Zaten son yillarda bir cok profesorun unvanlari intihal yaptiklari icin ellerinden alindi. Hatta gecen sene ben kendim birisine sahit oldum. Esim ekonomi alaninda master yapiyor ve burada Amerika'li bir yazarin kitabini takip ediyorlardi. Ayni teorileri birde Turkce okuyarak pekistirmek istedi ve YOK un sayfasindan bir teze ulastik. Ulastigimiz tez tam anlamiyla esimin takip ettigi Amerika'li yazarin kitabinin Turkce cevirisi gibi 30-40 sayfa o kitaptan cevirmis sonra 30-40 sayfa baska bir Ingilizce kitaptan cevirmis, tekrar birinci kitaptan 30-40 sayfa daha. Yani 2 Ingilizce kaynagi birlestirip doktora tezi yapmis. Simdi bunu gidip sikayet etsek vatandasin doktorlugu elinden alinacak.
Isin daha vahim yani ise bu doktora tezini okuyan, jurisine giren ve onaylayan hocalarin hic birisi bunu anlamamis. Yada isin icinde bir danisikli dogus durumu var. Gercekten cok yazik.
Bu amcanin profesorlugunden subhe duyuyorum acikcasi. Hic bir bilimsel aciklamasi olmayan ve zaten dunyada en ufak cocugun bile bildigi bir seyi ben yaptim oldu mantigi ile reklam yapmalari. Siyah kumasin uzerine naylon poset sermekle olmaz bu is. Ulkemizde en cok uzuldugum seylerden biridir akademis arastirmalarin yetersizligi. Bir cok insan uluslar arasi alanda atif yapilmis tek bir makalesi bile olmadan profesor oluyor. Sonra birde ortada profesorum diyerek saklabanlik yapiyorlar. Yazik.
Uni son sınıfta tez hazırlamıştım, tekstil makinaları üzerine. O zamanlar tabii değil internet , fortran 77 ile dos ta program ancak yapıyorduk. Bir bankanın kütüphanesinde bulduğum bir ingilizce kitabı uğraşarak tercüme ettim ,tam tez sınavına girecem , benim çeviri yaptığım kitabı sınavıma girecek profesörün de tercüme edip , sanki kendi yazmış gibi gösterip ders olarak okuttuğunu görmüştüm. Onun için bizde kitap yazmaların bile bir kısmı hikayedir.
Zaten son yillarda bir cok profesorun unvanlari intihal yaptiklari icin ellerinden alindi. Hatta gecen sene ben kendim birisine sahit oldum. Esim ekonomi alaninda master yapiyor ve burada Amerika'li bir yazarin kitabini takip ediyorlardi. Ayni teorileri birde Turkce okuyarak pekistirmek istedi ve YOK un sayfasindan bir teze ulastik. Ulastigimiz tez tam anlamiyla esimin takip ettigi Amerika'li yazarin kitabinin Turkce cevirisi gibi 30-40 sayfa o kitaptan cevirmis sonra 30-40 sayfa baska bir Ingilizce kitaptan cevirmis, tekrar birinci kitaptan 30-40 sayfa daha. Yani 2 Ingilizce kaynagi birlestirip doktora tezi yapmis. Simdi bunu gidip sikayet etsek vatandasin doktorlugu elinden alinacak.
Isin daha vahim yani ise bu doktora tezini okuyan, jurisine giren ve onaylayan hocalarin hic birisi bunu anlamamis. Yada isin icinde bir danisikli dogus durumu var. Gercekten cok yazik.
uzay mekikleri uzaydan atmosfere girerken sürtünmeden dolayı çıkan ısıdan etkilenmemesi için yalıtımında bor kullanıldığını duymuştum.ha tabi bor madenini nasıl işliyorlar veya hangi malzemenin içinde kullanıyorlar bunu bilemem..ama sanki seramik ile kullanıyorlar diye duymuştum.
Bor ısıya dayanıklı olduğundan dolayı borcam yapımında kullanılır , bir çok kullanım alanına sahiptir anlatmayla bitmez.
turkakreb' Alıntı:
toryumu bilmem ancak uranyum ülkemizde fazla yok diye biliyorum.hatta üklemizde nükleer santrali istemeyenlerin bir kısmı, ondada dışa bağımlı olacağız filan diyorlardı..
Ülkemizdeki uranyumun tenörünün düşük olduğunu söylüyorlar. Ben ülkemizde yüksek tenörlü uranyum olduğu kanaatindeyim. Ve doğudaki petrollerimiz gibi yerin altında beklediğini düşünmekteyim.
Türkiye'nin en zengin wolfram madeni Uludağ'un tepesindedir ve yanlış bilmiyorsam 1980 yılında "zarar ettiği" (tercümesi= kasden kötü işletidiği) için kapatılmıştır. Wolfram nedir diye sorduğumda iki farklı yerde kullanıldığı bilgisini almıştım: 1. Ampullerdeki filamentlerin yapımında 2. Zengileştirilmiş uranyum imalatında. Başka yorum yok!!!