Kışın İtalya: Çizmenin Burnuna Yolculuk

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan oralakbas Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 129
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 43,397
Arada bir kahve molası verip saatler boyu Matera sokaklarında gezdik. Hava gün boyunca fena değildi ama rüzgâr zaman zaman üşütüyordu. Saat 16.00 gibi karavana döndük.
Bu akşam burada kalmayı düşünüyoruz. Yorgunluk artık zorluyor; umarız gecemiz iyi geçer. Yarın yolumuz Alberobello'ya.


San Giovanni Battista kilisesi... Tarihi 13.YY'a kadar gidiyor.


San Giovanni Battista kilisesinin güzel kapısı... daha yakından


Sasso Barisano... Başka bir açıdan görünüm.


Öğleden sonra ışığında teraslar, çatılar...


Kemerli, merdivenli sokaklar...


Tarihi Matera ve kıyısına kurulduğu vadiden bir görünüm.
 

12 Aralık 2017, Salı; Alberobello, Cisternino
Akşam karavana gelince bir durum değerlendirmesi yaptık… kalan günlerimizin planını biraz sadeleştirmeye karar verdik. Ayın 20’sinde Brindisi’den feribota binecek şekilde, görsek iyi olur dediğimiz yerleri listeledik… her şey yolunda giderse tabii
Artık İtalya’nın Puglia bölgesine geçiyoruz… yani topuk tarafına Bugünkü hedefimiz Alberobello. Matera'ya 70 km mesafede.
Sabah ilk işimiz Matera'nın çıkışında olduğunu tahmin ettiğimiz bir büyük markete uğramak. Ekmek, su gibi temel şeyleri, biraz da memlekete götürülecek hediyelik şarap, peynir vs almayı planlıyoruz. Haritada işaretlediğimiz marketi bulduk; İl Circo… ferah büyük bir park yeri var (40.681696, 16.577075). Saat 10.30 gibi alışverişi tamamlamıştık ve yola koyulduk. Tek şerit dar bir yoldan ilerliyoruz. Ama yolda TIR'lar bile var. Bir benzinlikte mola verince mazotun ucuz olduğunu görüp (1.339€/l) mazot aldık.
Puglia bölgesi görece az engebeli, yol geniş düzlüklerden, her karışı ekili arazilerden geçiyor. Bütün yol boyunca peyzajlar çok güzel. Alberobello'ya öğle üzeri vardık.
Daha yaklaşırken buranın alâmet-i farikası trulli evlerini tarlalarda, bahçelerde görmeye başladık Bölgede ilginç gelen başka bir şey de arazilerin alçak taş duvarlarla ayrılmış olması.


Matera'dan Alberobello'ya doğru...


Trulli evleri başlıyor Alberobello'ya az kaldı.


Yine bir tarla kenarında Trulli evleri


Bir inek, bir ağaç, bir ev


Trulli bahçe evleri... Arkada Alberobello görünüyor.


İşte Alberobello... Tipik Trulli mahallesiyle
 

Vardığımızda işaretlediğimiz karavan alanının kapalı olduğunu gördük. Tipik evlerin olduğu merkeze de çok yakınmış. Başka bir yer arandık ve hastaneye yakın (ki oranın bahçesi de uygundu) yol üzerine park ettik (40.78752, 17.24117). Öğle yemeği için karavanda bir şeyler atıştırdıktan sonra, şehri görmeye gittik.
Alberobello 11.000 nüfuslu bir yermiş… gerçekten küçük bir yerleşim. Modern görünümlü mahalleleri var ama yörenin tipik mimarisi ile yapılmış trulli evleri ile dolu iki mahallesi de ayakta ve içinde yaşanıyor; iyi korunmuş oldukları kadar iyi restore de edilmişler.
Trulli evlerinin kayrak taşlardan oluşmuş kümbet/konik çatıları harç kullanmadan yapılırmış. Hepsinin tepesinde anlamları değişen semboller var. Cepheleri de beyaza boyanmış… kukuletalı, sevimli oyuncak gibiler Ana cadde üzerindekilerin çoğu turistik amaçlı dükkânlara dönüştürülmüş olsa da diğerleri ev olarak kullanılıyor. Dükkanların içini dolaştığınızda evlerin içi hakkında fikriniz oluyor. Bu arada, Alberobello’nun Duomo’su bile trulli mimarisinde


Bir Trulli köşebaşı...


Trulli evleri arasında taş avlu...


Dizi dizi Trulli çatıları


Bir sokak lambası ve bir küçük Trulli penceresi


Bir Trulli çıkmaz sokak


Öğle güneşinde Trulli evleri...
 
Son düzenleme:

Fotoğraflar çekip uzun uzun sokaklarında dolandıktan sonra hem biraz yol kat etmiş olmak için, hem de geceyi geçirip yarın gezmek için Cisternino’ya gitmeye karar verdik. Saat 16.00 gibi Alberobello’dan ayrıldık. Elimizde bir sevgili dostumuzun eşi Lecce’li olan bir arkadaşından bizim için aldığı ‘Puglia bölgesinde gezilecek yerler’ listesi var. Cisternino o listede. Rehber kitabımızda ise yok… o yüzden oraya özel bir merakla gidiyoruz
Cisternino’ya 18 km yolumuz var. Yol epey tali bir yol. Bahçelerin arasından geçiyor. Cisternino hafif tepelik bir yerde ve çıktıkça çok güzel bir ova manzarası gözümüzün önüne seriliyor. Gün batarken bu güzelliği gördüğümüze çok memnun olduk.
Peylediğimiz park yeri asfalt zemin, bomboş koca bir düzlüktü. Yerleştik, biraz dinlendik. Bir boş pazar çardağı vardı ilerde… burası pazar yeri herhalde demeye kalmadan birileri geldi ve az sonra pazar kurulacağını, o yüzden burada park edemeyeceğimizi söyledi. Adamın tarif ettiği yeri haritada bulduk, oraya gittik. Doğrusu orası daha iyi bir yermiş… bir tiyatro binasının ve bir spor salonunun olduğu büyük bir meydan (40.740848, 17.432633). Biraz trafik gürültüsü var ama rahatsız etmiyor. Duş yapıp rahat bir gece geçirdik.

Efsun&Oral


Alberobello Duomo'su...tabii ki trulli mimarisi


Duomo'nun içi... sade, sevimli


Hafif yokuş taş sokak.


Öbür trulli mahallesinden evler...


Öbür trulli mahallesinde bir sokak...


Alberobello'dan Cisternino'ya doğru.
 

13 Aralık 2017, Çarşamba; Cisternino, Ostuni, Lecce'ye doğru
Sabah erkenden Cisternino'nun merkezini görmeye gittik. Park yerimize yaklaşık 1 km mesafede.
Burası hafif yüksekçe bir tepeye konumlanmış küçücük bir kasaba. Tesadüfen bulduğumuz Via San Quirico eski şehrin merkezine giden geniş bir rampa yol ve aynı zamanda bir teras… buradan bakınca şehrin güneyinde kalan yumuşak eğimli ova-vadi ayaklar altında… göz alabildiğine bahçeler ve içlerine serpiştirilmiş gibi duran evler sabah ışığında hoş bir manzara oluşturmuş.


Cisternino'da geceyi geçirdiğimiz park yeri.


Sabah San Quirico yolundan eski şehre doğru.


Cisternino'yu çevreleyen manzara.


Cisternino'da bir balkon.


San Nicola di Patata kilisesi.


Saat kulesi ve küçük meydan.
 



Tarihi şehir merkezi de çok hoş. Hemen hepsi beyaza boyalı evlerin ya da açık renk kesme taş binaların arasında daracık sokaklar, küçük bir meydan, saat kulesi… evlerin de hemen hepsi dışarıdan merdivenli. Kimse işe güce gitmiyormuş gibi acelesiz bir durum var. Nitekim öğrendik ki, 2014 yılında Cisternino “yılın cittaslow şehri” seçilmiş İtalya’da
Bütün evler, dükkânlar önlerine dallarına süsler asılmış küçük ağaççıklar koymuşlar. Noel süslemesi mi yoksa başka bir anlamı daha var mı, bilmiyoruz. Daha çok dilek ağacına benziyorlar
Bu arada sabah sabah bir grup genç ellerinde müzik aletleri ile küçük meydanda toplaşmışlar; başlarında öğretmenleri yürüyüp gittiler. Az sonra genişçe bir sokağa vardığımızda bir de baktık, onlar da sokağın başında sıralanıp bando düzeninde yürümeye ve çalmaya başladılar… pek güzel çalıyorlardı. Olduğumuz yere doğru yürürlerken bir an sanki bizi karşılamaya geliyorlarmış gibi havaya girdik Durup dinledik.
Saat 10.00 gibi Cisternino turumuz bitmişti, karavana döndük. Burayı da iyi ki gördük, dedik.


Cisternino'da tipik sokak aralarından biri.


Sokak arasında zarif bir dükkan vitrini


Dilek ağacı gibi süslenmiş bir küçük ağaç


Evlerin önünde süslenmiş ağaçlar... Öğrenci grubu sokağın başında.


Öğrenci bando grubu çalarak geliyor


Evler arasında bir taş avlu.
 

Cisternino’dan Ostuni'ye gitmeye karar verdik. Ostuni de Lecceli damadımızın yolladığı listedeki yerlerden biri Doğumuzda kalıyor. Buraya 15 km mesafede, gelgelelim biz o yolu yaklaşık bir saatte alabildik. Çünkü yine Tomtom’un azizliğine uğradık… çünkü anlayamadığımız bir şekilde bahçeler arası bir yola dalmışız. Yol öyle bir yol ki… sadece bir arabalık genişlikte ve iki tarafı bahçe duvarı; üstelik inişli çıkışlı… tam 6 km boyunca böyle devam etti biz de o süre boyunca karşıdan araba gelmesin diye dua ettik. Sonunda anayola ulaştık.


Cisternino'dan ayrıldık ve çok geçmeden kendimizi bu yolda bulduk!


Tam bahçe arası yol! Neredeyse 6km gidiyor. Çok keyifli olabilir belki ama karşıdan araba gelmese iyi olur!


Neyse... Normal yola kavuştuk, Ostuni'ye yaklaştık. Solumuzda bu ova ve çok uzakta deniz var.


Ostuni de tam karşımızda


Ostuni'ye girerken.


Ostuni'de park yerimiz
 

Ostuni’ye yaklaşırken uzaktan bir tepenin üzerinde şehir birden karşımıza çıktı… çok güzel görünüyor. Altı göz alabildiğine ova ve devamında da deniz… Adriyatik denizi. Hava bulutlu olmasa deniz daha iyi görünecek. Şimdiden buraya da iyi ki geldik, diyoruz.
Ostuni'de çok rahat bir park yeri bulduk (40.732732, 17.581635). Belediyenin ücretsiz, karavanlar için atık yeri de olan, zemini kum bir alan; şükran duyguları içersindeyiz Tarihi merkeze de 500 m mesafede.
Burası Cisternino’dan daha büyük bir yerleşim. Nüfusu 35.000 kadarmış. Büyük bir Duomosu ve geniş meydanları var. Sokakları çok güzel. Muhtemelen yazın denize yakınlığı dolayısıyla da turistlerin tercih ettiği bir yer. Ama şu anda ortalıkta bizden başka turist görünmüyor
Neyse… Sokaklarını dolaştık, meydanda bir kahve içtik. Öğlen olmadan Ostuni'den de ayrıldık. Hedefimiz şimdi Lecce; 73 km yolumuz var.


Ostuni'de şehrin koruyucu azizi heykelinin olduğu meydan.


Karşıdaki büyük bina Belediye. Yanında San Francesco di Assisi kilisesi var.


Ostuni'de ara sokaklardan birinde... Kemerin altından Katedralin cephesi görünüyor.


Ostuni katedralinin ön cephesi küçük bir meydana bakıyor.


Katedralin içinden...


Sokak içindeki kemerli yapı... ön cephesinden
 

Kısa bir gidiş-geliş karayolundan sonra bölünmüş yola çıktık. Yol Brindisi'den geçiyor. Bu arada asırlık zeytin ağaçlarıyla dolu zeytinliklerden geçtik. Saat 13.30 gibi Lecce'ye vardık. Park yerimiz yine bir karavan park alanı; rahat ve ücretsiz… Bizden başka 3-4 karavan daha var. Su ve atık yeri mevcut (40.362137, 18.168009). Bugün artık burada biraz dinlenelim, Lecce’yi de yarın gezelim, diye karar verdik. İyi geldi.
Derken, akşamüzeri hidrofor çalışmamaya başladı. Onarmaya uğraştık, olmadı. Memleketteki ustamızı aradık, onun önerilerini yaptık ama sonuç alamadık Su kullanamıyoruz… canımız sıkıldı. Daha bir haftamız var. Bir yandan dönüşü erkene mi alsak, diye düşünmeye başladık. Bir yandan da internetten Lecce'de onarım imkânını araştırdık. Olmayan İtalyancamızla büyük şans eseri bir yer bulduk Yarın oraya gidip bir bakacağız.


Ostuni'de bir sokak arası...


Ostuni'de bir başka sokak... taş yol üzerinde yılbaşı çiçekleri


Ostuni'de bir hediyelik eşya dükkanı.


Sokak aralarından birinde


Bir dükkanın girişinde Noel süslemeleri


Meydana karşı kahve molası Az sonra Lecce'ye doğru yola çıkacağız.
 
Son düzenleme:

14 Aralık 2017, Perşembe; Lecce’de
Sabah ilk iş olarak hidroforun tamiri için bulduğumuz adrese gittik; 09.30 gibi oradaydık. Muhtemelen sorunumuzu çözecek bir yer; derdimizi anlatınca hemen bir usta ilgilendi. Adı Luigi. Yarım saat içinde de hidrofor çalışmaya başladı. Boruların birinin kıvrık olduğunu, suyu çekemediğini söyledi. 10€ verdik. Tatili kurtardılar, sağ olsunlar
Burası hayli geniş bir alana yerleşmiş, çok sayıda karavanın kışladığı bir yer. Hem bir tamir/teknik servis var. Bir de her türlü karavan aksesuarı ya da teknik malzeme ihtiyacı için market var. Adı: ”Camping Sport Lecce” (40.354408, 18.150626).
Orada adının Alessandro olduğunu öğrendiğimiz biriyle de tanıştık. İngilizcesi iyiydi ve Luigi ile aramızda tercümanlık yaptı. Çok yakınlık gösterdi, eksik olmasın Alessandro’nun da alkovenli bir karavanı varmış, karavanında yaşıyormuş. Buraya da hep uğrarmış. Hatta bizim karavan park yerinde de komşumuzmuş. Böylece arkadaş olduk


Lecce'de park yerimiz bir karavan park alanı.


Lecce'nin eski merkezine giriş kapılarından biri: Porta San Biagio.


Celestini Sarayı, 1500'lerde yapılmış. Şimdi Hükümet binası olarak kullanılıyor.


Muazzam dış cephesi ve güzel gül penceresi ile ünlü Santa Croce kilisesi. Dış cephe aslı gibi bir restorasyon perdesi ile kaplanmış.


Santa Croce kilisesinin içi... beyaz mermer sütunlar ve tavan süslemeleri ile çok etkileyici.


Santa Croce kilisesinin bir şapeli... bir öğrenci grubuna öğretmen hikayeyi anlatıyor.
 
Son düzenleme:



İşimiz hallolunca karavan park yerine geri döndük. Hazırlanıp 10.30 gibi Lecce’nin tarihi şehir merkezine doğru yürümeye başladık. Yaklaşık 1 km.
Lecce nüfusu 110.000 civarında bir şehir. Modern şehir güzel ve bakımlı görünüyor.
Lecce'nin tarihi merkezi de güzel ve canlı. Antik çağlarda burası Yunan Messapi yerleşiminin alanıymış. Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir merkez haline gelmiş. Bugün kentin mimarisinde 1600'lerin Barok tarzı hâkimmiş. En ünlü örneği de Santa Croce kilisesiymiş… özellikle gül penceresi muhteşemmiş, ama biz göremedik. Restorasyon nedeniyle ön cephesi kapalıydı. Gerçi ön cepheyi kaplayan perde aslı gibiymiş, ama aynı tadı vermiyor. Kilisenin içi ziyarete açık; biz de içini gezdik. Çok ihtişamlıydı. Çok sayıda değişik yaş gruplarından öğrenci kalabalıkları vardı. Öğretmenleri de her şeyi uzun uzun anlatıyordu.


Castromediano meydanından...


Roma anfitiyatrosu (MÖ 1.YY), arkasında kübik bina Sedile (16.YY) ve Sant'Oranzo bronz heykeli (18.YY)


Roma anfitiyatrosunu inceleyen çocuklar


Eski Lecce'de bir meydan.


Madre di Dio kilisesinin ön cephesi.


Zarif oyma işçiliğiyle bir kapı (binayı hatırlayamadık )
 
Son düzenleme:

Daha sonra Sant'Oronzo meydanına gittik. Yine öğrenci kalabalıkları ile doluydu. Meydandaki en önemli yapı antik Roma amfitiyatrosu… kısmen ortaya çıkarılabilmiş. Kazıları yaklaşık 100 yıldır sürüyormuş. Az ilerde de antik Roma tiyatrosu var… yine evlerin arasında kalmış; tiyatroyu ve müzesini gezdik.


Santa Irene kilisesi


Görkemli Lecce katedrali


Katedralin giriş kısmından bir gürünüm.


Katedralin içinden...


Mahallenin içinde kalmış Roma tiyatrosu


Tiyatroda kış güneşinin tadını çıkaran birileri
 
Son düzenleme:

Ardından şehrin ünlü kapılarını gördük. Duomo'yu gezdik. Hava kararana kadar eski Lecce sokaklarında dolaştık. Bir dilim pizzacıda karnımızı doyurduk. Güzel cafelerinde kahve molaları verdik… hayli yorulduk Ama ışıkların yanmasını da bekledik. Karanlık basınca yanan Noel ışıkları, özellikle Sant'Oronzo meydanında pek hoş görünüyordu
Sonra karavana döndük. Baktık ki hidrofor yine çalışmıyor Sabah tekrar Camping Sport'a gidilecek.


Convitto Palmieri binası... Eski Lecce'nin en önemli, sembol yerlerinden biriymiş. Büyük bir kütüphane, sergi salonları...gençlerin buluşma yeri v.s


Eski Lecce'de bir cadde.


Santa Teresa kilisesinin ön cephesi.


Eski Lecce'nin giriş kapılarından bir diğeri: Porta Rudiae.


Akşam Sant'Oranzo meydanında Noel süslemeleri.


Sant'Oranzo meydanı
 
Son düzenleme:

15 Aralık 2017, Cuma; Lecce'den Otranto, S. Cesarea, Castro’ya
Sabah hidrofor için Camping Sport'a vardık ama Luigi'nin biraz geç geleceğini söylediler. Orada oyalanırken Alessandro geldi. Kahve yapıp sohbet ettik. Türkiye hakkında çok bilgisi var. Birçok şey sordu. Luigi gelince anlaşıldı ki hidrofor ölmüş Yenisi Fiamma, 110€ imiş. Takıldı, sorun çözüldü İşçilik ile beraber toplam 157€ tuttu.
Artık yola çıkabiliriz yeniden. Niyetimiz İtalya’nın bu topuk kısmını denizin kıyısından dolaşmak… Alessandro’nun da tavsiyelerini aldık, vedalaştık ve yola koyulduk. Saat 12.00’yi buldu bu arada.


Lecce'de hidroforu tamir ettirdiğimiz "Camping Sport Lecce"


Camping Sport Lecce'de kışlayan karavanlar


Otranto yolunda...


Otranto'da eski yerleşime yürürken.


Uzaktan eski yerleşim ve katedralin kulesi


Otranto'da eski şehirden bir görünüm.
 

İlk durağımız Otranto'ya doğru yola çıktık. Mesafe 48 km. Yol fena sayılmaz, bir süre duble yol, sonra gidiş-geliş. Varınca şehre yaklaşık 700 m mesafede geniş bir park yerine park ettik (40.147825, 18.485934).
Otranto İtalya’nın topuk kısmının en ucunda ve doğusunda, Adriyatik denizine bakıyor. Kış nüfusu yaklaşık 6.000 kadarmış. Gelirken uzaklardan görünen bir kalesi var. Duomo'su Normanlardan kalma; yapımı 1080 yılına dayanıyor. Rehber kitap bugünkü Otranto’yu görkemli geçmişinin soluk bir gölgesi, diye tanımlıyor. Roma döneminde çok önemli ve hareketli bir liman kentiymiş çünkü.


Otranto'da eski yerleşime giriş kapılarından biri.


Otranto katedrali... açık değilde maalesef ve biz içindeki görülmeye değer güzel mozaikleri göremedik


Otranto'nun kale tarafından marinasının görünümü


Eski yerleşimden bir görünüm... Uzakta yeni yerleşim ve fener.


Otranto'nun güzel koyundan bir manzara.


Eski yerleşimde bir dükkanın vitrini
 



Buranın bir Osmanlı tarihi de var... Venedik Cumhuriyetinin o yıllarda Napoli Krallığı ile entrikalı siyasetinin bir sonucu olarak II. Mehmet 1480 yazında Gedik Ahmet Paşa yönetimindeki Osmanlı Donanmasını göndermiş buraya. Şehir fazla direnememiş. Osmanlı da halkı Müslüman olmaya zorlamış… kabul etmeyen 800 kişi kılıçtan geçirilmiş Papalık bu yolda ölenleri aziz ilan etmiş ve naaşlarını da Napoli'ye taşımış; bu azizler bugün Santa Caterina a Formiello kilisesinde yatıyorlarmış. Otranto’da da olayın anısına bir anıt mendireğe bakan meydanda duruyor.
Otranto çok sakin ve sessiz bir yer… Harika plajları ve güzel bir marinası var. Yazın büyük olasılıkla şenleniyordur. Ama şimdi bir kahve içecek yer bile yok Sokaklarında dolaştıktan sonra yola devam etmeye karar verdik.


Santa Cesarea Terme yolunda...


Yolumuza çıkan bir torre (kule)


Santa Cesarea Terme


Santa Cesarea Terme'de mağribi esinli mimariyle yapılmış Villa Sticchi'nin ön cephesi...


Villa Sticchi'nin arka cephesi.


Santa Cesarea Terme'de yol üstündeki evlerden biri.