MADOST
DAĞLARA AŞIĞIM!
Yamanlar Karagöl faaliyeti: 05/04/2009
05.04.2009 Pazar günü önceden belirlediğimiz üzere faaliyet rotamız "Yamanlar
Karagöl" idi.
Her zaman ki buluşma noktamız Manisa Belediyesi Kültür sitesi önünde Pazar
sabahı saat 08.00 de toplandık, biraz alışveriş ve küçük oyalanmalar sonucu
08.25 gibi aracımız hareket etti.
Güzergâh üzerinden bizi bekleyen birkaç arkadaşımızı da aldıktan sonra
Manisa-İzmir (D-565) Kara yolu Sabuncu beli mevkiinde bulunan Jandarma
karakoluna doğru yola koyulduk.
Birbirimize laf yetiştirmeye çalışırken hedeflediğimiz noktaya geldik,
Jandarma karakolu karşısında bulunan orman içine giren tali yola sağa
saptık(Burası Manisa yönünden gelenler için sağda, İzmir yönünde gelenler
içinse solda kalmakta) bu yol eski adı Manastır olan Gökçeler Köyü ile
Kurudere köyüne çıkmaktadır.
Aynı yolda yaklaşık 3 km sonra sola döndük Kurudere Köyü ve Taş, mıcır
ocağına giden yolun yine solundan aşağıdan gelen (Manisa-İzmir D-565 Kara
yolundan girilebilen)Sarnıç Köyü yol ayrımını geçtik.
Burada tercihiniz Kurudere köyüne ulaşmak ise sağdaki yolu, yok Taş, mıcır
ocağına gidecekseniz görünen ocak yoluna sola sapmanız gerekmektedir.
D- 565 ten ayrıldıktan Ortalama 8 km sonra Kurudere köyüne varmıştık. 10/12
haneden kurulu bu köy etrafındaki 3 dereye ve böylesine bol yağışlı geçen
mevsime rağmen kuru idi.
Aracımızdan inip zorunlu ihtiyaçları da sağladıktan sonra köy çeşmesinden su
ikmalini de yaptık,fazlaca gürültü yapmış olacağız ki Hacı ALİ dayı geldi
Tekel den emekli imiş selam sabah derken hoş sohbetle ayrıldık.
Eskiden Okul olduğunu tahmin ettiğimiz köhnemiş binanın arkasından geçen
patikadan yürüyüşe başladık.
Köyün batı yönünde ancak altı yüksek 4x4 arazi araçlarının geçebileceği
Stabilize denilirse öyle bir yolda ortalama 50m ilerledik,sola (S) çizen
geniş açılı taşlı yolda kıvrımlı tepe de fotoğraf almak üzere 5 dakika kadar
durduk yol burada yine 2 ye sola, sağa ayrılıyor sola giderseniz taş ocağına
gidersiniz.
Sağa devam ettiğinizde ise size yolu gösterecek antene ulaşırsınız ama daha
önce ifade ettiğim gibi burada yani son ayrımdan sonra yoldan ayrılmadan hep
sağı takip etmelisiniz.
Tahminen 1,5-2 km sonra açıklık bir alanda hava bacası mavi boyalı su
deposunu sofra olarak kullandık kahvaltı için iyi bir mola oldu
termoslardaki çaylar la keyif keka idi.
Kahvaltı molası bitip yola koyulduk sağı terk etmeyip ileride görülen
çeşmeye ulaştık. Çeşmedeki suyun tadı bir harika yolunuz düşerse bakmadan
geçmeyin.
Çeşmeyi görmeden önce nirengi aldığımız telsiz anteni kuzey batımızda
görülüyordu işte burada biraz dikkatli olmak gerekiyor antene doğru
ilerlemeyip az da olsa sola kaçarsanız sizi hiç düşünmediğiniz bir yere
götüren patikayla kalıverirsiniz aman Dikkat!
Antene ulaştığımız da pek çok kez gelmiş olsak dahi buradaki boyunda yolu
karıştırabiliyoruz, patika dik inebildiği gibi az solunda daha müsait kolay
bir inişe imkân veriyor.
Temkinli olmak da fayda var yumuşak bir iniş sonrası yine çeşmesi olan küçük
alanda mola verip yürüyüşü sürdürüyoruz bundan sonra ise sağımıza gelen
hiçbir yola itibar etmeyip soldan devam ederek ilerledik..
Birden bire Köpek havlamalarına karışan ördek bağırışları arasında
Karagöl'ün kapısına ulaşıyoruz.
Sürpriz evet aynen sürpriz Karagöl'ün Özelleştirilmesi sonucu şahıs başına
biçilen rayice itiraz edip pazarlık yapıyor ve de kuzu kuzu ödemede
bulunuyoruz(ücret fazla olmasa dahi huzursuz ediyor)!
Karagöl neresi bilenler için İzmir Yamanlar dağında bir göl kimlerinin
anlattığı gibi Tantalos efsanesinde adı geçen göl dense de Karagöl'ün
Tantalos efsanesi ile uzaktan yakından ALAKASI YOK!
Tantalos efsanesi ile İlgilenenler İngiliz asıllı Amerikalı arkeolog Peter
JAMES ve Yunanlı arkeolog Nikos KOKKİNOS a kulak vermekle yetinmeyip
okumalılar!
Tektonik kaya yapısına sahip olan bölgede 35 dekarlık su yüzeyi ile Karagöl
meydana gelmiştir.
Çam ormanları ile kaplı doğal güzelliği yaşamak için bizim Manisa'dan
kalkıp yaya geldiğimiz gibi İzmir'den de Karşıyaka üzerinden yaklaşık 23 km
çileli bir kara yolculuğundan sonra ulaşanlar çoğunlukta fakat her doğal
alanda olduğu gibi yoğun ziyaretçi baskısı kontrol altına alınmalı.
Yoksa rekreasyon alanı adı altında harcanan doğal ortamlardan hiç bir şey
kalmayacak!
Bu kadar açıklama yeterli sanırım, içimize oturan ödemeden sonra yağması
muhtemel yağmura karşı hemen yağmur barınağının altına çektiğimiz masaları
donatıyoruz yemek faslı devam ederken yağmur yağmaya başlıyor.
Bizim dışımızda başkaları da var elbet çatımız altına sığınan bir aileye yer
açıyoruz ama isli mangal dumanı yer verdiğimize pişman ediyor.
Bu arada başka yürüyüşçüler de gelmeye başlıyor öncüler sonrasındakiler
derken en sondakilerle grup tamamlanıyor yer açıyoruz, bir hayli ıslanmışlar
sonradan öğreniyorum ki Aydın'dan gelmişler hoş sohbet sıcakkanlı insanlar
nede olsa Ege'li lütfen kimse alınmasın ama Ege'linin hali bir başka oluyor.
Dostlarımızın AYDIN DOĞA DOSTLARI grubu üyeleri olduğunu öğreniyoruz beraber
bir hatıra fotoğrafından sonra vedalaşıp geldiğimiz yoldan dönüş
yolculuğumuza başladık.
Sabah Kurudere Köyünden taşlı arazide başladığımız yolumuzu daha rahat
görünen Taş ocağı asfaltında sürdürdük telefonla ulaştığımız şoförümüz aracı
ocak içinde uygun bir alana çekmiş bekliyordu.
Toplam da 18 km gibi bir gün geçirmiştik ama manzara,hava her şeyden
önemlisi pekişen dostluklarımız,arkadaşlıklarımız dır.
Gelemeyenlere sözüm yok da gelmeyenler çok şey kaybetti!
(gelecek sefere fotoğrafları da ilave etmek istiyorum)
MADOST
Grup Lideri
ALİ HAYDAR ÖZLÜ
05.04.2009 Pazar günü önceden belirlediğimiz üzere faaliyet rotamız "Yamanlar
Karagöl" idi.
Her zaman ki buluşma noktamız Manisa Belediyesi Kültür sitesi önünde Pazar
sabahı saat 08.00 de toplandık, biraz alışveriş ve küçük oyalanmalar sonucu
08.25 gibi aracımız hareket etti.
Güzergâh üzerinden bizi bekleyen birkaç arkadaşımızı da aldıktan sonra
Manisa-İzmir (D-565) Kara yolu Sabuncu beli mevkiinde bulunan Jandarma
karakoluna doğru yola koyulduk.
Birbirimize laf yetiştirmeye çalışırken hedeflediğimiz noktaya geldik,
Jandarma karakolu karşısında bulunan orman içine giren tali yola sağa
saptık(Burası Manisa yönünden gelenler için sağda, İzmir yönünde gelenler
içinse solda kalmakta) bu yol eski adı Manastır olan Gökçeler Köyü ile
Kurudere köyüne çıkmaktadır.
Aynı yolda yaklaşık 3 km sonra sola döndük Kurudere Köyü ve Taş, mıcır
ocağına giden yolun yine solundan aşağıdan gelen (Manisa-İzmir D-565 Kara
yolundan girilebilen)Sarnıç Köyü yol ayrımını geçtik.
Burada tercihiniz Kurudere köyüne ulaşmak ise sağdaki yolu, yok Taş, mıcır
ocağına gidecekseniz görünen ocak yoluna sola sapmanız gerekmektedir.
D- 565 ten ayrıldıktan Ortalama 8 km sonra Kurudere köyüne varmıştık. 10/12
haneden kurulu bu köy etrafındaki 3 dereye ve böylesine bol yağışlı geçen
mevsime rağmen kuru idi.
Aracımızdan inip zorunlu ihtiyaçları da sağladıktan sonra köy çeşmesinden su
ikmalini de yaptık,fazlaca gürültü yapmış olacağız ki Hacı ALİ dayı geldi
Tekel den emekli imiş selam sabah derken hoş sohbetle ayrıldık.
Eskiden Okul olduğunu tahmin ettiğimiz köhnemiş binanın arkasından geçen
patikadan yürüyüşe başladık.
Köyün batı yönünde ancak altı yüksek 4x4 arazi araçlarının geçebileceği
Stabilize denilirse öyle bir yolda ortalama 50m ilerledik,sola (S) çizen
geniş açılı taşlı yolda kıvrımlı tepe de fotoğraf almak üzere 5 dakika kadar
durduk yol burada yine 2 ye sola, sağa ayrılıyor sola giderseniz taş ocağına
gidersiniz.
Sağa devam ettiğinizde ise size yolu gösterecek antene ulaşırsınız ama daha
önce ifade ettiğim gibi burada yani son ayrımdan sonra yoldan ayrılmadan hep
sağı takip etmelisiniz.
Tahminen 1,5-2 km sonra açıklık bir alanda hava bacası mavi boyalı su
deposunu sofra olarak kullandık kahvaltı için iyi bir mola oldu
termoslardaki çaylar la keyif keka idi.
Kahvaltı molası bitip yola koyulduk sağı terk etmeyip ileride görülen
çeşmeye ulaştık. Çeşmedeki suyun tadı bir harika yolunuz düşerse bakmadan
geçmeyin.
Çeşmeyi görmeden önce nirengi aldığımız telsiz anteni kuzey batımızda
görülüyordu işte burada biraz dikkatli olmak gerekiyor antene doğru
ilerlemeyip az da olsa sola kaçarsanız sizi hiç düşünmediğiniz bir yere
götüren patikayla kalıverirsiniz aman Dikkat!
Antene ulaştığımız da pek çok kez gelmiş olsak dahi buradaki boyunda yolu
karıştırabiliyoruz, patika dik inebildiği gibi az solunda daha müsait kolay
bir inişe imkân veriyor.
Temkinli olmak da fayda var yumuşak bir iniş sonrası yine çeşmesi olan küçük
alanda mola verip yürüyüşü sürdürüyoruz bundan sonra ise sağımıza gelen
hiçbir yola itibar etmeyip soldan devam ederek ilerledik..
Birden bire Köpek havlamalarına karışan ördek bağırışları arasında
Karagöl'ün kapısına ulaşıyoruz.
Sürpriz evet aynen sürpriz Karagöl'ün Özelleştirilmesi sonucu şahıs başına
biçilen rayice itiraz edip pazarlık yapıyor ve de kuzu kuzu ödemede
bulunuyoruz(ücret fazla olmasa dahi huzursuz ediyor)!
Karagöl neresi bilenler için İzmir Yamanlar dağında bir göl kimlerinin
anlattığı gibi Tantalos efsanesinde adı geçen göl dense de Karagöl'ün
Tantalos efsanesi ile uzaktan yakından ALAKASI YOK!
Tantalos efsanesi ile İlgilenenler İngiliz asıllı Amerikalı arkeolog Peter
JAMES ve Yunanlı arkeolog Nikos KOKKİNOS a kulak vermekle yetinmeyip
okumalılar!
Tektonik kaya yapısına sahip olan bölgede 35 dekarlık su yüzeyi ile Karagöl
meydana gelmiştir.
Çam ormanları ile kaplı doğal güzelliği yaşamak için bizim Manisa'dan
kalkıp yaya geldiğimiz gibi İzmir'den de Karşıyaka üzerinden yaklaşık 23 km
çileli bir kara yolculuğundan sonra ulaşanlar çoğunlukta fakat her doğal
alanda olduğu gibi yoğun ziyaretçi baskısı kontrol altına alınmalı.
Yoksa rekreasyon alanı adı altında harcanan doğal ortamlardan hiç bir şey
kalmayacak!
Bu kadar açıklama yeterli sanırım, içimize oturan ödemeden sonra yağması
muhtemel yağmura karşı hemen yağmur barınağının altına çektiğimiz masaları
donatıyoruz yemek faslı devam ederken yağmur yağmaya başlıyor.
Bizim dışımızda başkaları da var elbet çatımız altına sığınan bir aileye yer
açıyoruz ama isli mangal dumanı yer verdiğimize pişman ediyor.
Bu arada başka yürüyüşçüler de gelmeye başlıyor öncüler sonrasındakiler
derken en sondakilerle grup tamamlanıyor yer açıyoruz, bir hayli ıslanmışlar
sonradan öğreniyorum ki Aydın'dan gelmişler hoş sohbet sıcakkanlı insanlar
nede olsa Ege'li lütfen kimse alınmasın ama Ege'linin hali bir başka oluyor.
Dostlarımızın AYDIN DOĞA DOSTLARI grubu üyeleri olduğunu öğreniyoruz beraber
bir hatıra fotoğrafından sonra vedalaşıp geldiğimiz yoldan dönüş
yolculuğumuza başladık.
Sabah Kurudere Köyünden taşlı arazide başladığımız yolumuzu daha rahat
görünen Taş ocağı asfaltında sürdürdük telefonla ulaştığımız şoförümüz aracı
ocak içinde uygun bir alana çekmiş bekliyordu.
Toplam da 18 km gibi bir gün geçirmiştik ama manzara,hava her şeyden
önemlisi pekişen dostluklarımız,arkadaşlıklarımız dır.
Gelemeyenlere sözüm yok da gelmeyenler çok şey kaybetti!
(gelecek sefere fotoğrafları da ilave etmek istiyorum)
MADOST
Grup Lideri
ALİ HAYDAR ÖZLÜ
