Park Halinde Akü Koruma Için Modifiye Regülatörlü Panel

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan theta Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 42
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 8,942

Yazılanlara katkı olarak;

-Her batarya özellik ve yapısına uygun regülatör kullanmak ve (özellikle dıgıtal)modellerinde hangi tip batarya sistemine bağlanacak ise set ayarlarından yapılmalıdır.AGM - GEL - SULU gibi.

- MPPT tip regülatörler 100 watt üzeri ve 24 VDC verimli olmaktadır.Genelde küçük sistemlerde PWM kullanılmakta ve iş görmektedir.

-Batarya şarj geriliminin hangi voltajlarda (yüksek / düşük) aralıklarında (yüksekte)sistemin girdisini ,düşükte sistem yükünü (çıktısını)keseceği,ortam sıcaklığı v.b Örneğin 15.00 volt yüksek ve 11.50 volt düşük gibi ayarlanmalıdır.Bazı cihazlar fabrika ayarı olarak ayarlıdır.Sistemi bağlayıp ayar yapmadıktan sonra sağlıklı olmayacaktır.

-Bir grup sisteminde farklı sistem ve güç değerlerine ait bataryalar bağlı olmamalı

-Start sistemlerinde GEL kullanılmamalı ve alternatör sisteminden beslenmemelidir.

-Start & Stop AGM bataryalar kısa zaman aralıklarında yüksek amper verip,kısa zamanda şarj olma şeklinde tasarlanmışlardır.(alternatör şarj sistemi yapıya özel) CCA burada önemli

-Diğer AGM-GEL-SULU gibi bataryalar yapılarına uygun uzun ve fasılalı şarj sistemleri ile dolarlar.

-Batarya şarj / deşarj değerlerindeki ayarsızlık ömürlerine olumsuz etki eder.

-Karavan ve Tekneler için uygun olan tipler motor için SULU -servis için AGM dir.Eğer alternatör beslemesi olmayacak ise ;güneş panelinden destek alınacaksa GEL seçilebilir.

-Toplam kapasite kullanımında bataryanın %45-50 kullanılmamalı derin deşarj yapılmamalı

-Batarya kutup başında ( +) dan değerinde (kısa devre) hızlı tip sigorta ile korunmalı

-Bağlantı tesisatları uygun kesitli kablolar ve sarsıntıdan gevşeme yapmayacak şeklide pabuçlu olmalıdır.
 

Ha Bismillah !
Konuyu tekrar gerilerden öne alalım...

saisonkennzeichen.jpg


@ theta, :smiley:

Aracımın plakasının kenarında yukarıdaki resimdeki gibi ( 4/10 ) rakamları bulunmakta. Bu aracımı sadece 4. ve 10. aylar arasında kullanabileceğim anlamına geliyor. Kısaca benimkisi senenin 5 ayı sadece lastiklerin 1/4 çevrimi için ayda bir 40-45 cm hareketi dışında kış uykusunda. Böylelikle şebeke cereyanına ulaşım dışında durumumuz farksız olmalı ?
Fakat bu fark Westfalia nın kullanma kılavuzunda da yazdığı ve genellikle bilindiği üzere aküler için hayati değerde. Yazılanlara uygun olarak birkaç gün sonra 6. senesine girecek aracımı alındığından beri en geç her ay olmak üzere, enaz 48 saat şebeke ceryanına bağlıyorum. Kurulum itibari ile ayni zamanda araç aküsünün de doluyor olması büyük avantaj.
Solar ve alternatör dolumlarının % 70-80 şeridini geçmekte zorlanması yada geçememesi, kış uykusu için sadece soların yeterliliğini sorgulatıyor. ( Bu noktada dolum tespitinde voltmetre sonuçları için ancak akülerin dolum ve boşaltımdan tamamen kesik 2. saat sonunda daha sıhhatli verilere ulaşıldığı da unutulmamalı )
Bu durumda teorikte yine de kimyasal olarak akünün 1/4 - 1/5 bölümü sülfatlaşmaya açık kalıyor olmalı ?


Konuyu başlığınızda sözü geçen noktalara da değinmek üzere biraz dağıtmama müsaade ederseniz...

Yaz sezonları ~4,5 ay kadar yollardaydık. Her 3-4 günde bir girdiğimiz kampinglerde ACSI kartı avantajı ile fiyata dahil elektrik alımı hariç, son 5 senede toplam ~600 gün kadar 140 ah Exide Jel akümü, 90 w solar paneli ve yollarda alternatörle doldurduk. ( Toplam tüketim 35 ah civarı )

Kısaca söylemek istediğim (tesirleri geçiçi istisnalar dışında) şu ana kadar bu iki akünün kapasitelerinde tesbit edebildiğim bir alçalma söz konusu değil. ( * Bu sene kış uykusundan önce Westfalia nın tavsiyesine rağmen karavanın bütün sigortalarını çıkarmayı unuttuğumdan marş ilk defa dün bu soğuk havada 3-4 saniye sonra bastı. * Geçen sene yola çıkmadan evvel panelden regülatöre gelen kabloyu yarım metre kısaltıktan sonra bağlantıyı doğru yapmadığımdan Yunanistan'da kampingsiz 3 gün sonunda Exide'nin taban rengini gördük )

Aracımın forum sayfalarında bu jel akünün 10 sene dayandığını söyleyen oldukça katılımcı var. Ayni zaman aralığını bütün istatistik ve bilirkişilerin de dediği üzere starter akülerin başarabileceği imkansız olmalı. (Bizim yoğun kullanımımızın sonucunun belki farklı olabileceğini ise kabul etmek lazım)

Jel ve AGM akülerle bu forumda yapıldığı yazılan kötü tecrübelerin bu akülerin kullanımından kaynaklanabileceğini sanıyorum. Aküler en geç ayda bir, en az 48 saat şebekeye bağlanmadı ya da derin boşaltım sonucu hemen doldurulmadıysalar, bunları karşılaştırmanın bir anlamı olmamalı ? Baştan bayat seçim yada kullanılmış akü alımı ile yanlış etiketlendirilmiş olmaları da diğer olumsuz faktörler olabilirler.

Metal levha tabanlı esnek solar panel üreticileri, (semi-flexible) ısı yüzünden kapasite kaybını eğer (?) kompanse etmek isterlerse, panel hücrelerini 4-8 adet arttırarak 36 yerine 40-44e yada daha fazlaya çıkarıyorlar. Dikkat bu durum daha fazla yada daha büyük panel anlamında değil sadece o panelin kendi birim performansı ile ilgili. (Gerekçe aşağıda)

-font-b-Solar-b-font-font-b-Panel-b-font-font-b-200w-b-font.jpg


36 hücreli panelde çeyrek gölge için %88, tek gölgeli hücre icin %33 kayıp hesaplanıyor. Kayıp linear değil !

Diğer bir sorun olan gölgelenme için ise CIS solar paneller uygun bir seçenek. Bunların performansları, hücrelerinin panelin bütün eni boyunca uzanmış konumları yüzünden, olası gölgenin tek bir hücreyi dahi tamamen devre dışı bırakamayacağı varsayımıyla gerekçelendiriliyor. Bunların da esnek modelleri var.

images?q=tbn:ANd9GcSK6pxUP2kfTAOzZ4WsLjx2v9Ahie2k-0oJX3tbQCiWYPiPNUa4.jpg
images?q=tbn:ANd9GcQGVbCP_7OPXA3SNNBATnU-YBgH_DOJXWpAZvUEzJFxHuMsiP5xBA.jpg


Çünkü yukarıdaki her iki durum içinde geçerli olmak üzere; tekbir hücrenin tamamen devredışı kalması ile bir hatta birkaç hücrenin kısmen devre dışı kalması farklı fiziksel sonuç ve dolayısıyla verim sebebi.

Sevindirici olarak tedirginliğinizle ilgili, yapıştırılarak kullanılan panellerin sadece ısı yüzünden yandığına dair verilere ulaşamadım. Kısa devre yapan, hasar gören hücrelerin panel ısısını belli bir dereceye yükselttiği doğru olsada, Alman itfaiyesi ve bilirkişilerin verileri, panel sistemlerindeki yanmaların sebebi olarak sadece paslanma, darbe, hasar bazlı kablo, diyot, kaynak, izolatör, regülatör, da/ac çevirici, lityum iyon akü ve bağlantı kutusunu gösteriyor. Kutuyu silikonla doldurmanız enfes bir çözüm ! Geçenlerde bir Alman karavan forumunda hem de Almanya menşeyli 2 yıllık bir yapıştırma panelinin kutusunun içler acısı resmini görmüştüm.

Unutayalım bu paneller mesela teknelerde karavanlara nazaran daha yanıcı yüzeylere yapıştırılıyor ! Biraz evvel taradığım iki büyük bot forumunda da bu yönde bir başlık bulamadım.

Son olarak çoklu yerine tek akünün avantajı üzerine tanınmış firma ve bilirkişilerin yaklaşımı ;

Ayni cinsleri baz alınırsa büyük kapasiteli akülerin iç direnci küçüklerine göre her zaman daha az. Akü dolumunda yüksek iç direncin yüklemeyi zorlayarak yavaşlattığı düşünülürse örn. iki 50 ah yerine tek 100ah daha çabuk dolduğundan daha avantajlı. Hangi forumda okuduğumu unuttuğum örneği devamla düşünürsek, elimizde 2 şer litrelik iki ve 4 litrelik tek balon olsun. Her balonda bildiğimiz üzere, sona doğru dolumun daha zorlu olduğu düşünülürse ( ki bu akülerin iç direnci olarak düşünülebilir ) sonuçta büyük balonun tek tek iki küçüğe nazaran önemli bir oranda daha az iç dirençle karşılaşma durumu söz konusu. Balonlarla çocukluğumuzda yaptığımız tecrübeler hepimizin aklında olmalı. Üstelik akü iç direnç değerleri de önümüzde.

Gerçi, dolu akünün iç direncinin boşa göre iki misli olması bilinse de pratikte nicelikli kazancın ne olacağını karavancıların tesbit etmesi beklenmemeli.
Fakat nitelik açısından elimizde olan bilgi "akülerin çabuk dolabilmesi" Peki bence bu neden önemli; önce şebeke ceryanı için kayda değer bir kazancımız yok bunu bir kenara koyalım. Ama ilk ve sonbaharda solarların kısıtlı gün içinde daha fazla yükleme yapması düşünülmeli. Yollarda ise alternatörün araç aküsü dolduktan sonra yüklemeyi kesmesi bu doluma açık aralıktan daha fazla ve hızlı faydalanmamızı sağlamalı ?

Bu noktada eğer Ferhat bey kulak misafiri oldu ise ona bir sorum olacak. Yaşam aküsü için alternatörden daha uzunca faydalanmak adına, yollarda aracın tüketicilerinin fazladan açılmasının pratikte bir faydası olabilir mi ? Tabi akü doluluğu, alternatör gücü, çevre ısısı faktörlerinden soyut düşünülmek kaydiyle !

@ theta, aracınıza ihtiyaçlarını düşünerek ve sevgiyle yaklaşarak neredeyse sanki onunla konuştuğunuzu bile düşünebiliyorum. Ben de dün Sunny'nin (benim aracın) sigortalarını çıkarırken, biryerlerden duymuş galiba "Yahu sahip, bu cemre de ne ? " diye sordu. Tahmin etmişsinizdir benimki Alman, nerden bilsin cemreyi. Tabii ben de anlattım. İnanın bir sevindi, bir sevindi ki köftehor, bilemezsiniz ! :p

...
 
Son düzenleme:

Bu noktada eğer Ferhat bey kulak misafiri oldu ise ona bir sorum olacak. Yaşam aküsü için alternatörden daha uzunca faydalanmak adına, yollarda aracın tüketicilerinin fazladan açılmasının pratikte bir faydası olabilir mi ? Tabi akü doluluğu, alternatör gücü, çevre ısısı faktörlerinden soyut düşünülmek kaydiyle !

@ theta, aracınıza ihtiyaçlarını düşünerek ve sevgiyle yaklaşarak neredeyse sanki onunla konuştuğunuzu bile düşünebiliyorum. Ben de dün Sunny'nin (benim aracın) sigortalarını çıkarırken, biryerlerden duymuş galiba "Yahu sahip, bu cemre de ne ? " diye sordu. Tahmin etmişsinizdir benimki Alman, nerden bilsin cemreyi. Tabii ben de anlattım. İnanın bir sevindi, bir sevindi ki köftehor, bilemezsiniz ! :p

...
Sorunuzu yanlış anlamadıysam, akümüz dolmuş veya dolmakta ve elimizde alternatörümüzün ürettiği 13.8-14.4V'luk gerilimimiz var. Akümüzün çekebildiği şarj akımından fazlası tüketilemiyorsa bunu biryerlerde kullanalım mesela buzdolabını en yüksek güçte çalıştıralım ki durduğumuzda en azından bir süre akümüzden enerji kullanmasın. Düşündüğümüzde az da olsa faydası olabilir. Ancak kaç ampersaat fayda sağlayacağını bilemiyorum. Belki 1 saat boyunca devreye girmemesini sağlayabiliriz. Değer mi değmez mi bilemiyorum. Bir de durduğumuzda normal seviyeye getirmeyi unutursak bu sefer de tam tersini yapmış oluruz.
Bir defasında hem de yurt dışı gezisinde Küheylan'ın 3 sistem buzdolabını nasıl olsa hemen dönerim diyerek 12V'da bırakmıştık. Gezintiyi abartıp 3-4 saat sonra dönünce, zaten yetersiz şarj almış olan akümüzün voltajı da 10V'un altına inmişti. Akşam kampa girip elektrikle şarj edince ancak kendine gelebildi. Neyse ki bu akümüz 10. yaşında ve halen hayatta. Akünün uzun ömürlü olmasında en önemli unsurlar derin deşarjden korumak, aşırı akımla şarj veya deşarj etmemek ve kullanım şarj deşarj derinliği ile sayısı. Aküyü mümkün olduğunca az deşarj ederek de ömrünü uzatırsınız. :smiley:
 

Ferhat bey, kastım yoldayken, cam resistanzı gibi amper oburu araç tüketicileri idi.
Aküyü mümkün olduğunca az deşarj ederek ömrünü uzatmak şansımız ise bildiğiniz gibi maalesef yok. :confused::smiley:
Nihai kampinge kadar gezilecekler listesi oldukça uzun çünkü... :tonguewink:
 
Son düzenleme:



Ha Bismillah !
Konuyu tekrar gerilerden öne alalım...

Ekli dosyayı görüntüle 59031

@ theta, :smiley:

Aracımın plakasının kenarında yukarıdaki resimdeki gibi ( 4/10 ) rakamları bulunmakta. Bu aracımı sadece 4. ve 10. aylar arasında kullanabileceğim anlamına geliyor. Kısaca benimkisi senenin 5 ayı sadece lastiklerin 1/4 çevrimi için ayda bir 40-45 cm hareketi dışında kış uykusunda. Böylelikle şebeke cereyanına ulaşım dışında durumumuz farksız olmalı ?
Fakat bu fark Westfalia nın kullanma kılavuzunda da yazdığı ve genellikle bilindiği üzere aküler için hayati değerde. Yazılanlara uygun olarak birkaç gün sonra 6. senesine girecek aracımı alındığından beri en geç her ay olmak üzere, enaz 48 saat şebeke ceryanına bağlıyorum. Kurulum itibari ile ayni zamanda araç aküsünün de doluyor olması büyük avantaj.
Solar ve alternatör dolumlarının % 70-80 şeridini geçmekte zorlanması yada geçememesi, kış uykusu için sadece soların yeterliliğini sorgulatıyor. ( Bu noktada dolum tespitinde voltmetre sonuçları için ancak akülerin dolum ve boşaltımdan tamamen kesik 2. saat sonunda daha sıhhatli verilere ulaşıldığı da unutulmamalı )
Bu durumda teorikte yine de kimyasal olarak akünün 1/4 - 1/5 bölümü sülfatlaşmaya açık kalıyor olmalı ?


Konuyu başlığınızda sözü geçen noktalara da değinmek üzere biraz dağıtmama müsaade ederseniz...

Yaz sezonları ~4,5 ay kadar yollardaydık. Her 3-4 günde bir girdiğimiz kampinglerde ACSI kartı avantajı ile fiyata dahil elektrik alımı hariç, son 5 senede toplam ~600 gün kadar 140 ah Exide Jel akümü, 90 w solar paneli ve yollarda alternatörle doldurduk. ( Toplam tüketim 35 ah civarı )

Kısaca söylemek istediğim (tesirleri geçiçi istisnalar dışında) şu ana kadar bu iki akünün kapasitelerinde tesbit edebildiğim bir alçalma söz konusu değil. ( * Bu sene kış uykusundan önce Westfalia nın tavsiyesine rağmen karavanın bütün sigortalarını çıkarmayı unuttuğumdan marş ilk defa dün bu soğuk havada 3-4 saniye sonra bastı. * Geçen sene yola çıkmadan evvel panelden regülatöre gelen kabloyu yarım metre kısaltıktan sonra bağlantıyı doğru yapmadığımdan Yunanistan'da kampingsiz 3 gün sonunda Exide'nin taban rengini gördük )

Aracımın forum sayfalarında bu jel akünün 10 sene dayandığını söyleyen oldukça katılımcı var. Ayni zaman aralığını bütün istatistik ve bilirkişilerin de dediği üzere starter akülerin başarabileceği imkansız olmalı. (Bizim yoğun kullanımımızın sonucunun belki farklı olabileceğini ise kabul etmek lazım)

Jel ve AGM akülerle bu forumda yapıldığı yazılan kötü tecrübelerin bu akülerin kullanımından kaynaklanabileceğini sanıyorum. Aküler en geç ayda bir, en az 48 saat şebekeye bağlanmadı ya da derin boşaltım sonucu hemen doldurulmadıysalar, bunları karşılaştırmanın bir anlamı olmamalı ? Baştan bayat seçim yada kullanılmış akü alımı ile yanlış etiketlendirilmiş olmaları da diğer olumsuz faktörler olabilirler.

Metal levha tabanlı esnek solar panel üreticileri, (semi-flexible) ısı yüzünden kapasite kaybını eğer (?) kompanse etmek isterlerse, panel hücrelerini 4-8 adet arttırarak 36 yerine 40-44e yada daha fazlaya çıkarıyorlar. Dikkat bu durum daha fazla yada daha büyük panel anlamında değil sadece o panelin kendi birim performansı ile ilgili. (Gerekçe aşağıda)

Ekli dosyayı görüntüle 59032

36 hücreli panelde çeyrek gölge için %88, tek gölgeli hücre icin %33 kayıp hesaplanıyor. Kayıp linear değil !

Diğer bir sorun olan gölgelenme için ise CIS solar paneller uygun bir seçenek. Bunların performansları, hücrelerinin panelin bütün eni boyunca uzanmış konumları yüzünden, olası gölgenin tek bir hücreyi dahi tamamen devre dışı bırakamayacağı varsayımıyla gerekçelendiriliyor. Bunların da esnek modelleri var.

Ekli dosyayı görüntüle 59033 Ekli dosyayı görüntüle 59034

Çünkü yukarıdaki her iki durum içinde geçerli olmak üzere; tekbir hücrenin tamamen devredışı kalması ile bir hatta birkaç hücrenin kısmen devre dışı kalması farklı fiziksel sonuç ve dolayısıyla verim sebebi.

Sevindirici olarak tedirginliğinizle ilgili, yapıştırılarak kullanılan panellerin sadece ısı yüzünden yandığına dair verilere ulaşamadım. Kısa devre yapan, hasar gören hücrelerin panel ısısını belli bir dereceye yükselttiği doğru olsada, Alman itfaiyesi ve bilirkişilerin verileri, panel sistemlerindeki yanmaların sebebi olarak sadece paslanma, darbe, hasar bazlı kablo, diyot, kaynak, izolatör, regülatör, da/ac çevirici, lityum iyon akü ve bağlantı kutusunu gösteriyor. Kutuyu silikonla doldurmanız enfes bir çözüm ! Geçenlerde bir Alman karavan forumunda hem de Almanya menşeyli 2 yıllık bir yapıştırma panelinin kutusunun içler acısı resmini görmüştüm.

Unutayalım bu paneller mesela teknelerde karavanlara nazaran daha yanıcı yüzeylere yapıştırılıyor ! Biraz evvel taradığım iki büyük bot forumunda da bu yönde bir başlık bulamadım.

Son olarak çoklu yerine tek akünün avantajı üzerine tanınmış firma ve bilirkişilerin yaklaşımı ;

Ayni cinsleri baz alınırsa büyük kapasiteli akülerin iç direnci küçüklerine göre her zaman daha az. Akü dolumunda yüksek iç direncin yüklemeyi zorlayarak yavaşlattığı düşünülürse örn. iki 50 ah yerine tek 100ah daha çabuk dolduğundan daha avantajlı. Hangi forumda okuduğumu unuttuğum örneği devamla düşünürsek, elimizde 2 şer litrelik iki ve 4 litrelik tek balon olsun. Her balonda bildiğimiz üzere, sona doğru dolumun daha zorlu olduğu düşünülürse ( ki bu akülerin iç direnci olarak düşünülebilir ) sonuçta büyük balonun tek tek iki küçüğe nazaran önemli bir oranda daha az iç dirençle karşılaşma durumu söz konusu. Balonlarla çocukluğumuzda yaptığımız tecrübeler hepimizin aklında olmalı. Üstelik akü iç direnç değerleri de önümüzde.

Gerçi, dolu akünün iç direncinin boşa göre iki misli olması bilinse de pratikte nicelikli kazancın ne olacağını karavancıların tesbit etmesi beklenmemeli.
Fakat nitelik açısından elimizde olan bilgi "akülerin çabuk dolabilmesi" Peki bence bu neden önemli; önce şebeke ceryanı için kayda değer bir kazancımız yok bunu bir kenara koyalım. Ama ilk ve sonbaharda solarların kısıtlı gün içinde daha fazla yükleme yapması düşünülmeli. Yollarda ise alternatörün araç aküsü dolduktan sonra yüklemeyi kesmesi bu doluma açık aralıktan daha fazla ve hızlı faydalanmamızı sağlamalı ?

Bu noktada eğer Ferhat bey kulak misafiri oldu ise ona bir sorum olacak. Yaşam aküsü için alternatörden daha uzunca faydalanmak adına, yollarda aracın tüketicilerinin fazladan açılmasının pratikte bir faydası olabilir mi ? Tabi akü doluluğu, alternatör gücü, çevre ısısı faktörlerinden soyut düşünülmek kaydiyle !

@ theta, aracınıza ihtiyaçlarını düşünerek ve sevgiyle yaklaşarak neredeyse sanki onunla konuştuğunuzu bile düşünebiliyorum. Ben de dün Sunny'nin (benim aracın) sigortalarını çıkarırken, biryerlerden duymuş galiba "Yahu sahip, bu cemre de ne ? " diye sordu. Tahmin etmişsinizdir benimki Alman, nerden bilsin cemreyi. Tabii ben de anlattım. İnanın bir sevindi, bir sevindi ki köftehor, bilemezsiniz ! :p

...
Yazdıklarınızı keyifle okudum, demek ki bir ben değilmişim karavanı ile (hatta otomobili ve motosikletiyle de :smiley: ) konuşan.

Yaşam aküsü olarak Sonnenschein (Exide ürünü o da; bir düşük fiyat sınıfı) Jel akü kullanıyorum iki defadır. Birinci 4.5yıl kadar gitti. Aslında daha uzun dayanmasını bekliyordum; iki sebepten olabileceğini düşünüyorum:
1-Bizim karavanda da şebeke elektiriği bağlandığında yaşam ve motor akülerinin her ikisini de şarj eden bir sistem var. Calira nın EVS30-18 cihazı kullanılmış; ancak araç yılı 2000 olduğundan Jel aküye göre yapılmamış olabileceğini sanıyorum.
2- Kışın park ettiğim site otoparkında elektrik bağlantısı yapamadığımdan derin deşarja maruz kaldı yaşam aküsü pek çok kereler. Şimdi bu yeni durumda göreceğiz sanırım pratikte fayda edip etmeyeceğini...
 

Ferhat bey, kastım yoldayken, cam resistanzı gibi amper oburu araç tüketicileri idi.
Aküyü mümkün olduğunca az deşarj ederek ömrünü uzatmak şansımız ise bildiğiniz gibi maalesef yok. :confused::smiley:
Nihai kampinge kadar gezilecekler listesi oldukça uzun çünkü... :tonguewink:
Şimdi anladım galiba Mesut Bey. :sweat: Alternatörümüz konjektörün belirlediği belli bir gerilimi üreten cihaz. Akım tüketimi arttıkça konjektör ve alternatör üretim sınırlarına yaklaşır ve gerilimi çökmeye başlar. Akümüzü şarj ederken farları yakarsak (birçok avrupa ülkesinde zaten böyle) hatta arka cam rezistansı (varsa) açarsak gerilimin azaldığını görürüz. Gerilim azaldığında da yaşam akümüz daha düşük akımla şarj olur ve şarj süresi uzar. Birkaç yıl önce Küheylanda farlar açıkken ortaya çıkan gerilim düşümünü azaltmak için yaşam aküsü bağlantısı için, araç aküsünden değil doğrudan alternatörden hat çekmiştim. Bu işlem iyi sonuç vermişti.:cool:
Aküyü az deşarj etmenin bir yolu var. Bu, aküyü olması gerekenden büyük tutarak mümkün olabilir. Mesela her akşam 50Ah tüketiyoruz gündüz ise yol alarak akümüzü dolduruyoruz. 100Ah akümüz varsa, akü deşarj derinliği %50 olur. Akümüz 200Ah ise, deşarj derinliğimiz %25 olur. Tabiki büyük akünün fazladan ağırlık, fazla yer kaplama ve daha yüksek maliyet gibi dezavantajları da var.
Serdar Bey'in konuyu da biraz dağıttım ama kusura bakmaz umarım. :confused:
 

Ferhat bey, teorimde fazla tüketime bağlı gerilim düşüşünü hesaba katmadığımdan dolum zamanı uzasa da beklenen kazancı getiremiyeceğinizi düşünemedim.:confused:

Yani ha Ali-Veli ha Veli-Ali demek.
Sağolun.
:smiley:

Not. Benim Akünün yerini bir santim bile büyütmem mümkün değil , gördünüz biliyorsunuz. Üstelik tam tüketime uygun kapasitede. Yani altın kesim. Ama dediğiniz çözüm yeni kurulumlar için gerçekten faydalı.
 
Son düzenleme:

1-Bizim karavanda da şebeke elektiriği bağlandığında yaşam ve motor akülerinin her ikisini de şarj eden bir sistem var. Calira nın EVS30-18 cihazı kullanılmış; ancak araç yılı 2000 olduğundan Jel aküye göre yapılmamış olabileceğini sanıyorum.
2- Kışın park ettiğim site otoparkında elektrik bağlantısı yapamadığımdan derin deşarja maruz kaldı yaşam aküsü pek çok kereler. Şimdi bu yeni durumda göreceğiz sanırım pratikte fayda edip etmeyeceğini...

Serdar bey,

1. Claira EVS30-18 in kullanma kılavuzunu buldum. Fakat sadece Almanca :confused:
http://www.cabotron-elektronik.de/app/download/7765268/BAN_EVS_30_18_DS_IU.pdf
Aletin karavan ve botlar da kullanılmak üzere tam da jel akülere uygun olduğunu söylüyor ! :smiley:

Firma 5-6 sene evvel Truma tarafından satın alınıp ölüme terkedilmiş. Forumlarda sizinki gibi Knaus Traveller'i olanların şikayetlerine de ulaşdım.
Bunlarla ve almanca kılavuzla ilgili özelden yazacağım.

2. Sonnenschein jel akülerinin ingilizce kullanma kılavuzuzunun 10. sayfasındaki grafiğe göre İstanbulun yıllık ortalama sıcaklığını 15° C alırsak karavanı kullanmadığınız 11 ayda ~ %20 kaybınız olmalı ? Bu ilk sene için soların da ancak erişebileceği nokta. Diğer yıllar için tabi durum değisebilir. Üstelik karavanın içininde daha sıcak olma durumu da var.
Arac aküsü için ise durağanda deşarj daha fazla olduğundan, solar her bakımdan faydalı olmalı.
http://www.elektrotec-berlin.de/download/handbook/eng/Gel-Handbook, Part 2, Edition 21, June 2015.pdf

Yılda yaz tatili dışında 3-4 kere bile olsa aracınıza 48 saat kadar şebeke ceryanı koklatabilme olanağınız yok mu ?
 
Son düzenleme:

Ekte resimde voltaj amper değerini yaklaşık gösteren bir grafik gönderiyorum. İdeal alternatör çıkışı mavi ile gösterdiğim 90 derece açılı grafik. Pratikte ise bu açı bükülüyor, bir değerden sonra çekilen amper arttıkca şarj voltajı düşüyor.

Son yıllarda üretilen araçlarda artık akıllı şarj alternatörleri kullanılıyor. Start/stop özelliği olan araçlardakiler akıllı şarj dinamosudur. Yakıt tüketimi de azalsın diye alternatör araç aküsünü sadece gerektiği kadar dolduruyor, ikinci alternatör bu nedenle şarj edilemiyor. Bu araçlarda artık CTEK D250s gibi DC den DC ye şarj sağlayan cihazlar gerekiyor. Yeni araçlarına vipe çevirenlerin bilmesi gereken bu konu galiba.Karavancıların daha en az 4- 5 senesi var . Untitled.jpg
 



Mesut bey uyardi. Yalnislikla "ikinci alternator bu nedenle sarj edilemiyor "yazmisim. Sarj olamayan ikinci yedek aku olacakti.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
104,013
Mesajlar
1,527,262
Kayıtlı Üye Sayımız
166,760
Kaydolan Son Üyemiz
Stronger

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst