Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...
Vılnıus’tan iki tane nehir geçiyor: Vilnia ve Neris. Vilnia Irmağı, daha küçüktür ve Neris Nehrine karışır. Buna rağmen kent adını Vilnia Irmağından almış.Bu ırmağın kenarında ilginç bir cumhuriyet kurulmuş.Uzupis Cumhuriyeti.Yerel dilde Uzupis nehrin öteki yakası anlamına geliyormuş.
Litvanya Sovyetler’den ayrıldıktan sonra, 1 Nisan 1997 tarihinde Vilnia Irmağının U şeklinde kıvrılan bölgesinde bir araya gelen Vilniüs kenti sakinleri, şehrin üç tarafı ırmağın sularıyla çevrili bölgesinde özerk bir cumhuriyet kurmuşlar.Bohem ve entel takılanların, sanatçıların ve gençlerin çabasıyla şakayla karışık da olsa bağımsız bir devlet kurulduğu ilan olunmuş.Burası cafeleri ve sarhoşları ile meşhurmuş.
Hatta 41 maddelik anayasaları bile var.Hatta cumhurbaşkanı bile varmış.Her sene 1 nisanda cumhuriyetlerinin kuruluşunu kutlayıp anayasalarını okuyorlarmış. Hatta isteyenlerin pasaportuna damga bile vuruyorlarmış. İnternette bulduğum anayasa maddelerinden bazıları şunlar.
1.Herkesin birey olma hakkı vardır.
2.Herkesin mutlu olma hakkı vardır.
3.Herkesin mutsuz olma hakkı vardır.
4.Herkesin sevmeye hakkı vardır.
5.Herkesin sevilmemeye hakkı vardır ama şart değil
6.Herkesin ölmeye hakkı vardır ama şart değil.
7.Herkesin Vilnia nehrine girme hakki ve Vilnia nehrinin herkesin yanindan gecme hakki vardir.
8.Kedilerin nankör olma hakki vardır.
9.Herkesin ölmeye hakki vardır, ama şart degil.
10.Herkesin sevmeye hakki vardır.
11.Herkesin sevilmemeye hakki vardır, ama şart değil.
12.Herkesin bir köpeğe bakma hakki vardır, ikisinden biri ölene kadar.
13.Kopeklerin kopek olmaya hakki vardır.
14.Herkesin anlamaya hakki vardır.
15.Herkesin hiçbir şey anlamamaya hakki vardır.
[attachment=1]
İnternette araştırma yaparken bu isimle bir kitap gördüm. Koreli bir yazar Ha Il-ji’ye aitmiş.Bu cumhuriyetle arasındaki ilişkiyi bilmiyorum. Konusunu aynen kopyalıyorum.
"Hayali bir ülkeyi aramaya çıkan bir adamın hikayesi boyunca, Ha gerçeklik ve fantazinin; geçmiş ve bugünün harmanlandığı bir öyküde doğru ile hayali, zaman ile mekanı ve hatırayı ele alıyor.
Adı Hal olan orta yaşlı Asyalı bir adam anavatanı, komşu ülkenin işgalinden sonra bağımsızlığını yeni kazanan Uzupis Cumhuriyeti’ne, dönmek için Litvanya’yı aramaktadır. Amacı babasının küllerini anavatanına gömmektir. Ancak yolculuk engelsiz değildir. Bir çokları Uzupis’in varlığını reddetmektedir ve Hal İngilizcesi iyi olmadığından kendini iletişimde yetersiz görmektedir. Uzupis dilinde konuşan birini bulmasına rağmen ve tam da gerçek Uzupis’e ulaşacakken yoluna sadece ülkenin varlığının kanıtı değil ayrıca başka bir engel daha çıkar. Hiç bir zaman çözülemeyecek gibi duran Uzupis bilmecesi, Hal’ın Uzupis göçebelerinin köyüne gitmesiyle yavaşça çözülür. Burada geçmişin, bugünün, geleceğin birbirini tekrar ettip çakıştıklarını gözlemlemesi üzerine, Uzupis’in gerçekte değil sadece insanların zihninde var olduğunu anlamaya başlar.
Litvanya dilinde “nehrin ötesinde” anlamına gelen Uzupis, gerçekte bulunmayan ütopik bir dünyadır. Zaman ve mekanı aşan bu yer, varoluşun hiç bir zaman ulaşılamayacak başlangıcına benzer.
Akla başlangıcı ve sonu olmayan Mobius Strip’i getiren bu hikayedeki Uzupis Cumhuriyeti’nin adı, aslında Litvanya’nın başkenti Vilniusdaki bir sanatçının köyünün adıdır. Yazar Ha ise bu köyün Koreli temsilcisidir. Bu bakımdan roman, gezen bir yazarın sanatın özüne yaptığı bir seyahat olarak da okunabilir. "