Bir Derin Hikaye

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan seyit Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 35
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 6,649
Ynt: Bir Derin Hikaye

Konu hayvanlardan açılmışken bahçemiz sakinlerinden olan kaplumbağa kabilesinden bahsetmezsek olmaz. Sayıları çok daha fazlaydı ama bir kısmı 5 yıl önce yanan ve yeniden ağaçlandırılan yakın bir ormanda koloni kurmak üzere konuşlandırıldılar.

Sağ arkada kaplumbağa heykelinin yanında su yalakları var. Her yıl 20-30 yavru daha aileye katılıyor ama bahçedeki açık alanda martı, karga ve baykuşlara yem olmasınlar diye daha büyümeden ormana bırakılıyorlar.

image2.jpg
 

Etiketler
Ynt: Bir Derin Hikaye

Forum başlığı CJ.
Konuyu fazla saptırmamak için araya bir de CJ resmi sıkıştırayım dedim. TÜV muayene sonrası keyifli halim. Dönüşte yolu boş görünce ibreyi 130'a dayayıp çıkan motor homurtusuyla daha da keyiflenmiştim.

Emin179.jpg
 

Ynt: Bir Derin Hikaye

Buggy' Alıntı:
Forum başlığı CJ.
Konuyu fazla saptırmamak için araya bir de CJ resmi sıkıştırayım dedim. TÜV muayene sonrası keyifli halim. Dönüşte yolu boş görünce ibreyi 130'a dayayıp çıkan motor homurtusuyla daha da keyiflenmiştim.
Dediğiniz gibi konu CJ ve daha fazla saptırmamak adına ben de sadece en yukarıdaki sorunun cevabıyla yetinmek istiyorum.
O Ayı yavrusu Rahmetli Mustafa ağabeyin bahçesine yaptığı tıpkı hayvanat bahçelerindekine benzer bir barinak/kafes içerisinde büyüdü ve yetişkin hale geldi.(Jeepten bahçeye saldığımız anda bir ağaca çıkmıştı.Ertesi gün hala aşağı indirememiş olan Mustafa ağabey o ağacı da bu arada kesmişti).Bir süre sonra Belediye etraftan bir takım hayvanları toplayarak küçük çaplı bir hayvanat bahçesi kurdu.Artık yetişkin haldeki bu ayıyı beslemekte ciddi sorun yaşayan Mustafa ağabey de onu buraya hediye etmişti.Bir dönem sonra seçimi kazanan bir başka Belediye başkanı ise o hayvanat bahçesini dağıttı.Ayı tekrar eski sahibine geldi.Bahçe duvarının hemen dışında bulunan bir köy yolundan geçen köylülerle bir tatsızlık yaşadı.Hayvanın doğrudan saldırmış olduğunu sanmıyorum.Belki köylüler gereksiz bir panik ve tepki sonucu hayvanı aslında hiç te niyeti olmayan bir saldırganlığa itmiş olsa gerek.İşte oracıkta Mustafa ağabey bu ayıyı bizzat kendisi vurmak zorunda kaldı.
 

Ynt: Bir Derin Hikaye

İyi günler
Güzel ve bir o kadar da özel olan anılşarınızı, bizimle paylaşma nezakatinde bulunduğunuz için teşekkür ederim.
Saygılar
Batuhan
 

Ynt: Bir Derin Hikaye

Ayıya üzüldüm, keşke başka bir formül bulunabilseydi.

Ankara Hayvan Koruma Derneği (Haykod) köpek barınağında başından benzer bir macera geçmiş bir ayıcık var. 20 yıldır havuzlu, ağaçlı kafesinde köpek komşularıyla birlikte yaşıyor. Hatta dernek kurucusu arkadaşım, başka bir dernek tarafından " ayının kişilik hakları, üreme sorunları" gibi komik bir suçlamayla mahkemeye verilmiş ve konu televizyonlara taşınmıştı.

Forum konusu CJ ama arada böyle yağ, benzin kokusundan uzaklaşmak da keyifli oluyor. Anılarınızı kesmeyin Seyit bey, sizinkilerin içlerinde willys, CJ bolca geçiyor. CJ'de 14 yıllık olduğum için benim hikayelerde ne yazık ki CJ yok. Onun için şimdi yaptığım gibi birkaç yazıda bir araya bir CJ konusu da sıkıştırırım. Ya da tepki alırsak konuya özelden devam ederiz.
 



Ynt: Bir Derin Hikaye

Buggy' Alıntı:
Ayıya üzüldüm, keşke başka bir formül bulunabilseydi.

Ankara Hayvan Koruma Derneği (Haykod) köpek barınağında başından benzer bir macera geçmiş bir ayıcık var. 20 yıldır havuzlu, ağaçlı kafesinde köpek komşularıyla birlikte yaşıyor. Hatta dernek kurucusu arkadaşım, başka bir dernek tarafından " ayının kişilik hakları, üreme sorunları" gibi komik bir suçlamayla mahkemeye verilmiş ve konu televizyonlara taşınmıştı.

Forum konusu CJ ama arada böyle yağ, benzin kokusundan uzaklaşmak da keyifli oluyor. Anılarınızı kesmeyin Seyit bey, sizinkilerin içlerinde willys, CJ bolca geçiyor. CJ'de 14 yıllık olduğum için benim hikayelerde ne yazık ki CJ yok. Onun için şimdi yaptığım gibi birkaç yazıda bir araya bir CJ konusu da sıkıştırırım. Ya da tepki alırsak konuya özelden devam ederiz.

Emin bey,hadi akvaryumda balık neysede kafeste kuş,kapı önünde sürekli bağlı yada çok dar bir alanda hapis edilerek köpek beblemeyide ben pek kabullenemiyorum.Veya hayvan barınakları ve kısırlaştırma konusu da bana biraz itici geliyor.Bunlara da hakkımız olmadığını düşünüyorum.Ancak kimi insanların olayı bu noktaya gelmesi için baskı oluşturmasını ve o garibanların böylesi bir toplum baskısı sonucu bunlara maruz kalması da üzücü diye düşünüyorum.
Ben aslında ta çocukluk yıllarımdan itibaren çok avcılık ta yaptım.Belki bir çelişki ama içimde benimde tarif edemediğim şekilde bir hayvan sevgisi hep var olageldi.Gün oldu bir kekliği avladım,ama peşinde zeytin tanesi büyüklüğündeki yavruları varken atmacanın yakaladığı bir anaç ardından onları kurtarabilmek için bir türlü bulup toplayamadığım yavrular için yıllarca içimde derin bir hüzün barındırdım.Çok köpek besledim.Öyle Kangallar geldi geçtiki ormancıyı atından,demiryolu şefini jeep'e benzer tek silindir motorlu drezin denen aletin üzerinden çekip aşağı indirdiler.Bunlara sadece bakmam ve ses tonum kuyruklarını kısıp ayaklarımın dibine yatmalarına yeterli oldu.Bana öyle bağlıydılarki çiftlikten döneceğim zaman ben iyice uzaklaşana kadar salıvermemelerini tembih edip kapalı biryere aldırmadan gelemiyordum,çünki jeepin peşine düşüp geliyorlardı.Ben de onları hep çok sevdim ama asla sarmaş dolaş olup ellerini yüzlerini yalayacak boyutta bir samimiyete müsade etmedim.Arada daima bir mesafe ve onlar kendi ortamında olmak kaydıyla bir sevgi.Kısacası hayvanları kişilik haklarına dokunmadan,ufuklarının geniş olacağı ortamda ve hür olmaları kaydıyla sevdim.
Bak işte CJ konuşmamız gerekir derken konu yine saptı.Artık insanların sabrını zorlamaya başladık galiba.
 

Ynt: Bir Derin Hikaye

Bu konuda hemfikiriz. Tüm canlıların kendi doğal ortamlarında yaşamaları en doğrusu ama bu yaban hayvanları için geçerli. Çocuklara karne hediyesi olarak alınan, bir süre sonra kılıydı, tüyüydü, ben sıkıldım gerekçeleriyle sokağa atılan hayvanlar için ne yapmamız gerekir. Ölüm kampları olarak gördüğüm barınaklara ben de karşıyım ama kötünün en iyisi de bu. Sevgisiz bir toplum olmuşuz. Kapının önüne bırakılan bir tas su, çöpün yanına bırakılan bir kap yemek, sevgisiz insanlarca tekmelendiği bir ortamda sokak hayvanları için barınak tek kurtuluş yeri. İşin sevindirici tarafı barınaklara düşen her 100 hayvandan onunun hayvan severler tarafından sahiplenilmesi. Doğal ortamları sokaklar diye ortada bırakıldıklarında ya kişilerce ya da belediyeler tarafından zehirle itlaf ediliyorlar.

Kısırlaştırma belki hayvan doğasına yapılan bir müdahale ama kısırlaştırma olmazsa popülasyon artışının ve dolayısıyla katliamların önüne geçmek de imkansız. Normal bir üreme olsa belki sorun çıkmaz ama verilere göre sağlıklı bir çift köpeğin 6 yılda 65.000 gibi bir sayıya ulaşması gözönüne alındığında kısırlaştırma tek çözüm olarak görünüyor. Toplu olarak yok etmek veya dünyaya gelmesini engellemek arasında benim tercihim ikincisi.

Konuyu yine CJ'ye getirelim. Yurt dışına sipariş verdiğim prothan marka poliuretan makas küpe burcu ve takoz takımlarım geldi. İki kriko daha aldım. Tork kolu, anahtar ve lokma vs. gibi malzeme eksiklerim için birkaç hırdavat sitesine sipariş verdim, onları bekliyorum. Uyku tulumum, ispirto ocağım ve çay takımlarım hazır. Önümüzdeki günlerde yine CJ'nin altında kamp kuracağım. Bir kişilik yer daha var ama Tokat biraz uzak galiba :smiley:
 

Ynt: Bir Derin Hikaye

Herkese merhaba.Bence kimse bu bölüme ..... ''artık sıkıldık, konu ne, konunun geldiği yer neresi, sabrımızı zorlamayın'' vb. cümleler kullanarak katılmayacaktır.
Doğayı, insanları, tabii hayvanları da seven, vahşi hayvanların yaşam haklarına da saygı duyan, ve bu konudaki
düşüncelerini de bizlerle paylaşanların sözettiği hangi değer bizi sıkacak.
Lütfen rahat olun, paylaşımlarınız bizi hiç sıkmıyor.
Selamlar, sevgiler herkese.
 

Ynt: Bir Derin Hikaye

Ben yine de konuyu sadeleştireyim.Dünden buyana şehir biraz kar altında ve benim CJ5 evin karşısında üzerine yağan kar ile duruyordu.Açıkçası gidip temizlemeye üşeniyordum.Az önce balkona çıktım ve okuldan dağılmış olan veletlerin kartopu oynamak için kendilerine hazır bir malzeme bulmuş olmaları sonucu üzerini tertemiz etmelerini bıyık altından gülerek keyifle izledim.
 

Ynt: Bir Derin Hikaye

Emin abi selamlar sevgiler..Uzun zamandır konuşamadık umarım salığınız sıhat ve huzurunuz yerindedir..bu arada konu ve paylaşımlar harika.. sıkılmanın lafı bile olamaz.. :smiley: araya da cj muhabbetlerini serpiştirmeler yerinde ve kararında..Seyit beye de çok teşekkürler..İlgiyle takipdeyiz abi :smiley: :smiley:
 



Ynt: Bir Derin Hikaye

hsn' Alıntı:
Emin abi selamlar sevgiler..Uzun zamandır konuşamadık umarım salığınız sıhat ve huzurunuz yerindedir..bu arada konu ve paylaşımlar harika.. sıkılmanın lafı bile olamaz.. :smiley: araya da cj muhabbetlerini serpiştirmeler yerinde ve kararında..Seyit beye de çok teşekkürler..İlgiyle takipdeyiz abi :smiley: :smiley:

Keyifler yerinde Hasan, teşekkür ederim. Umarım senin tarafta da herşey yolundadır.

Sizleri bilemem de ben burada aynı düşünce yapısına sahip, klavyesinden bal damlayan sizler gibi dostların arasında olmaktan büyük keyif alıyorum. Bir iki teknik tavsiye, sorular, sorunlar, satıyorum, arıyorum konuları arasında biraz da muhabbet iyi olur düşüncesiyle Seyit bey'in başlatmasını fırsat bildim, kaptırdık gidiyoruz işte.

Coğrafi konum nedeniyle yüzyüze gelmek biraz zor olacağından burayı mesken tuttuk. Eskiden mail gruplarımız vardı, feysbuk-twitter çıktığından beri tarihe karıştı. Onların da sosyal amaca hizmet ettiğini artık düşünmüyorum. Başlarda paylaşım için iyi bir ortam gibi görünüyordu ama şimdilerde "paylaşmayan kalmasın, tıklamazsan küserim, haydi 80 milyon kişi arıyoruz" türünden cazgırlıklarla çarşamba pazarına döndü. Kimisi kendini DJ gibi görüp çalıyor da çalıyor, kimisi fotoğraf sergisi açmış gibi, kimi de sanki gazete haber dağıtıcısı. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de oyun modası başladı. Bir boncuk gönder sana iki tuğla bir kiremit vereyim türden. Bir merhaba, nasılsın bile kalmadı. Böyle davrananları engellemeye kalksam 400 kişilik arkadaş sayısı iki elin parmaklarını geçemeyecek. Ben de haftada bir açıp bildirim özetlerine bakıyorum, kayda değer bir şey bulursam okuyorum. Ama burası öyle değil. CJ ile ilgili olmasa bile okunacak, keyif alınacak, bir iki bilgi kırıntısı bırakacak binlerce konu-yazı var. Her gece iki üç saat sayfa karıştırmama rağmen daha gezenbilirin yüzde birini gezemedim.

Konu senin de dediğin gibi güzel gidiyor ama uzun sürmez. Diğer konu başlıklarında da olduğu gibi biri araya girer, satılık kelepir araba diye bir yazı sokuşturur, biz de köşemize çekiliriz.
 

Ynt: Bir Derin Hikaye


Emin Hocam
o araya girecek her kimse
ama oradan, ama buradan,
bir şekilde alır cevabını.

takipteyiz ...

ve hevesle de bekliyorum, Ankara dan birilerini.


Buggy' Alıntı:
Diğer konu başlıklarında da olduğu gibi biri araya girer, satılık kelepir araba diye bir yazı sokuşturur, biz de köşemize çekiliriz.
 

Ynt: Bir Derin Hikaye

Buggy' Alıntı:
Keyifler yerinde Hasan, teşekkür ederim. Umarım senin tarafta da herşey yolundadır.

Sizleri bilemem de ben burada aynı düşünce yapısına sahip, klavyesinden bal damlayan sizler gibi dostların arasında olmaktan büyük keyif alıyorum. Bir iki teknik tavsiye, sorular, sorunlar, satıyorum, arıyorum konuları arasında biraz da muhabbet iyi olur düşüncesiyle Seyit bey'in başlatmasını fırsat bildim, kaptırdık gidiyoruz işte.

Coğrafi konum nedeniyle yüzyüze gelmek biraz zor olacağından burayı mesken tuttuk. Eskiden mail gruplarımız vardı, feysbuk-twitter çıktığından beri tarihe karıştı. Onların da sosyal amaca hizmet ettiğini artık düşünmüyorum. Başlarda paylaşım için iyi bir ortam gibi görünüyordu ama şimdilerde "paylaşmayan kalmasın, tıklamazsan küserim, haydi 80 milyon kişi arıyoruz" türünden cazgırlıklarla çarşamba pazarına döndü. Kimisi kendini DJ gibi görüp çalıyor da çalıyor, kimisi fotoğraf sergisi açmış gibi, kimi de sanki gazete haber dağıtıcısı. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de oyun modası başladı. Bir boncuk gönder sana iki tuğla bir kiremit vereyim türden. Bir merhaba, nasılsın bile kalmadı. Böyle davrananları engellemeye kalksam 400 kişilik arkadaş sayısı iki elin parmaklarını geçemeyecek. Ben de haftada bir açıp bildirim özetlerine bakıyorum, kayda değer bir şey bulursam okuyorum. Ama burası öyle değil. CJ ile ilgili olmasa bile okunacak, keyif alınacak, bir iki bilgi kırıntısı bırakacak binlerce konu-yazı var. Her gece iki üç saat sayfa karıştırmama rağmen daha gezenbilirin yüzde birini gezemedim.

Konu senin de dediğin gibi güzel gidiyor ama uzun sürmez. Diğer konu başlıklarında da olduğu gibi biri araya girer, satılık kelepir araba diye bir yazı sokuşturur, biz de köşemize çekiliriz.

Emin bey,az önce şehre döndüm.Gerçi şehrin içerisi de bu sabah erken saatlerde iyice bastıran kar altına tekrar girmişti ama şehir dışında kar manzarası daha bir keyifli.(Her zaman olduğu gibi şu kahrolası ucuz Uzakdoğu malı fotoğraf makinasını almayı yine unuttum).Yukarıda yazınızda coğrafyadan söz ediyordunuz da kısa süre önce jeepin havalandırma girişi üzerine önerdiğiniz kapak aklıma geldi.Aslında o zaman yazmak istemiştim " Dünya tersine" diye.Araç aynı,ülke aynı kimimiz içini soğutmaya kimimiz ısıtmaya çabalıyoruz.Gerçi kendi kaloriferine sözüm yok ama böyle kar,tipi fırtına ortamında tekrar araç başı yapınca açıkçası Webasto tipi anında ısınabileceğim bir sistemi arıyorum.Kış yolculuklarında gerçi araç içi sabit donanımı gibi yanımda bir askeri çanta içerisinde zamanında Ruslardan aldığım bir benzin ocağı ile bir de minik ispirto ocağını hep bulundururum.İspirto ocağı yine Ruslardan aldığım aliminyum bir askeri karavana kabı içerisinde.Boşalmış iki adet Zippo çakmak benzini kutusu dolusu ispirto ile birlikte.Şayet jeep içinde yakmayı gerektiren bir durum olursa benzin ocağı hem basınç altında benzin gibi yanıcı bir yakıt kullanıyor olması ve hemde çıkardığı ısı çok yüksek olduğu için pek sıcak bakmadığım,daha çok araç civarında zaman zaman rüzgardan korunabileceğimiz yerlerde kısa süreli ve çok ayaz saatlerde canımızı satın alan bir donanım durumunda.Fakat bazen kar,tipi,fırtına gibi helede araziden vücuttaki enerjiyi tüketmiş ve birazda su kaybetmiş olarak jeepe dönüp,gelmesini betlediğimiz arkadaşlarda varsa ispirto ocağı epey iş görüyor.İşte bu yüzden daha pratik olacağını düşündüğüm bir Webasto olsa hiç fena olmaz.Sizin de o şortlu fotoğrafınızı görüp ardından havalandırmaya ilişkin klima benzetmenizi okuyunca tebessüm ettim ve " Brrrrr!" dedim.Üzerimde askeri Arctic Cold Weather Parka,içerisi kürklü şapka,miflonlu Cold Weather sınıfı pantolon ve Sorell botlar.İyi çelişki oldu doğrusu.Ama ortada bir gerçek var,jeep her coğrafyada.
Şu Facebook konusunda da benim üçgünlük bir maceram olmuştu ve üçgün sonra alel acele kendimi oradan sildim.
 

Ynt: Bir Derin Hikaye

1980 yılından beri bu bölgedeyim. Toplamda 4 kez kar yağışı oldu, o da en fazla iki gün tutunabildi. Kar'ı özledim. Kütahya'da, Eskişehir'de bolca gördüğüm, kütür kütür üzerinde yürüdüğüm o beyaz güzellikten yıllardır mahrumum.

Soğuk havayla ilgili bir sıkıntım hiç olmadı. Soğuğun binbir türlü çaresi var. Polar'la, termal kıyafetler, elektrik sobası, klima, en son çare de şömine. Pek fazla dışarıda olmadığım için soğuktan yana bir derdim yok. Üstelik üşümeyi de seviyorum. Benim sıkıntım sıcakla. Beş yıl öncesine kadar yaz başında hardtopu söküyordum. Bahçedeki kedi kolonisi deri koltukları, rollbar kaplamalarını tırmak bileme yeri olarak kullandıklarından beri artık sökemiyorum. Karabiber, lavanta torbaları, gazyağı batırılmış bezler, ultrasonik kovucular, hiçbiri fayda etmedi. Branda örtüler de işe yaramadı, içlerinde üç görme özürlü var, el ayak yordamıyla içeri girip en can alıcı noktalara yerleşiyorlar.

Sıcak yaz günleri için de içeri giren hava yetersiz kaldığından daha önce vosvosumda kullandığım yöntemi uyguladım. Tofaş arabaların iki kapı cebini birleştirip öylesine bir hava kapanı yaptım. İnanılmaz etkisi oldu, hareket halindeyken içeride rüzgar estiriyor. Dururken de kalorifer fanını çalıştırıp idare etmeye çalışıyorum. Bu yüzden devridaim pompasından kalorifere giden hortuma valf koydum ki sıcak üflemesin. Bu yaz bilgisayar kasa fanlarından ön panel altına gizli bir havalandırma sistemi daha yapmayı düşünüyorum. Ön camın altındaki sağlı sollu buğu önleme kanallarına yönlendireceğim.

Kullandığım hava kapanının tek sıkıntısı, sabitlemek için ızgaradaki sadece iki cıvatayı kullanabilmem. Bu polyester işleri ile uğraşan arkadaş arkadaki iki cıvatayı da kullanabileceğim şekilde bir parça yaparsa daha işlevsel olacak, en azından gevşeme ve tıkırtı yapmayacak. Yurtdışında orijinalleri var ama kargosuyla oldukça fazla tuttuğu için vazgeçtim.

Kıyafetinle sanki kutuplarda gibisin. Ben bu havada termal içlik ve ince bir kazaklayım. Dışarı çıkarken üzerine eşofmanı geçiriyorum, yeterli oluyor. 3 lt antifriz aldım, daha radyatöre koymadım. Hava tahminlerini izliyorum, eksilere düşme haberi gelirse koyarım. Eh o kadar da coğrafya farkı olsun artık :smiley:
 

Ynt: Bir Derin Hikaye

Evdeyken benim için de kış sorun olmuyorda,dışarıda durum farklı.Artık vücut gençlikteki gibi kendisini ısıtamıyor ve harici takviyelere ihtiyaç oluyor.Bir de dişlerde protez olunca yine eskisi gibi elime geçen herşeyle rahat rahat karnımı doyuramaz oldum.Alınan kalori de eksiklik olunca ısınmada zafiyet doğuyor.Ben tedbiri elden bırakmadan hele hele kış döneminde üzerime giydiklerimin dışında şehir dışına ve araziye dönük yolculuk her an yapabileceğim için jeepin içerisinde ayrıca şu savaş pilotlarının üzerlerine giydiği kalın ve korunaklı tulumlardan da birtane bulunduruyorum.Birde gideceğim yerin durumuna göre ekstra bir battanıye (Askeri pelerin tipi yağmurluk iç miflonu) eksik etmiyorum.Tabii erzak mutlaka bulunuyor.Kışa yiğitlik olmuyor,neme lazım.Belki sıcak iklim bölgesinde olsam herhalde buz çantaları ve buz kalıpları taşırdım ama burada durum böyle.
Kedilere gelince; siz onları yaz okullarına ve yaz kamplarına falan bir yazdırın. ;D
 



Ynt: Bir Derin Hikaye

Kısa sürede bunu dört adet lise öğrencisinin ailelerine ait 4x4 araçlarla eğlenmek amacıyla bu ormana gelip fakat çok çamur olan o 2millik kısımda toprak yoldan çıkıp kenardan ilerlemiş olduklarını tesbit etmek suretiyle bu çocukları bu hatalarından dolayı hakim karşısına çıkarmışlar.Mahkeme sonucu bu gençler ikişer yıl mahkumiyet almışlar.



Sözkonusu ABD'lilerin bu ceza işini biraz abarttıkları kanaatindeyim. Lise öğrencisi sonuçta.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
104,080
Mesajlar
1,528,389
Kayıtlı Üye Sayımız
166,823
Kaydolan Son Üyemiz
Эмбер

Çevrimiçi üyeler



Geri
Üst