Bosna hersek yıllardır görmeyi en çok istediğim yerler listesine ilk sırada olmuştur.Nihayet bu yıl hayallerimi gerçekleştirmek kısmet oldu.
Havaalanına indiğimizde kalacağımız yeri haritada tespit için infodan bir şehir haritası edinerek işe başlıyoruz.Sonraları pek çok yer için gerekli olacak bu harita bize.
Gideceğimiz yer Hırasno.Havaalanına çok uzak görünmüyor.Dışarda bekleyen taksiye yeri söyleyip önceden tembihlendiğimiz üzere pazarlık yapıyoruz.Dönüşte taksimetre açan taksiciye 9 kayme verecekken 25 kaymeye pazarlık yaparak ilk cahillik faturamızı ödüyoruz.Yol boyu gördüğüm delik deşik edilmiş binalar ve pencere pervazlarından sarkan rengarenk çiçekleriyle hüzünden çok yaşam sevinci veriyor bana.O zaman içimdeki ses kulağıma fısıldıyor:Savaş yorgunu çiçekli şehir Sarayova.
İnsanların olduğu kadar kentlerin de onuru vardır ve bence Saraybosna bu nişanı taşır bütün içtenliğiyle.
Başçarşı Osmanlının gururu.Sıra sıra dizilmiş şirin dükkanların ahşap kapıları ve pancurları misafirlerini karşılar.Her gün yüzlercesi gelir ve Sebilinde içtiği suyla yeniden hayat bulur burada.Bir de güvercinleri vardır Başçarşının.titrek adımlarla kursaklarına düşecek lokmaları beklerler.Sevdalinka yani aşk türküleri olmazsa olmazı bu kentin. Başçarşıda bulunan Sevdah cafe nostaljik dizaynı ve yerel şarkıcılarının tanıtıldığı müzesiyle görülmeye değer.Gazi Hüsrev Bey camiinin avlusu müslüman halkın buluşma yeri adeta.kubbesindeki işlemeleriyle Osmanlı sanatını yansıtan şadırvanı dinlenmek isteyenler için de burayı eşsiz bir durak haline getirmiş.
Avusturya macaristan imparatorluğu zamanında yapılan simgesel yapılardan biri kütüphane.dış görünüşü itibariyle 19.yy Avrupa mimarisinin bir örneği gibi görünse de içine girildiğinde dikkati çeken daha çok doğu tarzı duvar işlemeleri oluyor.savaşta yerlebir edilen bu kütüphanenin restorasyon giderlerini Avusturya karşılamış.
Başçarşının kalbalığından sıkılnlar için etrafta görülmeye değer yerler de var.İnat Kuca(İnat Evi) bunlardan biri.Şu an restoran olarak hizmet veren mekanın asıl sahibi Milyatska ırmağı yatağının düzenlenmesi sırasında evini inatla yıktırmadığı için bu ismi almış.nehrin diğer yakasındaki ev tuğla tuğla taşınarak aslı gibi inşa edilmiş.
Saraybosna’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri de kale.Özellikle gün batımında Boşnak kahvesini yudumlarken manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
BLAGEY - MOSTAR
Neretva eşlik ediyor yolculuğumuza.hiç bırakmıyor bizi.onunla beraber yolculuğumuza anlam katan bir diğer şey sevdalinka şarkıları.yol kenarları bütün cömertliğiyle sunuyor eşsiz manzarasını.istikamet Blagey.
16.yy da fethedilen toprakları islama yaklaştırmak üzere rehberliği kendilerine misyon edinen erenlerin tekkesi.Yalnızca ruhaniyetinden söz etmek büyük haksızlık olur.Bu muhteşem manzaradan etkilenmemek mümkün değil.Devasa kayalıklara sırtını dayamış mağrur tekke eteklerini ıslatan coşkun deresiyle cennetten yeni gelmiş bir haber gibi...
Ve Mostar...taşlarının her bir karesinde savaşın hüznünü saklayan nazenin yapı.Mimar Sinanın öğrencisi Hayrettin tarafından 1566’da yapılan bu köprü iki yakayı değil iki farklı yaşamı birleştiriyor aslında.Mostar eyfel kulesinden sonra dünyanın en çok fotoğraf çektirilen yeri ünvanını taşıyor.Mimari özelliğiyle mostar her ne kadar içinde bulunduğunuz zamandan arındırsa da sizi ,altından akan tarifi imkansız rengiyle Neretva Mostara gerçek anlamını hatırla
TRAVNİK
Travnik küçücük şirin mi şirin bir kent.Vezirler şehri ünvanını yetiştirdiği on yedi vezire borçlu.Türbeleri ve görülmeye değer renkli camiinin yanında en önemli yapısı kalesi.Etrafı coşkun akan sularla kaplı kalenin manzarası da oldukça güzel.Nehir kenarındaki balık lokantasında yediğim balığın lezzetini unutamayacağım kesin.Travnik’te görülmeden geçilmemesi gereken bir yer de Nobel ödüllü yazar İvo Andriç’in doğduğu ev.Müze halindeki ev ziyarete açık.
Havaalanına indiğimizde kalacağımız yeri haritada tespit için infodan bir şehir haritası edinerek işe başlıyoruz.Sonraları pek çok yer için gerekli olacak bu harita bize.
Gideceğimiz yer Hırasno.Havaalanına çok uzak görünmüyor.Dışarda bekleyen taksiye yeri söyleyip önceden tembihlendiğimiz üzere pazarlık yapıyoruz.Dönüşte taksimetre açan taksiciye 9 kayme verecekken 25 kaymeye pazarlık yaparak ilk cahillik faturamızı ödüyoruz.Yol boyu gördüğüm delik deşik edilmiş binalar ve pencere pervazlarından sarkan rengarenk çiçekleriyle hüzünden çok yaşam sevinci veriyor bana.O zaman içimdeki ses kulağıma fısıldıyor:Savaş yorgunu çiçekli şehir Sarayova.
İnsanların olduğu kadar kentlerin de onuru vardır ve bence Saraybosna bu nişanı taşır bütün içtenliğiyle.
Başçarşı Osmanlının gururu.Sıra sıra dizilmiş şirin dükkanların ahşap kapıları ve pancurları misafirlerini karşılar.Her gün yüzlercesi gelir ve Sebilinde içtiği suyla yeniden hayat bulur burada.Bir de güvercinleri vardır Başçarşının.titrek adımlarla kursaklarına düşecek lokmaları beklerler.Sevdalinka yani aşk türküleri olmazsa olmazı bu kentin. Başçarşıda bulunan Sevdah cafe nostaljik dizaynı ve yerel şarkıcılarının tanıtıldığı müzesiyle görülmeye değer.Gazi Hüsrev Bey camiinin avlusu müslüman halkın buluşma yeri adeta.kubbesindeki işlemeleriyle Osmanlı sanatını yansıtan şadırvanı dinlenmek isteyenler için de burayı eşsiz bir durak haline getirmiş.
Avusturya macaristan imparatorluğu zamanında yapılan simgesel yapılardan biri kütüphane.dış görünüşü itibariyle 19.yy Avrupa mimarisinin bir örneği gibi görünse de içine girildiğinde dikkati çeken daha çok doğu tarzı duvar işlemeleri oluyor.savaşta yerlebir edilen bu kütüphanenin restorasyon giderlerini Avusturya karşılamış.
Başçarşının kalbalığından sıkılnlar için etrafta görülmeye değer yerler de var.İnat Kuca(İnat Evi) bunlardan biri.Şu an restoran olarak hizmet veren mekanın asıl sahibi Milyatska ırmağı yatağının düzenlenmesi sırasında evini inatla yıktırmadığı için bu ismi almış.nehrin diğer yakasındaki ev tuğla tuğla taşınarak aslı gibi inşa edilmiş.
Saraybosna’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri de kale.Özellikle gün batımında Boşnak kahvesini yudumlarken manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
BLAGEY - MOSTAR
Neretva eşlik ediyor yolculuğumuza.hiç bırakmıyor bizi.onunla beraber yolculuğumuza anlam katan bir diğer şey sevdalinka şarkıları.yol kenarları bütün cömertliğiyle sunuyor eşsiz manzarasını.istikamet Blagey.
16.yy da fethedilen toprakları islama yaklaştırmak üzere rehberliği kendilerine misyon edinen erenlerin tekkesi.Yalnızca ruhaniyetinden söz etmek büyük haksızlık olur.Bu muhteşem manzaradan etkilenmemek mümkün değil.Devasa kayalıklara sırtını dayamış mağrur tekke eteklerini ıslatan coşkun deresiyle cennetten yeni gelmiş bir haber gibi...
Ve Mostar...taşlarının her bir karesinde savaşın hüznünü saklayan nazenin yapı.Mimar Sinanın öğrencisi Hayrettin tarafından 1566’da yapılan bu köprü iki yakayı değil iki farklı yaşamı birleştiriyor aslında.Mostar eyfel kulesinden sonra dünyanın en çok fotoğraf çektirilen yeri ünvanını taşıyor.Mimari özelliğiyle mostar her ne kadar içinde bulunduğunuz zamandan arındırsa da sizi ,altından akan tarifi imkansız rengiyle Neretva Mostara gerçek anlamını hatırla
TRAVNİK
Travnik küçücük şirin mi şirin bir kent.Vezirler şehri ünvanını yetiştirdiği on yedi vezire borçlu.Türbeleri ve görülmeye değer renkli camiinin yanında en önemli yapısı kalesi.Etrafı coşkun akan sularla kaplı kalenin manzarası da oldukça güzel.Nehir kenarındaki balık lokantasında yediğim balığın lezzetini unutamayacağım kesin.Travnik’te görülmeden geçilmemesi gereken bir yer de Nobel ödüllü yazar İvo Andriç’in doğduğu ev.Müze halindeki ev ziyarete açık.