purpledcobra
Yeni Üye
Selamlar arkadaşlar...
Hindistanı gezmiş olan şanslı insanlardan biriyim
Hindistan gercektende insanın ufkunu genişleten, kendini sorgulamasını sağlayan mistik bir ülke. Doğası,mimarisi,kültürü,insanları,yemekleri,dilleri,hayvanları,yolları,araçları vs. vs. herşey farklı ve ilgi çekici...
2006 eylül ayında yapmış oldugum 9 günlük gezimde mumbai-delhi arasında kalan bölgeyi(rajasthan eyaleti) elimden geldiğince gezmeye çalıştım ve gezi boyunca sadece otobüs ve tren kullandım. Bu süre zarfında tren ve otobüslerde "ekonomi class"ta yani yerel halkla birlikte seyahat ettim.Bu sayede yerel kültürü daha yakından görme fırsatı yakaladım.
İstanbul-mumbai(bombay) direk tarifeli THY ucagıyla 6 saatlik bi uçuş sonrası mumbai'ye indik. Montlarla bindigimiz ucaktan t-shirtlerle indik
Mumbai'de hava inanılmaz sıcak ve nemliydi. Mumbai'da staj yapmakta olan kardeşim bizi karşılar karşılamaz gezdirmeye başladı.Öncelikle ingilizlerin mumbai'ye ilk ayak bastıgı yerde yaptırmış oldugu zafer kapısını görmeye gittik.
Daha sonra mumbai'inin alışveriş yapılacak yerlerine gitmeye çaıştık ancak 25 milyon nüfuslu bi şehirde bunu yapmak oldukça uzun zaman alıyor tabbi ki. Oradaki en güzel ulaşım aracı tartışmasız rickshaw'lar...Beni en çok şaşırtan ve şoke eden insanların inanılmaz rahat,durgun olmaları ve sokaklarda kaldırımlarda otobus tren istsyonlarında yatmaları oldu bırakın yatmayı oralarda yaşıyorlar... uyuyan insanların üstlerinde atlayarak bilet almaya çalışıyorsunuz.
Tabbi trafikte cabası o kalabalık insanlar yol ortasında yatarken binlerce araba sadece korna çalarak ilerlemeye çalışıyor ve çok ilginçtir hemen hemen hiç bir arabada yan ayna bulunmuyor ne lüks arabalarda nede külüstür arabalarda!!! ama trafik sağlanıyor. Oradaki trafiği görünce istanbul trafiği kafa dinlemelik gibi geliyor.İlk günümüzü bu şekilde geçirdikten sonra asıl maceraya doğru yol almak için otobüs terminaline gitmeye karar verdik çünkü birdahaki durağımız UDAİPUR (mavi şehir) olacak. Otobüs yolculugu cok yorucu ve sıkıntılıydı çünkü otobüslerin iç dizaynı çok ilginç, koltukların üst kısmında yatarak yolculuk yapılan odacıklar var ve bu nedenle sizin oturdugunuz yer inanılmaz dar oluyor.İnsanların rahatlıgıda da cabası. 16 saat süren ter ve hayvan kokuları arasındaki yolculuktan sonra su sehri UDAİPUR'a (mavi şehir) geldik. Hemen bi rikshaw bulup temiz bir hotele yerleştik. 3 kişilik oda 220 rupi yani 7.00ytl tutugumuz odaya yerleşip hemen bi duş aldık. İyice dinlendikten sonra şehir turuna çıktık!
UDAİPUR çok romantik bir şehir... Şehir göl kenarına kurulmuş ve genelde göl kenarında tapınaklar yer alıyor ama en önemli özelliği gölün ortasında yer alan 2 adet saray ki bunlar gerçektende muhteşem bi işçilikle yapılmış insanı mest ediyor.Saraylara tekne ile ulaşabiliyorsunuz şuan için saraylarda biri hotel diğeride restaurant olarak çalıştırılıyor ama fiyatları oldukça pahalı. Udaipur'da gezerken insanların çamaşırlarını bulaşıklarını gölde yıkadıgına şahit oluyorsunuz eger fotograf tutkunusanız gerçekten çok güzel kareler yakalayabilirsiniz.
Buarada gölde hala timsahların yaşadıgı söyleniyor
göl kıyısındaki geziden sonra UDAİPUR kalesine çıkmak üzere yine rickshaw'ımızı kiraladık yolumuz biraz uzundu yolda şöförle kanka olunca rickshaw'ı kullanmama izin verdi bu benim için çok değişik bir tecrübeydi, kullanımı çok basit ama bi o kadarda zevkli bir araç. Kaleye çıkmak için özel tabiat koruma alanından geçiyorsunuz ve bu alanda avlanmak kesinikle yasak.Şöförümüzün dediğine göre eger şanslı günümüzdeysek jaguar,kaplan yada kobra yılanı görme olsılıgımız cok fazlaymış tabbi bunun üzerine bizi büyük bi korkuyla beraber müthiş bi heyecanda sarıyor, elimiz denklanşörde pür dikkat yola devam ediyoruz ancak beklenen olmuyo ve birşey göremeden kaleye varıyoruz. Yol boyunca gördüğümüz tek hayvan meraklı ve iyi birer hırsız olan maymunlar... Kaleye vardıgımızda bizi müthiş bir manzara karşılıyor.Gercekten cok görkemli bir yapı ve şehrin en hakim tepesinde yer alıyor. Tüm UDAİPUR ayaklarınız altında ve müthiş bir manzara sahip. Gün batımının o eşsiz güzelliğini seyrettikten sonra hotele geri dönüyoruz. Akşam yemeğinden sonra dışarı çıkıyoruz ve biraz geziniyoruz yolda bütün esnaf birşeyler satmaya çalışıyor eger alıcı değilseniz bu seferde esrar ve maruhana satmaya çalışıyorlar, oralarda serbest böyle şeyler ve bi çok turistte yol ortasında rahat rahat kullanıyor. Tanıştıgımız bi dükkan sahibi kapalı çarşıya biçok kez gelip mal verdiğini anlatıyor.Türkleri çok sevdiğni ve birçok türk turist ağarladıgını belirtiyor. çok geç olmadan hotelemize dönüyoruz ve yarınki uzun yolculugumuz için erkenden yatıyoruz.
Hindistanı gezmiş olan şanslı insanlardan biriyim
2006 eylül ayında yapmış oldugum 9 günlük gezimde mumbai-delhi arasında kalan bölgeyi(rajasthan eyaleti) elimden geldiğince gezmeye çalıştım ve gezi boyunca sadece otobüs ve tren kullandım. Bu süre zarfında tren ve otobüslerde "ekonomi class"ta yani yerel halkla birlikte seyahat ettim.Bu sayede yerel kültürü daha yakından görme fırsatı yakaladım.
İstanbul-mumbai(bombay) direk tarifeli THY ucagıyla 6 saatlik bi uçuş sonrası mumbai'ye indik. Montlarla bindigimiz ucaktan t-shirtlerle indik
Daha sonra mumbai'inin alışveriş yapılacak yerlerine gitmeye çaıştık ancak 25 milyon nüfuslu bi şehirde bunu yapmak oldukça uzun zaman alıyor tabbi ki. Oradaki en güzel ulaşım aracı tartışmasız rickshaw'lar...Beni en çok şaşırtan ve şoke eden insanların inanılmaz rahat,durgun olmaları ve sokaklarda kaldırımlarda otobus tren istsyonlarında yatmaları oldu bırakın yatmayı oralarda yaşıyorlar... uyuyan insanların üstlerinde atlayarak bilet almaya çalışıyorsunuz.
Tabbi trafikte cabası o kalabalık insanlar yol ortasında yatarken binlerce araba sadece korna çalarak ilerlemeye çalışıyor ve çok ilginçtir hemen hemen hiç bir arabada yan ayna bulunmuyor ne lüks arabalarda nede külüstür arabalarda!!! ama trafik sağlanıyor. Oradaki trafiği görünce istanbul trafiği kafa dinlemelik gibi geliyor.İlk günümüzü bu şekilde geçirdikten sonra asıl maceraya doğru yol almak için otobüs terminaline gitmeye karar verdik çünkü birdahaki durağımız UDAİPUR (mavi şehir) olacak. Otobüs yolculugu cok yorucu ve sıkıntılıydı çünkü otobüslerin iç dizaynı çok ilginç, koltukların üst kısmında yatarak yolculuk yapılan odacıklar var ve bu nedenle sizin oturdugunuz yer inanılmaz dar oluyor.İnsanların rahatlıgıda da cabası. 16 saat süren ter ve hayvan kokuları arasındaki yolculuktan sonra su sehri UDAİPUR'a (mavi şehir) geldik. Hemen bi rikshaw bulup temiz bir hotele yerleştik. 3 kişilik oda 220 rupi yani 7.00ytl tutugumuz odaya yerleşip hemen bi duş aldık. İyice dinlendikten sonra şehir turuna çıktık!
UDAİPUR çok romantik bir şehir... Şehir göl kenarına kurulmuş ve genelde göl kenarında tapınaklar yer alıyor ama en önemli özelliği gölün ortasında yer alan 2 adet saray ki bunlar gerçektende muhteşem bi işçilikle yapılmış insanı mest ediyor.Saraylara tekne ile ulaşabiliyorsunuz şuan için saraylarda biri hotel diğeride restaurant olarak çalıştırılıyor ama fiyatları oldukça pahalı. Udaipur'da gezerken insanların çamaşırlarını bulaşıklarını gölde yıkadıgına şahit oluyorsunuz eger fotograf tutkunusanız gerçekten çok güzel kareler yakalayabilirsiniz.
Buarada gölde hala timsahların yaşadıgı söyleniyor

