Ömer Hayyam (Bilim Adamı Yönüyle)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan SDC Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 6
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 9,287

SDC

Zirve
Mesajlar
2,513
Tepkime Puanı
5
Yer
İstanbul
Asıl adı Gıyaseddin Ebu'l Feth Bin İbrahim El Hayyam'dır. 18 Mayıs 1048'de İran'ın NİŞABUR kentinde doğan Ömer Hayyam bir çadırcının oğluydu. "Çadırcı" anlamına gelen soyadı babasının mesleğinden gelir.

Ömer Hayyam daha çok şiirleriyle anımsanır, oysa onun diğer bilim dallarında da önemli çalışmaları bulunmaktadır.İlgilendiği ve üzerinde çalıştığı konulara gelince:

Matematik - Fizik - Anatomi - Geometri - Şiir - Edebiyat - Tıp - Müzik

Yaşadığı dönemin tüm bilgileriyle donandığı bilinen Ömer Hayyam ne yazık ki yaptığı çalışmaların çoğunu yazmamıştır, oysa bugün daha çok Batı kökenliymiş gibi bizlere öğretilmiş birçok matematik ve geometri teorisinin gerçek babası Ömer Hayyam'dır.

Ömer Hayyam'ın yazdığı bilimsel içerikli kitaplar arasında "Cebir ve Geometri Üzerine - Fiziksel Bilimler Üzerine Bir Özet - Varlıkla İlgili Bilgi Özeti - Oluş ve Görüşler - Bilgelikler Ölçüsü - Akıl Bahçesi" sayılabilir.

Ancak en büyük eseri CEBİR RISALESİ'dir. On bölümden oluşan bu kitabın dört bölümünde Kubik denklemlerini incelemiştir. O cebiri "sayısal ve geometrik bilinmeyenlerin saptanmasını amaçlayan bilim" olarak tanımlamıştır.

Ömer Hayyam'ın matematik bilgi ve yeteneği yaşadığı döneme göre olağanüstüydü.Denklemleri genelde geometrik yöntemlerle çözer ve çözümleri zekice seçilmiş konikler üzerine dayandırırdı.

Bunun yanı sıra Ömer Hayyam Binom açılımını da bulmuştur. Binom teoremi ve bu açılımdaki katsayıları bulan ilk kişi olduğu düşünülmektedir. Bugün PASCAL üçgeni diye bildiğimiz şey aslında bir "Hayyam Üçgeni" dir.

Bir başka kitabında da ÖKLİT bağıntılarıyla ilgili çalışmaları yer alır Hayyam'ın. Bu çerçevede geniş-dar ve dik açı hipotezleriyle Hayyam Geometrinin temellerini atan kişidir diyebiliriz.

Öklit bağıntıları hipotezlerinde irrasyonel sayıların da tıpkı rasyonel sayılar gibi kullanılabileceğini kanıtlaması matematik tarihinde bir dönüm noktası oluşturur.

İsfahan (İran)'da 3 yıl çalışarak kurduğu Rasathane gökyüzünü inceler, bilimsel çalışmalar yapar, hükümdarın özel müneccimi (falcısı) olur, yıldız falına bakardı.

Kendi doğum tarihini adeta bir gökbilimci özeniyle hesaplayan Hayyam yine kendinin oluşturduğu "Ömer Hayyam Takvimi" (Bugünkü adı CELALİ TAKVİM) için çok emek vermiştir. Güneş yılına göre düzenlenen bu takvim 5000 yılda bir gün hata verirken, bugün kullandığımız Gregoryan Takvimi 3330 yılda bir gün hata vermektedir.

Ömer Hayyam kendisini bugünlere kadar taşıyarak büyük ün kazandıran eserleri CEBİR RİSALİYESİ ve RUBAİYAT adlı eserlerini Semerkant'ta kaleme almıştır.

Dönemin üç ünlü ismi Nizamülmük, Hasan SABBAH ve Ömer HAYYAM ilk kez Semerkant'ta bir araya gelirler.Dönemin hakan'ı MELİKŞAH adı "adil devlet" anlamına gelen veziri Nizamülmük'e çok güvenirdi. Ömer Hayyam'la ilk kez Semerkant'ta tanışan Nizamülmük onu Isfahan'a davet eder.Nizam, Hayyam'a Devlet idaresinde görev almasını önerir ancak Hayyam'ın hiç öyle bir niyeti yoktur ve teklifi geri çevirir.Saray entrikalarından yaşadığı sürece uzak kalmayı yeğler. 4 Aralık 1131'de doğduğu yer olan NISABUR'da ölen Ömer Hayam, yaşamı boyu o dönemin ilim merkezleri olan Semerkant, Buhara ve İsfahan'a çok sayıda seyahatler yapmıştır.

Bilimsel çalışmalarının yanında müthiş bir şiir yeteneği ve filozof bir dünya görüşüne sahip Ömer Hayyam'ın şiirlerini anımsatmadan geçmek mümkün mü?

Dünyada ne var kendine dert eyleyecek
Bir gün gelecek ki can bedenden gidecek
Zümrüt çayır üstünde sefa sür iki gün
Zira senin üstünde de birgün otlar bitecek
 

Etiketler
Ynt: Ömer Hayyam (Bilim Adamı Yönüyle)

Hayyam dan bir şiirde ben eklemek isterim

Niceleri geldi neler istediler
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenlerde hep senin gibiydiler
Bu dünya kimseye kalmaz bilesin
Er geç kuyusunu kazar herkesin
Tut ki , Nuh kadar yaşadın zor bela
Sonunda yok olacak sen değil misin ?
 

Ynt: Ömer Hayyam (Bilim Adamı Yönüyle)

Adil davranmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun kaç para
Hırka , tesbih , post , seccade güzel ama
Tanrı kanar mı bunlara
 

Ynt: Ömer Hayyam (Bilim Adamı Yönüyle)

ARKADAŞ DÜNYA İÇİN

arkadaş dünya için boş yere üzülme
şu hurda dünya için gereksiz yere üzülme
var olan zaten geçti yok da ortada yok
şen ol da var için yok için üzülme

ÖMER HAYYAM

AŞK

Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben
Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben
Perde ardında sen ben dedikodusu var amma...
Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben


Ey dünyanın işinden haberi olmayan sen yoksun
Dünya esen yel üstüne kuruldu..
Varlığımız iki yokluk arasındadır
Çevrendekilerde hiçdir sen de bir hiçsin


Medresede söz vardır tekkede de hal
Fakat bu aşk sözden de dışarıdır halden de
İster şeriat müftüsü ol ister şehir vaizi
Aşk mahkemesine gelindi mi dilsiz kesilir

Bugün zevk etmek elindeyken zevkine bak
Yarını düşünmen beyhude bir heves
Bir çok kişiden arda kalanlar
Sana da kalmayacak sen de göçüp gideceksin...

ÖMER HAYYAM
 

Ynt: Ömer Hayyam (Bilim Adamı Yönüyle)

BUGÜN


Bu gün benim gibi sevdalı var mı?
Bu gün benim gibi deli?
Yerlere serilmiş yüreği kan içinde.
Ben değilsem kim şu adam?
Bir zamanlar vardım , ben bendim.
Bu gün var olan neyin nesi?

ÖMER HAYYAM


CENNETTE HURİLER VARMIŞ KARA GÖZLÜ


Cennette huriler varmış, kara gözlü
İçkinin de ordaymış en güzeli
Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz
Bak bir yanda şarap, bir yanda sevgili..

ÖMER HAYYAM

DAL GONCAYI BİR SABAH

Dal goncayı bir sabah açılmış buldu,
Gül melteme bir masal deyip savruldu
Dünyada vefasızlığa bak; on günde
Bir gül yetişip, açıp, solup kayboldu.

Sen acırken bana, hiç bir günahımdan korkmam
Benle oldukça; yokuş, engebe, yoldan korkmam
Beni ak yüzle diriltirsin a Tanrım, bilirim;
Defterim dolsa da suçlarla, siyahtan korkmam.

ÖMER HAYYAM
 



Ynt: Ömer Hayyam (Bilim Adamı Yönüyle)

PERGEL

Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz
İki başımız var, bir bedenimiz
Ne kadar dönersem döneyim çevrende
Er geç başbaşa verecek değil miyiz?

ÖMER HAYYAM
 

Ynt: Ömer Hayyam (Bilim Adamı Yönüyle)

RÜBAİLER (31 RÜBAİ )


Ey bütün bir evrenin
En seçkin yaratığı olan sen!
Sen ki;
İki gözümden ve canımdan
Daha da azizsin.
Ey güzel kimse!
Candan aziz birşey yoktur.
Sen bana;
Candan da yüz kere daha azizsin.

***
Ey hoca!
Yalnız bir dileğimizi yerine getir.
Konuşma. Kes sesini.
Allah'la aramıza girme.
Biz doğru yoldayız.
Yalnız sen,
Bu yolu eğri görüyorsun.
Git... Gözlerini tedavi ettir.
Ya da rahat bırak bizi.

***
Kalk gel!
Hatırımız için gel.
dileğimizce bir zorumuzu hallet.
Bir testi şarap getir.
Ki, vücudumuzun toprağından
Testi yapılmadan önce
Kana kana testiden içelim.

***
Ben öldüğümde;
Beni şarap ile yıkayınız.
Telkin yerine;
Şarap dökünüz mezarıma.
Kadehleri ve şarabı öven
Şiirler okuyunuz baş ucumda.
Eğer, kıyamette
Beni bulmak isterseniz;
Meyhane kapısının
Toprağından koklayınız beni.

***
Şarap içmediğin için,
Sarhoşlara sövme.
Eğer Allah tövbe verirse,
Ben sadece
Şarap içmemek için tövbe ederim.
Sen;
Şarap içmemekle övünüyorsun.
Ancak;
Öyle ayıp işler ediyorsun ki,
Şarap onların yanında
Yüz kere zemzemle yıkanmıştır.

***
O kadar çok,
O kadar çok şarap içeyim ki;
Beni gömdüklerinde
Şarap kokusu gelsin mezarımdan
Ziyaretime gelen çakırkeyf dostlar,
Yıkılasıya içmiş gibi olsunlar.

***
Şarap, şarkılar, çalgıcılar ve ben
Bu harap köşede beraberiz
Rehin etmişiz canımızı şarap için.
Rehin etmişiz gönlümüzü, elbisemizi.
Vazgeçmişiz rahmet umudundan,
Azap korkusundan...
Ve kurtulmuşuz
Yel, toprak, ateş, su korkusundan.

***
Bu gün,
Benim gençlik nöbetimdir,
Aşk şarabı içerim.
Zira benim mutluluğum bundandır.
Acıdır diye kötülemeyiniz,
O, hoştur.
Onun acılığı,
Benim saflığımdandır.

***
Ey gönül!
Madem ki, senin nasibin
Daima kanamak ve
Her gün başka durumda olmaktır,
Ve ey can!
Sonuçta bir gün çıkıp gideceksen,
Bu bedende
Ne diye geldin?

***
Bizim dergahımızda
Sahte para geçmez.
Süpürge bizim darphanemizi
Temiz süpürmüştür.
Meyhaneden bir efendi dedi ki;
"Şarap içmeye bak.
Zira senin dalacağın
Sonsuz uyku anında
Nice asırlar gelip geçecek."

***
Boyun eğeceksin,
Doğa kanunları önünde.
İşe yaramaz başka bir şey...
İnsanların önünde,
Gösteriş ve riyadan başka
Bir şey fayda etmez...
Kül ettim aklın düşünebildiği her şeyi.
Lakin;
Doğa'nın emirlerine çaresiz kaldım.

***
Eğer, bir yabancı
Sana vefakarlık ederse
Onu akrabadan kabul et.
Eğer; akraban sana
Vefasızlık ederse
Onu düşman kabul et.
Eğer, zehir sana
Şifa verirse panzehir say.
Eğer bal seni hasta ederse
Arı soktu kabul et.

***
Hiçbir yürek yoktur ki;
Senin ayrılığınla kanlar içinde olmasın.
İyi gören hiçbir kimse yoktur ki;
Sana gönül vermiş olmasın.
Senin yüreğinde,
Hiçbir kimsenin düşüncesi olmadığı halde,
Hiçbir kimse yoktur ki;
Senin sevdan ile meşgul
Ve
Yanıp tutuşmuş olmasın.

***
Sen lalenin Nevruz'da yaptığı gibi
Fırsatın olursa eğer
Lale yanaklı bir dilberle
Beraber ol.
Kadehi eline al,
Sevinç ile şarap iç.
Zira hayat;
Bir rüzgar darbesi gibi
Mavi göğün altında
Seni altına alıp
Eziverir ansızın.

***
Ey Hayyam!
İşlediğin günaha
Bu kadar hüzne gerek var mı?
Gam çekmekten ne umarsın?
Günah işlemeyene
Tanrı bağışlaması olmaz.
Tanrı bağışlaması
Günah için gelmiştir.
Bir şey yok
Üzülecek, korkacak.

***
Canan!
Ömrümüzün sonunda
Vefasız bir aleme ulaşacağız.
Nelere sahip olursak olalım,
Çok şeyler arayacağız bıraktığımız.
Senin yüzün gibi Ay'ı
Nereden bulacağım?
Doğru söylüyorum,
Senin boyun gibi
Servi de yoktur alemde.

***
Uyuyordum.
Rüyamda bir bilgin dedi ki:
"Uyku kime ışık saçtı?
Kimin sevinç gönlünü açtı?
Ölüme benzeyen bir işi yapma.
Şarap iç.
Zira toprağın altında
Uyumaya çok vaktin olacak."

***
Şarap kasesini benim elime koy.
Zira;
Gönlümde hararet var.
Ve bu ömür akıp kaçıp gidiyor.
Kalk!
Talih ve mutluluk
Rüya gibi bir sırdır.
Kalk!
Gençlik ateşi
Su gibi akıp gidiyor.

***
Ne cehennemi hak ettim,
Ne cennete layığım.
Benim toprağımı ne ile yoğurduğunu
Allah bilir.
Fakir, kafir, çirkin, fahişe gibiyim.
Ne dinim var ne dünyam.
Ne de;
Cennet umudum var.

***
Benim şarap içmem
Keyiften değildir.
Ara bozmak,
Din ve terbiyeyi
terk etmek için de değildir.
İsterim ki,
Arada bir nefes alayım.
Şarap içmem;
İşte bu sebepledir.

***
Ey candan azizim!
Madem ki;
Bu cihan seni kederlendiriyor.
Madem ki; temiz ruhun
Bir gün ansızın teninden ayrılacak,
Senin toprağında
Çimenler yükselmeden evvel,
Gönlünün arzusunca eğlen.
Bir çemenzarda otur.

***
Eğer;
Akıl gözünü açarak bakarsan,
En çok emniyette saydığın kimseyi
Kendine düşman görürsün.
Bu zamanda, özellikle
Az dostun olsun.
zaman ehliyle,
Uzaktan sohbet iyidir.

***
Gözünü aç!
Birgün canından ayrılacaksın.
Hüdanın,
Esrar perdesinin arkasına gideceksin.
Aşk şarabı iç ki;
Nereden geldiğini bilmeyesin.
Sarhoş ve neş'eli ol ki,
Nereye gideceğini bilmeyesin.

***
Ben şarap içerim
Muhalifler soldan sağdan;
"İçme!
Şarap dinin düşmanıdır" derler.
Madem ki;
Şarabın din düşmanı olduğunu öğrendim,
Vallahi içerim, billahi içerim
Helaldir düşmanın kanını içmek.

***
Hayal sermayesi eksik olan
her gönül çaresizdir.
her gün;
Pişmanlığın ve acımanın
Kardeşidir, arkadaşıdır.
Endişelerden kurtulmuş,
Sevinçli bir gönülden başka
Dünyada ne varsa
Hepsi üzüntü sebebidir.

***
Allah benim yaradılış ruhumu yoğururken
Amelimin ne olacağını biliyordu.
Bana yakışmayan günahları,
Ben onun ilmi, onun rızası ile işliyorum.
O halde kıyamet günü
Beni cehennemde yakmasının
Mantıklı sebebi acaba nedir?

***
Ömür geçtikten sonra
Acı olmuş, tatlı olmuş
Ne önemi var.
Can, dudağa geldiğinde
Nişabur'da olmuşsun, Belh'te olmuşsun
ne farkı var.
muhabbet şarabı iç.
Çünkü;
Benden ve senden sonra ay,
hilalden dolunaya,
Dolunaydan hilale
inip çıkıp duracak.

***
Madem ki;
Cihanın bütün hallerinden haberdarsınız.
Ey gafiller!
Dünyanın işvesine aldanmayınız.
Ve aziz ömrünüzü
Heder etmeyiniz.
Haydi! Vakit kaybetmeksizin
Muhabbet şarabı içiniz.

***
Muazzez arkadaşlarım.
Bana gıdayı şaraptan yapınız.
Bu kehribar gibi olan yüzümü,
Yakut gibi yapınız.
Öldüğüm zaman beni
Şarap ile yıkayınız.
Mümkünse tabutumun tahtasını
Asma ağacından yapınız.

***
Allah bize
Cennetinde şarap vaat etti.
İş bu merkezde iken
Bu dünyada şarabı
Nasıl yasak eder, haram eder?
Bir gün, sinir halinde bir arap,
Hamza'nın dişi devesine
nişan almış ve vurmuş.
Bizim peygamberimiz şarabı
O araba yasak etmiş.

***
Evvela;
Benim rızam olmaksızın
Dünyaya getirildim.
Hayatta;
Hayretimden başka bir şeyim artmadı.
Sonra yine elimde olmadan
Bu dünyadan göçeceğim.
Gelmekten, kalmaktan, göçmekten
Maksat ne?
Hala anlamış değilim.

ÖMER HAYYAM
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,488
Mesajlar
1,518,686
Kayıtlı Üye Sayımız
172,144
Kaydolan Son Üyemiz
zeloni

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst