Arabayla Lviv (transilvanya'dan Devam) 2017

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan myguldo Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 14
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 3,770

myguldo

Kamp I
Mesajlar
110
Tepkime Puanı
187
Yer
Altınoluk
Arabayla Transilvanya yazısını bitirdik.
Romanya gezimizle ilgili bir iki not ekleyerek yaparak Lviv (Ukrayna) gezimizle anlatmaya devam edeceğim, müsaadenizle.

Romanya son notlar:

***
Sapanta Mezarlığı
N 47.6338696 E 24.4395952

Kaldığımız Pansiyon Casa Popan (Strada Bogdan Voda 47.917385, 23.920417 Sighetu Marmetei).
(( Bul.da 8 Euro olan Vinyet Romanya’da haftalık 3 Euro
Transilvanya’da göremediğimiz yerler:
Marginimai Sibuli bölgesi: Sibiu’nun 18 köylük bölgesi
Sibiel – Agroturizmle meşhur ormanın içinde yine çok tatlı bir köy. 1-2 saat yeter Cam
ikonalar müzesi. Salgo kalesi
Viscri
– UNESCO tarafından koruma altına alınan, Prens Charles’ın da bayılıp bir kaç
tane ev alıp, renove ettiği rengarenk evlerle dolu tatlı bir köy. Köy hayatı
bozulmadan devam ediyor. Sokaklarında örgü ören nineler, alüminyum ibriklerde
süt taşıyan amcalar göreceksiniz. Çevresi kale ile örülmüş bir kilise de var.(Braşov
80 km)
(Sebeş üzerinden: kilise, kale. Zapolya evi )
Biertan - Tepede üzüm bağları. Luteryan kiliseler, din merkezi, ortaçağ kenti
Sachiz - Saat kulesi, Evanjelik kilise, yıkık kale, el sanatı ürünleri koop.
Maramureş yolu üzerinde renkli evleriyle Bistrita şehri ve ünlü ahşap manastır kompleksiyle Barsana
Boyalı Manastırlarıyla ünlü kuzeydoğuda BUKOVİNA ve doğuda MOLDOVA (Besarabya) bölgeleri IAŞİ (YAŞ kenti)
Macar kültürünü yansıtan Güneybatıdaki Temeşvar ve Huneodoa ))

***

Romanya’dan Çıkış ve Ukrayna toprakları


Sabah yine soğuk bir güne uyanıp kahvaltımızı hazırladık. Odada bulaşık yıkamak gözümüzde büyüdüğünden, otelin işe yaramayan mutfağından tabak ve çatal-kaşık alarak sıkı bir kahvaltı çektik kendimize. Ardından kasabanın merkezindeki bir döviz bürosuna elimizde kalan leyleri iade edip Euro aldık (bu arada ne hikmetse koca bir form kâğıdı doldurup imzaladık) ve Ukraynalı ozan Taras Şevçenko’nun heykeline “senin taraf geçiyoruz şimdi” diye seslenerek, dar işçi semti sokaklarından kıvrıla kıvrıla sınır kapısına doğru ilerledik.

Upload 2018 1 20 15 49 41


Bu sınır da nehir üzerindeki çelik bir köprüden (Punctul de Trecere) oluşuyordu. Nasıl Bulgar sınırında Rumenler Russe’ye geçip alış veriş yapıyorsa, burada da yine çok sayıda vatandaş yiyecek-içecek almak üzere bisikletle Ukrayna tarafına geçiyor. Sırtında koca bir patates çuvalı taşıyan bir yaşlı kadını görünce durumu daha iyi anladık. Tisa Irmağı üzerindeki döküntü bir köprüden, bir saate yakın zamanımızı alan uzun bürokrasi bir sürü form ve kâğıt yazımının ardından 11’e doğru epeyce yoksul görünüşlü bir ülkeye geçtik.


Girdiğimiz ilçenin adının Solotvino olduğunu biz internetten öğrenmiştik, ama bundan sonra Lviv’e yaklaşana kadar doğru düzgün bir yol tabelası göremeyeceğimizden, nerede olduğumuzu anlamakta zorluk çekecektik. Hırpani görünüşlü binalar, üzerinden yoksulluk ve bakımsızlık akan semtler arasından berbat bir taş yolda sarsıla sarsıla ilerledik. Yolda ekmek ve peynirin yanında gazyağı ve manifatura satan (çocukluk anılarımızı süsleyen) eski köy-mahalle bakkallarını andıran bir marketten Grivna aldık. (1 Euro: 32 Grivna)( 1 TL : 7,30 Grivna).

307


Haritaya göre Lviv 300-330 km arası bir mesafede.

Litresi 25 Grivna’ya (3.42 TL-Bulgaristan’dan yüzde 25 daha ucuz) benzin dolduruyoruz. Keyfimiz pek yerinde, ama ciddi bir sorunumuz var; dün olduğu gibi bugün de navigasyonlarımız bir türlü Lviv’i bulamıyor. Adını yazınca uzaktaki başka bir şehir çıkıyor, yerini harita üzerinde elle işaretleyince de yine başka tarafa kayıyor. Tahmini bir rotayla yön verdiğim navigasyonlar (arabadaki de telefonumdaki de) kısa bir süre düzgün yıl gösterdikten sonra, bir sapağa geldiğimizde aniden sapıtıveriyor.

Sonuçta aynı yolda bir ileri bir geri, bir sağa bir sola epeyce dolanıp durduktan ve önümüze gelene (asker-polis-benzinci-esnaf) sorduktan (tabi tek bir kelime İngilizce bilen bir Allahın kulu yoktu) sonra, yaradana sığınıp genel bir yön tahminiyle yol almaya başlıyoruz. Çizgisiz-tabelasız zemini berbat yollarda, küçük kasabalara gire çıka, ana yol olduğunu sandığımız hattı bırakmadan epeyce devam etmekten başka çaremiz yok.



Yol üzerinde gördüğümüz yerleşimlerin bize en hoş gelen yanı, canlı ve hareketli olmaları. Doğa tatlı, insanlar cıvıl cıvıl. Ne trafik kuralarına uyan, ne de yolun bozukluğundan sakınan var. Bu bakımdan kendimizi otoban dışındaki Anadolu yollarında gibi hissediyoruz. Giderek yerleşim yerleri azalıyor, yol dağa doğru tırmanışa geçiyor. Şehirlerarası bir otobanda seyrettiğimiz halde inanılmaz berbat, delik deşik bir zemin üzerinde yol alıyoruz. Bu arada Khust sapağında, iyi kötü iş görmeye başlayan navigasyona güvenerek daha kısa görünen rotayı seçiyoruz. Rotaların ikisi de ana yol gibi gözüküyor, kaldı ki, nasıl olsa bundan daha kötü bir yol zemini olamaz.

Mijhirya (48°31'25.3"N 23°30'16.2"E ----
48.523701, 23.504489) ve Dolyna (48°58'39.3"N 23°58'57.4"E --- 48.977594, 23.982613) üzerinden diğer yolla birleşen Stiri’ye (49°15'53.4"N 23°50'37.6"E --- 49.264831, 23.843765) çıkmayı planlıyoruz. Dağlardan çıkıp düzlükteki bu şehre ulaştığımızda Lviv’e iyice yaklaşmış olacağız, belki yolun biraz düzeleceğini umuyoruz.

Upload 2018 1 20 15 53 28



Upload 2018 1 20 15 53 43



Mijhirya girişinde çok sevimli bir kafe – bakkal görünce bir mola verelim diyoruz. Saat 13.30 olmuş.
Upload 2018 1 20 15 54 16

Upload 2018 1 20 15 54 24



İçtiğimiz ikişer kahveye, yediğimiz keklere ve yanımıza aldığımız kurabiyelere (ihtiyaç giderme de dâhil) verdiğimiz para tam aklımda kalmadı, ama “Bu parayla Berlin’de tuvalete bile giremeyiz” diye düşündüğümü anımsıyorum.

 

Etiketler
***
Neyse, fazla uzatmayalım. Yorucu bir yolculuk sonunda saat beş civarında Lviv’e giriyor, yoğun bir trafik keşmekeşi içinde epeyce uğraştıktan sonra otelimizin önüne geliyoruz. Ama burası şehrin en kalabalık noktalarından biri, Opera binasının hemen yanıbaşı. Derken bizi bekleyen kızın yönlendirmesiyle, cadde üzerindeki insan kalabalığı arasından kılı kırk yararak geçip bir pasaja dalıveriyoruz.
Upload 2018 1 20 15 56 20
Upload 2018 1 20 15 56 26


Girdiğimiz yer, küçükçe bir iç avlusu olan, gıcırdayan tahta merdivenleri, yıkık dökük tahta tırabzanları ve desenli yer karolarıyla Mahmutpaşa’daki tarihi iş hanlarının bir kopyası. Resepsiyonist kız suratımızın şeklini görünce, burasının sadece birkaç işyerinin bulunduğu ve çoğu odanın pansiyon olarak kullanıldığı son derece güvenilir bir yer olduğunu söylüyor. Han avlusuna giriş kapısının anahtarını verirken, akşamları kapının kapalı tutulduğu uyarısında bulunmayı unutmuyor.

Upload 2018 1 20 15 56 56


Upload 2018 1 20 15 57 7

Önümüzdeki Opera binası (Svoboda Caddesi kavşağında) Karşıdaki sarı binanın kemerli kapısı, bizim kaldığımız hanın avlu girişi.

Ama evin içine girince şoke oluyoruz. Çok güzel dekore edilmiş giriş holü, mutfağı ve salon ve yatak odası bölümüyle her ihtiyacımızı karşılayacak durumda.
Upload 2018 1 20 15 58 23


Upload 2018 1 20 15 58 32



Gıcırdayan merdivenlerden 3. kata çıkıp inme zahmeti ve arabayı ufacık avluda yer değiştirmek zorunda kalma endişesi dışında, sorun yok!..


Tek sorun birden bastıran ve iki gün boyunca göz açtırmayan yağmur.
 

Upload 2018 1 20 15 59 54

Sırtınızı Opera binasına verince, önünüzdeki park boyunca Svoboda caddesi uzanıyor. Raynok Meydanı ile birçok müze ve ünlü lokanta-kafenin yer aldığı kentin en civcivli bölgesi hemen solda kalıyor. Opera Binasının tepesindeki heykelin elindeki dal saf altındanmış. Nazi işgali sırasında çalınmış.


***

Lviv gerçekten çok güzel, gezmekten büyük keyif alınacak bir şehir. Kalabalık ve trafiği yoğun, ama biz bunlara alışkınız zaten. Hoş meydanları, parkları, heykelleri, tarihi binaları, sokakları, yemekleri, çoğu esprili sunumlar üretmiş lokanta ve kafeleri ve zengin müzeleriyle mutlaka görülmesi gereken bir kültür kenti.

Adım başı Türk’e rastlıyoruz sokaklarda. Gerçi gerek Batı gerek Doğu ülkelerinin tamamında oldukça yüksek miktarda Türk vatandaşının ekmek ve eğlence peşinde koştuğu hepimizin malumu. Ama “nüfusun % 85’inin kadınlardan oluştuğu” söylentilerinden ötürü bu kentte (duyduğumuz kadarıyla Kiev’de de) Türkler (Türk erkekleri) son derece yaygın. Ayrıca eğitime gelen yabancı genç sayısı da yüksek.


Hafif çiseleyen yağmurda kentle tanışma gezimize önce kapı komşumuz Opera binasından
başlıyoruz. Yeni Rönesans tarzındaki büyüleyici yapının muazzam bir akustiğe sahip olduğu söyleniyor. Opera binasının önünde dar bir park uzanıyor. İki yanından taşıt trafiğinin aktığı parkın içinde seyyar satıcılardan gösteri topluluklarına, bankların üzerinde satranç oynayan yaşlılara kadar zengin bir hareketliliğe tanık oluyoruz.

Upload 2018 1 20 16 2 21


Az sonra ülkenin ünlü ozan, yazar ve halk adamı Taras Şevçenko’nun heykeli ile yanı başında 12 metrelik yeniden doğuş (diriliş-canlanış) simgesi olan dev dalga anıtına ulaşıyoruz.

Upload 2018 1 20 16 2 50


Arkada Latin Katedralinin kulesi boynunu uzatmış

Sırtımızı meydana vererek caddenin karşısına geçince az ilerde İvan Franko Üniversitesini görüyoruz. Ülkenin en eski üniversitesi olan bu görkemli binanın arkasında aynı adlı kocaman bir park uzanıyor. Geri dönüp aynı kavşağa geliyoruz. Sevimli gezinti arabaları ve faytonların yanından geçip aynı doğrultuda devam edince, Polonya’nın ünlü sanatçısı Adam Mickiewicz heykelinin bulunduğu meydandan bir alt caddeye inip dönüşe geçiyoruz.


Upload 2018 1 20 16 5 22


A
dam Mickewiz heykelinin önünde uzanıp giden, Nişantaşı’nı andıran geniş bulvar Prospekt Shevchenka (Şevçenka Cd) mağazalarla dolu şık bir gezinti yeri.

Ana meydana giden yollardan birinin üzerinde Karşımıza ünlü Latin Katedrali, ardından Peter ve Paul Kilisesi çıkıyor. İkisi de son derece görkemli yapılar ve çok zevkli bir şekilde aydınlatılmış.

Upload 2018 1 20 16 6 14


Parkların karşısı, büyük binaların giriş katları ve köşe başlarında devasa restoranlar bize göz kırpıyor. Ününü duyduğumuz et lokantaları arasından birine denk geliriz diye bakınırken, koca bir boğa boynuzunun altında “Mangal” yazısını görünce, dalıyoruz. (Şevçebka Cad. No:25) Kızlı erkekli genç garsonların çalıştığı hoş bir dekorasyonu olan et lokantası tam aradığımız gibi bir yer. Az sonra yanımıza gelen orta yaşlı bey Türkçe konuşunca, burasının bir Türk tarafından işletildiğini öğreniyoruz. Gramla Tbone, steak ve salata yanına şarabınızı tavsiyelerine uyarak sipariş ediyoruz. Etler gayet kıvamlı pişmiş, doyurucu ve her şey lezzetli. Fiyatı da oldukça uygun.


Upload 2018 1 20 16 9 20
 

"Na Mangal" restoranda karnımızı doyurduktan sonra şık cadde üzerinde ara sokaklara girip çıkarak, günün son saatlerini şehrin gece havasını solumaya ayırıyoruz. Hemen her yerde Alman-Avusturya mimarisinin, Neo Klasik ve Rönesans sanatının izlerini görmek mümkün. Sokaklar neşeli ve gürültücü genç topluluklarıyla doluyor. Kafe ve publardan müzik sesleri yayılıyor.

Dönüş yolunda sağımızda kalan ana meydanı ve çevresindeki diğer mekânları tam günlük yarınki gezimize saklıyoruz.

Upload 2018 1 20 16 14 59


Opera binasının önündeki parkın içindeki kafenin “dans eden kadınlar” temalı ışıklı şemsiyeleri


*
Ön araştırmalarımız sırasında rastladığımız Lviv’deki bazı ilginç restoran isimleri:
En pahalı Galiçya Restoranı” (Menüdeki fiyatların sonuna fazladan bir sıfır eklemişler).
“Efsaneler Evi” (her akşam belli bir saatte ejderha ateş gösterisi varmış);
“Et ve Adalet” (Ortaçağda engizisyon mahkemesi olarak kullanılan mekanda, değişik işkence aletleri de sergileniyormuş);
“Gaz Lambası Pub Müzesi
” (Her yer gaz lambası dolu)
Kryjivka (askeri konsepti şöyle işliyormuş: kapıdaki asker size bir şifre soruyor, şifreyi söylüyorsunuz: “Slava Ukrayna”. Ardından asker “Heroyam Slava” diyerek elinize kendi yapımları bir shot votka tutuşturduktan sonra girebiliyormuşsunuz.)


“Hayalcilerin Mekânı” vejetaryen kafe, “Dürüst Et Lokantası.”

Yarın bunlardan bir kısmını ve daha başka esprili birçok kafe-müzeyi arayıp bulacağız.


Lviv 2. gün

Lviv’i bilenler genelde sabah kahvaltısı için işletmecisi Türk olan ana cadde (Şevçenko) üzerinde merkezi bir noktada bulunan Glory Cafe’yi tavsiye diyorlar (çay da varmış). Bizim çayımız ve alıştığımız kahvaltılıklarımız (Romanya’da eklediğimiz ekmek, peynir ve sucuklarla birlikte) mutfağımızda hazır duruyor.

Opera’nın önündeki park boyunca yürüyüp solumuzda kalan Raynok Meydanına doğru ilerliyoruz.

Raynok Meydanı. Tam ortasında belediye binası bulunan kare şeklinde bir meydan. Burası şehrin kalbi. Bütün yollar bir şekilde buraya çıkıyor. 1998 yılında Unesco’nun “Dünya Kültür Mirası” listesine alınan meydanı 44 ev çevreliyor. Değişik mimarilere sahip bu evleri inceliyoruz.


Sokak sanatçıları, müzisyenler, kafeler… Ne ararsanız var. Bir kafede dinlenirken gelen geçeni seyretmek oldukça keyifli.


Upload 2018 1 20 16 17 48




IMG 20170823 201935


Upload 2018 1 20 16 18 2

Sağ planda meydanı kaplayan yapı Belediye Binası ve 300 küsur merdivenle çıkılarak şehri kuş bakışı seyredebileceğimiz kulesi gözüküyor.

Belediye binasının çevresinde 4 heykelli çeşme (Adonis, Amphitrit, Neptün, Diana) yer alıyor.


Upload 2018 1 20 16 22 33

Hemen karşıda bira severler için önemli bir mekan Pravda Bira Tiyatrosu. Ortadaki sahnede bir orkestra bulunuyor ve tiyatro ismini de tüm katlarının bu sahneyi görebilecek şekilde düzenlenmiş olmasından alıyor. Vakit erken, fazla hareket yok içeride. Akşam canlanıyor.


Upload 2018 1 20 16 23 7

İçerde çeşit çeşit biraların (Obama-Merkel vb adlı) hazırlanıp şişelenişini izleyebiliyorsunuz




 

Dar ve ilginç sokaklardan etrafımıza bakınarak ilerliyoruz. Meydanın hemen arka kısmında Lviv’in en eski yapılarından biri olan Dominican Katedrali çıkıyor karşımıza. Yaklaşık 12. yy’da yapılmış olan Dominik Katedrali Barok mimarisinin en güzel örneklerinden.

Upload 2018 1 20 16 26 8


Upload 2018 1 20 16 26 20


Upload 2018 1 20 16 26 48

Meydanın bir başka köşesi ve havuzu.

Upload 2018 1 20 16 26 33

Latin Katedrali önünde sevimli tur arabaları



Raynok Meydanından arka sokaklarından Lisenka caddesi yoluyla High Castle denen tepedeki parka doğru tırmanışa geçiyoruz. Yol üzerinde iki güzel kiliseyi geçip parka giriyoruz.
Upload 2018 1 20 16 28 13


Upload 2018 1 20 16 28 58
 



Upload 2018 1 20 16 31 45


Park iki kademeden oluşuyor. Bir kafenin bulunduğu birinci kademe bize yetiyor. Ağaçlara çıkıp inen sincapları izleyerek parkın diğer ucuna doğru yürüyoruz. Bir platformdan şehrin puslu manzarasına şöyle bir baktıktan sonra, Opera binasının arka tarafına uzanan caddeye doğru inişe geçiyoruz.
Upload 2018 1 20 16 34 22


Buralar da hayli hareketli. İki katlı bir halk lokantasında sıraya girip bir iki parça hazır yemek paketlettikten sonra, yandaki büfeden sosisli sandviçlerimizi ve marketten de içecek bir şeyler alıp iş hanımıza (odamıza) dönüyoruz. Karnımızı doyurup dinlendikten (tabi biraz da kuruduktan) sonra devam edeceğiz.
Upload 2018 1 20 16 35 42


***
Gezimize kaldığı yerden devam ediyoruz.

Upload 2018 1 20 16 36 10

Upload 2018 1 20 16 36 25


Upload 2018 1 20 16 36 47
 

Meydandaki Ulusal Tarih Müzesine dalıyoruz.

Upload 2018 1 20 16 39 17


Upload 2018 1 20 16 39 27



19. yy’da inşa edilen ve şehrin en eski ve en etkileyici müzelerinden biri olan Lviv Tarih Müzesi’ni (3 ayrı bina) geçip, yol üzerindeki Elyapımı Çikolata Fabrikası adlı bir başka ilginç mekâna yöneliyoruz.
Upload 2018 1 20 16 42 11


Her çeşit çikolata ve şekerleme bulacağınız bu 4 katlı mekân bir sanat atölyesini andırıyor. Bütün ürünlerin fiyatları üzerlerinde. Biz oturmadık ama üst katta kafesi de var.

Upload 2018 1 20 16 42 3



Eczacılık müzesi: 1735 yılında eczacı Notorpom tarafından kurulmuş olan köşedeki eczaneye girdikten sonra kasadaki görevliye müzeyi ziyaret etmek istediğimizi söylüyor ve 20 grivna ödeyip, yanındaki kapıdan alt kata iniyoruz. Eskiden kullanılan araç gereçleri görüp günümüzde gelinen noktayı düşününce eczacılıktaki hızlı değişim başımızı döndürüyor.



Upload 2018 1 20 16 42 36

İçerisi boydan boya kartpostallarla kaplı Posta Kafe-Müzesi

Raynok Meydanındaki Lvivski Playcky büyük rağbet gören bir yer. Hamurlar gözünüzün önde açılıp hazırlanıyor. Çeşitler ağız sulandırıcı.

Upload 2018 1 20 16 44 46




 

Ayrıca çok hoş bir mekân olan kafede sıra beklerken karşılaştığımız bir vatandaşımızın tavsiyesine uyup, nefis bir ıspanaklı peynirli börek ile vişne soslu elmalı strudel ve yanına 1 demlik çay (2'şer fincan içebildik) aldık. Harikaydı.

Upload 2018 1 20 16 48 44

Soslar tezgahın üzerinde, istediğinizi alıp döküyorsunuz strudelinizin üzerine.


Upload 2018 1 20 16 49 0



Mazoşizmin babası olarak bilinen Alman yazar, Leopold Von Sacher Masoch’un heykeli çıkıyor karşımıza bir sokak arasında. Hemen arkasındaki anahtar deliği şeklinde kapısı olan “Mazo Cafe”nun oldukça ilginç bir yer olduğunu duyduk.

Upload 2018 1 20 16 50 15

Upload 2018 1 20 16 51 46



Upload 2018 1 20 16 52 55

Ukrayna'da coşkulu bir "Rusya ve Putin karşıtlığı "her adımda hissediliyor. Tam "Bayrak Günü" adı verilen milliyetçilik damarlarının iyice kabardığı bir güne denk gelmemiş olmayı tercih ederdik. Nedendir bilemedik ama, birçok müze ve bina girişi askerler tarafından tutulmuştu)



17.Yyda kurulmuş ve maden ocağı şeklinde tasarlanmış Lviv Coffee Mining Manufacture.
Kahve Madeninde, kahveyle ilgili çok çeşitli hediyelik ürünler (Cezvelerin tamamı Türkiye’den geliyormuş) ve masalar var. Arka bölmede de oturabilirsiniz (biz öyle yaptık) Burada tepesindeki lambası pek yanmayan kaskı takıp soldaki merdivenden aşağıya inerek “mahzen”de de içebilirsiniz kahvenizi. Değişik ve ilginç bir ortam. Biz kek ve elma suyu eşliğinde yudumladık kahvelerimizi. Hemen yanında iki bölümlü bir hediyelikçi dükkanı yer alıyor.


Upload 2018 1 20 16 50 52
 

Kahve Madeni giriş katı arka bölüm

IMG 20170823 204021


Kahvenin hemen çaprazındaki Drunken Cherry’de ünlü vişne likörünün tadına bakabilirsiniz. Devamlı sıra olan bu mekânda likörünüzü ister kadehle, isterseniz şişeyle alabiliyorsunuz



Upload 2018 1 20 17 3 34


Upload 2018 1 20 17 3 58


Upload 2018 1 20 17 4 13


Yolculuk nere?..


* Zamanımız olsaydı ve yağmur izin verseydi, mutlaka görmek istediğimiz iki önemli noktayı es geçmek zorundan kaldık.

1- Merkezden Taksiyle 15 dakikada ulaşılan Lychakiv Mezarlığı. Londra’daki Highgate ve Paris’teki Per Laşe mezarlığından sonra Avrupa’nın en önemli mezarlıklarından biri olarak kabul edilen ve 18. yüzyıldan beri kullanılan bu mezarlıkta ülkenin önde gelen birçok isminin mezarları bulunuyor. 400 dönümlük bir alana yayılmış mezarlıkta, 400 binden fazla mezar varmış. Mezar taşları, heykeller, ailelere ait mezar yapıları. En gösterişlisini yapmak için yarışmışlar. Merkezden 2 ve 7 nolu tramvaylarla veya 100 Grivna’ya taksi ile gidilebiliyormuş.

2- Geleneksel ve Kırsal Yaşam Parkı 600 dönümlük bir alana kurulmuş Ukrayna köylülerinin yaşamlarını gözlemleyebileceğimiz bir açık hava müzesi. Müze içinde 6 kilise ve 100 den fazla tahta ev var. Bu yapıların birçoğu Ukrayna’nın köylerinden sökülerek buraya kurulmuş.

Bu arada dikkatimizi çeken bir durumu belirtmeden geçmeyelim: Ülkenin her alanında kadınlar çalışıyor. Çünkü gerçekten çoğunluk kadın. Tramvay - taksi süren, kasap dahil bütün mağazaları çalıştıran, sokakları temizleyenler hep kadın.
****
Upload 2018 1 20 17 7 1

Arsenal (Silah ve Cephanelik )Müzesi

Upload 2018 1 20 17 7 15


Şirin bir Kafe önü
 

Bir ara sokakta bir tamirci atölyesi görüyoruz, içerisi hayli kalabalık. Merak edip giriyoruz.

Upload 2018 1 20 17 8 57

Paslı ütüler bile var.

Upload 2018 1 20 17 9 43

Acep bunca paslı alet edevat ne işe yarar ki?

Upload 2018 1 20 17 10 31


Varşova’da buluşacağımız kızımız için saman doldurulmuş bir kutu (çikolata) hazırlatıyoruz.

Upload 2018 1 20 17 11 2

Venedik Sarayı avlusu


Lviv şehrinin en değerli yapısı olarak bilinen Kopernik Caddesi üzerindeki Potocki sarayını Polonyalı Potocki ailesi yaptırmış. Neo Rönesans mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan bu bina, bugün müze olarak kullanılıyor.


Upload 2018 1 20 17 12 52




Saat oldukça ilerledi. İyice acıktık. Et lokantası olarak ününü çok duyduğumuz 2 lokantadan biri olan Kupola gitmek üzere yola çıktık. 2 kilometreye yakın yürüyüp bulduğumuz restoranın özel bir sorun nedeniyle kapalı olduğunu öğrenince, Raynok meydanına döndük.

Çok tutulduğunu duyduğumuz Baczewski Restoran’da rezervasyon istendiği için yer bulamayınca, daha önce ilgimizi çekmiş olan meydan girişindeki Atlas restorana girdik. Dışarıdan bakınca bir buçuk katlı orta boy bir lokanta gibi duran mekânın ilerilere ve alt katlara doğru tüneller halinde uzayıp gittiğini görünce inanamadık. Lviv’in her yerinde bir sürpriz saklıydı. Nitekim onca albenisi ve gösterişine karşın pizzası da, deniz ürünleri de vasatın altındaydı.


IMG 20170823 205046


Evin yakınındaki marketten son derece ucuz olan votkalardan 2 şişe aldıktan sonra, ara sokakta karşımıza çıkan üstü başı kan içindeki tipleri atlatıp, yol hazırlıklarına başlamak için odamıza döndük.

Sabah erkenden Polonya yollarına koyulacağız.
Bakalım, en az 4-5 saat beklendiği söylenen gümrük kapısında biz kaç saat bekleyeceğiz?



***
 





Lviv’de ki bit pazarından aldığım orijinal Waffen miğfer. Başka bir yerde bulamamıştım.


Aed9fb09bbe6455210fd39ac5415ca6c


Tapatalk Pro kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 

Ukrayna’dan Türkiye’ye dönüşte, Ukrayna-Romanya sınır kapısında bizim aracımızı aradılar. Ama öyle böyle arama değil. Motor, kapı panzotları, her yer didik didik arandı. Araç Türk plakalı olduğu için sanırım. Kişi başı 3 karton sigara vardı ve tüm sigaralara el koydular. Ve 1800 Grivna ceza ödedik. Ve içimizden bir kişiye bu olayı tutanak tuttular. O arkadaş 5 sene Ukrayna’ya giremeyecek. Bu arada biz Türkiye’ye 3 karton sigara hakkımız olduğunu bildirdik fakat Ukrayna’nın Romanya ile anlaşması varmış, kişi başı en fazla 2 paket sigara hakkı olduğunu bildirdiler. Eğer Romanya’da bu durum olsaydı karton başına 80€ cezası varmış.

Bilginize...


Tapatalk Pro kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 

Ukrayna’dan Türkiye’ye dönüşte, Ukrayna-Romanya sınır kapısında bizim aracımızı aradılar. Ama öyle böyle arama değil. Motor, kapı panzotları, her yer didik didik arandı. Araç Türk plakalı olduğu için sanırım. Kişi başı 3 karton sigara vardı ve tüm sigaralara el koydular. Ve 1800 Grivna ceza ödedik. Ve içimizden bir kişiye bu olayı tutanak tuttular. O arkadaş 5 sene Ukrayna’ya giremeyecek. Bu arada biz Türkiye’ye 3 karton sigara hakkımız olduğunu bildirdik fakat Ukrayna’nın Romanya ile anlaşması varmış, kişi başı en fazla 2 paket sigara hakkı olduğunu bildirdiler. Eğer Romanya’da bu durum olsaydı karton başına 80€ cezası varmış.

Bilginize...


Tapatalk Pro kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Ne kötü bir aksilikle karşılaşmışsınız. Çok üzüldüm. Bu sigara konusunda manyaklık düzeyine varan bir yasakçılık mantığı hüküm sürüyor tüm Avrupa'da. Üstelik taşınabilir paket sınırının ülkeden ülkeye çok değiştiğine tanık oldum. Romanya'da niye böyle sıkı bir arama yapıldı, onu anlayamadım. Şimdiye kadar okuduğum gezi ve tanıtım yazılarının hiç birinde bize karşı özel bir tavır olduğundan söz edildiğine rastlamadım. Belki kötü bir zamanlama tesadüfüdür. Geçmiş olsun demekten başka bir şey gelmiyor. Umarım ı taraflara gitmeyi düşünenler için etkili bir uyarı olur yazınız.
 



Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,464
Mesajlar
1,518,265
Kayıtlı Üye Sayımız
172,117
Kaydolan Son Üyemiz
fmt35

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

SON MESAJLAR

SON KONULAR



Geri
Üst