Ynt: Kampçılık hk BELGESEL hazırlıyorum. Katkılarınız lütfen (Akdeniz Tv)
Şahsen benim pek çok fikrim var bu konuda... Ancak şunu söylemeliyim ki kampçı arkadaşlar genel anlamda bıçak kullanımına yönelik çok fazla ilgi duyuyorlar. Son derecede doğal olarak karşılıyorum. Ancak bıçak kullanmayı bilmeyen, bir oyunun parçası gibi gören/kullanan pek çok arkadaş var. Bir kampçı için son derece önemli olan bıçağın, çakının seçiminden, kullanım şekillerine ve en önemlisi belkide saklama/taşıma şekline yönelik bilgilendirici olmalı biraz...
Ve doğada kampçılığı tanıtacak sunacak arkadaş kim olur bilmiyorum ama biraz sempatik, ve yaratıcı bir arkadaşın olması gerektiğini düşünüyorum... Bazı programlarda o kadar itici, soğuk insanlar kullanılıyor ki, iyi bir programda olsa izleyesim gelmiyor açıkçası...
Kampçılık tamamen doğaçlama birşey aslında çok fazla söze gerek yok şu olmalı bu olmalı diye...
Ama kesinlikle yaratıclığını konuşturacak bir arkadaş olmalı programı sunacak arkadaş...
Şikayet anlamında ise şunun belirtmek isterim ki Türkeye de pek çok kamp kurulabilecek alan var; Ancak pek çok alandada çadır kurmak, ateş yakmak yasak...
Yetkililer haklıda aslında... Ateş yakmanın temelini bile bilmeyen pek çok kişi var ülkemizde... Ateşi yakmayı bilmekten önce söndürmeyi öğrenmek gerekir... Aynı araba kullanmayı öğrenirken, önce nasıl aracın durdurulacağını öğrenmek gibi...

Piknik alanlarında hepimizi görüyoruz, kuru sert zemin var iken kuru ağacın dibinde rüzgarın sote olacağı(rüzgar altı) yere ağacı tutuşturacak kadar dibinde mangal yakanlar var ne yazık ki... Kampçı arkadaşlar genel de doğayı seven koruyan arkadaşlar aslında... Pek çoğu, bu konularda inanılmaz duyarlı. Fakat tedbirsiz davrananları da çok fazla...
Örneğin bir ateş sıçrarsa, özellikle sıcak kuru sıcak yaz günlerinde ateşin yürümesi çok daha kolay oluyor. Ama neredeyse hiçbir ateş yakan kampçı arkadaşın yanında, tedbir amaçlı bir kova su / ateşi boğmaya, atmaya hazır bir miktar toprak yada arabasıyla bile kampa giden arkadaşın yanında küçük bir yangın tüpünü bulamazsınız... Bunlar basit tedbirlerdir... Belkide hiç ateş sıçramayacak, yangınlar çıkmayacak belkide... Ama tedbirli davranmak herzaman iyidir. İhtimal düşükte olsa bu risk göze alınmaya değmez... Sonuçlarını düşünmek lazım... Yeni sıçrayan bir ateşe müdahele etmek tükürerek söndürmek kadar kolaydır... Ama biraz büyüdü mü, kaçmaya delik ararız hepimiz... Bu gibi konularda yine bilgilendirici girişimlerde bulunmanızı rica ederim sizden şahsım olarak...
Yine arabalarında sigara içip, külünü yada sigara izmaritini özellikle ağaçlık alanlardan geçerken hiç düşünmeden arabasından dışarıya atan tipler var... Bu şekilde oluşmuş pek çok yangınlar var... Sorsanız o sigarayı atana, son derece çevreci biridir belkide... Ama cahilliği diz boyu... Düşünmeden hareket ediliyor ne yazık ki... Bu durumdan da programınız bünyesinde doğa severler adına bahsederseniz, seviniriz...
Diğer bir konu ise, ülkemizde kampçılık ekipmanları oldukça pahalı... Profesyonel anlamda güzel üretim yapan Türk firması neredeyse hiç yok... Genellikle ucuz olmasından dolayı çin malı ekipmanlar tercih ediliyor ve bu ekipmanlar yeri geldiğinde hayati önem taşıyabileceğinden, son derece tehlikeli de olabiliyor... Kampçılığa özenen deneyimi olmayan arkadaşlar da programınız izleyerek heveslenebileceklerinden malzeme seçimi konusunda, malzeme kalitesinin önemi hakkında da izleyicilerinizin bilgilendirilmesinin doğru olacağına inanıyorum.
Başka bir konu ise: kamp süresi boyunca yorulan arkadaşların, kamp bitiminde, değerli eşyalarının alıp kamp alanını terk edip gitmeleri ve çöplerini orada bırakmalarıdır. Pek çok kez şahit olmuşumdur buna: kola kutular/şişeleri, konserve kutuları, boş plastik bardaklar... Ortaya yere dökülmüş mangal közü/külü, yiyecekler içecekler, sigara izmaritleri, alkol/bira şişeleri, orta yere pislemeler... ve daha neler neler... Bu konuda kampçılağa özellikle yeni başlayacak arkadaşların, kulağını iyice çekmek lazım... Malum ağaç yaş iken eğilir, nasıl başlarsanız öyle gider... Temizlik ve düzen içerisinde yaşanma konusu önemidir. Bu duyguyu aşılamak gerekli bence kampçılara...
Bir konudan daha bahsetmek isterim: MEB okullarında, trafik dersi gibi bir dersimiz vardı bir zamanlar... Halen var sanıyorum.
Trafik dersi trafik kazalarının önüne geçemez belki ama ateş yakılması, söndürülmesi yangın üçgeni, dörtgeni, çöplerin neden çöp kutularına atılması gerektiği, çevre temizliğinin-kirliliğinin sağlığımız üzerindeki etkileri, ilk yardım, kampçılık(doğada kamp kurarak doğanın sevdirilmesi), öğrencileri kısa deniz yolculuklarına çıkararak, belkide balık tutmasını öğretilerek doğa ve deniz sevgisinin küçük yaşta kazandırılması gibi amaçları hedefleyen dersler müfredatta yer almalı...
"Sosyal yaşam ve topluma, çevreye karşı sorumluluklarımız" gibi bir isim altında, bu nitelikleri ile bu gibi konuların anlatıldığı, işin teknik ve etik yönlerinin anlatıldığı bir müfredat oluşturulup, genç beyinlere bunların enjekte edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu gibi basit şeyler çok daha etkin olacaktır öğrencilerin gelecekleri hayatlarının idamesi ve yaşam standartlarının yükselmesi konusunda... Dedikleri gibi ağaç yaş iken eğilir...

Benim şahsi olarak dileklerim ve şikayetlerim bunlar...
Biraz programınızın formatından da bahsederseniz, site içerisindeki diğer doğa sever arkadaşlardan da gelecek çeşitli yapıcı eleştirilerlen, programınızı daha etkin ve sıcak bir hale getirebileceğinizi düşünüyorum.
Saygılarımla,
Halil ÖNHAN