Letonya, Rigaaaaaa...

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan edebiyatçı Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 89
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 27,868
Eski şehrin biraz dışına çıkınca özgürlük heykeli ve harika bir park bizi karşıladı. Bir çok ülkede buna benzer kadın figürlü özgürlük heykelleri gördüm.Hepsi elinde değişik bir şey tutuyordu. Bu hatun da elinde üç tane yıldız tutuyor. Letonyanın üç bölgesini temsil ediyormuş. Ama şu anda dört bölge varmış.Heykel 1935 yılında halktan toplanan paralarla Plisteas Kanalının üzerinde yer alan meydana inşa edilmiş. 43 metre yüksekliğindeki bu heykele Letonyalılar Milda ismini vermişler. Heykel altından kanalın geçtiği bir köprü üzerinde bulunuyor ve iki tarafında da harika yemyeşil bir park var.Parkın adı Bastejkalns Park. kanalın içinde kayık ya da su bisikleti ile de gezilebiliyor.

[attachment=1]

[attachment=2]

[attachment=3]

[attachment=4]









 

Etiketler
berkcantp' Alıntı:
Hocam, gezmeye değer verilmeyen ülke, beni sarmaya başladı.

İnanın ben de bu kadar beklemiyordum. Siz takibe devam edin daha neler neler var. Fotoğraflar bitince uçak biletlerine bakabilirsiniz.
 


Özgürlük Anıtı'nı biraz geçince bahçesi rengarek çiçeklerle süslenmiş opera binası ile karşılaştık. Gerçekten çok büyük bir binaydı. Savaş zamanı bile faliyete devam etmesi ile övünüyorlar.1863 tarihinde yapılan bina 1919'dan bu yana Milli Opera olarak kullanılıyor. Yazın beyaz gecelerde, Riga Opera Festivali'ne ev sahipliği yapıyor.
Binanın yanından süzülerek kanal geçip gidiyor.

[attachment=1]

[attachment=2]

[attachment=3]

Bu da tek başına fotoğraf çekinan bir kelin. Damat ortalarda yoktu.

[attachment=4]

[attachment=5]









 

İnanın ben de bu kadar beklemiyordum. Siz takibe devam edin daha neler neler var. Fotoğraflar bitince uçak biletlerine bakabilirsiniz.
[/quote]

Sonun da ayrıntılı maliyeti de bekleriz, şimdiden görseller ve ayrıntılar için teşekkür ederim.
 



Parkın içinde Litvanya'da da gördüğüm bir gelenekle karşılaştım.Nikah masasından kalkan gelin ve damat evlilikleri uzun sürsün diye köprüye kilit asıp anahtarını suya atıyorlarmış. Ama boşanma oranı % 50 oranındaymış. Demek ki pek işe yaramayan bir inanış.

[attachment=1]

[attachment=2]

[attachment=3]

[attachment=4]







 

Sonun da ayrıntılı maliyeti de bekleriz, şimdiden görseller ve ayrıntılar için teşekkür ederim.
[/quote]

Sizi mi kıracağım sonunu beklemeden veririm maliyeti.İki yetişkin ve bir bebek her türlü harcama dahil bir hafta,iki ülke (Litvanya da dahil) ikibin liraya maloldu. Uçak biletlerimizi miller ile aldık.THY ile İstanbul aktarmalı uçtuk. 40 bin milimizin üzerine 250 şer lira vergi ödedik.Bebek için de 50 tl aldılar.Uçuşa 550 civarı ödedik.3 gece letonyada 50 eurodan bir gece de motelde 35 eurodan kaldık. Litvanyada kaldığımız otelin geceliği 57 euro idi. Günlük 35 euroya orta halli bir araç kiraladık.70 euro bir depo benzin aldık.Litvanya'ya gidiş geliş ve gezmek için yeterli oldu. (800 km civarı) 50 euro kadar da müze-kale,rehber vs. için giriş ücreti ödedik. Yeme içmeye fazla para ödemedik. Üç gün makarna, çorba, menemen vs. kendim pişirdim.Birkaç günlük kahvaltılıkları Türkiye'den götürmüştüm.( Bir Türk sucuksuz kahvaltı yapmaz.) Diğer günler otellerde kahvaltı vardı.Akşamları Türk lokantası, McDonald's, Kıbın,Vejeteryan Pizza(Cili isimli bir pizzacılar zinciri var.Oldukça güzeldi.) diğer günlerimiz de tercihimizdi. Domuzcuklara bulaşmamaya çalıştık.Yemeğe toplam 50 euro felan ödemişizdir. Harcamayı Lat olarak yaptık ama otelleri euro olarak yazınca diğerlerine euroya çevirdim. Başka da bir harcamamız olmadı.

Şunu da eklemeliyim çok pahalı bir ülke.1 Lat 3.25 Lira. Özellikle sebze meyve çok pahalı.
 

Parkın çevresinde de çok güzel binalar vardı.

[attachment=1]

[attachment=2]

[attachment=3]


Bunlar da doğum günü kutlayan bir grup genç.

[attachment=4]







 

Tarihteki ilk noel ağacı 1510 yılının Noel gecesinde ,Karakafalılar EviNin önünde süslenmiş.Bina içindeki kutlamalar sokağa taşmış. Sarhoş olanların dışarıdaki meydandaki çam ağacına süsler asmalarıyla, tarihte de ilk kez sokakta bir çam ağacı bu şekilde süslenmiş.Ama sokağa taşan kutlamaların sonunda sarhoş ve kendinden geçmiş kalabalık bu Noel ağacını yakmışlar
Bunun ardından birkaç yıl ağaçları önce süslenyip ve sonra da yakılarak bir geleneğe dönüştürmüşler. Daha sonra Protestanlığın kurucusu Martin Luther'in ağacı eve sokması ve ateşe vermek yerine de üzerine mum asmasıyla günümüz Hıristiyanlık dünyasındaki Noel kutlamalarının temeli atılmış.
Aşağıdaki anıt bu ilk noel ağacını temsil ediyormuş.

[attachment=1]

Geleneksel müzik aletleri ve geleneksen kıyafetleri ile sokak müziği yapan bir kız.

[attachment=2]



 


Teşekkür ederim, yanlış mı baktım THY 2 yetişkin 1 bebek gidiş-dönüş 1.740.00 TL civarı (miller yok diye araştırdım.) Şayet öyleyse karavan daha ucuza gelecek.
 



Teşekkür ederim, yanlış mı baktım THY 2 yetişkin 1 bebek gidiş-dönüş 1.740.00 TL civarı (miller yok diye araştırdım.) Şayet öyleyse karavan daha ucuza gelecek.
[/quote]

Muhtemelen erken rezarvasyonda çok daha uygun olur. Ama karavan hem daha ucuz hem de daha zevkli olur.Yol üzerinde de bir çok yer görebilirsiniz.Konaklama masrafı da olmaz. Yemekleri de halledersiniz. Benzin parasına gezi olur. 10 yıllık kalkınma planlarımın arsında inşallah bir karavan edinmek var. (öğretmen maaşına zam yaparlarsa tabi) Afrikayı karavanla gezmek istiyorum. Çocukları biraz büyütmek lazım tabi.
 

İkinci günümüzün bir kısmında tepeden de fotoğrafını eklediğim zaplin ambarından bozma pazarı gezdik.Beş bölümden oluşuyor. Her bölüm bir ürüne ayrılmış. Balık,et,sebze,market bölümleri var. Ambarın dışarısı da açık pazar tarzında düzenlenmiş.Pazarcılar genellikle kadın. Tabi pazarda gezenler de.Çok güzel ahududular aldık.Bizim pazarlarımızda olmayan ilk defa gördüğüm küçük küçük değişik meyveler de vardı ama pek tadlarını beğenmedim.Sebze meyve akıl almaz pahalı. İnsanlar ne yeyip içiyor bilmiyorum. Zaten tezgahlarda 5-10 kilo meyve ancak var. Bizimkiler gibi kasa kasa değil. Çok şükür ki herşeyin bol olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

[attachment=1]

[attachment=3]

[attachment=4]

[attachment=5]







 


Art nouveau sanat akımından etkilenilerek yatılmış bir çok bina eski Riga sokaklarını süslüyor. Hangi binanın fotoğrafını çekeceğinizi şaşırıyorsunuz.Bir süre sonra fotoğraf çekmekten sıkılıp sadece seyretmeye başlıyorsunuz. Binaların üzerleri insan,hayvan ve bitki figürlei ile bezenmiş.Bu akımdan etkilenerek yapılmış 700 tane bina varmış. Avrupa'da en çok Riga'da bulunuyormuş.Ben yaklaşık 50 tanesinin fotoğrafını çekmişimdir.Sonra pes ettim. Günümüzde neden böyle estetik binalar yapmıyorlar acaba. Sabun kalıbı gibi dikiyorlar binaları.Hele de TOKi binaları korkunç. Benim gibi bu akımın ne olduğunu bilmeyenler için küçük bir alıntı dip not:

"Art nouveau zarif dekoratif süslemelerin ön plana çıktığı, kıvrımların ve bitkisel desenlerin sıklıkla kullanıldığı bir sanat akımıdır.Köklerinin Britanya merkezli Arts&Crafts hareketine dek gittiği söylenebilir. Avrupa ve Amerika’yı etkilemiştir.
19.YY sonu ve 20. YY başında etkili olmuş bu akım ülkemizde 1900 Sanatı ya da Yeni Sanat adlarıyla anılmakla birlikte birçok Avrupa ülkesinde bölgesel olarak değişik adlarla anılmış , adlara uygun olarak da uygulamaların niteliklerinde değişiklikler görülmüştür."

[attachment=1]

[attachment=2]

[attachment=3]

[attachment=4]

[attachment=5]









 

Bu şekilde elini çenesine bağlamış adam figürü o kadar çok karşımıza çıktı ki acaba bir anlamı mı var diye merak ettim. Bu adamlar ne yapıyor ?

[attachment=1]

[attachment=2]

[attachment=3]

[attachment=4]

[attachment=5]