Süt ve Yoğurtta Risk

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Sukuşu Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 5
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 3,992

Sukuşu

Moderatör
Mesajlar
536
Tepkime Puanı
4
Tüketici Hakları Derneği’nden yapılan açıklamada süt ve yoğurtta hileye izin verildiğini belirterek tüjetici beslenmesinin ve sağlığının tehlikeye atıldığını bildirildi.


Derneğin Genel Başkanı Turhan Çakar, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın bazı firmaların baskısı ile halkın ve çocukların en temel besin maddelerinden olan çiğ süt ve yoğurttaki yağsız kuru madde şartını kaldırarak, yoğurttaki süt proteini oranını ise %4’den %3’e indirdiğini belirtti. 14.02.2000 tarih ve 23964 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çiğ Süt ve Isıl İşlem Görmüş İçme Sütleri Tebliği’nde çiğ sütün bileşiminde yağsız kuru madde zorunluluğu bulunmaktaydı. Ancak, 22.08.2006 tarih ve 26267 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan mevcut Tebliğdeki değişiklik ile çiğ sütteki yağsız kuru madde zorunluluğu kaldırıldı. Çakar Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın bu uygulamasını “bir skandal” olarak nitelendirerek “Bakanlık ivedi olarak bu yanlış uygulamayı durdurmalıdır” dedi.


Yoğurt Tebliğindeki Değişiklik
03.09.2001 tarihli 24512 Sayılı Resmi Gazete yayınlanan Fermente Sütler Tebliği’nde yoğurt bileşimindeki süt proteini için ağırlıkça en az %4, yağsız kuru madde için ağırlıkça en az %12 olması zorunluluğu getirilmişti. Ancak, 16 Şubat 2009 tarihli 27143 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ilgili Tebliğ değişikliğinde, yoğurtta bulunması zorunlu olan süt proteini oranı ağırlıkça %4’den %3’e düşürüldü. Yoğurdun bileşiminde ağırlıkça en az %12 olması gereken yağsız kuru madde zorunluluğu ise kaldırıldı.


Süt ve Yoğurt Tebliğlerindeki Değişikliklerin Doğuracağı Sonuçlar
Tüketici Hakları Derneğinden yapılan açıklamada şöyle deniliyor:
“Konuyla ilgili bilim insanları ve uzmanların görüşlerine göre, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ilgili tebliğlerde yapmış olduğu değişikliklerle çiğ sütün sulandırılmasının ve doğal yoğurtta kullanımı yasak olan katkıların kullanılmasının yolu açılarak, firmalara hile yapma ve daha çok kar yapma olanağı sağlanıyor. Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Tarım Örgütünün belirlediği standardın altına düşerek çiğ sütte ve yoğurtta yağsız kuru madde zorunluluğunu kaldıran, yoğurttaki süt proteini oranının düşüren Tarım ve Köyişleri Bakanlığı sütün ve yoğurdun besin değerinin ve kalitesinin düşmesine, sağlık açısından risk ve tehlike oluşturabilecek katkı maddelerinin kullanılmasına neden olmuştur.


Bu uygulama ile ülkemize özgü olan geleneksel yoğurt, yani “Türk Tipi Yoğurt” ortadan kaldırılarak toplum ve tüketiciler firmaların daha çok kar elde edebilecekleri yoğurt tipine yönlendirilmek istenmektedir. Bu uygulamayla tüketiciler kullandıkları hazır yoğurtta %25 daha az protein alacaklardır. Yoğurdun besleyicilik değeri düşecektir. Diğer taraftan, sütlerin bileşiminde yağ dışında bileşimle ilgili hiçbir kriterin Tebliğde olmaması her türlü hileye yol açacağından proteinsiz sütün üretilmesine de neden olunacaktır. Tüketiciler aldatılacak, sağlıkları olumsuz yönde etkilenecektir. Toplumun beslenmesine büyük bir darbe vurulacaktır.
Bu uygulama kalitesiz süt tozu ve çeşitli katkı maddelerinin ithalatını ya da çeşitli yollardan ülkeye girişini arttıracağından süt hayvancılığına ve ülke ekonomisine büyük bir darbe vurulacaktır. Çiftçi, tüketici ve ülkemiz çok büyük zarar görecektir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın bu uygulaması tam bir skandaldır. Bakanlık ivedi olarak bu yanlış uygulamayı durdurmalıdır.


Tüketicilerin ne yediğini ve içtiğini bilme hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle, tüketicilere şunu öneriyoruz: Etiketinde; protein oranının en az %3.2 – 3.4, kuru madde oranının en az %10 olduğunu yazmayan ambalajlı sütü almayın. Aynı şekilde, etiketinde; protein oranının en az %4, kuru madde oranının en az %12 olduğunu yazmayan ambalajlı yoğurdu almayın.”
Tel : (0312) 417 93 34 – 425 15 29, 419 3774
www.tuketicihaklari.org.tr

Bugday
25/03/2009
 

Etiketler
Ynt: Süt ve Yoğurtta Risk

Çok önemli bir konuya değinmek istiyorum. Daha önceki tebliğde min. %4 kazein ve min. %12 kuru madde oranı isteniyordu da sektöründe artık neredeyse tekel olmuş büyük firmaları hangi kurum ne kadar sağlıklı denetliyordu? Ya da hangi bilinçli tüketici aldığı sütün analizini yaptırıp haklarını savunuyordu?
Biliyorsunuz sıcakların artmasıyla dondurma sezonu açılıyor. Süt üreticileri bu mevsimde talebi karşılamak için zorlanır. Hileye en açık dönemdir. Geçen yıl aynı dönemlerde ismini vermek istemediğim, sektörün en önemli temsilcilerinden biri olan firmanın sütlerini iki yudum alıp lanet olsun diyerek çöpe attım. Değişik marketlerden değişik zamanlarda aldığım aynı marka sütler de aynı tattaydı.
Burada sorun şudur:
Süt proteini olan kazeinin farklı çeşitleri bulunur.Kazein; yağsız sütün ana proteininin çökeltilmesi, yıkanması, kurutulması ve öğütülmesi ile elde edilen suda çözünmeyen süt proteinidir ve bildiğimiz doğal sütten elde edilir.
Bir diğeri yenilebilir asit kazeindir.Labaratuvarda üretilebilir.Asit kazeinlerin üretiminde teknoloji gereği, insan sağlığına zarar vermeyen laktik asit bakterileri, peynir altı suyu, laktik asit, hidroklorik asit, sülfürik asit, sitrik asit, asetik asit ve ortofosforik asit kullanılabilir.
Bir diğeri rennet kazeindir.Rennet kazein üretiminde; teknoloji gereği kimozin ve/veya insan sağlığına zarar vermeyen, sütü pıhtılaştıran diğer enzimler kullanılabilir.
Bir de kazeinatlar vardır.Kazeinat; kazeinlerin işlem yardımcısı maddeler ile nötralize edilerek kurutulması ile elde edilen ürünü,ifade eder.Kazeinatların üretiminde teknoloji gereği insan sağlığına zarar vermeyen işlem yardımcıları; sodyum, potasyum, kalsiyum, amonyum ve magnezyumun hidroksitleri, karbonatları, fosfatları ve sitratları kullanılabilir.
Piyasada yağsız süt tozu olarak satılan bu ürün ve bileşimlerini suyla karıştırarak ve yağ ekleyip homojenize ederek tebliğdeki protein ve kuru madde oranlarına ulaşılabilir.Ama içtiğiniz süt artık ne kadar süttür orasını bilemem.Ben bir çoğunda bitkisel yağların kullanıldığını da düşünüyorum. Çünkü margarin gibi kokuyor.
Biliyorsunuz süt üreticisinin elinde süt güğümü ile mahalle mahalle dolaşarak süt satması epeydir yasak.Aslında Büyük firmalar şunu demek istiyor:

''-Sen süt üreticisi küçük çiftçi/köylü!
-İneğini alırken benim bankamdan kredi alabilirsin.Korkma faizi fazla deği hiç acıtmaz!! Ödeyemezsen en fazla tarlanı elinden alırım.Hatta ahırını, süt toplama-depolama ünitelerini de bu krediyle yapabilirsin.
-Ama ineğini alırken benim bankam tarafından özel olarak ithal edilmiş sağmal inekleri almak zorundasın.Aa! yolda gelirken hastalanmış mı aç mı kalmış? Söylediğimizden daha mı az süt veriyor? Bak orası bizi hiç ilgilendirmez.Keşke sigorta şirketimize sigortalatsaydın.
-Bu inekler için özel ithal edilmiş ilaçları, yem katkı maddelerini kullanmalısın. Yemini bizim fabrikadan almayı unutma. Pahalı mı? E olacak o kadar teknoloji bu.
- Sütü elde ettin mi? Hemen süt toplama kamyonunu gönderiyorum. Kaça mı alacağım? Tabi ki 50 krş. Ne yapalım piyasa böyle. Ben kaça mı satacağım? Orası seni hiç ilgilendirmez. O kadar reklam yapıyoruz. Bir doktor, bir diyetisyen, bir beslenme uzmanı, tanınmış bir sanatçı kaça satıyor kendini, insanlık değerlerini, bilimsel doğruları, onurlarını çiğneyip kaç liraya yalan söylüyor haberin var mı?
-Sütünü bana vermeyecek misin? Kendin mi satacaksın? Haha! komik olma YASAKTIR BU !! AB'nin şeyine gireceğiz yakında sen hala sokakta açık süt satmaktan bahsediyorsun.
- Televizyon izlemiyor musun? Toplum sağlığı ile oynamaya ne hakkın var? Tifo,verem,brusella,tetanoz...Allah korusun. Çok kaynatırsan da besin maddeleri ölür. Tencere kirlenir, ocak batar vah vah! ''

Bu konuda tereddütleri olan varsa iki senedir sokak sütçüsünden süt alıyorum.Küçük kızım lezzetine bayılıyor. İki parmak kaymağı oluyor. Sabahları kahvaltıda afiyetle hüpletiyoruz. Mis gibi ev yoğurdumuzu- ayranımızı kendimiz yapıyoruz.Öyle ki kazara hazır yoğurtlardan yemek zorunda kalırsak, yıllarca bu margarin kokulu şeyi nasıl yemişiz diye hayıflanıyoruz. Ne verem olduk, ne tifo, brusella vb.(Yüzbinlerce yıldır dede-ninelerimizin, atalarımızın olmadığı gibi) Arada tencere taşıyor ocak batıyor tabi. E ne yapalım olacak o kadar.
 

Ynt: Süt ve Yoğurtta Risk

orsaalabanda' Alıntı:
Bu konuda tereddütleri olan varsa iki senedir sokak sütçüsünden süt alıyorum.Küçük kızım lezzetine bayılıyor. İki parmak kaymağı oluyor. Sabahları kahvaltıda afiyetle hüpletiyoruz. Mis gibi ev yoğurdumuzu- ayranımızı kendimiz yapıyoruz.Öyle ki kazara hazır yoğurtlardan yemek zorunda kalırsak, yıllarca bu margarin kokulu şeyi nasıl yemişiz diye hayıflanıyoruz. Ne verem olduk, ne tifo, brusella vb.(Yüzbinlerce yıldır dede-ninelerimizin, atalarımızın olmadığı gibi) Arada tencere taşıyor ocak batıyor tabi. E ne yapalım olacak o kadar.

Sayın orsaalabanda,

Bu paragraf, bize çok tanıdık geldi....

Cavid Sezen
 

Ynt: Süt ve Yoğurtta Risk

son bir yılda buzağı maması yapacağız diye türkiyedeki tüm buzağılara sanırım 6 yıl yetecek kadar süt tozu ithal edildi ve geçensene bu zamanlar 70 küsur kuruşa çiftlikten alınan süt fiyatları 50 küsur kuruşlara düştü. yani artık taze sütten değil süt tozundan yapılan yoğurt benzeri ürünlerle idare edeceğiz

ha buzağıların ne içtiğini mi soruyorsunuz onlar salak mı analarının sütünü içmeye devam :D
 

Ynt: Süt ve Yoğurtta Risk

Yoğurt-ayran-dondurma-peynir bunları geçtim.Çok bilindik markaların ambalajlı sütlerinin de süt tozundan yapılabileceğini anlatmaya çalışmıştım ;)
 



Ynt: Süt ve Yoğurtta Risk

Bizde gıda kontrolüne inanmayanlardanım...Bir sürü ürün ticari kaygıyla bozulmaması için katkı maddesi içermekte...
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
104,012
Mesajlar
1,527,253
Kayıtlı Üye Sayımız
166,760
Kaydolan Son Üyemiz
Stronger

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst