Süphan Tırmanışı (Kasım 2004)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan erthem Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 0
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 2,199

erthem

Moderatör
Mesajlar
2,379
Tepkime Puanı
16
Yer
Ordu
Suphan 2004 Kasim
İstanbul Ekibinin Süphan Dağı Faaliyeti

Süphan Dağı maceramız, 19 Kasım 2004 Cuma günü iş yerinden erken çıkabilmek için harcanan çaba ile başladı. Mesai saatinden önce çıkılmasına rağmen bilindik İstanbul trafiği yüzünden, 19:00 gibi planlanan çıkışımız gecikmiş oldu. Çantalarımızı arka koltuklara yerleştirip boş kalan koltukları saydığımızda bir kişilik yerin eksik olduğu anlaşıldı. Koltukları tekrar tekrar saymamıza rağmen yine bir kişi ayakta kalıyordu. Yoğun telefon trafiği ve araç sahipleriyle yapılan görüşmelerden sonra çantaların olduğu koltuklarda ufacık bir yer açıldı. Evren’nin kendini feda edip o küçücük yerde yolculuk yapmayı kabul etmesiyle 19:34’te Kadıköy’den yola çıktık. Evdeki hesaplara göre minimum sayıda mola vererek 19 saatte, en kötü ihtimalle 20 saatte Adilcevaz’da olunacaktı. Bir sürü çanta, 14 dağcı, 2 şöför ve arama kurtarma görevlisi Levski ile yolculuğumuz çok güzel başladı ve Kışkıllı köyüne kadar oldukça rahat ve keyifli geçti. Molaların minimumda tutulması, sigara içen arkadaşlarımızı birazcık üzdü ama yine de ellerinden gelen fedakarlığı yaptılar. Gecenin ilerleyen saatlerinde Ankara’yı geçtikten sonra hoş bir sürprizle karşılaştık. Zirve Dağcılık Ankara ekibi ile aynı yerde mola vermişiz. Kapadokya’ya giden arkadaşlarımızla biraz sohbet edip, fotoğraf çektirdikten sonra uzun olan yolumuzu daha da uzatmamak için vedalaşıp tekrar yollara düştük. Yol boyunca İzmir ekibi ile telefonla haberleştik. Bizden 1 gün önce yola çıktıkları için diledikleri yerde diledikleri kadar mola vererek yolculuk yapıyorlardı. Gece 04:00 gibi biz daha Kayseri’ye varmamışken İzmir’li arkadaşlarımız Elazığ da verdikleri yemek molasında bizi arayıp birazcık kıskandırdılar. Bizim yemek molası verecek kadar zamanımız yoktu ama ekibimizdeki hamarat kızlar çayımızı, böreğimizi eksik etmediler.

İstanbul – Ankara – Kırıkkale - Kırşehir – Kayseri yolculuğumuz karanlıkta geçti. Sabahın erken saatlerinde doğan güneşin yarattığı kızıllık, metereolojinin öngördüğü gri bulutların önüne geçip gece yolculuğumuzu unutturmak ister gibiydi. Aracımızın motor sesinden ürküp havalanan yüzlerce siyah kanat, görkemli ve turuncu güneşi bir anlık ağ ile örtülmüş gibi kapattıktan sonra uçup gitti. Tüm ekip uyandığına güneş epey yükselmiş ve bulutlara yenik düşmüştü. Ama yine de bulutların zayıf noktalarından yararlanıp ışınlarını gönderince, aydınlatmak için fener tutulmuş gibi bir tablonun oluşmasına katkıda bulunuştu. Birde Fırat nehrinin kolu olan derenin parlak yüzeyi eklenince fotoğraf çekmemek olmazdı.

Malatya’ya geldiğimizde hava oldukça açık ve sıcaktı. Oturduğumuz yerden şehri izleyip hafızalarımızın bir köşesine yazıktan sonra Muş’a geçtik. Bingöl, Elazığ ve Bitlis oldukça modern ve düzenli illerimiz. Yöre halkının da oldukça çalışkan olduğu sıra sıra dizilmiş pancar taşıyan traktörlerden belli oluyordu. Bitlis’in meşhur Büryan kebabını yiyebilmek için elimizdem geleni yapmamıza rağmen yiyemeden döndük.

Adilcevaz’a vardığımızda saat 16:45 civarındaydı. Su ve ekmek alışverişimizden sonra Aydınlar köyünü, ardından da Kışkıllı mahalesini aramaya koyulduk. Kışkıllı mahallesini bulup (18:20), çantalarımızı sırtlanıp 18:45’te hareket ederek, yaklaşık bir buçuk saatlik gece yürüyüşünün ardından kamp yerine vardık. Çadırları kurup, karnımızı doyurup 10:30 gibi yattık. 4 saatlik dinlenmeden sonra Pazar gecesi (21 Kasım) 02:00 gibi ekibimiz uyandı ve 03:00 te planlanan çıkış için hazırlık yapmaya başlandı. Havanın kötü olması sebebiyle yürüyüşün 1 saat ertelenmesi yorgun olan İstanbul ekibinin işine geldi. Tek sıra halinde Alattin Karaca ve Mustafa Arız önderliğinde yürüyüşümüz karlı ama çok soğuk olmayan bir hava eşliğinde güneş doğana kadar rahat geçti. Havanın aydınlanmasıyla büyüleyici Van gölü manzarası hava kapanana kadar bize eşlik etti. Rüzgarın savurduğu karların altından çıkan kekiklerin yaydıkları koku ömür boyu unutmayacağımız anılarımızın arasına eklenmiş oldu.
Yürüyüş boyunca Levski grubun başından sonuna kadar ileri geri koşup yaklaşık 50 kişilik dağcılık grubunu sürekli kontrol etti. Sırta ulaştığımızda rüzgar o kadar şiddetlendi ki ayakta durmakta zorlanıyorduk. 23 kg olan Levski uçmamak için küme halinde rüzgarın hafiflemesini bekleyenlerin yanına sığınarak canını kurtarmaya çalışıyordu. Şiddetli rüzgarla boğuşarak çok yavaş adımlarla ilerlemeye devam ettik. Zirveye yaklaştıkça ayakta durmamız iyice güçleşiyordu. Yürüyemez hale geldiğimizde zirveye varamadan dönüş kararı bildirildi.

Dönüşümüzü çadırlarımızı yerinde bulabilirmiyiz soru işaretleriyle ve kayan karda düşe kalka zar zor tamamladık. Çok şükür kimsenin çadırı uçmamıştı. Kısa bir dinlenme molasının ardından zar zor çadırlarımızı toplayıp Kışkıllı mahalesine doğru inişe başladık.

Köy kahvesinde biraz ısındıktan sonra Dağcılık Federasyonu’nun göndermiş olduğu belediye otobüsüne binip 14:00 Adilcevaz’a döndük. Van gölünün kıyısında yediğimiz yemeğin ardından 17:20’de İstanbul’a hareket ettik. İzmir ekibinin buzlanma uyarılarını dikkate alarak İstanbul’a olan dönüş yolumuzu Diyarbakır - > Siirt -> Adana yolu üzerinden yapmaya karar verdik. Yol boyunca buzlanmadan dolayı takla atan araçlarla karşılaştık. Karşı şeritten gelen bir kamyon gözümüzün önünde devrildi. Durup kaza geçirenlerin yardımına koştuk. Yaralanan kimse yoktu, ama hava çok soğuk olduğundan polis ekipleri gelene kadar bayan ve çocukları yakındaki dinlenme istasyonuna kadar götürdük. Hava kararmadan Bolu dağını geçmek istediğimiz için çok fazla oyalanmadan yola koyulduk.

Bolu dağını rahat geçtikten sonra, tam rahat bir nefes alıp, yemek molası verecekken berbat bir yol ile karşılaştık. Karlı ve buzlu otobanda çok yavaş ilerlememize rağmen aracımız kaydı ve 180 derece döndü. Adapazarı’na kadar yolculuğumuz adrenalinli geçti. Ondan sonra İstanbul’a kadar yol çok düzgündü.

Sonuç olarak toplam 50 saatlik yolculuğumuz süresince yaklaşık 30 ilimizin içinden geçerek görme şansımız oldu. Zirve yapamamız ve Büryan kebabı yiyememiş olmamız oraları tekrar ziyaret edeceğimiz anlamına geliyor.

Geçilen şehirler

GİDİŞ : İZMİT DÜCZE BOLU ANKARA KIRIKKALE KIRŞEHİR NEVŞEHİR KAYSERİ SİVAS MALATYA ELAZIĞ BİNGÖL MUŞ BİTLİS VAN

DÖNÜŞ: BİTLİS SİİRT BATMAN DİYARBAKIR G.ANTEP URFA OSMANİYE ADANA AKSARAY ANKARA BOLU DÜZCE İZMİT İSTANBUL

AYSE CAPRAZ
 

Etiketler
Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,489
Mesajlar
1,518,740
Kayıtlı Üye Sayımız
172,148
Kaydolan Son Üyemiz
perdeci71

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst