletiyide geçip (33 km) sonra 593.km de bir Türk Tır Parkının karşısında deniz kenarında yer alan ücretsiz Kamp alanını zorda olsa bulup gece 2-3 gibi çadırlarımızı kurup kampımızı attık.Kamp alanını ararken yolda sola sağa gidip geldiğimiz için Polis Şüphelenip alkol kontrolü yaptı :smiley: alkol almamıştım tabiiki.Orasımı burasımı manevralarıydı :smiley: (Georgia Parkına gelmeden 1km önce solda-deniz kıyısında) Yatmadan önce birşeyler atıştırıp yattık.

*** Kobuleti (Gürcüce: ქობულეთი; Rusça: Кобулети / Kobuleti, Osmanlı dönemindeki adı Çürüksu), Gürcistan’da, Acara Özerk Cumhuriyetinde bulunan, aynı adlı ilçenin yönetim merkezi olan kenttir.

09.08.2013 Cuma:

Sabah güneşli bir havayla 09:00 gibi dalga sesleriyle uyandık.Kısa bir sahil turu yapıp taşlı sahilin karşı kenarındaki Samsun Kumsallarının yerini kestirmeye çalıştık özlemle :smiley: Hemen ocağımızı yakıp çay suyumuzu ısıtırken ,diğer ocağımızla kıymalı yumartamızı yaptık.Samsun dan aldığımız ve kavurduğumuz kıymayla kıymalı yumurta hiç bu kadar lezzetli gelmemişti bize.Kahvaltımızda yok yoktu.İyi bir kahvaltı yapıp Tiflis e doğru yola çıktık.

İlkkez gittiğimiz bu rotada herşeyi dikkatlice inceleyerek ilerliyoruz.Trafik tabelaları Gürcü Alfabesi ve latin alfabesiyle yazılmış.Latin alfabesinin kıymeti paha biçilemez.Çünkü Gürcüce yazılmış tabelaları okumamız ,anlamamız çok zor.Asfalt yol güzel .Yol iki şeritli bir yol.Gürcistanda şöförler berbat araba kullanıyorlar.Yol boyu mısır tarlaları uzanıyor.İklimi akdeniz iklimine yakın.Yol boyunca tren yolu bize eşlik ediyor.Kobiletiden Potiye kadar 5 ırmak geçtik.Çok sulu bir alan.Poti meydanında bir kilise var.Saatin ters yönünde kilise etrafında trafik tek yön olarak verilmiş.Hata yapmamak için fazladan bir tur daha attık.Bir pazar yeri bulup alışveriş yaptık.

Kavun Kg fiyatı =1 GEL(Lari)
10 Kg Su =3 GEL
Muz Kg =2 GEL
Elma Kg =1 GEL
Soğan Kg =0,80 GEL
Nektarin Kg =2 GEL

Potide pazarda yaptığımız alışveriş keyfimizi getirdi.İnsanlarla iç içe olmak konuşmak güzeldi.Türkiyeye Antalyaya narenciye almaya gelen bir Tır Şöfürüyle Türkçe konuştuk.

Alışverişimizden sonra Potiden Tiflis e gimek üzere yola çıktık. Kutaisi 87 Km,Tiflis 327 Km tabelalarının altından Tiflis yoluna girdik.Bu yolun ençok merak ettiğimiz güzergahı Batum-Tiflis yoluydu.Gezenbilirdeki forumlardan yolun çok yoğun olduğunu Gürcülerin çok kötü sollama yaptıklarını,aniden yolda durabildikleri gibi yazılar okudum.yolun geliş gidiş olması bölünmemiş olmamasıda beklediğim zorluklardandı.Yolda Türk Tırlarını görmek beni bildiğim topraklarda gibi hissettirdi ve güven verdi.Nede olsa dilimizi bilen bizi anlayabilen yurttaşlarımızla aynı yoldaydık.Supsa adında küçük bir kasabadan geçtik.Yol kenarında küçük domuzlar gördük.Burada bina çatıları saçtan yapılmış.Renkli saçlar estetik duruyor.Sac çatıların sıcak olacağını düşünüyoruz.Gördüğümüz herşeyi farklı bir gözle görüyor ve değerlendiriyorduk.Farklı şeyleri görmek bizi memnun ediyordu.Buradaki evler 2 katlı ve bahçeli evler.Tren yolu bir sağımızda bir solumuzda kalıyor.Küçük kasabaları izleyerek geçiyoruz.Aksol,Lesa,Samptredia,Ozurgeti,Chebati,Lanchuti adlarında küçük yerleşimlerden geçtik.Yerleşim yerleri meyvelik,ağaçlık alanlar.Shumhut üzerinden devam ettik.Yol üzerindeki çeşme boyunca meyve satan köylüleri görüp durduk.Hem buralarda çok göremediğimiz çeşmenin olması hem de meyvelerin tazeliği ve güzelliği bizi cezbetti.Canımda sulu bir Armut çekmişti ve tezgahta vardı.Köylülerden Armut 2 kg 1,5 GEL ,İncir Tabağı 1 GEL ,Şeftali 1,5 GEL aldık.incirleri hemen sıcağı sıcağına büyük bir iştahla çeşme başında yedik.Hayalini kurduğum armuttanda bir tane yedim.Fotoğraf çektirip yolumuza tekrar koyulduk.Kutasiye 32 km var.Kilise bahçesinde mezarlıklar var.Ve her mezarın üzerinde orada yatanın yarım boy fotoğrafı var.Bu çok ilgimizi çekmesine rağmen gelecekte mola vereceğimiz yeri bulmak amacıyla zaman kaybetmeden yolumuza devam ediyoruz.

Kutaisi merkeze girmeden Tiflis e devam ettik.Kutaisi de yine SSCB den kalma tek tip binaları görüyoruz.Sıkıcı bir şehre benziyor.Trafiğide berbat.

Tiflis yolu üzerinde toprak kaplar satılan bir çok yer var.Tiflis i internetten biraz araştırmıştım.İçinde birleşen ve diğer yöne akan bir nehir var ve birçok kilise vardı.Tiflis e gelmeden virajlı bir alanda Çam Ağaçları altında kamp yapılabilecek bir alan var.Burası mola vermek için uygun bir yer.Izgara et yapıyorlar.Samsun Motor Kulubünden gelen Gürcistan Gümrüğünde sohbet ettiğimiz,yolda selamlaştığımız motorcu arkadaşlarda burada mola vermiş et yiyorlardı.Biz dağcıydık ve bir farkımız olmalıydı.Hemen arabayı sağda park ettim.Burada birşeyler atıştırmaya karar verdik.Çünkü hem yol yormuş hemde biraz açıkmıştık.Hemen matlarımızı çam ağaçlarının altına serip kahvaltılıklarımız çıkardık.Ocağımızla sıcak su koyduk.Tacan çayı demlerken Tubayla ızgara etlerin fiyatlarını sorduk.Şişi 6 lari gibiydi.Dönüşte burada et yiyebileceğimizi düşündük.150 m ilerde çok güzel bir kilise gördüm.Hem ayaklarımız açılsın diye hemde merak ettiğimiz için Kiliseye kadar yürüdük.Çok düzgün yapılmış br kilise.Hafif temeden küçük bir kasabaya bakıyor.Kasabada tarihi başka kiliseler ve kalede gördüm.Acaba Tiflis mi dedik ama koskaca Başkanet bu olamazdı.Kahvaltılıklarımızla besleyici ve amaca yönelik birşeyler yedik.Üzerine keyif çaylarımız için hava kararmadan Kamp alanını bulmak üzere yola tekrar koyulduk.


Akşama doğru yoğun trafik altında Tiflis e ulaştık.Tiflis, iki dağın arasında bir vadinin içinde akan Mitkivari adlı ırmağın iki yanına boylu boyunca kurulmuş bir şehir.Bu ırmak şehri ikiye bölmüş durumda.Nehrin üzerinde iki yakayı birbirine bağlayan köprüler mevcut.Hakim noktada tarihi kilise göze çarpıyor.Tiflis in tepesinde ışıklandırılmış Eyfel Kulesine benzeyen benim Televizyon kulesi olarak düşündüğüm çok yüksek bir kule var.Merak duysamda çok zaman alacak bir iş.Öyle bir trafik akışı var ki bilmediğimiz bu yerde hem düşünüp hem araba kullanmak çok zor oluyor.Zira nereye gideceğimizi ,nerede durabileceğimiz kestiremiyoruz.Irmak kenarında dörtlülermizi yakıp fotoğraf çektiriyoruz.Amacımız Tiflis in merkezi bir alanında arabamızı park edip şehri gezmek.Hava da kararmak üzere.Şansımızında yaver gitmesi ile ırmağın karşı tarafına geçiyoruz.Dar ve trafik uyarıları olan yollar var.Arabayı park edecek yer bulmakta zorlanıyoruz.Tuba yolun sağındaki bir bayan fırıncı ile empati dilini kullanıp arabanın fırının önüne park edebileceğimiz konusunda anlaşıyor.Kadın ne Türkçe ne de ingilizce biliyor.Tuba el kol hareketleri ve sessiz sinema teknikleri kullanarak insanlarla bir şekilde anlaşıp bizi şaşırtmaya devam ediyor.Arabayı park edip şehri dolaşmaya başlıyoruz ama merkezi bir yerini de bulamıyoruz bir türlü.Amacımız merkezi bir yerde döviz bürosu bulup biraz Lari almak.Çünkü hiç Lari miz yok :smiley: Mitvikari ırmağı boyunca yürüyoruz ama ne bir meydan ne de merkezi bir yer görebiliyoruz.Yürüyerek bir yere varamayacağımı anlayıp arabaya dönmeye karar veriyoruz.Arabayla şehri keşfetmeye çalışıyoruz.Ana bir meydan bulamıyoruz ama açık bir döviz bürosu bulup 50 TL lik lari alıyoruz.Yolda saat bir AVM görüp seviniyoruz.Bedava park,belki ücretsiz Wi-Fi ve bir yerde oturup soluklanmak ve plan yapmak için zaman.Saat daha 21:00 gibi ve AVM kapalı.Tiflis girişinde Carrefour görmüştük ona denk gelirsek ona gireriz diye yola çıktık.Ama önümüze çıkmadı ve Lars kapısına doğru Tiflisten çıktık.Amacımız Tiflisten Lars a giderken yol üzerindeki Kayak Merkezinde Kamp Alanı var denilen alanda kamp atmak ve uyumak.Uzun sayılabilecek bir yolculuktan sonra KayaK Merkezine ulaşıp sevindik.Burada Oteller var.Güvenli görebileceğimiz bir alanda kamp atacağız ama tekin bir yer göremedik.Lars sınır kapısına kadar gidebildiğimiz yere kadar gitmek ve belki kamp alanı bulmak.Kayak merkezibi geçip sınır kapısına gitmesini düşünemeyecek kadar kötü bir yola geldik.Bu yolun sınır kapısına giden ana bir yol olamayacağını düşünüp geri döndük.Yolda kayak merkezi içinde sağa bir yol ayrımı vardı e olsa olsa ana yol orası olabilirdi.Ama kısa süre sonra beğenmediğimiz kötü yolun Lars a giden yol olduğunu giden diğer araçlardan anlayıp onları takip edip yola koyulduk.Beton kara tüneller yapmışlar ama zemin çok bozuk.Yine de her tür arama çok yavaş ve dikkatli gitmek şartıyla gidebiliyor.Yolda yol yapım çalışmaları var.Benzinimiz azaldı ve ne kadar yakında bir yerleşip yeri olduğunu bilmiyoruz.25-30 km lik bozuk ve yapımı devam eden yoldan bir sağa bir sola kıvrılarak devam ettik.İleride ışıklı bir yerleşim yeri görüp sevindik.Bu kadar ışığın olduğu bir yerleşim yerinde bir benzin istasyonu mutlaka vardır diye düşündük.Düşündüğümğz gibide karşımıza Gürcistanda güvenerek benzin aldığımız Socar firmasının istasyonu çıktı.Benzin bulmanın sevinciyle daldık istasyona.Görevli içerde uyuyordu uyandırdım.Benzin almak isteğimi söyledim.İstasyonun kapalı olduğunu söyledi.Ne zaman açılır diye sorduk.Sabah 08:00 gibi açılacağını söyledi.İstasyon alanı genişti.Bu alanda çadır kurabilirmiyiz diye sorduk.Hayır cevabını aldık.Benzin lambamız uzun süre yandığından ve bu alanda başka istanyon olmadığını öğrendiğimizden dolayı mecburi burada kalacaktık.Arabada mı kestirsek çadır mı kursak diye düşünürken.Benzin İstasyonu çapraz karşısında Tırlarında park ettiği bir alanda çimenlik bir alan bulup çadırlarımız kurduk ve hemen yattık.Yormuştu uzun yol özellikle beni.

b]09.08.2013 Cumartesi :[/b]

Sabah kalkıp çadırlarımız topladık.Benzin İstasyonunu açılmıştı.Benzinimizi aldık.Güzeşli ve güzel bir gündü ve benzin istasyonuınun olduğu yerden Kazbek Dağı güzel yüzünü göstermişti bize.Birkaç fotoğraf çekip yola çıktık.Yolda dağı daha iyi gören bir noktadan bir kaç fotoğraf daha çektik ve yola devam ettik.Lars sınır kapısına 13 km vardı.Sınır kapısına gittiğimizde yol kayalık ve bozuktu.Gürcistan tarafında Konteyner gibi bir barakada kontrollerimizi yaptılar.Gürcistan tarafı ile Rusya tarafı arasında yaklaşık 5 km lik bir mesefa var.Bu alanı geçip Rus Sınır kapısına geldik.

Araç kuyruğu burada bekleyeceğimiz anlamına geliyordu.Beklerken bize girişte verilen küçük bir form ve araç için verilen bir formu doldurduk.
 



Ynt: Arabayla Samsun - Batum - Tiflis - Vladikavkaz - Maykop - Dombay- Elbrus- Samsun

sunshine55' Alıntı:
Merhabalar,

Kendi arabamla Samsun-Batum-Tiflis-Vladikavkaz-Maykop-Dombay-Elbrus-Samsun yolculuğumun tüm detayları çok yakında bu başlık altında olacak.

Özet olarak:

Çıkış Tarihi& Saati:08.08.2013 12:00
Dönüş Tarihi&Saati:16.08.2013 12:00

Süre :8 Gün

Katedilen Km :3899 Km
Araç:Hyundai ix35 2012
Kişi Sayısı:3
Konaklama:Çadır,Ev,Otel
Önemli Lokasyonlar:Samsun-Batum-Tiflis-Vladikavkaz-Maykop-Dombay-Elbrus

Detaylar çok yakında.Merak edenler mesaj atarsa detaylandırma daha hızlanabilir.


08.08.2013 Perşembe:

Ramazan Bayramı sabahı kahvaltımızı yapıp yoğun yağmurlu bir günde Samsun dan kendi arabamız ve 2 dağcı arkadaşımla birlikte 12:00 yola çıktık.Hedefimiz Verçenik Kamp alanına kadar gidip Kamp atıp ertesi gün zirve yapıp Batum a hareket etmekti.Yolculuk dönüşünde de zaman kalırsa Kaçkar güney rotasından zirve yapmaktı.Yolda Kaçkar Dağlarında yoğun sis olduğu bilgisini alıp zaman kaybetmeden Batum u gitmeyi hedefledik.15:20 de Görele Tirebolu Kahvaltı evinde Yöresel Tabak,Kuymak,Mercimek Çorbası,Lahana Çorbalarımızı yiyip demlik çaylarımıza içerek yola devam ettik.17:20 de Trabzon u geçtik.(343 Km) 18:25 de 436 km yi geride bırakarak Rize ye vardık.18:44 gibi 468 km yi geride bırakarak Pazar,19:13 de 519 km yol alıp Hopa ya ulaştık.Kemalpaşada İstanbul Alışveriş Merkezine uğradık.Amacımız burada tavsiye edilen birinden Gürcü Larisi almaktı.Ama Larisi olmadığını öğrendik.538 km sonunda 19:58 de benzin ikaz lambamız yanmış olarak kendimizi Sarp Sınır Kapısında bulduk :smiley: Gerçekten ne olduğunu anlamadan kendimizi gümrük sırasında bulduk.Burada bize bölgeyi bilen ,Gürcistan konusunda tecrübeli Hasan arkadaşımızda bize arabasıyla katıldı.Gümrük yoğundu.Sarp Sınır kapısını 1,5 saat te geçtik.Arabadaki arkadaşlar yürüyerek kendileri için ayrılmış koridordan sınırı geçtiler.Ben ilk defa yurtdışına çıkıyorum.İlk defa bir sınır kapısından dışarı çıkıyorum.Ve arabayla :smiley: Dolayısıyla yönlendirmelere harfiyyen uymaya çalışıyorum.Arama için beni bir alana yönlendirdiler.Gürcü gümrüğünde görevlilere dağcı olduğumuzu Kazbek e gittiğimizi söyledim.Çantalarımız ve üzerim dağcıyız diye bağırdığı için benim arabayı çok incelemediler.Diğer araçlardaki tüm çantaları arabadan indirip tek tek açtırmışlardı.Kendimi dağcı ve bir Türk olarak özel hissettim biraz.

Sınır Kapısını 2 araç olarak geçtik.Araçlardan şöför harici yolcular araçtan inerek pasaport kontrolünden geçiyor.Türkiye-Gürcistan Pasaport Yurtdışı Çıkış Pulu 15 TL .Yürüyerek geçen arkadaşlarımızıda arabaya alıp Hasan Arkadaşımız eskortluğunda ilerleyip yolun solunda sıralanmış döviz bürolarından ilk önce 50 TL lik Gürcü Larisi aldık.Rotamız doğaçlama olacağından fazla Lari almadık.Yanımızda bir miktar Euro olmasıda güvencemizdi.***100 TL =84 GEL.

22:00 da 544 km yol alıp Batum vardık.Batum u gezmeden ilk önce Socar Akaryakıt istasyonunda Kredi Kartıyla 120 GEL lik Premium Euro 95 Benzin aldık.Benzinin lt 2.15 Lariydi. 1 Lari 0.82-0.84 Lari arasında değişiyordu.Bozdurulan yere göre değişiyor.Banka 1 Lariyi 0,84 TL olarak yansıtmış ekstreye.

Batum biraz arabayla turlayıp,arabalarımızı bir yere park edip şehri yürüyerek gezmeye başladık.Batum yeni yapılan ,güzel ve iddialı mimarili ,bol ışıklı binalar,bol ışıklı parklar,meydanlar şehri.Geç saatlere kadar yaşayan bir şehir.Alfabe kulesi,Meydanı,Pier Batumu sahil bandı,buradaki restaurantlar,yürüyüş,bisiklet yolları güzeldi.Tarihi dış cepheli ve ışıklı binaları güzeldi.Bu arada kominist rejim döneminden kalma soğuk,birbirinin aynı,simetrik ve küçük balkonlu binalarıda görmek mümkün.


Bize rehberlik yapan Hasan arkadaşımız bize Kobuletiyi tarif edip Türkiye tarafına geçmek üzere bizden ayrıldı. Kaldık 3 yol bilmez,dil bilmez heyecan sardı birden :smiley: Radyo kanalını arattırdım Muza diye klasik müzik çalan bir kanal eşliğinde yolculuğumuz başladı:smiley: Batumdan itibaren saatler Türkiye Saatine Göre 1 Saat ileri.Batum merkezden Kobuletiyide geçip (33 km) sonra 593.km de bir Türk Tır Parkının karşısında deniz kenarında yer alan ücretsiz Kamp alanını zorda olsa bulup gece 2-3 gibi çadırlarımızı kurup kampımızı attık.Kamp alanını ararken yolda sola sağa gidip geldiğimiz için Polis Şüphelenip alkol kontrolü yaptı :smiley: alkol almamıştım tabiiki.Orasımı burasımı manevralarıydı :smiley: (Georgia Parkına gelmeden 1km önce solda-deniz kıyısında) Yatmadan önce birşeyler atıştırıp yattık.

*** Kobuleti (Gürcüce: ქობულეთი; Rusça: Кобулети / Kobuleti, Osmanlı dönemindeki adı Çürüksu), Gürcistan’da, Acara Özerk Cumhuriyetinde bulunan, aynı adlı ilçenin yönetim merkezi olan kenttir.

09.08.2013 Cuma:

Sabah güneşli bir havayla 09:00 gibi dalga sesleriyle uyandık.Kısa bir sahil turu yapıp taşlı sahilin karşı kenarındaki Samsun Kumsallarının yerini kestirmeye çalıştık özlemle :smiley: Hemen ocağımızı yakıp çay suyumuzu ısıtırken ,diğer ocağımızla kıymalı yumartamızı yaptık.Samsun dan aldığımız ve kavurduğumuz kıymayla kıymalı yumurta hiç bu kadar lezzetli gelmemişti bize.Kahvaltımızda yok yoktu.İyi bir kahvaltı yapıp Tiflis e doğru yola çıktık.

İlkkez gittiğimiz bu rotada herşeyi dikkatlice inceleyerek ilerliyoruz.Trafik tabelaları Gürcü Alfabesi ve latin alfabesiyle yazılmış.Latin alfabesinin kıymeti paha biçilemez.Çünkü Gürcüce yazılmış tabelaları okumamız ,anlamamız çok zor.Asfalt yol güzel .Yol iki şeritli bir yol.Gürcistanda şöförler berbat araba kullanıyorlar.Yol boyu mısır tarlaları uzanıyor.İklimi akdeniz iklimine yakın.Yol boyunca tren yolu bize eşlik ediyor.Kobiletiden Potiye kadar 5 ırmak geçtik.Çok sulu bir alan.Poti meydanında bir kilise var.Saatin ters yönünde kilise etrafında trafik tek yön olarak verilmiş.Hata yapmamak için fazladan bir tur daha attık.Bir pazar yeri bulup alışveriş yaptık.

Kavun Kg fiyatı =1 GEL(Lari)
10 Kg Su =3 GEL
Muz Kg =2 GEL
Elma Kg =1 GEL
Soğan Kg =0,80 GEL
Nektarin Kg =2 GEL

Potide pazarda yaptığımız alışveriş keyfimizi getirdi.İnsanlarla iç içe olmak konuşmak güzeldi.Türkiyeye Antalyaya narenciye almaya gelen bir Tır Şöfürüyle Türkçe konuştuk.

Alışverişimizden sonra Potiden Tiflis e gimek üzere yola çıktık. Kutaisi 87 Km,Tiflis 327 Km tabelalarının altından Tiflis yoluna girdik.Bu yolun ençok merak ettiğimiz güzergahı Batum-Tiflis yoluydu.Gezenbilirdeki forumlardan yolun çok yoğun olduğunu Gürcülerin çok kötü sollama yaptıklarını,aniden yolda durabildikleri gibi yazılar okudum.yolun geliş gidiş olması bölünmemiş olmamasıda beklediğim zorluklardandı.Yolda Türk Tırlarını görmek beni bildiğim topraklarda gibi hissettirdi ve güven verdi.Nede olsa dilimizi bilen bizi anlayabilen yurttaşlarımızla aynı yoldaydık.Supsa adında küçük bir kasabadan geçtik.Yol kenarında küçük domuzlar gördük.Burada bina çatıları saçtan yapılmış.Renkli saçlar estetik duruyor.Sac çatıların sıcak olacağını düşünüyoruz.Gördüğümüz herşeyi farklı bir gözle görüyor ve değerlendiriyorduk.Farklı şeyleri görmek bizi memnun ediyordu.Buradaki evler 2 katlı ve bahçeli evler.Tren yolu bir sağımızda bir solumuzda kalıyor.Küçük kasabaları izleyerek geçiyoruz.Aksol,Lesa,Samptredia,Ozurgeti,Chebati,Lanchuti adlarında küçük yerleşimlerden geçtik.Yerleşim yerleri meyvelik,ağaçlık alanlar.Shumhut üzerinden devam ettik.Yol üzerindeki çeşme boyunca meyve satan köylüleri görüp durduk.Hem buralarda çok göremediğimiz çeşmenin olması hem de meyvelerin tazeliği ve güzelliği bizi cezbetti.Canımda sulu bir Armut çekmişti ve tezgahta vardı.Köylülerden Armut 2 kg 1,5 GEL ,İncir Tabağı 1 GEL ,Şeftali 1,5 GEL aldık.incirleri hemen sıcağı sıcağına büyük bir iştahla çeşme başında yedik.Hayalini kurduğum armuttanda bir tane yedim.Fotoğraf çektirip yolumuza tekrar koyulduk.Kutasiye 32 km var.Kilise bahçesinde mezarlıklar var.Ve her mezarın üzerinde orada yatanın yarım boy fotoğrafı var.Bu çok ilgimizi çekmesine rağmen gelecekte mola vereceğimiz yeri bulmak amacıyla zaman kaybetmeden yolumuza devam ediyoruz.

Kutaisi merkeze girmeden Tiflis e devam ettik.Kutaisi de yine SSCB den kalma tek tip binaları görüyoruz.Sıkıcı bir şehre benziyor.Trafiğide berbat.

Tiflis yolu üzerinde toprak kaplar satılan bir çok yer var.Tiflis i internetten biraz araştırmıştım.İçinde birleşen ve diğer yöne akan bir nehir var ve birçok kilise vardı.Tiflis e gelmeden virajlı bir alanda Çam Ağaçları altında kamp yapılabilecek bir alan var.Burası mola vermek için uygun bir yer.Izgara et yapıyorlar.Samsun Motor Kulubünden gelen Gürcistan Gümrüğünde sohbet ettiğimiz,yolda selamlaştığımız motorcu arkadaşlarda burada mola vermiş et yiyorlardı.Biz dağcıydık ve bir farkımız olmalıydı.Hemen arabayı sağda park ettim.Burada birşeyler atıştırmaya karar verdik.Çünkü hem yol yormuş hemde biraz açıkmıştık.Hemen matlarımızı çam ağaçlarının altına serip kahvaltılıklarımız çıkardık.Ocağımızla sıcak su koyduk.Tacan çayı demlerken Tubayla ızgara etlerin fiyatlarını sorduk.Şişi 6 lari gibiydi.Dönüşte burada et yiyebileceğimizi düşündük.150 m ilerde çok güzel bir kilise gördüm.Hem ayaklarımız açılsın diye hemde merak ettiğimiz için Kiliseye kadar yürüdük.Çok düzgün yapılmış br kilise.Hafif temeden küçük bir kasabaya bakıyor.Kasabada tarihi başka kiliseler ve kalede gördüm.Acaba Tiflis mi dedik ama koskaca Başkanet bu olamazdı.Kahvaltılıklarımızla besleyici ve amaca yönelik birşeyler yedik.Üzerine keyif çaylarımız için hava kararmadan Kamp alanını bulmak üzere yola tekrar koyulduk.


Akşama doğru yoğun trafik altında Tiflis e ulaştık.Tiflis, iki dağın arasında bir vadinin içinde akan Mitkivari adlı ırmağın iki yanına boylu boyunca kurulmuş bir şehir.Bu ırmak şehri ikiye bölmüş durumda.Nehrin üzerinde iki yakayı birbirine bağlayan köprüler mevcut.Hakim noktada tarihi kilise göze çarpıyor.Tiflis in tepesinde ışıklandırılmış Eyfel Kulesine benzeyen benim Televizyon kulesi olarak düşündüğüm çok yüksek bir kule var.Merak duysamda çok zaman alacak bir iş.Öyle bir trafik akışı var ki bilmediğimiz bu yerde hem düşünüp hem araba kullanmak çok zor oluyor.Zira nereye gideceğimizi ,nerede durabileceğimiz kestiremiyoruz.Irmak kenarında dörtlülermizi yakıp fotoğraf çektiriyoruz.Amacımız Tiflis in merkezi bir alanında arabamızı park edip şehri gezmek.Hava da kararmak üzere.Şansımızında yaver gitmesi ile ırmağın karşı tarafına geçiyoruz.Dar ve trafik uyarıları olan yollar var.Arabayı park edecek yer bulmakta zorlanıyoruz.Tuba yolun sağındaki bir bayan fırıncı ile empati dilini kullanıp arabanın fırının önüne park edebileceğimiz konusunda anlaşıyor.Kadın ne Türkçe ne de ingilizce biliyor.Tuba el kol hareketleri ve sessiz sinema teknikleri kullanarak insanlarla bir şekilde anlaşıp bizi şaşırtmaya devam ediyor.Arabayı park edip şehri dolaşmaya başlıyoruz ama merkezi bir yerini de bulamıyoruz bir türlü.Amacımız merkezi bir yerde döviz bürosu bulup biraz Lari almak.Çünkü hiç Lari miz yok Mitvikari ırmağı boyunca yürüyoruz ama ne bir meydan ne de merkezi bir yer görebiliyoruz.Yürüyerek bir yere varamayacağımı anlayıp arabaya dönmeye karar veriyoruz.Arabayla şehri keşfetmeye çalışıyoruz.Ana bir meydan bulamıyoruz ama açık bir döviz bürosu bulup 50 TL lik lari alıyoruz.Yolda saat bir AVM görüp seviniyoruz.Bedava park,belki ücretsiz Wi-Fi ve bir yerde oturup soluklanmak ve plan yapmak için zaman.Saat daha 21:00 gibi ve AVM kapalı.Tiflis girişinde Carrefour görmüştük ona denk gelirsek ona gireriz diye yola çıktık.Ama önümüze çıkmadı ve Lars kapısına doğru Tiflisten çıktık.Amacımız Tiflisten Lars a giderken yol üzerindeki Kayak Merkezinde Kamp Alanı var denilen alanda kamp atmak ve uyumak.Uzun sayılabilecek bir yolculuktan sonra KayaK Merkezine ulaşıp sevindik.Burada Oteller var.Güvenli görebileceğimiz bir alanda kamp atacağız ama tekin bir yer göremedik.Lars sınır kapısına kadar gidebildiğimiz yere kadar gitmek ve belki kamp alanı bulmak.Kayak merkezibi geçip sınır kapısına gitmesini düşünemeyecek kadar kötü bir yola geldik.Bu yolun sınır kapısına giden ana bir yol olamayacağını düşünüp geri döndük.Yolda kayak merkezi içinde sağa bir yol ayrımı vardı e olsa olsa ana yol orası olabilirdi.Ama kısa süre sonra beğenmediğimiz kötü yolun Lars a giden yol olduğunu giden diğer araçlardan anlayıp onları takip edip yola koyulduk.Beton kara tüneller yapmışlar ama zemin çok bozuk.Yine de her tür arama çok yavaş ve dikkatli gitmek şartıyla gidebiliyor.Yolda yol yapım çalışmaları var.Benzinimiz azaldı ve ne kadar yakında bir yerleşip yeri olduğunu bilmiyoruz.25-30 km lik bozuk ve yapımı devam eden yoldan bir sağa bir sola kıvrılarak devam ettik.İleride ışıklı bir yerleşim yeri görüp sevindik.Bu kadar ışığın olduğu bir yerleşim yerinde bir benzin istasyonu mutlaka vardır diye düşündük.Düşündüğümğz gibide karşımıza Gürcistanda güvenerek benzin aldığımız Socar firmasının istasyonu çıktı.Benzin bulmanın sevinciyle daldık istasyona.Görevli içerde uyuyordu uyandırdım.Benzin almak isteğimi söyledim.İstasyonun kapalı olduğunu söyledi.Ne zaman açılır diye sorduk.Sabah 08:00 gibi açılacağını söyledi.İstasyon alanı genişti.Bu alanda çadır kurabilirmiyiz diye sorduk.Hayır cevabını aldık.Benzin lambamız uzun süre yandığından ve bu alanda başka istanyon olmadığını öğrendiğimizden dolayı mecburi burada kalacaktık.Arabada mı kestirsek çadır mı kursak diye düşünürken.Benzin İstasyonu çapraz karşısında Tırlarında park ettiği bir alanda çimenlik bir alan bulup çadırlarımız kurduk ve hemen yattık.Yormuştu uzun yol özellikle beni.

b]09.08.2013 Cumartesi :[/b]

Sabah kalkıp çadırlarımız topladık.Benzin İstasyonunu açılmıştı.Benzinimizi aldık.Güzeşli ve güzel bir gündü ve benzin istasyonuınun olduğu yerden Kazbek Dağı güzel yüzünü göstermişti bize.Birkaç fotoğraf çekip yola çıktık.Yolda dağı daha iyi gören bir noktadan bir kaç fotoğraf daha çektik ve yola devam ettik.Lars sınır kapısına 13 km vardı.Sınır kapısına gittiğimizde yol kayalık ve bozuktu.Gürcistan tarafında Konteyner gibi bir barakada kontrollerimizi yaptılar.Gürcistan tarafı ile Rusya tarafı arasında yaklaşık 5 km lik bir mesefa var.Bu alanı geçip Rus Sınır kapısına geldik.

Araç kuyruğu burada bekleyeceğimiz anlamına geliyordu.Beklerken bize girişte verilen küçük bir formu doldurduk.İmmigration Kart.
Rusya Türkiyeye vize uygulamıyor.Pasaportunuz ile İmmigration Kart ı doldurarak giriş yapabiliyorsunuz.Biz araçla girdiğimiz için Araç Pasaportu ve araç bilgilerini içeren bir form doldurarak giriş yaptık.
Araç için bir form doldurmak için gümrükte içeride bir alana davet edildim.Tamamen Rusça kril alfabbesinde hazırlanmış bir formu doldurmamı istediler.Tabi istenen bilgiler nedir hiçbirşey anlamadım.Orada azçok ingilizce bilen bir personelin yardımıyla formu doldurdum.
Sonra evrakları incelerken araç pasaportunda araçla ilgili bilgilerin numaralandırılarak,Türkçe,Rusya,İngilizce vb dillerde de yazılı oldugunu gördüm.Yani TTOK tan aldığımız belgeden bakarak bu formu doldurmak gerekiyor.Tecrübeyle öğrendik.İlk girişte 2 saat gibi bir sürede Rusyaya ancak girebildik.Lars sınır kapısını geçtikten sonra 3 km sonra benzin istasyonu var.Rusyaya geçecekseniz benzin durumunuzu buna göre ayarlayabilirsiniz.Rusyada Euro 95 2 TL civarında.Gürcistana göre daha ucuz Gürcistanda 2,15 GEL (0,84 ile çevirirsek) 2,5 TL ye denk geliyor.Bu fiyat kura göre farklılık gösterecektir.

Rusya tarafında Viladikavkaz a kadar yeni atılmış gidiş-geliş hafif virajlı bir yol var.Sağımızda Gürcistandan Rusya tarafına akan Terek ırmağını sağımıza alıp Vladikavkaz a geliyoruz.
Vladikavkaz girişinde iki seçeneğimiz var sağdan şehir merkezine girebilir veya soldan şehre girmeden Nalcik yönüne devam edebilirsiniz.
Biz bizi karşılayan ilk Rus Şehri olan Vladikavkaz a girdik.Agaçlıiaydınlatması yapılmış bir yoldan sağımızda tren yolu şehrin merkezine kadar ilerledik.Sağ tarafın merkez olduğunu varsayıp sağa döndük Terek Irmağının üzerinden geçip arabamızı park edecek bir alan bulduk ve yol kenarına arabamızı park ettik.
Vladikavkaz içinden Terek nehri geçen nehir kenarları düzenlenmiş düzenli bir şehir.Park sulamalarını bayanların yapması dikkatimizi çekti ilk.Tramvayları kullanlarda bayandı.Şehir temizliğini yapanlar bayanlar.Arabayı park ettiğimiz yolun karşısı bir park.Ve burada bir erkek Kafkas heykeli var.Taşlarla süslenmiş güzel bir bina yapılmış.Şehri gezmeye başladık.Hiç Rublemiz yoktu.Alanda bir döviz bürosu bulup 50 euro bozdurduk.Artık paramızda vardı.Açıkmaya başlamıştık.Terek nehrini üzerinden köprüden yürüyerek karşıya geçtik.Bir pastaneden gelen güzel kokular bizi kendine çekti.Çok düzgün bir işletme ve çalışanların tamamı yine bayan.Sufle kokusuyla girdiğimiz pastaneden vişneli kek ve içinde elma,muz karışımı olan kruvasana benzeyen bir kurabiye alarak çıktık.Açıkmıştık ve aldıklarımızı hemen yemek istedik.Arabadan çayımızı alıp Terek nehri kenarında bir banka oturup aldıklarımızı yedik ve çaylarımızı yudumladık.Keyfimize diyecek yoktu.Spontene çıktığımız bir macera yolculuğunda herşey istediğimiz gibi ve hızlı gelişiyordu.Şehrin planlı oluşu,yeşil alanları ve Terek nehri çevre düzenlemesi hoşumuza gitti.Zaman kaybetmemek için arabayla şehri gezmeye karar verdik.Tamamen spontene olarak sehri dolaşıyorduk.Girdiğimiz bir yolun tenhalığı bizi tedirgin etti ama yola girmiştik bir kere.Tam çıkışı görüp arkamızdan gelen sivil aracı görünce de rahatlamıştık ki.Araç bizi durdurdu.Yolun trafiğe kapalı bir yol olduğunu anlatmaya başladılar.Bizde tamam dedil çıkış burası çıkıp gidelip,giriş yok işaretini görmedik dedik.Birilerini aradılar bir polis arabası geldi.Onlarda çıkıştaki girilmez tabelasını gösterdiler,kameraları gösterdiler.Girişte hiçbirimiz giriş yok tabelasını görmemiştik.Kontrol etmedik belkide ya hiç yoktu yada görülmeyecek bir biçimdeydi.
Rus polisler birşeyler anlatıyorlar,işi abartıyorlar,karakol,trafik ceza tutanağı vb anlattıkça anlatıyorlardı.Çok geçmeden amacın rüşvet istemek olduğunu anlattılar.Kameraların görmemesi için araç içine çağırıp kağıdın üzerine 500 Dolar yazdılar.Verin sizi görmeyelim dediler.Bizde paramız yok dedik.Bankadan çekin verin dediler.Bu paranın çok olduğunu söyledik.Ben 200 Ruble vermek istedim.Yaklaşık 12 TL.Ruble kabul etmediler dolar istediklerini söylediler.O zaman siz yazın dediler.Tuba kağıda 50 Dolar yazdı.Onlar 100 dolardan aşağı olmaz dedi.Tacan da bozuk 20+20 40 dolar vardı.Tuba önce 20 Dolar ı verdi kabul etmediler.40 dolar verip artık olsun dedik.Gönülsüz gibi yapıp evrakları verdiler ama arabadaki herkesin morali çok bozulmuştu.Ben gelirken arabayla gelirken bir şekilde polisle sorunlar yaşayacağımızı düşündüğümden ve 40 dolarla kurtardığımızı düşündüğümden daha rahattım.Ama özellikle Tacan ın morali çok bozuldu ve Polis Korkusu Sendromu başladı.Tuba sayesinde konuyu unutmamızda zaman aldı.Çünkü sağolsun tekrar anlatmayı seviyor biraz.Bense artık unutup yolumuza devam edelim moralimizi bozmayalım istiyorum.Bu moral bozukluğu ile Vladikavkaz da gezme isteğimiz biran önce buradan çıkma isteğine dönüştü.Nalcik yoluna doğru devam ettik.Rusyada trafik daha çok yollara çizilen çizgilerle kontrol ediliyor.Dönüşler,sollamalar,durmalar herşey ama herşey yola çizilmiş.Küçük bir kasabadan geçerken 2 şerit yol sola dönüş verildiğinden bir anda tek şeride düştü.Bizde 2.şeritten sağ şeride geçtik ama geçerken dönüş çizgisine basmış tekerimiz.Sanki bizi bekliyorlarmış gibi.Anında karşımızda polisi gördük.Arkamızdan takip edip bizi anonsla durdurdular.İyice hevesimiz kaçmış bir şekilde arabayı sağa çektim.Evrakları hazırladım ve arabada beklemeye başladım.Camı açtım.Polis geldi evrakları istedi.Beni arabaya davet etti.Bir kağıt çıkarıp yolu çizgileri ve yaptığımız hatayı bir bloknotta anlatmaya başladılar.Olayı anladım ama kuralın saçmalığını Polis e anlatmaya çalıştım ama nafile.Kameradan görüntüleri bana gösterdi.yalnız burada taktik belli.Önden bir ekip durduruyor.Rüşvet alma konusunda tecrübeli bir ekibe haber veriliyor.Rüşvet ekibi geliyor.Önce anlattıkça anlatıyor.Gözünüzü korkutmaya çalışıyor vb.Sonra rüşvet istiyorlar.Polis nereden geliyorsunuz,nereye gidiyorsunuz.Adın ne vb rüşvet öncesi sorularını soruyor.Maykopta tanıdığımız arkadaşlarımız olduğunu ,Türkiyeden geldiğimizi vb anlattık.Maykoptan Mehmet Abinin telefonunu gösterdik.Arayalım falan dedik.Maykopta Türkiyede okuyan öğrenci arkadaşalrımız falan olduğunu falan söyledik.Baktılarki biz onlardan daha fazla bahaneler sıralıyoruz ve Maykop ta tanıdıklarımız var sanırım Rüşvet alıp sorun yaşamak istediler.Ve evrakları verip bizi gönderdiler.Rusçamız olsa veya onların İngilizcesi iyi olsa “Rusyayı gezmeye gelmiştik ama Rus Polisinin bu tutumunu gördükten sonra dönmeye karar verdik diyecektim”
Ucuz atlatmanın sevinci ama Polis Sendromunun dikkati ile Nalcik e doğru hareket ettik.Bir yandan da yollardaki kuralları kendi kendimize öğreniyorduk.Sollamaya hazırlan işareti.Burada sollayabiliyoruz ama tek yola düşmeden kendi şerimize geçmek kaydıyla.Kril alfabesinden CTON (STOP) u söküp bu yazıyı gördüğümüzde %100 durmamız gerektiğini falan doğaçlama öğreniyoruz.Eğer yol dönüşleri varsa tabelalara ve çizgilere çok dikkat edio doğru şeritte kalmak çok önemli.
Yol dümdüz bir yol ve güneş tam gözümün içine giriyor.Yol o kadar düz planlanmış ki güneş hiç yön değiştirmiyor.Sürekli Batıya gidiyoruz.Yol 3 şeritli bir yol.Sollama hakkı bir gidişe bir dönüşe mütemadiyen değiştirilerek veriliyor.Yol ileride bölünmüş yol yapılabilecek genişlikte ve yolun heriki kenarına dikilmiş ağaçlarla tarlaların yola tecavüzü fiziksel olarakta engellenmiş.Yol boyunca uçsuz bucaksız mısır tarlaları var.Tarla büyüklükleri sanırım 1000-2000 dönüm büyüklüklerinde.Gün batımı gökyüzü kızılllaşarak güneş yavaş yavaş çok güzel batmaya hazırlanıyor.Günbatımı bana Samsun-Bafra yolundaki gün batımını ve fotoğraf makinamla bu güzel manzaraları elektrik teli,ağaçları kadraja sokmadan fotoğraflama çabalarımı hatırlatıyor.Bafra Ah Bafra ! seni Rusyadan sevmekte varmış !
Karşımıza çıkan güzel bir göl kenarında mola veriyorum.Rutin yol ve güneşe doğru araba kullanmak yordu biraz ve sabahtan beri araba kullanıyorum.Yoldan aldığımız meyvelerden yemek bizi kendimize getirdi.Gölün güzelliği gözlerimiz dinlendirdi.Uyuşan dokularımıza kan gitti.Gölün karşısında piknik yapan arabalı piknikçiler var.gölde yüzen insanlar görüyoruz.Güneş kaybolmaya başladı.Maykop a biran önce varmak ve konaklayacak bir kamp alanı / uygun bir pansiyon vb bulmak hedefimiz.Tekrar yola koyuluyruz.Yol kenarında meyve,domates satan köylüler var.
 


Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,488
Mesajlar
1,518,716
Kayıtlı Üye Sayımız
172,144
Kaydolan Son Üyemiz
zeloni

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst