Ynt: Bir Derin Hikaye
seyit' Alıntı:
Zaten o koşmaya başladıktan sonra herkes bir komut almışcasına arkasından aynı şeyi yaptı ve yavruyu tekrar çuvala koyup aldık geldik.
Yani sizin köpekler de tenteyi yırtıp içeri dalsalar bile sorun deyil.Artık yüreğimiz birkez yırtıldı nasılsa.
Ayı yavrusu ne oldu sonra, merak ettim.
Bende de yaban hayvanları ile ilgili epey hikaye vardır, aklıma geldikçe gülerim.
15 yaşlarındayken bir yaz günü beş çocuğun eline düşmüş bir yılan yavrusu gördüm. 70 santim boylarında bir karayılan. Aldığı sopa darbelerinden şaşkınlaşmış, sağa sola kaçmaya çalışıyor ama veletler sopalarla dürtükleyip eziyet ediyorlar. Ellerinden almaya kalksam, mahalle onların, hır çıkacak. Satın bana dedim, pazarlıkla bir liraya anlaştık. Yanımdaki 50 kuruşu peşin verdim yılanı kuyruğundan kaldırıp aldım. Paranın kalanı için dedemin çiftliğe kadar birlikte gittik. Para isteyeceğim, evde kimse yok. Aklıma anneannemin sürekli bozuk para istiflediği minder altı geldi. İki tane 25 kuruş çalıp çocuklara verdim, yılan benim oldu. Bol delik açtığım bir gaz tenekesi ve üzerine bir cam kapakla bir yılan evi yaptım. Yılan süt içer diye duymuştum, hikayeymiş meğerse. Sinek, böcek, su. Başka birşeye yüz vermedi. İki gün sonra kendini toparladı ama onunla ilgilenmek o yaşlarda bana cazip geldiği için salamadım. Bir de gezinti torbası yapmıştım. Dışarı çıktığımızda kaçıp saklanamayacağı bir yerde dolaşmasına izin verir sonra yine torbasına koyardım. Tatilimin sonuna kadar bir ayı birlikte geçirdik. Tatil dönüşü bir taş duvarın dibinde serbest bıraktım, saniyesinde yok oldu.
Birkaç yıl sonra da kanadı yaralı bir kartal maceram olmuştu. Onu 50 kuruşa kapatmıştım ama tamamen iyileşmesine zamanım yetmedi. Az da olsa uçabilecek durumda ormana bırakmıştım.
Şimdi oturduğum bölgede de mayıs - temmuz arası yılan kaynıyor ama zehirsiz türü yok. Neredeyse tamamı engerek. Bahçe duvarlarım yüksek olduğu için nadiren bahçeye giriyorlar ama kediler hemen peşine düşüp haber veriyorlar. Bir köşede sıkıştırıp ucuna ip halka taktığım sopayla yakalıyorum ve hop dışarı. Eşim bu konuda biraz hassas olduğundan gözden kaçabilecekler için mayıs başına kadar bahçedeki tüm otlar biçilmiş oluyor. Yılanlar yüzünden bölgede bir özdeyiş bile yayılmış durumda "Ramazanda imamdan, haziranda yılandan sakın" diye. Haziran çiftleşme mevsimleri, saldırgan oluyorlar.
Şu sıra, hayvan koruma derneği başkanı olan eşimin de ilgilendiği, belediyeye ait köpek barınağında yaralı bir şahin var. Veteriner saçmaları temizledi ve iyi durumda. Onu gözüme kestirdim ama çok kötü bakıyor. Bir de benim meraklı köpek koklamaya kalkarsa gözünü çıkartır diye çekiniyorum.
Seyit bey, korna kullanmayı ben de sevmiyorum. CJ'de normal kornanın dışında uzun yolda sollamalarda ara sıra kullandığım marin tip bir korna daha var ama sesinin nasıl olduğunu bile unuttum. Şehir içinde motorun sesi, şehir dışında selektör yeterli ikazı yapıyor.