Şimdi Ege'nin tam zamanı!
Giriş tarihi : 14.05.2011, Cumartesi 16:24 Güncelleme : 16:24
Deniz, güneş, kum, tarih, kültür, mimari, lezzet... Ne ararsanız hepsi var Ege'de... Hepsi ayrı bir durak... Bahar ve yaz Ege'nin sıcak insanlarıyla buluşmak için en uygun zaman... Yol, sarı tabelalardan başlayıp mavi bayraklı plajlara kadar uzanıyor
[attachment=1]
Ege Denizi gibi dünya denizcilik tarihinin başlangıç noktası olan bir suyun kıyısında bulunan bölgemiz, insanlığın da en eski yerleşim alanlarından biri. Tarihte çok sayıda uygarlığın vatanı oldu, barbarların istilasına uğradı. Kasabalar defalarca yıkılıp yeniden kuruldu.
Her seferinde farklı bir biçim ve zenginlikle ortaya çıktılar. Milas ya da Foça'daki bir caminin veya binanın malzemesine baktığınızda onun alt katmanlarında binlerce yılın izini bulabilirsiniz. Ege'nin en güzel kasabaları sizleri bekliyor içlerinde gezmedikleriniz varsa hiç vakit kaybetmeyin çünkü herbiri her mevsim ayrı güzel...
TİRE
Her köşesi bir başka güzel
Tire, 3 bin yıla varan mazisi, savaşları, sevdalılar, veli ve erenleri ile bir tarih cennetidir.
Doğa ve tarih kenti olarak tanınan Tire, gözde bir yerleşim merkezidir. İlk çağdan, Türkler öncesine değin Teira adıyla anılan kent, Türklerin yerleşmeleriyle Tire adını almıştır. Hitit, Frigya, Lidya, Pers, Helen, Roma ve Bizans dönemlerini yaşamasıyla, tarihte zengin bir kültür mirasına sahiptir. Efes'ten başlayıp, Tire'nin Batı köylerini içine alarak Bozdağ'a ulaşan Artemis tapınağı Kutsal Arazileri, yüzlerce yıl Tire'ye bir kutsallık kazandırmıştır.
Çağlar boyunca zengin coğrafyasının sağladığı olanakla birçok uygarlıklara sahne olan Tire, Tarihçi Pachmeres'in deyimi ile "Keşişler Yöresi", Şerafeddin'in Zafer namesinde "Rum'un Meşhur Şehri" Evliya Çelebi seyahatnamesinde "Şehri Muazzam Tire", Katip Çelebi de "Eski Taht Şehri ", 1908 Tarihli Aydın vilayeti Salnamesinde "Ulemalar yatağı" tanımlamalarında tarihsel payı verilirken, diğer yandan Fransız Tarihçisi, Şair Lamartin doğal güzelliğini dikkati çekerek, "İsviçre kentlerini" andırıyor şeklinde tanımlanmıştır.
EL SANATLARI ÇARŞISI
İzmir'e 81, Selçuk'a 40 km uzaklıkta bulunan Tire, tarihi yapıları, el sanatları, çarşısı, yöresel yemekleri, çok renkli bir ilçedir. Kentin ana yollar üzerinde bulunmayışı, Türk kültürünün değişik alanlarını kapsayan özelliklerini korumada etkili olmuştur. Kentteki ilk dönem zengin aşiret ve oba yerleşimi de buna eklenince, el sanatlarında Türk kültürünün kendine özgü yapısı özünü kaybetmeden günümüze ulaşabilmiştir. Tire pamuk ve pamuklu dokuması ile meşhurmuş. Yeniçerilerin iç çamaşırları Tire ve çevresinde dokunan ve Tire bezi diye adlandırılan bezlerden yapılırmış.
Tire el sanatları içinde, urgancılık, semercilik, keçecilik, yorgancılık, hasırcılık, nalıncılık, saraçlık, beledi ve oyacılık gibi kendi öz kültürümüzün ürünleri başta gelmektedir.
Şişte közlenip tereyağı ile servis edilen Tire köftesi artık Türkiye'nin her köşesine gönderiliyor. Tire'nin yoğurdu da bir başka. Tepsi yoğurdu tatlı mı tatlı... Köftenin tadı ile bütünleşiyor.
KUYU KEBABI
Tire'nin "kuyu kebabı" da ünlüdür. Ama ne yazık ki, kuyu kebabı sabah ezanı sırasında çıkar, saat 06.00 en geç 07.00'de tükenir.
Tavşan adası ılıcası en bilinenlerdendir. Tire ilçe merkezinin 15 km güneybatısında Uzgur Köyü yanında ve Elem Gölü (Bozköy) civarındadır. Ilıcanın çok sıcak olan suları banyo ve içme olarak kullanılmaktadır.
Ayrıca Aydınoğlu İsa Bey'in kızı Hafsa Hatun tarafından yaptırılan "Hafsa Hatun Çeşmesi", Çandarlı Kara Halil tarafından yaptırılan "Mısırlı Çeşmesi", Yalın ayak Hamamı, Fatih Sultan Mehmet'in hekimi Altuni zade tarafından yaptırılan "Hekim Hamamı", Yeniceköy hamamı, Terziler Hamamı, Tahtakale Hamamı, Yeğen ağa Hamamı, Kara kadı Hamamı, Bahçe kahve Hamamı belli başlı bilinenlerdir.
CUNDA
Taş mimarinin en şık örnekleri
Adadaki yerleşimin geçmişi bundan 3500 yıl öncesine kadar uzanıyor. Meydan Larousse'ta Cunda'nın İtalyanca'da bir denizcilik terimi olarak "yelken açmak" ya da "işaret sancaklarını çekmek için konulmuş yatay çubukların her iki ucu" anlamına geldiğini yazıyor. Geleneksel sivil taş mimarinin en seçkin örneklerinin bulunduğu Cunda'daki yapıların bir kısmı butik otel ve pansiyona dönüştürülmüş. Paparina adlı balığı meşhur.
Arnavut kaldırımlarında gezmeden,
Aşıklar tepesine çıkmadan,
Lokma tatlısı yemeden,
Taş kahvede ada çayı içmeden,
Balık yiyip rakı içmeden,
Bıyıklının yerine uğramadan,
Pateriça köylerine gitmeden,
II. Köyden Ai Dimitri Ta Salina Manastırı'na kadar, yürümeden
Tarihi yel değirmenlerini görmeden,
Taksiyarhis Ta Çamia Manastırı'nda oturup manzarayı seyretmeden,
Sahilden Panayia Manastırına doğru yürüyüş yapmadan,
fotoğraf çekmeden,
Önümüzdeki yıl için rezervasyonlarını yaptırmadan,
Cundanın ıssız koylarında yüzmeden,
Artur Restaurantın kışlık kısmında klasik müzik eşliğine yemek yemeden,
Küçük gezi tekneleriyle ada turu yapmadan,
Gün batımını İzlemeden,
dönmek olmaz
KARABURUN
Cennetin Ege'deki adı
İzmir'e 100 kilometre uzaklıkta, Çeşme yakınlarında. Açık denize baktığı için suyun devri daimi sayesinde sürekli temiz bir denize sahip. Tüplü ve tüpsüz dalış için çok elverişli. İlçeye giden yollar virajlı olduğundan ulaşımı zor. Bu zorluk sayesinde Karaburun, aynı yarımadada bulunan Çeşme ve Dalyan gibi rant alanına dönüşmemiş ve yağmalanmamış. Mimari yapısını ve denize doğru kıvrılan dar sokaklarının güzelliğini bu sayede korumuş
BİRGİ
Evleriyle benzersiz
Ödemiş'e 7 kilometre mesafede, 5 bin nüfuslu bir belde. Aydınoğulları Beyliği'ne başkentlik yapmış. 14. ve 15. yüzyıllarda yöredeki en büyük şehirlerden biri olarak gelişmiş. İmamı Birgivi Türbesi, Çakırağa Konağı, kale ve hamam yıkıntısı gibi eserler var. Beldede yer alan Aydınoğlu Mehmet Bey Camii, Ege bölgesinin en eski camilerinden. Minberi, hutbe kapısı ve pencere kanatları birer şaheser. Çekül Vakfı'nın öncülüğünde yapılan onarımlar sonucu insanlığa yeniden kazandırıldı.
ULA
Büyük konaklarıyla ünlü
Yüksel Aksu'nun yönettiği Dondurmam Gaymak filmiyle ünlü olan ilçe, Muğla'ya 15 kilometre mesafede. 5 bin civarında nüfusa sahip. Osmanlı döneminde bölgenin en önemli ayakabı üretim merkezi olarak dikkat çekmiş. Manifaktür sanayinin yarattığı zenginlik sayesinde gelişmiş olan Ula, büyük konakları ile ünlü. Türkiye'de kişi başına en çok bisiklet düşen ilçe olarak da nam salan Ula'nın çevresinde gezilecek çok yer var. Akyaka Köyü, Ula Kanyonu, Yedi Delik Mağarası, Sedir Adası gibi yerleri görmeden dönmeyin.
DATÇA
Ömre ömür katan güzellik
Strabon, "Tanrı yarattığı kulun uzun ömürlü olmasını isterse, Datça Yarımadası'na bırakır" demiş. Çünkü bu bölge oksijen bakımından dünyanın ikinci, Türkiye'nin en zengin bölgesi. Yarımadadaki en eski yerleşim alanının geçmişi MÖ 2000 yıllarına kadar uzanıyor. Marmaris'ten 70 kilometre mesafede olan ilçe ve çevresi, yolun engebeli olması sayesinde pek fazla bozulmadan kalmayı becerebilmiş. Eski Datça adı verilen tarihi bölgede, tipik Datça evlerini görmek mümkün. Ayrıca birbirinden güzel 52 koyu var.
FOÇA
Fokların ülkesi
İzmir'in 70 km. kuzeybatısında. İonlar'ın Ege sahillerinde kurdukları 12 İon kenti arasında en önemli merkezlerden biri. Eski adı Fokai, "Fokların Ülkesi" anlamına geliyor. İlçe yakınlarında bulunan Siren Kayalıkları ve çevresi Akdeniz foklarının en önemli yaşam alanlarından. Bu yüzden Foça'nın sembolü fok balığı. Siren Kayalıkları, Şeytan Hamamı, Taş Ev, Beş Kapılar Kalesi, Dış Kale, Fatih Camii, Kayalar Camii, Hafız Süleyman Camii, Foça'nın tarihi zenginlikleri.
ASSOS
Antik çağa yolculuk
Tarihi ve doğal güzellikleri iç içe yaşayan Assos'un, MÖ 10. yüzyılda, Midilli adasından göç eden Metymna halkı tarafından kurulduğu kabul ediliyor. Günümüzde Behramkale veya Behramköy ismi ile tanınan Assos, Çanakkale'ye 100 kilometre mesafede. Edremit Körfesi ile Midilli'nin karşısında, bir volkanın eteğinde, andezit kayalıkları üzerinde kurulmuş. Antik çağların önemli yerleşim merkezlerinden. Aynı zamanda bir liman kenti. Assos, liman ve köy olarak ikiye ayrılıyor.
MİLAS
Görkemli tarihi mirasımız
Muğla'ya bağlı Milas, düzenli kent merkezi, antik kalıntıları, tarihi değeri bulunan eserleri ve evleri, canlı çarşısı, dünyaca ünlü Milas halıları ile turistik açıdan pek çok özelliğe sahip. İlçe sınırları içinde 27 antik sit alanı var. MÖ 5. yüzyılda kurulan kent, Karyalılar'dan sonra Pers egemenliği altına girmiş, 13. yüzyılda ise Menteşe Beyliği'nin başkenti olmuş. Osmanlı da bu kente çok önem vermiş.
URLA
Limanı denizi ve de tarihiyle
İzmir'e 35 km uzaklıkta. Yaklaşık 8 bin yıldır yerleşim alanı. 50 bin nüfusa sahip. Urla'da yapılan arkeolojik araştırmalarda İskele Mahallesi'ndeki Limantepe Höyüğü'nün MÖ 6000 yıla tarihlenen bir merkez olduğu ortaya çıkarıldı. Buluntuların en önemlilerinden birisi liman. Tarihte bilinen en eski liman olarak kabul ediliyor. Antik Klazomenai kenti liman bölgesinde yer alıyor. Antikçağ'da özellikle zeytinyağı üretimiyle önemli bir ticaret merkezi olmuş.
********************************************************************************************
Alıntı: http://www.yeniasir.com.tr/Sarmasik/2011/05/15/simdi-egenin-tam-zamani
Cavid Sezen
Giriş tarihi : 14.05.2011, Cumartesi 16:24 Güncelleme : 16:24
Deniz, güneş, kum, tarih, kültür, mimari, lezzet... Ne ararsanız hepsi var Ege'de... Hepsi ayrı bir durak... Bahar ve yaz Ege'nin sıcak insanlarıyla buluşmak için en uygun zaman... Yol, sarı tabelalardan başlayıp mavi bayraklı plajlara kadar uzanıyor
[attachment=1]
Ege Denizi gibi dünya denizcilik tarihinin başlangıç noktası olan bir suyun kıyısında bulunan bölgemiz, insanlığın da en eski yerleşim alanlarından biri. Tarihte çok sayıda uygarlığın vatanı oldu, barbarların istilasına uğradı. Kasabalar defalarca yıkılıp yeniden kuruldu.
Her seferinde farklı bir biçim ve zenginlikle ortaya çıktılar. Milas ya da Foça'daki bir caminin veya binanın malzemesine baktığınızda onun alt katmanlarında binlerce yılın izini bulabilirsiniz. Ege'nin en güzel kasabaları sizleri bekliyor içlerinde gezmedikleriniz varsa hiç vakit kaybetmeyin çünkü herbiri her mevsim ayrı güzel...
TİRE
Her köşesi bir başka güzel
Tire, 3 bin yıla varan mazisi, savaşları, sevdalılar, veli ve erenleri ile bir tarih cennetidir.
Doğa ve tarih kenti olarak tanınan Tire, gözde bir yerleşim merkezidir. İlk çağdan, Türkler öncesine değin Teira adıyla anılan kent, Türklerin yerleşmeleriyle Tire adını almıştır. Hitit, Frigya, Lidya, Pers, Helen, Roma ve Bizans dönemlerini yaşamasıyla, tarihte zengin bir kültür mirasına sahiptir. Efes'ten başlayıp, Tire'nin Batı köylerini içine alarak Bozdağ'a ulaşan Artemis tapınağı Kutsal Arazileri, yüzlerce yıl Tire'ye bir kutsallık kazandırmıştır.
Çağlar boyunca zengin coğrafyasının sağladığı olanakla birçok uygarlıklara sahne olan Tire, Tarihçi Pachmeres'in deyimi ile "Keşişler Yöresi", Şerafeddin'in Zafer namesinde "Rum'un Meşhur Şehri" Evliya Çelebi seyahatnamesinde "Şehri Muazzam Tire", Katip Çelebi de "Eski Taht Şehri ", 1908 Tarihli Aydın vilayeti Salnamesinde "Ulemalar yatağı" tanımlamalarında tarihsel payı verilirken, diğer yandan Fransız Tarihçisi, Şair Lamartin doğal güzelliğini dikkati çekerek, "İsviçre kentlerini" andırıyor şeklinde tanımlanmıştır.
EL SANATLARI ÇARŞISI
İzmir'e 81, Selçuk'a 40 km uzaklıkta bulunan Tire, tarihi yapıları, el sanatları, çarşısı, yöresel yemekleri, çok renkli bir ilçedir. Kentin ana yollar üzerinde bulunmayışı, Türk kültürünün değişik alanlarını kapsayan özelliklerini korumada etkili olmuştur. Kentteki ilk dönem zengin aşiret ve oba yerleşimi de buna eklenince, el sanatlarında Türk kültürünün kendine özgü yapısı özünü kaybetmeden günümüze ulaşabilmiştir. Tire pamuk ve pamuklu dokuması ile meşhurmuş. Yeniçerilerin iç çamaşırları Tire ve çevresinde dokunan ve Tire bezi diye adlandırılan bezlerden yapılırmış.
Tire el sanatları içinde, urgancılık, semercilik, keçecilik, yorgancılık, hasırcılık, nalıncılık, saraçlık, beledi ve oyacılık gibi kendi öz kültürümüzün ürünleri başta gelmektedir.
Şişte közlenip tereyağı ile servis edilen Tire köftesi artık Türkiye'nin her köşesine gönderiliyor. Tire'nin yoğurdu da bir başka. Tepsi yoğurdu tatlı mı tatlı... Köftenin tadı ile bütünleşiyor.
KUYU KEBABI
Tire'nin "kuyu kebabı" da ünlüdür. Ama ne yazık ki, kuyu kebabı sabah ezanı sırasında çıkar, saat 06.00 en geç 07.00'de tükenir.
Tavşan adası ılıcası en bilinenlerdendir. Tire ilçe merkezinin 15 km güneybatısında Uzgur Köyü yanında ve Elem Gölü (Bozköy) civarındadır. Ilıcanın çok sıcak olan suları banyo ve içme olarak kullanılmaktadır.
Ayrıca Aydınoğlu İsa Bey'in kızı Hafsa Hatun tarafından yaptırılan "Hafsa Hatun Çeşmesi", Çandarlı Kara Halil tarafından yaptırılan "Mısırlı Çeşmesi", Yalın ayak Hamamı, Fatih Sultan Mehmet'in hekimi Altuni zade tarafından yaptırılan "Hekim Hamamı", Yeniceköy hamamı, Terziler Hamamı, Tahtakale Hamamı, Yeğen ağa Hamamı, Kara kadı Hamamı, Bahçe kahve Hamamı belli başlı bilinenlerdir.
CUNDA
Taş mimarinin en şık örnekleri
Adadaki yerleşimin geçmişi bundan 3500 yıl öncesine kadar uzanıyor. Meydan Larousse'ta Cunda'nın İtalyanca'da bir denizcilik terimi olarak "yelken açmak" ya da "işaret sancaklarını çekmek için konulmuş yatay çubukların her iki ucu" anlamına geldiğini yazıyor. Geleneksel sivil taş mimarinin en seçkin örneklerinin bulunduğu Cunda'daki yapıların bir kısmı butik otel ve pansiyona dönüştürülmüş. Paparina adlı balığı meşhur.
Arnavut kaldırımlarında gezmeden,
Aşıklar tepesine çıkmadan,
Lokma tatlısı yemeden,
Taş kahvede ada çayı içmeden,
Balık yiyip rakı içmeden,
Bıyıklının yerine uğramadan,
Pateriça köylerine gitmeden,
II. Köyden Ai Dimitri Ta Salina Manastırı'na kadar, yürümeden
Tarihi yel değirmenlerini görmeden,
Taksiyarhis Ta Çamia Manastırı'nda oturup manzarayı seyretmeden,
Sahilden Panayia Manastırına doğru yürüyüş yapmadan,
fotoğraf çekmeden,
Önümüzdeki yıl için rezervasyonlarını yaptırmadan,
Cundanın ıssız koylarında yüzmeden,
Artur Restaurantın kışlık kısmında klasik müzik eşliğine yemek yemeden,
Küçük gezi tekneleriyle ada turu yapmadan,
Gün batımını İzlemeden,
dönmek olmaz
KARABURUN
Cennetin Ege'deki adı
İzmir'e 100 kilometre uzaklıkta, Çeşme yakınlarında. Açık denize baktığı için suyun devri daimi sayesinde sürekli temiz bir denize sahip. Tüplü ve tüpsüz dalış için çok elverişli. İlçeye giden yollar virajlı olduğundan ulaşımı zor. Bu zorluk sayesinde Karaburun, aynı yarımadada bulunan Çeşme ve Dalyan gibi rant alanına dönüşmemiş ve yağmalanmamış. Mimari yapısını ve denize doğru kıvrılan dar sokaklarının güzelliğini bu sayede korumuş
BİRGİ
Evleriyle benzersiz
Ödemiş'e 7 kilometre mesafede, 5 bin nüfuslu bir belde. Aydınoğulları Beyliği'ne başkentlik yapmış. 14. ve 15. yüzyıllarda yöredeki en büyük şehirlerden biri olarak gelişmiş. İmamı Birgivi Türbesi, Çakırağa Konağı, kale ve hamam yıkıntısı gibi eserler var. Beldede yer alan Aydınoğlu Mehmet Bey Camii, Ege bölgesinin en eski camilerinden. Minberi, hutbe kapısı ve pencere kanatları birer şaheser. Çekül Vakfı'nın öncülüğünde yapılan onarımlar sonucu insanlığa yeniden kazandırıldı.
ULA
Büyük konaklarıyla ünlü
Yüksel Aksu'nun yönettiği Dondurmam Gaymak filmiyle ünlü olan ilçe, Muğla'ya 15 kilometre mesafede. 5 bin civarında nüfusa sahip. Osmanlı döneminde bölgenin en önemli ayakabı üretim merkezi olarak dikkat çekmiş. Manifaktür sanayinin yarattığı zenginlik sayesinde gelişmiş olan Ula, büyük konakları ile ünlü. Türkiye'de kişi başına en çok bisiklet düşen ilçe olarak da nam salan Ula'nın çevresinde gezilecek çok yer var. Akyaka Köyü, Ula Kanyonu, Yedi Delik Mağarası, Sedir Adası gibi yerleri görmeden dönmeyin.
DATÇA
Ömre ömür katan güzellik
Strabon, "Tanrı yarattığı kulun uzun ömürlü olmasını isterse, Datça Yarımadası'na bırakır" demiş. Çünkü bu bölge oksijen bakımından dünyanın ikinci, Türkiye'nin en zengin bölgesi. Yarımadadaki en eski yerleşim alanının geçmişi MÖ 2000 yıllarına kadar uzanıyor. Marmaris'ten 70 kilometre mesafede olan ilçe ve çevresi, yolun engebeli olması sayesinde pek fazla bozulmadan kalmayı becerebilmiş. Eski Datça adı verilen tarihi bölgede, tipik Datça evlerini görmek mümkün. Ayrıca birbirinden güzel 52 koyu var.
FOÇA
Fokların ülkesi
İzmir'in 70 km. kuzeybatısında. İonlar'ın Ege sahillerinde kurdukları 12 İon kenti arasında en önemli merkezlerden biri. Eski adı Fokai, "Fokların Ülkesi" anlamına geliyor. İlçe yakınlarında bulunan Siren Kayalıkları ve çevresi Akdeniz foklarının en önemli yaşam alanlarından. Bu yüzden Foça'nın sembolü fok balığı. Siren Kayalıkları, Şeytan Hamamı, Taş Ev, Beş Kapılar Kalesi, Dış Kale, Fatih Camii, Kayalar Camii, Hafız Süleyman Camii, Foça'nın tarihi zenginlikleri.
ASSOS
Antik çağa yolculuk
Tarihi ve doğal güzellikleri iç içe yaşayan Assos'un, MÖ 10. yüzyılda, Midilli adasından göç eden Metymna halkı tarafından kurulduğu kabul ediliyor. Günümüzde Behramkale veya Behramköy ismi ile tanınan Assos, Çanakkale'ye 100 kilometre mesafede. Edremit Körfesi ile Midilli'nin karşısında, bir volkanın eteğinde, andezit kayalıkları üzerinde kurulmuş. Antik çağların önemli yerleşim merkezlerinden. Aynı zamanda bir liman kenti. Assos, liman ve köy olarak ikiye ayrılıyor.
MİLAS
Görkemli tarihi mirasımız
Muğla'ya bağlı Milas, düzenli kent merkezi, antik kalıntıları, tarihi değeri bulunan eserleri ve evleri, canlı çarşısı, dünyaca ünlü Milas halıları ile turistik açıdan pek çok özelliğe sahip. İlçe sınırları içinde 27 antik sit alanı var. MÖ 5. yüzyılda kurulan kent, Karyalılar'dan sonra Pers egemenliği altına girmiş, 13. yüzyılda ise Menteşe Beyliği'nin başkenti olmuş. Osmanlı da bu kente çok önem vermiş.
URLA
Limanı denizi ve de tarihiyle
İzmir'e 35 km uzaklıkta. Yaklaşık 8 bin yıldır yerleşim alanı. 50 bin nüfusa sahip. Urla'da yapılan arkeolojik araştırmalarda İskele Mahallesi'ndeki Limantepe Höyüğü'nün MÖ 6000 yıla tarihlenen bir merkez olduğu ortaya çıkarıldı. Buluntuların en önemlilerinden birisi liman. Tarihte bilinen en eski liman olarak kabul ediliyor. Antik Klazomenai kenti liman bölgesinde yer alıyor. Antikçağ'da özellikle zeytinyağı üretimiyle önemli bir ticaret merkezi olmuş.
********************************************************************************************
Alıntı: http://www.yeniasir.com.tr/Sarmasik/2011/05/15/simdi-egenin-tam-zamani
Cavid Sezen