endy
LaNd RoVeR SeRiEs III - Discovery I 1995 3,9 v8ies
Land Rover Series III
Belki de kullanmış olduğum araçlardan bende en çok iz bırakanlardan biri idi Land Rover Series III 88”. Benim gözümde resmen bir canlı gibiydi, bir gün bir iki cümle laf edeceğine çok inandığım bir araç. O kadar çok yaşamayı seven, bir o kadar ruhu olan, beraber gezdiğiniz sürelerin birçoğunda size kendinizi çok iyi hissettiren bir hümanist arazi aracıydı ve dosttu. 1973 Model ve Bej rengi olan bu araç benim için hala en iyi Land Rover tasarımlarından biridir.
Bu yazıdaki amacım size bir Series III’ kendi düşüncelerim ve izlenimlerim üzerinden anlatabilmek. Umarım sizde yıllarca bir Land Rover adını Dünya’nın her yerinde taşımış ve insanlığa hiçbir ayrımda bulunmadan hizmet etmiş bu aracın hikâyesini okurken iyi vakit geçirirsiniz.
1992 yıllında Land Rover’ın Dünya üzerinde üretilen tüm Land Rover’ların 70 %’Nil hala yollarda olduğuyla ilgili iddiasında; en büyük katkısı olan Series III’ ün serüveni.
Aslında Series III yapılana kadar yapılan Series I, Series II, IIA, IIA Forward Control ve IIB Forward Kontrol, modelleri Series III için çok güzel zemin oluşturmuştu. Dayanıklılık imajını onlardan almaktaydı. II dünya savaşından yeni çıkmış bir Avrupa’da bu kadar halk tipi bir arazi aracı hem o dönemin kötü yol ve arazi koşullarında, birçok günlük işlerde, hatta ağır işlerde hizmet ediyordu.
1971’in sonundan 1985 e kadar üretim bandında kalan Seris III birleşmiş milleteler tarafından dünya’nın dört bir tarafında kullanılıyordu.
Üstelik İngiliz sömürgesi olan birçok geri kalmış ülkede yaygın bir şekilde kullanılıyordu. Buda özellikle Series III birçok farklı din, kültür ve ırktan insan arasından ortak bir algıda buluşturmuştu. Bu araçlar çok fonksiyonel, tamiri çok basit, tamamen mekanik ve her türlü aksesuar ve konfordan yoksun fakat bir o kadar verimli araçlardı. Kısacası sağlam ve günlük hayatta kullanılmak üzere halk tarafından en çok ilgi gören 4x2 ve 4x4 opsiyonu bulunan Series III’ler bir anda Land Rover’ı arazi araçlarında bambaşka bir noktaya taşımış, ilk defa başta İngiltere olmak üzere birçok ülke’de de çok yaygın bir şekilde kamu hizmetinde özellikle asker, itfaiye ve polis hizmetinde çok fazla Series III kullanılmaya başlamıştı.
1971’den 1985’e kadar 440.000 adet üretildi. 2,25 litrelik benzinli motoru oldukça verimli ve sürüş keyfi veren sessiz sayılabilecek bir motordu. Dünya’da üretilen bir milyonuncu Land Rover bir Series III’tü ve 1976 yılında üretilmişti. Series III’lerde Salisbury arka aks standarttı ve senkromeç’li 4 vites şanzımanı çok dayanıklı idi. 1980 yılında Series III’ler dizel ve benzinli olarak 2,25 litre üretilmeye başlandı ve ilk defa 5 ileri vites olarak üretildi. Tüm Seriesler’in en zayıf yanları arka aksları idi, sürekli arka aks kesmesi ile karşı karşıya kalınırdı ve önemli sebeplerden bir tanesinin kuvvetli vites kutusunun olduğu düşünülürdü. 88”, 109” ve 109” pick up olarak da 1980 yılından sonra üretildi. Bir çok plastik iç trim ilavesi seçenek olarak 1980 yılından sonra üretildi.
Önde 3 adet tekli koltuğu, ilginç ön koltuk tasarımı, 3 kollu direksiyonu, ön kaputun üzerine yatabilen ön camı, yine ön kaputun üzerine bağlanan ikinci stepne lastiği gibi birçok değişik özelliği vardı. Yuvarlak büyük göstergeleri, renkli vites topuzları ve oldukça zayıf sayılabilecek kaloriferi ile bir anda onu kullananların sevgisini kazanmıştı. Yan sürgülü camları ve ön havalandırma flapları bence bu tasarımın en güzel özelliklerindendi. Kapı kolları, dik ön camı onu diğer tüm araçlardan farklı yapan köşeli yapının temel bileşenleri idi. Şasenin üstünde duran Alüminyum kupası çok fiyakalıydı. Onu beklide en ünlü yapan özelliği; en olarak çok da geniş olmayan ince, fakat kalın yanaklı lastikleri ve içindeki o saç jantları idi.
Bu çok şöhretli arazi aracı 88” 3 kapı olan modelinde soft top ve hard top kullanım şansı verirken, ön camının tamamen yatması ile safari tip olarak ta ayrı bir üne kavuştu. Birçok bilim adamı, doğa fotoğrafçıları, belgesel yapımcılıları, arkeologlar tarafından çok sevildi ve kullanıldı. Onların sayesinde o artık bambaşka bir noktadaydı. Onu kullanan insanları ortak bir payda da buluşturdu.
Bu ortak payda’nın adı Macera idi. Ve kullanan tüm insanlar, bir şekilde Macera’cı imajından çok hoşlandı ve birlikte dünya’nın her yerinde sayısız maceralara imza attılar. Bu maceralar artık ilk defa planlı ve düzenli bir etkinliğe dönecek ve Camel işbirliği ile düzenlenen Camel Trophy’lerde Series III lerde olacaktı.
Yukarıda bilinen en ünlü resimlerden biri de Series III’ün haklı şöhretinin ispatı gibiydi ve o artık kariyerini tamamlamış bir ünlü araçtı. Yerini Defender’a Bıraktı.
İngiltere’de hala 1990’lı ve 2000’li yıllarda üretilmiş Land Rover araçlardan daha pahalı olan araçlardır Series III’ler. Arka sağ alt kısmında bulunan land Rover etiketi bence bu aracın bir ruhu olduğunun tescilidir. Ön plastik ızgarasının üzerinde bulunan Land Rover Logosu ve yine vites önünde bulunan araç kimlik kartı ise onun haklı şöhretinin de katkısı olan tasarımlardır.
Dünya üzerinde Land Rover ününe belki de en çok katkısı olan araçlardan biri olan Series III’ler hala dünya yollarında hizmet vermekteler. Onları farklı yapan her özelliği insanların bilinçaltında yer etmiş o sempatik imajları, insan doğa buluşmasında ki görevini yıllarca en iyi şekilde yerine getirmiş bu aracın dünya 4X4 araçlar arasında ki yeri hep başka olacaktır.
Kendimi Series III kullanma şansını bulmuş şanslı insanlardan sayarım, çünkü Series III bir Efsane’dir. Her ne kadar 0-100 km hızlanması aynı günde olsada o yol kat etmeyi bir kültür bir macera haline getirmiş ruhu olan asi bir araçtır.
Ender KURUTLU
endy@gezenbilir.com
Belki de kullanmış olduğum araçlardan bende en çok iz bırakanlardan biri idi Land Rover Series III 88”. Benim gözümde resmen bir canlı gibiydi, bir gün bir iki cümle laf edeceğine çok inandığım bir araç. O kadar çok yaşamayı seven, bir o kadar ruhu olan, beraber gezdiğiniz sürelerin birçoğunda size kendinizi çok iyi hissettiren bir hümanist arazi aracıydı ve dosttu. 1973 Model ve Bej rengi olan bu araç benim için hala en iyi Land Rover tasarımlarından biridir.
Bu yazıdaki amacım size bir Series III’ kendi düşüncelerim ve izlenimlerim üzerinden anlatabilmek. Umarım sizde yıllarca bir Land Rover adını Dünya’nın her yerinde taşımış ve insanlığa hiçbir ayrımda bulunmadan hizmet etmiş bu aracın hikâyesini okurken iyi vakit geçirirsiniz.
1992 yıllında Land Rover’ın Dünya üzerinde üretilen tüm Land Rover’ların 70 %’Nil hala yollarda olduğuyla ilgili iddiasında; en büyük katkısı olan Series III’ ün serüveni.
Aslında Series III yapılana kadar yapılan Series I, Series II, IIA, IIA Forward Control ve IIB Forward Kontrol, modelleri Series III için çok güzel zemin oluşturmuştu. Dayanıklılık imajını onlardan almaktaydı. II dünya savaşından yeni çıkmış bir Avrupa’da bu kadar halk tipi bir arazi aracı hem o dönemin kötü yol ve arazi koşullarında, birçok günlük işlerde, hatta ağır işlerde hizmet ediyordu.
1971’in sonundan 1985 e kadar üretim bandında kalan Seris III birleşmiş milleteler tarafından dünya’nın dört bir tarafında kullanılıyordu.
Üstelik İngiliz sömürgesi olan birçok geri kalmış ülkede yaygın bir şekilde kullanılıyordu. Buda özellikle Series III birçok farklı din, kültür ve ırktan insan arasından ortak bir algıda buluşturmuştu. Bu araçlar çok fonksiyonel, tamiri çok basit, tamamen mekanik ve her türlü aksesuar ve konfordan yoksun fakat bir o kadar verimli araçlardı. Kısacası sağlam ve günlük hayatta kullanılmak üzere halk tarafından en çok ilgi gören 4x2 ve 4x4 opsiyonu bulunan Series III’ler bir anda Land Rover’ı arazi araçlarında bambaşka bir noktaya taşımış, ilk defa başta İngiltere olmak üzere birçok ülke’de de çok yaygın bir şekilde kamu hizmetinde özellikle asker, itfaiye ve polis hizmetinde çok fazla Series III kullanılmaya başlamıştı.
1971’den 1985’e kadar 440.000 adet üretildi. 2,25 litrelik benzinli motoru oldukça verimli ve sürüş keyfi veren sessiz sayılabilecek bir motordu. Dünya’da üretilen bir milyonuncu Land Rover bir Series III’tü ve 1976 yılında üretilmişti. Series III’lerde Salisbury arka aks standarttı ve senkromeç’li 4 vites şanzımanı çok dayanıklı idi. 1980 yılında Series III’ler dizel ve benzinli olarak 2,25 litre üretilmeye başlandı ve ilk defa 5 ileri vites olarak üretildi. Tüm Seriesler’in en zayıf yanları arka aksları idi, sürekli arka aks kesmesi ile karşı karşıya kalınırdı ve önemli sebeplerden bir tanesinin kuvvetli vites kutusunun olduğu düşünülürdü. 88”, 109” ve 109” pick up olarak da 1980 yılından sonra üretildi. Bir çok plastik iç trim ilavesi seçenek olarak 1980 yılından sonra üretildi.
Önde 3 adet tekli koltuğu, ilginç ön koltuk tasarımı, 3 kollu direksiyonu, ön kaputun üzerine yatabilen ön camı, yine ön kaputun üzerine bağlanan ikinci stepne lastiği gibi birçok değişik özelliği vardı. Yuvarlak büyük göstergeleri, renkli vites topuzları ve oldukça zayıf sayılabilecek kaloriferi ile bir anda onu kullananların sevgisini kazanmıştı. Yan sürgülü camları ve ön havalandırma flapları bence bu tasarımın en güzel özelliklerindendi. Kapı kolları, dik ön camı onu diğer tüm araçlardan farklı yapan köşeli yapının temel bileşenleri idi. Şasenin üstünde duran Alüminyum kupası çok fiyakalıydı. Onu beklide en ünlü yapan özelliği; en olarak çok da geniş olmayan ince, fakat kalın yanaklı lastikleri ve içindeki o saç jantları idi.
Bu çok şöhretli arazi aracı 88” 3 kapı olan modelinde soft top ve hard top kullanım şansı verirken, ön camının tamamen yatması ile safari tip olarak ta ayrı bir üne kavuştu. Birçok bilim adamı, doğa fotoğrafçıları, belgesel yapımcılıları, arkeologlar tarafından çok sevildi ve kullanıldı. Onların sayesinde o artık bambaşka bir noktadaydı. Onu kullanan insanları ortak bir payda da buluşturdu.
Bu ortak payda’nın adı Macera idi. Ve kullanan tüm insanlar, bir şekilde Macera’cı imajından çok hoşlandı ve birlikte dünya’nın her yerinde sayısız maceralara imza attılar. Bu maceralar artık ilk defa planlı ve düzenli bir etkinliğe dönecek ve Camel işbirliği ile düzenlenen Camel Trophy’lerde Series III lerde olacaktı.
Yukarıda bilinen en ünlü resimlerden biri de Series III’ün haklı şöhretinin ispatı gibiydi ve o artık kariyerini tamamlamış bir ünlü araçtı. Yerini Defender’a Bıraktı.
İngiltere’de hala 1990’lı ve 2000’li yıllarda üretilmiş Land Rover araçlardan daha pahalı olan araçlardır Series III’ler. Arka sağ alt kısmında bulunan land Rover etiketi bence bu aracın bir ruhu olduğunun tescilidir. Ön plastik ızgarasının üzerinde bulunan Land Rover Logosu ve yine vites önünde bulunan araç kimlik kartı ise onun haklı şöhretinin de katkısı olan tasarımlardır.
Dünya üzerinde Land Rover ününe belki de en çok katkısı olan araçlardan biri olan Series III’ler hala dünya yollarında hizmet vermekteler. Onları farklı yapan her özelliği insanların bilinçaltında yer etmiş o sempatik imajları, insan doğa buluşmasında ki görevini yıllarca en iyi şekilde yerine getirmiş bu aracın dünya 4X4 araçlar arasında ki yeri hep başka olacaktır.
Kendimi Series III kullanma şansını bulmuş şanslı insanlardan sayarım, çünkü Series III bir Efsane’dir. Her ne kadar 0-100 km hızlanması aynı günde olsada o yol kat etmeyi bir kültür bir macera haline getirmiş ruhu olan asi bir araçtır.
Ender KURUTLU
endy@gezenbilir.com
benden başka bu kadar series bagımlısı yok diyordum...neler varmış....teşekkür ederim paylaşım için 
