.
Yukarıda yazılanlara bakılınca, tecrübenin büyük yüzdeyle ayni yönde hemfikir olduğu anlaşılmakta..
Karavan büyüdükçe hareket kabiliyeti kısıtlanmakta. Halbuki karavanı asıl karavan yapanın hareket özelliği olduğunu biliyoruz. Yani büyüklüğünü doğru seçmek ön şart.
Karavanı yılda sadece birkaç hafta için kullanmak zaten bir lüks ise karavanda gereksinimlerin ödünsüz karşılanmasının, üstüne üstlük bir lüks olduğu inkar edilmemeli.
Karavanın amaç yerine araç olarak görülmesi veya az eşyalı uzun yolculuk tecrübeleri sonuçta, gereksinimlerin sınırını çizmeyi kolaylaştırmakta.
Evde her şey ayağımıza gelmekte. En donanımlı karavanların bile tedarik ve atık sorunu var. Böylelikle evi değil, gereksinimlerin makul çözümlerini hedef alanların kazandığı kesin.
Ben baktım karavan bana uymuyor, ben ona uymaya çalışıyorum. Karavanı değil, gezmeyi önemseyenler için bu beklendiği kadar sorun olmamakta. Üzerinde ne kadar geveze konuşsam da sağlık veya başka bir nedenle gezme olanağımı kaybetmedikçe, karavanımı kaybetmekten zerre kadar üzülmem.
Böyle minimalist ama işlevsel düşüncelerle, fakat gezilen yer ve iklime uygun olarak gereksinimleri ne az ne de çok, yani tam tamına karşılayabilmek, sanırım karavancılık gururunu da okşamakta.
Aracın üstüne pusula yönü çizerek karavana varılmıyor. Bilgi ve tecrübeden yararlanarak işe kalkışmak, sadece taklit veya özentiyle başlamaktan daha yerinde olmalı.
Kabul, hoşgörülü olmak lazım, yazdıklarım tüketim çağı için pek de kolay olmayan bir yaklaşım.
Karavan üzerine çeşitli düşüncelerimi
burada da yazmıştım.
Uzatmayayım, uygulamaya geçerken gayet yararlı bir düstur ise şöyle.
Önce ihtiyaçlar iyi belirlenmeli,görselliğe öncelik verip işlevsellikten uzaklaşmamalı.
Bütün bu düşünceler yüzünden karavanda
benim taraftar olduklarım:
* Olası gereksinimleri gerçek gereksinimlerimden ayırmak.
* Tasarımımda soyut düşünce veya ortalamadan değil, kişi yapısı, gezilecek yer ve iklim gibi somut verilerden yola çıkmak, karavanı tekrar satışına göre şekillendirmemek.
* Su ve enerjinin depolarını büyütmek yerine tüketimlerini kısmanın yollarını aramak.
* Elektriği kazanıldığı ve depolandığı 12 VDC olarak tüketerek, alet karmaşasına girmemek.
* Yollarda tedariği kolay olanları yanımda taşımamak.
* Duş dahil dışarıdan hizmet alabildiklerimden karavanımda vaz geçmek.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar..