GokhanUzun
Kamp I
- Mesajlar
- 105
- Tepkime Puanı
- 1
2004 yılında yaptığımız bir bisiklet turu.
Aynı zamanda benim ilk uzun mesafeli turum.
İşte bu tur bana dağcılığın yanında bir de bisiklet virüsü bulaşmasının yegane sebebidir ;D
İstanbul'dan yola çıkışımız tam bir sinir harbi oldu.
Bagaj ücreti ödememek için bisikletlerimizin tekerleklerini sökmüş ; hem bisikletleri hem de çantaları
kolilemiş olmamıza rağmen biletleri satarken yardımcı olma sözü veren yazıhane görevlileri yolculuk
saatinde bizi olabildiğince yolmaya çalışmışlardı.
Sakin geçen bir otobüs yolculuğunun ardından 28 ağustos sabahı Eğirdir Otogarı'na varmış ;
ahalinin şaşkın bakışları arasında bisikletlerimizin montajını yapmaya başlamıştık.
Hedefimiz Kovada Gölü'nün kıyısından devam edip Yazılı Kanyon'a ve oradan da Köprülü Kanyon'a
varmak. Sonrası Antalya'da 1-2 gün deniz tatili ve İstanbul'a dönüş ...
Bu faaliyet için bir hafta zamanımız vardı. Yapacağımız mesafeyi düşünürsek acele
etmemize gerek yoktu yani
Kovada Milli Parkı girişinde bir hatıra fotoğrafı çektirmemek olmazdı elbette
Göl kenarında derme çatma bir kır lokantası. Kişi başı 4 YTL ye doyana kadar balık , ekmek ve salata .....
Bahçeye çadır kurma izni de alınca çok keyiflendik ;D
Lokanta sahibinin evcil bir sincabı var. Yaralı halde bulup bakımını üstlenmiş.
Sincap da vefalı çıkmış hani
Çok seviyor dostunu.
Ertesi gün Yazılı Kanyon'a doğru yoldayız.
Çandır Kasabası'na inerken Hakan mıcır zeminin azizliğine uğruyor ve fena düşüyor.
Tabii ki aşırı hız da bu kazanın oluşumunda önemli bir faktör.
Şansımıza kasabanın sağlık memurunun buradan önceki görev yeri Isparta çıktı.
Hakan'ın içine 2 parmak sığacak kadar yarılan dizine öyle güzel bir dikiş attı ki bizim adam
kendini ertesi gün toparlamaya başladı.
Bu kaza yüzünden Köprülü Kanyon'a gitmekten vazgeçip Yazılı Kanyon'da fazladan bir gün kalmaya
karar verdik. Böylece Hakan'ı da dinlendirmiş olacaktık.
Burada Rüştü çamaşır yıkıyor ;D
Ahaliden aldığımız tarif üzerine Çandır'dan Gebiz'e gidebilmek için taşlı topraklı bir yoldan tırmanmaya
başlıyoruz. Dutdibi diye bir yere varacakmışız. Oraya kadar hep çıkış sonrası da Gebiz'e kadar iniş ...
Bu nasıl bir çıkış anlamak bizim için zor oluyor ....
Bir gün boyunca tırmandık ve Dutdibi'ne varmamız akşamı buldu.
Ya anlatanların ya da bizim mesafe kavramımızda bir sorun olmalıydı :
Gece Gebiz'e inmeyip orman kenarına kamp attık. Ertesi gün Gebiz'deyiz.
Sahile varmamıza sadece birkaç yüz metre var ...
Antalya'daki ilk gecemizde Aksu'da kamp attık. İkinci akşam Göynük'deyiz.
Yine çadır kuracağız ama bu kez bir çadır kampingdeyiz.
5 günde 250 km yaptık.
Mesafe az ama muhabbet ve macera boldu ;D
Aynı zamanda benim ilk uzun mesafeli turum.
İşte bu tur bana dağcılığın yanında bir de bisiklet virüsü bulaşmasının yegane sebebidir ;D
İstanbul'dan yola çıkışımız tam bir sinir harbi oldu.
Bagaj ücreti ödememek için bisikletlerimizin tekerleklerini sökmüş ; hem bisikletleri hem de çantaları
kolilemiş olmamıza rağmen biletleri satarken yardımcı olma sözü veren yazıhane görevlileri yolculuk
saatinde bizi olabildiğince yolmaya çalışmışlardı.
Sakin geçen bir otobüs yolculuğunun ardından 28 ağustos sabahı Eğirdir Otogarı'na varmış ;
ahalinin şaşkın bakışları arasında bisikletlerimizin montajını yapmaya başlamıştık.
Hedefimiz Kovada Gölü'nün kıyısından devam edip Yazılı Kanyon'a ve oradan da Köprülü Kanyon'a
varmak. Sonrası Antalya'da 1-2 gün deniz tatili ve İstanbul'a dönüş ...
Bu faaliyet için bir hafta zamanımız vardı. Yapacağımız mesafeyi düşünürsek acele
etmemize gerek yoktu yani
Kovada Milli Parkı girişinde bir hatıra fotoğrafı çektirmemek olmazdı elbette
Göl kenarında derme çatma bir kır lokantası. Kişi başı 4 YTL ye doyana kadar balık , ekmek ve salata .....
Bahçeye çadır kurma izni de alınca çok keyiflendik ;D
Lokanta sahibinin evcil bir sincabı var. Yaralı halde bulup bakımını üstlenmiş.
Sincap da vefalı çıkmış hani
Ertesi gün Yazılı Kanyon'a doğru yoldayız.
Çandır Kasabası'na inerken Hakan mıcır zeminin azizliğine uğruyor ve fena düşüyor.
Tabii ki aşırı hız da bu kazanın oluşumunda önemli bir faktör.
Şansımıza kasabanın sağlık memurunun buradan önceki görev yeri Isparta çıktı.
Hakan'ın içine 2 parmak sığacak kadar yarılan dizine öyle güzel bir dikiş attı ki bizim adam
kendini ertesi gün toparlamaya başladı.
Bu kaza yüzünden Köprülü Kanyon'a gitmekten vazgeçip Yazılı Kanyon'da fazladan bir gün kalmaya
karar verdik. Böylece Hakan'ı da dinlendirmiş olacaktık.
Burada Rüştü çamaşır yıkıyor ;D
Ahaliden aldığımız tarif üzerine Çandır'dan Gebiz'e gidebilmek için taşlı topraklı bir yoldan tırmanmaya
başlıyoruz. Dutdibi diye bir yere varacakmışız. Oraya kadar hep çıkış sonrası da Gebiz'e kadar iniş ...
Bu nasıl bir çıkış anlamak bizim için zor oluyor ....
Bir gün boyunca tırmandık ve Dutdibi'ne varmamız akşamı buldu.
Ya anlatanların ya da bizim mesafe kavramımızda bir sorun olmalıydı :
Gece Gebiz'e inmeyip orman kenarına kamp attık. Ertesi gün Gebiz'deyiz.
Sahile varmamıza sadece birkaç yüz metre var ...
Antalya'daki ilk gecemizde Aksu'da kamp attık. İkinci akşam Göynük'deyiz.
Yine çadır kuracağız ama bu kez bir çadır kampingdeyiz.
5 günde 250 km yaptık.
Mesafe az ama muhabbet ve macera boldu ;D