Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz

Herkese merhabalar,

2012 yılında yaptırmış olduğum 15 m3 Ducato motokaravanımız ile 2013 Mayıs ayında ilk yurtdışı seyahatimizi eşimle birlikte gerçekleştirmiş bulunuyorum. Toplam 50 gün süren bu yolculuğumuzu İpsala sınır kapısından çıkıp Yunanistan, İtalya, İsviçre, Avusturya, Slovenya, Hırvatistan, Bosna Hersek, Karadağ, Arnavutluk, Makedonya, Yunanistan ve tekrar İpsala sınır kapısından girerek tamamladık. Seyahatimiz toplam 8.360 km sürdü. Bunun 7.500 km.sini motokaravanımızla, 860 km.sini de İsviçre’de tren, özel araç, toplu taşıma araçları v.s.ile katettik.

Yolculuğumuzu hem görsel hem de yazılı materyallerle destekleyip, aynı güzergahı veya bir bölümünü kullanacak karavancılara da faydalı olmasını amaçlıyorum. Umarım küçük te olsa bir katkım olur.

Seyahate çıkmadan önce hem web sayfaları hem de google earth üzerinde kapsamlı çalışmam oldu. Gezenbilir kütüphanesinden de bir hayli faydalandığımı söylemeliyim.

Yazımı birkaç bölümde toparlamaya çalışacağım:

-Yolculuk öncesi Hazırlıklar,(Pasaport, Vize, Sigortalar, Uluslararası ehliyet, giyecek, yiyecek ve içecek stoklarımız, aracımızın hazırlanması vs.),

-Yolculuk rotamız, (Google Maps’ta hazırlanmış gidiş ve dönüş rotalarımız),

-Yolculuk hikayemiz (konakladığımız kamplarla ilgili web sayfaları, fotoğraf ve yazılı bilgiler, kampların ve kamp dışı yerlerin google koordinatları, görsel ve yazılı materyallerle yolculuk anılarımız, vs.),

-Yolculuk ile ilgili maliyet tablolarımız.

Bu gezi yazıma başlarken aktif katılımınızın beni daha çok motive edeceğini ve paylaştıkça daha da mutlu olacağımı belirtmek isterim.

Başlıyoruz….

Ynt: Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz

-Yolculuk öncesi Hazırlıklar:

Önce eşim ve kendim için 10 yıllık pasaport başvurularımızı yaptık. 2012 Aralık ayı fiyatları ile kişi başı 446,50 TL’sına mal oldu. Bir hafta gibi kısa bir sürede posta ile evimize teslim edildi.

Daha sonra Çoklu Schengen vizesi talebimizi Yunanistan İzmir Konsolosluğuna yaptık. Çünkü çıkış ülkesi olarak Yunanistan’ı seçmiştik. Ancak Yunanistan Konsolos yetkilileri ile yaptığımız ilk görüşmede bu seyahatimizin toplam süresinin 10 günden fazlasını Yunanistan’da geçirmemiz gerektiğini ısrarla vurguladılar. Sanırım kendi ülkelerini transit geçiş için kullanmamamız ve onların turizmine de katkıda bulunmamızı istiyorlar. İlk mülakatta biz de elimizden geldiğince ülkelerinde konaklayacağımızı sözlü olarak beyan ettik. Seyahat planımızı en çok 60 gün ile sınırladığımız için vizeyi de 60 gün talep ettik. Fakat komşularımız bizi potansiyel turist görüp 6 ay içinde toplam 90 günlük vize verdiler. Bu vize Schengen üyesi ülkelerin sınırları içerisinde kaldığınız gün hesabı ile geçerli. Yani Yunanistan’dan çıkıp Makedonya’ya (vizesiz giriş yapılıyor) geçtiğiniz anda vizeli günlerinizden harcamıyorsunuz. Eee bu da uzun süreli yolculuk planlayanlar için güzel bir fırsat. Yunanistan vize masrafları olarak 2013 yılı Mayıs ayında kişi başı €.80,- ücret alıyor. Ama ben koşuşturmayayım, aracı vize firmaları vasıtasıyla yaptırayım derseniz 2013 fiyatları ile kişi başı vize masrafları da dahil 450,-TL civarında bir para ödemek zorunda kalıyorsunuz.

Vizeden önce çıkış yapacağınız günden başlamak üzere her birey için seyahat süresini kapsayan(bizim 60 gün idi) sağlık sigortası yaptırılmak zorunda. Bu da seyahat süresine bağlı olarak değişiyor tabii ki. 60 gün için kişi başı €.25,- civarında.

Motokaravan ile çıkıyorsanız Green Card dedikleri Uluslararası Trafik Sigortası yaptırıyorsunuz. Bu da seyahat gün sayısına göre fiyatlandırılıyor. Bu gün sayısını çok iyi hesaplamak gerekiyor. Çünkü bu sigorta bana göre çok pahalı. Örneğin 60 gün için toplam €.254,- civarında tutuyor.

Motokaravan için Türkiye Turing kurumundan bir yıl geçerli Uluslararası Ehliyet çıkartmak zorundasınız. (8.350 km. toplam 11 ülke gezdik ve sadece Yunanistan girişinde bu belgeyi sordular.) Ehliyet ücretleri ilk defa alacaklar için 373,33 TL. Eğer daha önce ehliyetiniz var ise bu ücret 200,01 TL’sına düşüyor.( bakınız:http://www.turing.org.tr/tr/uluslararasi_ehliyet.asp)

Yola çıkmadan önce motokaravanımıza bol miktarda birer porsiyonluk vakumlu paketlerde et ve kıyma, yine aynı şekilde vakumlu peynir paketleri, ev yapımı pişmiş ve dondurulmuş otlu börekler, yaprak sarması, kek, milli içkilerimizi(yeni ayran!) vs. stokladık. Ayrıca yaklaşık 40 paket hazır konserve (taze fasulye, barbunya, yaprak sarması, patlıcan kızartma, imam bayıldı, Meksika fasulyesi, lahana dolması, domates ve biber salçaları)stokladık. Her ne kadar çok sağlıklı olmasa da, gezimiz sırasında zamanımızı etkin kullanabilmek adına yeme içme işleriyle çok fazla uğraşmamak ve fazla para da harcamamak için bu yöntemi seçtik.

Tabii burada bir noktayı açığa kavuşturmak gerekir. Tatil anlayışı herkes için farklıdır. O nedenle düşünce yapısı ve bütçe imkanları doğrultusunda herkes kendi tatil planını buna göre dizayn etmelidir. İsteyen her öğün bir restoranda mükellef ziyafet de çekebilir, isteyen domates peynir ekmek ile de açlığını giderebilir, isteyen otoban kenarına karavanını çekip konaklayabilir, isteyen otelde kalabilir. Bu durumda mutlak doğru diye bir şey yoktur. Önemli olan insanın kendini iyi hissedeceği ve rahatsız olmayacağı bir yöntemi seçmesidir. Hepsi de doğrudur ve bu platformlarda paylaşılmalıdır. Bu farklılıkları hepimizin de gözlemlemesi gerekir diye düşünüyorum.

Şayet motokaravanınızın bakım zamanı geldiyse bunu sakın ertelemeyin. Çünkü yurtdışında Murphy Kanunları geçerli. Biz seyahate çıkarken aracımızın bütün bakımlarını yaptırdık. (yağ, su, lastik bakımları, amortisör değişimleri, yaprak yay takviyeleri, rulmanları, keçeleri vs.) Sadece akünün şarj seviyesini ölçtürmeyi unutmuştuk. Avusturya Innsbruck Schloss Camping’de bir sabah aracı çalıştıramadık ve yeni akü almak zorunda kaldık. Tabii Türkiye’deki fiyatların çok çok üzerinde bir fiyatla.

Motokaravanımızın tam yüklü halde, istepne, 100 litre su deposu, konserve, yiyecek ve içecek stoklarımız, 40 litre içme suyu, eşim ve ben dahil toplam 3.700 kg geldiğini de belirtmeliyim.

Ynt: Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz

Yolculuk rotamız:
Yola çıkmadan önce google earth’te günlerce araştırmalar yaptım ve koordinatlar belirledim. Navigasyona da gezeceğimiz ülkelerin campingleri ve görülmesi gereken yerlerin koordinatlarını yükledim. Internetten de Avrupa haritasını güncelledim. Navigasyonumun markası Navigon 4350 Max.(Garmin’in bir başka markalı ürünü) Toplam 40 Avrupa ülkesinin haritaları yüklü. Bu seyahatimizde navigasyonun inanılmaz faydasını gördük. Neredeyse hiç yanıltmadı. Sadece Arnavutluk sınırları içerisinde zorlandık. Ama yine de hiç kaybolmadan ve planladığımız şekilde seyahat ettik. Tabii bu arada şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Bu yolculuğa çıkmadan önce kalacağımız campingler veya park alanları, izleyeceğimiz güzergah, kalma süreleri de dahil yaptığım gezi programına hemen hemen %95 oranında sadık kaldık. Gereksiz zaman kayıpları, hatalı yollar, gidilmese de olur dediğimiz durumlarla karşılaşmadık. Tabii bu da kişisel tercihlerden birisi. Bu konuda da mutlak doğru budur diyemeyiz. Kimi gezginler için nerde akşam orda sabah görüşü de geçerli, kimisi için de daha maceralı ve zaman kısıtı olmadan plansız olarak gezmek, kimisi için de kaybolmak.! Bence hepsi de güzeldir. Yeter ki yollarda olalım.

Ynt: Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz

2013 Avrupa Gezimizin Gidiş Rotası:

Ynt: Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz

Yine bir konuda daha kişisel görüşümü paylaşmak isterim. Bu uzun soluklu yolculukların tek araçla yapılmasının güzel tarafları olduğu kadar bazı handikaplarının da olduğunu söylememde fayda var. Bu seyahatlerde sanırım dünyanın hiçbir bölgesinde standard bir yol güzergahı yok. Her yerde olduğu gibi bizim seyahat güzergahımızda da bazen çok güvenli bir yolda ilerlerken bir anda çevrenin tam tersi bir ürkütücü şekle de dönüştüğünü yaşıyorsunuz. Otobanlar her ne kadar daha güvenli gibi görünseler de gezginler için hiç te tercih edilecek rotalar değil kanımca. Örneğin İtalya Brindisi limanından iner inmez otobana yöneldiğiniz zaman Venedik’e kadar hiç sapmadan ulaşabilirsiniz. Ama Adriyatik kıyılarından gittiğiniz zaman göreceğiniz tipik Akdeniz kasabalarının o muhteşem tarihi dokusundan, doğanın güzelliklerinden, gezerken insanlarla ilişkilerinizden, günlük hayatların içine karışmanın verdiği hazdan, fotoğraflar ve kamera kayıtları ile bu anları ölümsüzleştirme fırsatlarından mahrum kalacaksınız ki bu durumda zaten gezinin ve gezginin amacından saptığını söylemek yanlış olmaz. O nedenledir ki bu uzun seyahatlerin en az iki en çok iki (!) karavan ile yapılması bence en güzel tercih olacaktır. Tabii kafa dengi bir yoldaş bulmak çok zor ve önemli. Neden en az iki en çok iki karavan? Yukarıda bahsettiğim yollarda herhangi bir kaza veya mekanik arıza yaşanması durumunda acil çözüm için bir can yoldaşının gerekli olabilmesi, günlük yaşanan olayların farklı gözlerle değerlendirilmesi, eksiklerin paylaşımla giderilmesi, fikirlerin tartışılması vs. önemli hususlardır. Ancak üç ya da daha fazla karavanla yola çıkılırsa da bu durumda herkesin birbirini takip etme konusundaki zorlukları, kaybolmalar, zaman kayıpları, fikir ayrılıkları, vs. artacak ve huzursuzluklar çıkacaktır diye düşünüyorum. Nitekim Rally diye nitelendirdiğimiz birçok karavanın katıldığı uluslararası seyahatlerde bu sıkıntıların yaşandığını ve kopmalar olduğunu, birçoklarının kendi aralarında daha küçük gruplarla farklı rotalara kaydığını dinledik veya okuduk.

Ynt: Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz

2013 Avrupa Gezimizin Dönüş Rotası:

Ynt: Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz


Tespitleriniz ve tercihlerinizi önemli buluyorum zira özellikle yurtdışı gezilerde her tecrübe başka bir gezgine kişisel tercihler ve sonuçları konusunda ilham verebilir.

Detaylı ve güzel bir gezi anısı olacak bellki, şimdiden elinize sağlık.

Ynt: Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz

Üstat yazılarınızı sindire sindire okuyorum. Bende yeni motokaravan sahibi oldum. Amacım okullar tatile girdiğinde eşim oğlum ve ben ilk defa kendi aracımızla kısada olsa Yunanistan, İtalya yapma düşüncesindeyim. Yazılarınız çok güzel ve aydınlatıcı. Çok teşekkürler. Takipteyim. İzmirden selamlar sevgiler...

Ynt: Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz

Paylasımız icin tesekkürler merakla ve heycanla takipteyim

GT-S5300 cihazımdan Tapatalk 2 ile gönderildi

Ynt: Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz

Levent bey merhaba,

Ben de tam sizin dediğiniz konuya vurgu yapmaya çalışıyorum. Farklı tercihler arasından insanların kendilerine en uygun olanı dizayn etmeleri. Beklenmedik durumları en aza indirgemek ya da gezilerden azami keyif almayı sağlamak. Çünkü bilinmeyen insanları her zaman huzursuz eder.

Ynt: Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz

Sn.gunozkolaylı,

Umarım siz de bizim gibi içinize sinen güzel bir seyahat geçirirsiniz. Aklınıza takılan her konuda elimden geldiğince yardımcı olmaya hazırım.

Ynt: Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz

Sn.FENISAKADEMI,

Adınızı bilmediğimden dolayı bu şekilde hitap ediyorum. Katılımlarınız sayesinde benim de daha detaylı yazma isteğim artacaktır. Bundan şüpheniz olmasın.

Ynt: Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz

Merhaba,
ellerinize ,emeğinize saglık . bir solukta ,ama sindire sindire ve doyasıya okuyorum . Teşekkürler.

Ynt: Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz

-Yolculuk hikayemiz:

İpsala’dan 20 Mayıs 2013 sabahı çıkış yapmış olduk. Türkiye gümrüğünden çıkışımız 5 dakikada tamamlandı. Aracı aramadılar ve soru dahi sormadılar. İyi yolculuklar temennileriyle bizi uğurladılar. Tabii belgelerimizin tam olması ve karavancı olmamız herhalde daha bir sempatik geliyor gümrük yetkililerine. Yurtdışı çıkış harçlarımızı da (kişi başı 15,-TL) İpsala’da bir banka şubesine yatırıp makbuzlarımızı daha öncesinden almıştık.

Yunanistan tarafına geçişte önce kimyasal bir havuzdan araçla geçerek dezenfekte ediliyorsunuz. Her ne kadar bu uygulama rahatsız edici gibi görünse de temizlik ve hijyen tedbirlerine hiç kimsenin hayır dememesi gerekir diye düşünüyorum. Aynı uygulamanın Türkiye tarafına girişte de yapılmasına kimse karşı çıkmaz. Yunan gümrüğünde birinci aşamada gümrük yetkilileri evraklarınızı kontrol ediyor. Bu noktada daha önce belirttiğim Uluslararası Ehliyet, Pasaportlar, sigortalar, vs. tek tek inceleniyor. Evraklarınız tam ise kontrol en çok 5 dakika sürüyor. İkinci aşamada gümrük polisi deveye giriyor. Türkçe Hoşgeldiniz şeklinde karşılanıyoruz. Aracımız ile ilgili sorular. Camper diyoruz. Arka kapıları ve sürgülü kapıyı açmamız isteniyor. Bayan görevli şöyle göz ucuyla bakıp teşekkür ediyor. Seyahat amacı ve Yunanistan’da kaç gün kalacağımız hakkında sorulara cevap veriyoruz. Pasaportumuza giriş damgaları burada vuruluyor ve işlem tamam. Toplam 10 dakika. Ancak her zaman böyle olmadığını ve bazen farklı uygulamalar ile karşılaşıldığını da duyuyoruz.

Yunanistan sınırından çıkar çıkmaz iki yol seçeneği var. Biri avrupa fonları ile finanse edilen Egnatia Odos Paralı Otoyolu. Diğeri de normal yol. Ancak ikinci seçeneği kullanmak için bu yolu google’dan iyice incelemek gerekir. Aslında Yunanistan’ı transit olarak boydan boya geçip Igoumenitsa’dan feribotla çıkacaksanız paralı otoyolu kullanmak daha mantıklı. Bu durumda otoyolun sonuna kadar deli dumrul parası gibi önünüze çıkan her gişeye €.6.- kesiliyorsunuz. Otoyolda bizim gibi başlangıçta bir giriş noktası yok. Kafalarına göre para tahsil ediyorlar. Gişelerin yerlerini iyi tespit edebilirseniz en yakın sapaktan otoyolu terk edip gişelerden sonraki herhangi bir sapaktan da tekrar otoyola girerseniz herhangi bir ücret de ödemezsiniz. Yani çok saçma bir uygulama. Ama bunun için de google’da bir hayli çalışmak gerekir. Eğer tüm gişelerden geçerek Igoumenitsa’ya ulaşırsanız yaklaşık €45,- ila €.50,- arasında bir otoyol masrafınız olur.

Ynt: Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz

Rıza bey,

Eğer bir faydam dokunursa bu benim için büyük bir ödül olur. Herkesin aktif katılıma katkı vermesini bekliyorum.

Ynt: Ducato Camper İle 50 Günlük 2013 Avrupa Seyahatimiz

Rotamız üzerinde ilk uğrak yerlerimiz Alexandroupolis ve Kavala. Alexandroupolis’e varıncaya kadar Türkiye sınırı ile arada hiçbir yerleşimin olmadığı da özellikle dikkatimizi çekti. Herhalde güvenlik açısından sınırdan uzak duruluyor.

Yunanistan’da mazotun litresi €.1,34 civarındaydı. Aslında 45-50 km.yetecek kadar az miktarda bir mazot ile Yunanistan’a geçip, Alexandroupolis’te depoyu fullemek çok akıllıca olacaktır. Alexandroupolis kendi halinde sakin bir kıyı kasabası. En dikkat çeken simgesi sahil youndaki deniz feneri.