Mazlum Milletler ve Süper Devletlerin Sömürge Politikası

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan mete Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 36
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 6,390

mete

Zirve
Mesajlar
1,851
Tepkime Puanı
4
Bu konuya çok daha ötelere gitmeden anlaşılabilir olması açısından I.Dünya Savaşı öncesindeki Avrupa devletlerinin ilişkilerine göz atmakta fayda var

I. Dünya savaşı öncesi Avrupa

Nasyonalizm akımının ortaya çıkardığı güçlü devletlerden biri Almanya idi. Yeni kurulan Alman imparatorluğu, Başbakan Bismarck döneminde çok hızlı bir yükselişe geçmiş, İngiltere, Fransa, Rusya, Avusturya gibi büyük güçler ellerindekini muhafaza etmek ve bu arada yeni sömürgeler elde etmek gayesi ile büyük bir mücadele içerisine girmişlerdi. Bir yandan Alman imparatorluğunun hızlı yükselişi, sağlam ve ucuz Alman mallarının İngiliz pazarlarını ele geçirmesi diğer yandan, Amerika’nın petrol atağı, İngilizleri petrole yönlendiriyor ve İngilizlerin şiddetle ihtiyaç duyduğu petrol, Osmanlı topraklarında kullanılmadan yatıyordu. İngilizler Musul dolaylarında petrol’ün varlığını öğrenmiş gözünü bu topraklara dikmişti. Musul petrolleri, I. Dünya savaşında İngilizlerin bir numaralı hedefi haline gelmişti.

Bismarck dönemi ve sonrası

Bismarck, Alman imparatorluğunun başbakanı olduktan sonra, Alman milli birliğini güçlendirmek için vakit kazanmak ve Fransa’nın muhtemel bir saldırısını önlemek için, Fransa’yı tecrit edip, Almanya’ya karşı ittifak oluşturmasını önlemeyi esas politika olarak benimsemişti.
Bu sıralarda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu diplomatik faaliyetlerini Balkanlara yöneltti ve topraklarını Balkanlarda genişletmeye karar verdi. Rusya da, Osmanlı İmparatorluğunu Balkanlardan atmak ve Balkan Slavlarını kendi etrafında birleştirmek amacı ile Panslavizm politikasına girişmiş bulunmaktaydı. Bu durum Avusturya ile Rusya’yı karşı karşıya getirmişti. İkinci olarak Avusturya-Macaristan’ın Adriyatik denizine çıkma çabaları, ileride Sırbistan ile bir çatışma içine sokacaktı. Sırbistan bir Slav devleti olduğundan, Avusturya-Macaristan’ın Rusya karşısında, Almanya’ya dayanması ve Panslavizm karşısında Pan-Cermen Bloğu meydana getirmesi zorunlu oldu. Öte yandan, İngiltere’nin Fransa ile Mısır üzerinde bir çatışma halinde olması sebebiyle, Fransa’nın İngiltere ile birleşmesi mümkün olamazdı. Geriye bir tek Rus tehlikesi kalıyordu ki bu Bismarck’ın kâbusu olmuştur. Fransa eğer Rusya ile birleşirse Almanya iki ateş arasında kalacaktı. Bismarck görevi süresince Avusturya ve Rusya’yı yanın da tutmak için çaba harcamıştır. Bu gayretler de Almanya ya Avrupa içerisinde büyük bir diplomatik üstünlük sağlamıştır.
Ancak, bu üçlü ittifak içerisinde Rusya ve Avusturya’nın menfaatlerinin çatışması, ittifakı tehlikeye düşürüyordu. Bismarck Rusya’yı elinde tutabilmek için boğazların Ruslar tarafından ele geçirilmesine bile razı olmuştu. Fakat Alman İmparatorluğuna II. Wilhelm geldiğinde, Bismarck’ın barışçı politikasını kökünden değiştirerek saldırgan bir politika takip edip, sömürge elde etme gayretleri, dengeleri bozdu. Almanya’nın Rusya ile olan bağlarını koparması, Rusya, İngiltere ve Fransa’nın ittifak yapmasına sebep oldu.
Oysa 1878’de Napolyon’un Mısır’ı işgal etmesi ile iki devlet (Fransa ve İngiltere) arasında çatışma başlamıştı. Zira 1756–63 yılları arasında cereyan eden Yedi Yıl savaşları sonunda İngiltere, Fransa’nın iki mühim toprağını ele geçirmişti. Bunlardan biri Kanada diğeri de Hindistan’dır. Mısır’ın Fransızlar tarafından alınması, Hindistan ticaret yolunu tehlikeye düşüreceği için İngiltere 1799’da Osmanlı devleti ile anlaşarak, Fransızların Mısırdan atılmasına sebep oldu. 1830 Cezayir’i alan Fransa, Mısırda kendisine bağlı bir devlet kurması için Mısır Hidivi M. Ali’nin isyanını destekledi. Buna karşı İngiltere, Osmanlı’yı destekleyerek M. Ali’nin dolayısı ile Fransa’nın başarısını engelledi.
1869’da Süveyş kanalının açılması, Mısır üzerindeki İngiliz-Fransız mücadelesinde yeni bir devir açtı. Fransa Süveyş kanalını açma çalışmalarına 1859’da başladı. Bu çalışmaları yapan anonim şirketin büyük hissesine Fransa sahipti, İngiltere şirket hisselerinden almamış çalışmaları sabote etmeye çalışmış öte yandan Osmanlı devletine baskı uygulamıştı. Fakat her şeye rağmen 1869 da kanal açıldı. Bu İngiltere’nin ticaret yolunun Fransa’nın kontrolüne geçmesi manasına geliyordu. 1875 yılında Mısır kanal hisselerini satışa çıkarınca, bunları İngiltere satın alarak az da olsa hisse sahibi oldu. Arap milliyetçiliğinin doğurduğu kargaşadan faydalanan İngiltere, 1882’de Mısır’ı işgal etti Fransa ile gerginlik had safhaya çıktı.
Mısır meselesinden sonra İngiltere ile Fransa’nın ikinci çatışma alanı Sudan oldu. İngiltere, Afrika da Kuzey-Güney istikametinde ilerlerken Fransa da Doğu-Batı istikametinde ilerliyordu. Sudan’a aynı anda girdiler, İngiltere burayı almakta çok kararlı idi. Fransa, İngiltere ile savaşı göze alamadığı için çekilmek mecburiyetinde kaldı (1898). İngiltere, Fransa’nın giriştiği bütün sömürge çatışmalarında başarısızlığa uğratmış bulunuyordu. Deniz aşırı bu çatışmalar Fransa’yı oldukça zayıflatmıştı, Avrupa da Almanya karşısında zor durumda kalacağından, İngiltere ile münasebetlerini düzeltmeye karar verdi. 1904 yılında yapılan anlaşma ile Fransa, Mısır’ı tamamen İngilizlere bırakıyor, buna karşılık İngiltere de Fransa’nın Fas’ı ele geçirmesine göz yumuyordu.
1907 Rus-İngiliz anlaşmasına göre İran üç bölgeye ayrılıyor Kuzey İran Rus nüfuz bölgesi, Güney İran İngiliz nüfuz bölgesi oluyor orta kısım tampon bölge olarak bırakılıyordu. Afganistan tüm olarak İngiliz nüfuz alanı oluyor, Tibet ise Çin’e bırakılıyordu. Böylece Rus-İngiliz-Fransız ittifakı gerçekleşiyor.
 

Etiketler
Ynt: Mazlum Milletler ve Süper Devletlerin Sömürge Politikası

Mete bey, bir de bu yazdıklarınızı Cumhuriyet Dönemi için düşünelim. Yani Türkiye Cumhuriyeti üzerinde...

Rusya'dan başlayalım, herkes dost ve komşu bilir. 2. Dünya Savaşı bittikten sonra Rusya ülkemizden toprak istemeye başladı. Önceleri bunu açıkça ifade etmesede 1950'li
yıllarda resmen ÇANAKKALE ve İSTANBUL ayrıca doğuda KARS ve AĞRI ilimizi (Ağrı dağı dahil) istedi ve buraları kayıtsız şartsız Rusya'ya teslim etmemizi istedi.

Genç devletimize kimse yardım edemedi ve o zamanki askeri gücümüz belli idi. Kısaca Amerika devreye girdi ve meşhur MARSHALL yardımları geldi. (Ben bu yardım sistemini Amerika'nın kanımızı emmesi olarak yorumlayanlardanım.) Bundan sonra malum, İNCİRLİK ÜSSÜ açılması vs. Sonra Rusya sustu.

Sizce Rusya bu emellerinden vazgeçti mi?
 


Ynt: Mazlum Milletler ve Süper Devletlerin Sömürge Politikası

Tabiki vazgeçmedi vazgeçmezde Rusyanın uzun yıllardan beri hayali sıcak denizlere ulaşmaktır. Bunuda boğazları ele geçirerek yapmaya çalışmıştır. Zaman içerisinde bu konularıda bu başlık altında geliştirerek işleriz.
 

Ynt: Mazlum Milletler ve Süper Devletlerin Sömürge Politikası

Tamam zamanı geldikçe insanları sıkmadan fakat önemli başlıkları işleyelim.

Ya Irak meselesi....

Saddam Hüseyin, 11 yıl süren ve pekçok masum insanın öldüğü İran-Irak savaşlarından yeni çıktığı halde, Türkiye üzerinde hak iddia ediyordu.
Kuveyt işgalinden önce Irak ziyaretinde bulunan Türk heyetinden resmen ve alçakça bir istekte bulundu.

"Irak devleti aslen MEZOPOTAMYA'dır. FIRAT ve DİCLE aslen Irak devletinindir. Bu iki nehir ve arasında kalan bölgeyi Türkiye bize terkedecektir."
...................................(Kısaca)

......sonra çok sert ve ummadığı bir cevap almıştır. "Madem öyle gelin alın haydi."

Neden gelemedi?
Uluslararası ilişkilerde kardeşlik var mı?
 



Ynt: Mazlum Milletler ve Süper Devletlerin Sömürge Politikası

Talha bey heyecanınzı anlıyorum Devletimize düşmanlık edenlerin bir an önce maskelerini düşürelim istiyorsunuz sizi anlıyorum ama biraz insaf edin. Hepsini aynı anda anlatamayız. :smiley:
Tarih disiplini içerisnde yavaş yavaş karmaşaya fırsat vermeden mümkün olduğu kadar kronolojiye uyarak kısa ve net cümlelerle anlatırsak amacımıza daha rahat ulaşırız diye düşünüyorum.

Katkılarınız için teşekkür ederim.
 

Ynt: Mazlum Milletler ve Süper Devletlerin Sömürge Politikası

Şunu da bir not olarak eklemek istiyorum, batılı devletlerin bize düşman ettiği Rusya ve bize yaptığı silah yardımları olmasa kurtuluş savaşımızı kazanma ihtimalimiz yoktu. Şu an dost diye yanaşmaya çalıştığımız ülkelerin hepsi bizi yokolup parçalanmaya bırakmışken, sadece rusya bize yardım etti. Tabiki bu yardımları kendi çıkarları için yaptı, ama yinede rusyaya haksızlık edildiğini düşünüyorum.
 

Ynt: Mazlum Milletler ve Süper Devletlerin Sömürge Politikası

Ben bunlara yardım demiyorum, bunları iyilik olarak görmeyin. Tabiki verecek, bize saldıranlar onunda düşmanı, Rusya'nın işine geldi de öyle.

Ruslar hiçbir zaman Türkleri sevmemiştir. En basidinden KAZIKLI VOYVODA kimdir? Deseniz, herkes insanları canlı canlı kazıklara geçirip öldüren Rus derler. Fakat Kimleri kazıklara geçirdi deseniz çok az insan bilir. Tabiki Türkleri....

Sizin yardım aldık dediğiniz dönemlerde kafkaslarda ve başka yerlede Ruslar tarafından Türkler trenlerin altında biçiliyordu.
 

Ynt: Mazlum Milletler ve Süper Devletlerin Sömürge Politikası

SÜVARİ' Alıntı:
Ben bunlara yardım demiyorum, bunları iyilik olarak görmeyin. Tabiki verecek, bize saldıranlar onunda düşmanı, Rusya'nın işine geldi de öyle.

Ruslar hiçbir zaman Türkleri sevmemiştir. En basidinden KAZIKLI VOYVODA kimdir? Deseniz, herkes insanları canlı canlı kazıklara geçirip öldüren Rus derler. Fakat Kimleri kazıklara geçirdi deseniz çok az insan bilir. Tabiki Türkleri....

Sizin yardım aldık dediğiniz dönemlerde kafkaslarda ve başka yerlede Ruslar tarafından Türkler trenlerin altında biçiliyordu.

Bu mantıkla bakarsanız zaten kimseyle dost olmamamız sınır kapılarınıda kapatmamız lazım. Bizim savaşıp yenip işgal etmediğimiz ülke ve millet kalmışmıki bize yapılanları yadırgıyoruz? Tarihi bilmek güzeldir, geleceğe başka gözle bakarsın, ve olabilecekleri tahmin edersin. Ama tarihe takılıp kalır yaşarsan bu sefer geleceğini prangaya vurursun. Bunun dozunu iyi ayarlamak lazım. Siz başka bir başlıkdada Anzac lar için benzer şeyler yazmıştınız benim merak ettiğim sizce bizim dost olabileceğimi bir millet yada ülke varmı ? varsa kimler?
 

Ynt: Mazlum Milletler ve Süper Devletlerin Sömürge Politikası

Kürşat kardeşim tamamen yanılıyorsun. Keşke bunları yazmadan önce biraz gelişmeleri ve konuların nereye gideceğini bekleseydin. Ön yargılı olmak doğru değil.

Diğer konuda ben Anzakları kötülemedim. Ben ve benim gibiler için hiçbir milleti ve dini kötülemek yoktur. (Bunu bilen bilir). Orada ben sadece "Bu savaşta bütün liseli okumuş
neslimiz öldü buna üzülüyorum" dedim. Yemen'de ölen binlerce insanımıza, SARIKAMIŞ'ta yazlık askeri elbiseler içinde kaybettiğimiz insanlarımıza da üzülüyorum.
Daha nasıl anlatayım.

Ben gelmesinler DEMEDİM güzel kardeşim. Hatta bütün yabancı insanlar gelsin...

Eğer biraz sabredip önyargılı olmazsan, konunun sonunda SAVAŞIN NE KADAR KÖTÜ, BARIŞIN ÖNEMLİ OLDUĞU ve ÜLKEYİ, BARIŞI KORUMAK İÇİN NELER YAPMALI konusuna geleceğiz.

O zaman bana hak vereceğinden eminim.
 



Ynt: Mazlum Milletler ve Süper Devletlerin Sömürge Politikası

SÜVARİ' Alıntı:
Kürşat kardeşim tamamen yanılıyorsun. Keşke bunları yazmadan önce biraz gelişmeleri ve konuların nereye gideceğini bekleseydin. Ön yargılı olmak doğru değil.

Diğer konuda ben Anzakları kötülemedim. Ben ve benim gibiler için hiçbir milleti ve dini kötülemek yoktur. (Bunu bilen bilir). Orada ben sadece "Bu savaşta bütün liseli okumuş
neslimiz öldü buna üzülüyorum" dedim. Yemen'de ölen binlerce insanımıza, SARIKAMIŞ'ta yazlık askeri elbiseler içinde kaybettiğimiz insanlarımıza da üzülüyorum.
Daha nasıl anlatayım.

Ben gelmesinler DEMEDİM güzel kardeşim. Hatta bütün yabancı insanlar gelsin...

Eğer biraz sabredip önyargılı olmazsan, konunun sonunda SAVAŞIN NE KADAR KÖTÜ, BARIŞIN ÖNEMLİ OLDUĞU ve ÜLKEYİ, BARIŞI KORUMAK İÇİN NELER YAPMALI konusuna geleceğiz.

O zaman bana hak vereceğinden eminim.

Talha bey yanlış anlamayın ben size kotu bir ithamda bulunmadım, sadece tarihe bu kadar cok takılı kalmak ile tarihi bilmek arasındaki dozu tutturmak konusunda bir muhabbete girdim, kırdıysam özür dilerim.
 

Ynt: Mazlum Milletler ve Süper Devletlerin Sömürge Politikası

Efendim önemli değil, bende küçük bir açıklama yapayım belki beni yanlış anlayan kardeşlerim olmuştur.

"Ülkemiz insanları için barış çok önemlidir. Aynı zamanda diğer BÜTÜN devlet insanları ile de barış içinde olmamız gerekir. YURTTA SULH, CİHANDA SULH sözü o kadar basit
değildir. Bunun için çok çalışmak ve güçlü olmak gerekir."

Sadece Anzak günü değil, bütün milletlerin günü olmalı ve her milletten insanlar gelmelidir.


(Lütfen okumayı seven kardeşlerimiz bu köşeyi takip etsinler.)
 

Ynt: Mazlum Milletler ve Süper Devletlerin Sömürge Politikası

Evet aranızdaki bu diyalog nereye gidecek diye bekliyordum. İki medeni insanın tartışmasının varacağı noktaya vardı. Her ikinize de hassasiyetiniz ve katkılarınız için teşekkür ederim.
 

Ynt: Mazlum Milletler ve Süper Devletlerin Sömürge Politikası

SAVAŞLAR ve DÜŞMANLIKLAR DAİMİ DEĞİLDİR.

Elbette aslolan barıştır. Savaşlar sürekli değildir. Fakat unutulmaması gereken barışlarda daimi değildir. Barış ve ülke güvenlğini korumak için olmazsa olmazlar vardır.

Yunanlılar, Dünya savaşında ülkemizi işgal ettiler Polatlı'ya kadar girdiler. Yakmadıkları köy-şehir, yapmadıkları zulüm kalmadı. Savaştan hemen sonra Atatürk barış köprülerini attı.
(Bkz. Atatürk ve Venizelos). Savaş bitti ve Yunanlılarla bir araya geldik.

Sonra ne oldu?
Yunanlılar ile aramız pek çok kez bozuldu. Hatta geçen yıllara bakılınca savaşın eşiğine gelmiştik. Yunanlılar ellerine geçen her kozu değerlendirdi. AB'nin bize yapacağı yardımları bile her seferinde veto ettiler.

Bir de geçen haftaya bakın! Pekçok insan farketmedi.

Ekonomisi çöken Yunanistan, Türkiye ile STRATEJİK İŞBİRLİĞİ için anlaştı................Hiç aklınıza gelirmiydi böyle birşey? Çünkü barışı korumak için hem FİKREN, hem de ASKERİ ve EKONOMİK alanda güçlü olmak gerekir.

ANA konu şu, ekonomik alanda güçlü olmak PARA ÇOKLUĞU değildir. Bu yanlış bilinir. Ekonomi gücü kendi öz gücümüzdür. Bu konuya Atatürk çok önem vermiş ve her ihtiyacımız olan şeyi kendimizin yapmasını istemiştir. Barış için bu şarttır.

(Devam edecek)
 

Ynt: Mazlum Milletler ve Süper Devletlerin Sömürge Politikası


(Not: Yazdıklarım Mete beyin yazısına bağlanacak.)

Devam.


ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE KARDEŞLİK YOKTUR.

Son Dünya ekonomik krizinde bazı ülkeler haritadan silinme noktasına geldi. Allah'ın izni ile ülkemiz sapasağlam kaldı. Çünkü sanayi kendimizde, tarım kendimizde. Paramız olmasa da karnımız doyar. Atatürk bu yüzden sanayiye çok önem vermiştir.

Bütün tarihçiler ve diplomatlar her fırsatta "uluslararası ilişkilerde kardeşlik yoktur, sadece dostluk vardır" derler. Çarpıcı bir örnek.

Saddam bizden istediğini alamayınca, KARDEŞ DEVLETİ olan KUVEYT işgalini başlattı. Dikkat edin arkadaşlar, aynı dinden ve aynı milletten...Bir gecede işgal etti ve Kuveytlilerin kardeş dedikleri Irak askerleri bütün Kuveyti yağmaladılar. Kendi milletinden olan kadınlara sokaklarda tecavüz ettiler.

BARIŞ BİR GECEDE BİTTİ! Çünkü barış için zenginlik yeterli değil. Kuveyt o zaman Dünyanın en zengin ülkesi idi. Fakat ordusu yok denecek kadardı...
 



Ynt: Mazlum Milletler ve Süper Devletlerin Sömürge Politikası

BARIŞ İÇİN GÜÇLÜ ORDU, SAĞLAM SANAYİ ALT YAPISI, ÜST DÜZEY EĞİTİM ve BİLİM.

Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar bitmemiştir. ASLA BİTMEYECEKTİR. Çünkü dünyanın en güzel ve en önemli yeridir. Aynı zamanda bu planlar yeni değildir. Yüzyıllar öncesine dayanır. Şimdi de devam etmektedir.

Örneğin İSRAİLLİ
hamile kadınlar, doğuma yakın günlerinde ülkemize gelip GÜNEYDOĞUDA doğum yapıp tekrar ülkelerine dönüyorlar. (Bu konu ile ilgili pekçok makale ve açıklama var zaten.)


Bu bölücü ve yıkıcı emeller için; SİYASİ, DİNİ, ETNİK, EKONOMİK ve EĞİTİM-KÜLTÜR ALANINDA çok büyük çaba vardır.

Dinsel ve ekonomik alanda yüzlerce yıl eskilere dayanır. En çok bilinen iki neden HAÇLI düşüncenin yayılması ve sömürgeciliktir. Sömürgecilik eskiden işgal ile yapılırdı...Şimdi süper devletlerin sömürgecilik politikasına METE BEYİN yazısına bağlanalım.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,701
Mesajlar
1,522,402
Kayıtlı Üye Sayımız
166,544
Kaydolan Son Üyemiz
Carlitto

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst