Şu sözlerinize katılmamak mümkün değil...
Sadece kamp alanları değil, piknik alanları da aynı değil mi!
Her bir grup/fert, kendi çöpünü poşete koyup yanında götürse, bir tek çöp kalmaz. Ama öyle olmuyor, herkes (çocuğunun bezi dahil) ortaya atıp gidiyor ve o güzelim kamp/piknik alanları çöplük haline dönüyor.
Hele bir de o bölgenin belediyesi biraz tembelse, rezillik diz boyu oluyor...
Daha da ilginç olanı, aynı insanlar, aynı noktaya bir dahaki gelişlerinde "ne bu pislik" benzeri serzenişte bulunuyorlar ya, gülmekten yerlere yatıyorum o an... "Daha dün kendin bıraktın o pisliği be vatandaş, kendi pisliğini de mi tanımıyorsun!"
Eskiden kamp/piknik yerinden ayrılırken kendi çöplerimin üstüne bir kaç tane de diğer kalan çöplerden de alıp çöpe atardım.
Bir süredir "Yeter kardeşim, milletin çöpçüsü de benmiyim" düşüncesine kapılıp, sadece kendi çöpümle ilgileniyorum...
Eğitim şart mı! Evet eğitim şart, bugün bir çocuğu eğitmeye kalksak ancak en erken 20 sene sonra verim alabiliriz. O da toplumun bozuk unsurlarından etkilenmezse...
Peki arada kalanlara ne yapacağız. "Adab'ı muaşerat" kursları açık, katılma zorunluluğu mu koyacağız!
Ben çalıştığım iş itibariyle minibüs ve taksi esnafıyla muhattab olan, onları bazı konularda eğitmeye çalışan iş arkadaşlarım var. Anlattıklarını bir duysanız...
Neyse, biraz hassas olduğum bir konuda başlık açtınız, ben de kendimi tutamadım...