Yazılanları okuyunca aklıma bir soru geldi:
İşletmeci her geleni kabul etmek zorundamıdır?
Türk Ceza kanununda;
MADDE 122. - [1] Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak;
a) Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hâllerden birine bağlayan,
b) Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş bir hizmeti yapmayı reddeden,
c) Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen,
Kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
Tüketicini Korunması hakkındaki kanunu
MADDE 6- (1) Vitrinde, rafta, elektronik ortamda veya açıkça görülebilir herhangi bir yerde teşhir edilen malın,
satılık olmadığı belirtilen bir ibareye yer verilmedikçe satışından kaçınılamaz.
(2) Hizmet sağlamaktan haklı bir sebep olmaksızın kaçınılamaz.
(3) Ticari veya mesleki amaçlarla hareket edenler; aksine bir teamül, ticari örf veya adet ya da haklı bir sebep yoksa;
bir mal veya hizmetin satışını o mal veya hizmetin, kendisi tarafından belirlenen miktar, sayı, ebat gibi koşullara ya da başka
bir mal veya hizmetin satın alınması şartına bağlayamaz.
(4) Bakanlık ve belediyeler, bu madde hükümlerinin uygulanması ve izlenmesine ilişkin işleri yürütmekle görevlidir.
Otel,motel kamping vs.. gibi yerler KBS kimlik bildirim sistemine dahil olmalıdır.Eğer hizmete talip olanın, emniyette kaydı var ise ,sistem otomatik olarak polis,jandarma ya bilgi aktarımı yapacaktır.
İşletmeci ahlak polisi değildir,hizmet sunabilmek için aldığı işletme ruhsatında da ,işletmenin ticari sicilinde de böyle bir misyon bulumamaktadır.Hizmete talip olan tüketici sorun çıkardığında ilgili emniyet güçlerini çağırmak ve işi onlara devretmesi doğru olan uygulamadır.
Hiç kimseyi peşinen ön yargılarla; teşhirci,sapık,ahlaksız,hırsız vs ilan edemezsiniz,bu da ayrıca tazminat davası konusuna da girebilir.