“Seyahat etmek, hayal gücümüzü gerçeklerle dengeler ve
bazı şeylerin nasıl olabileceklerini düşünmek yerine,
onları oldukları gibi görmemizi sağlar.”demiş
Samuel Johnson
İnsanoğlunun başına ne gelirse meraktan gelirmiş ya hani...
Bulgaristan merakı hatta sınırda motorsikletle geçişler nasıl oluyor ne gibi prosedürler felan ; Tüm bu merakımı gidermek için gerekli tüm hazırlıkları yapmaya başlamıştım iznim aralık ayındaydı pasport işlemleride aralık başında tamamlanacaktı ki , iznimin 1 ay öncesine alınması tüm yapılan planları alt üst etti
Ama yapmalıydım, görmeliydim , 1 yıl daha bu içimdeki bilinmemezlikle duramazdım belkide dururdum
Ve tüm planları hesapları atıp olayları akışına bırakarak çıktım yola
ve ilk durak bolu harika hava tam istediğim gibi
“Babanız hayatta iken, olabildiği kadar çok arkadaş edinin. Atınız hayatta iken, olabildiği kadar çok yer gezin”
Moğol Özdeyişi
sonraki durak ANKARA,
Hacı Bayram-ı Veli
Hacı Bayram-ı Veli
Ölümü: 1429
Anadolu evliyalarının en büyük*lerindendir. Osmanlı hükümdarı Sultan İkinci Murad zamanında Ankara'da, halkı uyarma ve yol gösterme vazife*sini sürdürüyordu. Kendisi Ankaralı idi. Bayram lakabı, Şeyhî Aksaraylı Hamidüddin Efendiye (Somuncu Ba*baya) intisabı bir kurban bayramına rastladığı için kendisine verilmişti. Ta*rikata girmezden önce Bursa medre*selerinde müderris (profesör) idi.
Hacı Bayram, hem büyük bir ilim adamı, hem de hatırı sayılır bir tasav*vuf büyüğü idi. Onun talebelerinden Fatih'in hocası Akşemseddin gibi ün*lü isimler de çıkmıştır. Hacı Bayram sade bir Türkçeyle ilâhiler de söyle*miş, bunların bazıları halk arasında dilden dile dolaşmıştır. Bugün Anka*ra'da adıyla anılan camii ve türbesi bulunmaktadır.
Hacı Bayram'm ünlü bir ilâhisinin ilk kıtası şöyledir:
N'oldu bu gönlüm, n'oldu bu gönlüm,
Derd-ü gamınla doldu bu gönlüm.
Yandı bu gönlüm, yandı bu gönlüm,
Yanmada derman buldu bu gönlüm.
melih bey camiyi ve çevresini düzenletmiş çevredeki herkes melih bey diyor ama en dikkatimi çeken tuvalet oldu benim
“Ön yargı, taassup ve dar görüşlülüğün en iyi tedavisi seyahattir.”
Mark Twain
motorun hava filitresi ve genel bakımları da yapıldı
Ve Ankara e.c ile eymirde güzel bir birliktelik bunun öncesinde TANKUT abiyle iş yerinde buluşuyorum ve eve getirip tıka basa yediriyor beni seden ablam ellerine sağlık bilseydim yemek yemezdim öncesinde rabbim nazardan korusun mu denir çok güzel bir ailesi var tankut abinin
Sonra aşırı kar yüzünden Tankut abiyle birikte eymire gidip , dönüşünde yine içtenlikle gece beni misafir etmek istemesi ama daha önce başka bir arkadaşa söz verdigimden mecburi gittim , tekrardan tankut abiye ve akşam beni misafir etmek isteyen tüm ankara e.c canı yürekten teşekkürler
bu arada angara emeklisi ugrarsın artık buralara
“Gezmek hayatla flört etmek gibidir. Kalıp seni sevebilirim, ama gitmek zorundayım, bu benim istasyonum, demek gibidir.”
Lisa Aubin De Teran
3 silahşörün 2 nolu elamanı musa üniversite yıllarını özlemişiz yerde yemek
sabahın 7 sinde yola koyuluyorum Beypazarı ,Nallıhan ve göynük üzerinden kocaeli
“Dünya bir kitapdır, seyahat etmeyen sadece bir sayfasını okur.”
Augustine
Beypazarı bozulmamış sadeligiyle çok hoşuma gitti şivesi ve bozulmayan yapısı ile çok güzel
Soba üstünde demlenmiş çay ve pohça ile güzel sohbetli bir kahvaltı
“Ayaklar kalbin gittiği yere gider.”
Afgan Özdeyişi
cuma namaz saati yaklaştı ama motoru bırakıp namaza gidemiyorum derken pastaneciye soruyorum
-Dayı namaza gidecekmisin
-hayır fırında simitler var diyor
-tamam o zaman hem sen hemde ben sevap kazanalım mı
- ne diyorsun sen bediyor
-nasılsa namaza gitmiyorsun sen benim motora göz kulak ol bende namza gideyim ikimizdekarlı çıkalım
-tamam tamam öyle desene diyor sen git gel diyor
cumayıda aradan çıkarttık
“Doğanın en büyük armağanı yaşamın kısalığıdır.”
Plinius
“Hiçbir şey tam değildir, ben görmeden önce.”
Maria Rilke
birde şöyle artistik bir poz vereyim içimden geldi
“Gezmek hayatla flört etmek gibidir. Kalıp seni sevebilirim, ama gitmek zorundayım, bu benim istasyonum, demek gibidir.”
Lisa Aubin De Teran
“Düşlerinizi bir uçurtma gibi gökyüzüne gönderin. Ne getireceği bilinmez. Yeni bir hayat, yeni bir arkadaş, yeni bir aşk, yeni bir ülke.”
Anais Nin
üniversite yıllarımda da sevmezdim bu vizeleri hep olmadık zmanda olurlardı askere gittim geldim hiç birşey degişmemiş yine tüm planları bozdu ,alıştım zaten planların bozulmasına bu turda
bu arada koceliyede vardık ve kocaelinden tek ayrılıyoruz en azından günü kurtardık deyip gece istanbula iniyorum
dilek ve ilker beklemişler beni damla sakızlı kahve ve meyveden sonra uykuuuuuuu
sabahın köründe annem benden önce davranıp arıyor oğlum ne zaman geliyorsun
şey anne gelecem teyzeni de versene telefona anne uyuyor teyzem ...
oğlum neredesin sen anne şarjım bitiyor
yine iki bokun bir araya düşmüyor anlaşılan annem seni seviyorum
dikkat et kendine oglum arar benı sık sık diyerek orta yolu buluyorum
Sabah kahvaltı yapıp başlıyoruz istanbulda rota çıkarmaya orya mı gitsek burayamı derken hepimizinde gitmediği tek yer çıkıyor ve büyükçekmeceden dökülüyoruz yollara
“Dünya bir kitapdır, seyahat etmeyen sadece bir sayfasını okur.”
Augustine
galata üzerinde bir kaç asortik resimden sonra devam
“Gezgin aktifdir. İnsanların, maceranın ve deneyimin araştırması içindedir.
Turist ise pasifdir. Kendisine enteresan şeylerin olacağını umar.”
Daniel J.Boorstin
ve hedefde olmanın mutluluğu
“Tüm gökyüzünü bir bambu kamışı ile göremezsin.”
Japon Özdeyişi
RUMELİ FENERİ
MANZARA ONLARINDA HAKKI BİRAZ BAŞ BAŞA BIRAKIP ROMANTİK DAKİKALAR GEÇİRSİNLER DEDİK
“Seyahat sadece yeni olanı görmek değildir, aynı zamanda arkanda bırakmakdır. Sadece kapıları açmak değil, aynı zamanda dönmemek üzere kapıyı arkandan kapatmakdır. Ama terk ettiğin yer, ne zaman gözlerini kapatırsan senin için oradadır.”
Jan Myrdal
RUMELİ FENERinden sonra resim atölyesine geçiyoruz hazır melemen sözü varken hemen tahsilat yapalım dedik ... medar abim bu senin için
“Kim olduğumuz geçmişte nerede olduğumuz ile ilgilidir. “
William Langewiesche
hep gizli saklı kalmış şeyleri merak etmişimdir ,
ne düzenli biriyim yaaa
ilerleyen saatlerde jenga oynayıp ne zamandır katılana kadar gülmediğimizin farkına vardık
ve yine sabahın köründe yollara düşüm...
lüleburgazda merkez camisinde gördügüm bu yazı enteresandı başka nereye götürüyorlar ölüyü diye düşündürdü beni
evet merakıma km ler kalmıştı artık
“Yabancı topraklar yoktur. Yabancı olan sadece gezgindir.”
Robert Louis Stevenson
motoru bırakıp eşyaları odaya çıkartıp üzerimi degişip yayan gezecegim edirneyi
“Gezen tilki, yatan aslandan nasiplidir.”
Özdeyiş
Türk-İslam tarihinin en ihtişamlı yapısı: Selimiye Camii
Beş asıra yaklaşan geçmişiyle zamana meydan okuyan, dimdik ayakta duran heybetiyle insanı kendine hayran bırakan, teknik özelliklerindeki üstünlük ve ayrıcalıklarla Osmanlı mimarisini göklere çıkaran, şehir siluetindeki hakimiyetini açıkça belli eden ihtişamıyla herkesi büyüleyen Selimiye, Osmanlı Saltanatı'nın Edirne'ye en büyük armağanı olarak kubbesinden minarelerine, süslemelerinden akustiğine kadar eşsiz bir değer...
Mimar Sinan‘ın 80 yaşında yarattığı ve “ustalık eserim“ diye nitelediği yapıt olan Selimiye Camii, Osmanlı-Türk mimarlık tarihinin olduğu kadar, dünya mimarlık tarihinin de baş yapıtları arasında gösterilmektedir.
Camiye İlişkin Teknik Bilgiler
Kurucusu : Sultan İkinci Selim
Mimarı : Koca Sinan
Yapılış Tarihi : 1568 - 1574
Kapladığı Yer : Külliye ile birlikte 22.202 m2
Caminin İçi : 1620 m2
Caminin Haremi : 2475 2
Kubbenin Çapı : 31.30 m.
Yerden Kubbenin Kilit Taşına olan yüksekliği : 43.28 m.
Minarelerin Yüksekliği : 70.89 m. ya da 72.50 m.
Selimiye hakkındaki yanlış bilgiler
Selimiye'nin kubbesi Ayasofya'dan büyük değildir. Ancak Mimar Sinan'ın Ağzından yazıldığı belirtilen "Tezkiret-i Bünyam"da Selimiye anlatılırken: "Kubbeyi, Ayasofya kubbesinden altı zira kadrin ve dört azra derinliğin ziyade eyledim." dediği belirtilir.
Gerçekten de Selimiye kubbesi yarıküre, Ayasofya kubbesi oval ve bsıktır. Selimiye'nin kubbe çapı 31.22 m., Ayasofya'nın ise 30.90 ile 31.90 arasınnda değişen hafif oval bir kubbedir. Bu da hemen hemen Eş büyüklükte oldukları anlamına gelir. Mimar Sinan Selimiye'de Osmanlı Mimarisi'nin özlemini çektiği mekan bütünlüğünü gerçekleştirdiği için kendisiyle övünmektedir.
Müezzinler Mahfeli altındaki şadırvandan akan su zemzem suyu değildir. Pencereleri 999 adet olmayıp "Eğer bin olsaydı Mekke yerine geçecekti." görüşü yanlıştır. Çünkü pencere sayısı söylenenin Neredeyse yarısı kadar olup haremde 342, harem avlusunda 42 pencere bulunmaktadır. Şerefe sayılarının toplam 12 oluşu İkinci Selim'in Padişahlık sıralamasındaki 12. yeriyle ilgilidir görüşü tartışmalara açıktır. Bazı tarihçiler I. Süleyman ve Musa Çelebi'yi padişah kabul eder, bazıları etmez. İkinci Selim'in 12.ciliği ise, bu yaklaşımlara göre, değişmektedir.
Selimiye Kıbrıs ganimetleriyle yapılmamıştır veya Padişah'ın rüyasında Kıbrıs'ı alırsam Edirne'de yaptıracağım." şeklinde Hz.Muhammet'e söz vermesiyle ilgili olamaz. Çünkü; caminin yapımı Kıbrıs'ın alınmasından önce başlamıştır.
"Minarelere hangi yönden bakılırsa bakılsın iki adet görülür." Değerlendirmesi yanlıştır. Minareler çok yerde üçer görülebilir.
Terslale konusu çok yorumludur. Örneğin; Selimiye'nin yapıldığı yerin özel bir kişiye ait lale tarlası olduğu da kabul edilemez. Çünkü o Alan Edirne'de ilk Saray'a aittir.
Caminin altında kayıkla gezilebilecek oranda su bulnduğu kanıtlanamamıştır.
Diğer yandan halk arasında yaygın olarak şunlara inanılır:
"Cami kubbesi tektir çünkü Allah birdir. Camisi pencereleri beş Kademelidir; çünkü, İslamın şartı beştir. Vaaz kürsülerinin dört oluşu İslam'da dört mezhebin varlığına işaret eder. Selimiye Külliyesindeki 32 kapı, İslam'ın 32 farzıdır. İki minarede toplam altı yol oluşu, Imanın altı şartını işaret eder."
DAHA FAZLA BİLGİ İÇİN : http://www.edirnevdb.gov.tr/kultur/selimiye.html
“Eğer benzersiz olmak istersen, herkesten başka türlü yaşa...”
Fransız Özdeyişi
EDİRNEDE NE MEŞURDUR NE YENİLİR DİYORUM AYDIN USTANIN CİGERİ YENİLİR DİYORLAR
TUNCA NEHRİ
MERİÇ NEHRİ
YUNANİSTAN PAZAR KULE SINIR KAPISINA DOGRU
Ne duruyorsun be, at kendini denize;
Geride bekleyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun, her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere...”
Orhan Veli
GİTTİM GÖRDÜM GURBET ELDE YEMEK YEDİM VE DÖNDÜM NASIL MI YAPTIM O KISMI ATEŞ BAŞINDA ANLATAYIM
Tüm merakım gitmişti içimde keşkelerim kalmamıştı artık ve dönüşe geçebilirdim
edirne dönüşte mehmet abi ile de tanıştık
gelirken sahilden gelmiştim dönüşte kırklareli üzerinden dag yollarından çatalcaya rota
kırklarelinden sonra saray ve bin kılıç üzerinden inmeyi planlıyorum havanın kararması sebebiyle ama yolda giderken ki 100 km üzerinde bir hızda 2 kangal köpeginin saldırmasıyla gece ızdırap oluyor bana bınkılıçtan gece4.30 gibi anca çıkabiliyorum ve istanbula varıyorum heralde saat 7 gibi
güzel bir kahvaltı yapıp uyumak düşüncem ama ilk önce yunan sınırından alınan ecnebi kurabiyelerinin tadına bakıyoruz
ben uyuya kalınca not bırakıp çıkıyor arkadaş beni rahatsız etmemek için insanın her daim tebessüm ettirecek dostlarının olması gerek
ertesi gün M.Ç ye ugruyorum
“... Dünyanın yuvarlak olduğunu bilmek ve bir ayağı yolda olmak hoşuma gidiyor...”
Cesare Pavese
m.ç deli dolu bir adam yaaa
enduroist den yüce abi ile tanışma kaynaşma
“Babanız hayatta iken, olabildiği kadar çok arkadaş edinin. Atınız hayatta iken, olabildiği kadar çok yer gezin”
Moğol Özdeyişi
ve kocaeli yolları yine
Sekapark harbiden güzelmiş hele hele günbatımında ve akşamında...
Yahya Kaptan Ve meşhur
"Mantık sizi A'dan B'ye götürür, hayalgücü ise heryere."
"İnsan kaldıkca küflenir, gidemedikce çürür"
Özdemir Asaf
Herşey kocaeline kadar güzel ve harika idi boluya geldigimde hava beya beya kötüleşip kaskın camı giderken buz tutmaya başlayınca işte dedim her güzelin bir kusuru vardır diye kendimi kandırmaya başladım ama olacak gibi degildi sis , soguk, yollar buz ve tır söferleri 10 km ile zar zor yol alsamda pes etmedim her şartta seviyordum çünki yolda olmayı ve bir serüvende bu şekilde bittiii
“Tapınır gibi doğayı inceleyin, güzelliği bulacaksınız, çünkü doğada gerçekle karşılaşacaksınız.”
Rodin
“İnsanları seveceğinizi veya nefret edeceğimizi anlamanın en iyi yolu, onlarla beraber seyahat etmekdir.”
Mark Twain
ee bide cumartesi sabah direksiyon sınavı olunca
Bir varmış, bir yokmuş; bir zamanlar, memleketin birinde "yüreği yerleşik" kızlar yaşarmış. Annelerinin eşarplarını köşesinden büzer, duvak yapıp aynaya bakarlarmış. Bebeklerine, türlü giyşi diker, ninniler söylerlermiş. Gel gelelim aynı memlekette "yüreği çingene" bir kiz daha varmıs; halıya boylu boyunca uzanır, dünya atlasına bakar ve gözlerini yumarmış. Gözlerini açtığında da parmagını dokunduğu diyarda olduğunu düşlermiş. Aradan zaman geçmiş, pireler berberlikten, develer tellallıktan vazgeçmiş. Herkesin düşü gerçekleşmiş. "yüreği yerleşik" kızlar sahici duvaklar takıp bebeklerine ninniler söylemiş. "yüreği çingene" kız ise parmağını koydugu her yeri gezmiş.
Müze Kent Safranboludan Selamlar
bazı şeylerin nasıl olabileceklerini düşünmek yerine,
onları oldukları gibi görmemizi sağlar.”demiş
Samuel Johnson
İnsanoğlunun başına ne gelirse meraktan gelirmiş ya hani...
Bulgaristan merakı hatta sınırda motorsikletle geçişler nasıl oluyor ne gibi prosedürler felan ; Tüm bu merakımı gidermek için gerekli tüm hazırlıkları yapmaya başlamıştım iznim aralık ayındaydı pasport işlemleride aralık başında tamamlanacaktı ki , iznimin 1 ay öncesine alınması tüm yapılan planları alt üst etti
Ama yapmalıydım, görmeliydim , 1 yıl daha bu içimdeki bilinmemezlikle duramazdım belkide dururdum
Ve tüm planları hesapları atıp olayları akışına bırakarak çıktım yola
ve ilk durak bolu harika hava tam istediğim gibi
“Babanız hayatta iken, olabildiği kadar çok arkadaş edinin. Atınız hayatta iken, olabildiği kadar çok yer gezin”
Moğol Özdeyişi
sonraki durak ANKARA,
Hacı Bayram-ı Veli
Hacı Bayram-ı Veli
Ölümü: 1429
Anadolu evliyalarının en büyük*lerindendir. Osmanlı hükümdarı Sultan İkinci Murad zamanında Ankara'da, halkı uyarma ve yol gösterme vazife*sini sürdürüyordu. Kendisi Ankaralı idi. Bayram lakabı, Şeyhî Aksaraylı Hamidüddin Efendiye (Somuncu Ba*baya) intisabı bir kurban bayramına rastladığı için kendisine verilmişti. Ta*rikata girmezden önce Bursa medre*selerinde müderris (profesör) idi.
Hacı Bayram, hem büyük bir ilim adamı, hem de hatırı sayılır bir tasav*vuf büyüğü idi. Onun talebelerinden Fatih'in hocası Akşemseddin gibi ün*lü isimler de çıkmıştır. Hacı Bayram sade bir Türkçeyle ilâhiler de söyle*miş, bunların bazıları halk arasında dilden dile dolaşmıştır. Bugün Anka*ra'da adıyla anılan camii ve türbesi bulunmaktadır.
Hacı Bayram'm ünlü bir ilâhisinin ilk kıtası şöyledir:
N'oldu bu gönlüm, n'oldu bu gönlüm,
Derd-ü gamınla doldu bu gönlüm.
Yandı bu gönlüm, yandı bu gönlüm,
Yanmada derman buldu bu gönlüm.
melih bey camiyi ve çevresini düzenletmiş çevredeki herkes melih bey diyor
ama en dikkatimi çeken tuvalet oldu benim“Ön yargı, taassup ve dar görüşlülüğün en iyi tedavisi seyahattir.”
Mark Twain
motorun hava filitresi ve genel bakımları da yapıldı
Ve Ankara e.c ile eymirde güzel bir birliktelik bunun öncesinde TANKUT abiyle iş yerinde buluşuyorum ve eve getirip tıka basa yediriyor beni seden ablam ellerine sağlık bilseydim yemek yemezdim öncesinde
rabbim nazardan korusun mu denir çok güzel bir ailesi var tankut abininSonra aşırı kar yüzünden Tankut abiyle birikte eymire gidip , dönüşünde yine içtenlikle gece beni misafir etmek istemesi ama daha önce başka bir arkadaşa söz verdigimden mecburi gittim , tekrardan tankut abiye ve akşam beni misafir etmek isteyen tüm ankara e.c canı yürekten teşekkürler
bu arada angara emeklisi ugrarsın artık buralara
“Gezmek hayatla flört etmek gibidir. Kalıp seni sevebilirim, ama gitmek zorundayım, bu benim istasyonum, demek gibidir.”
Lisa Aubin De Teran
3 silahşörün 2 nolu elamanı musa
üniversite yıllarını özlemişiz yerde yemek sabahın 7 sinde yola koyuluyorum Beypazarı ,Nallıhan ve göynük üzerinden kocaeli
“Dünya bir kitapdır, seyahat etmeyen sadece bir sayfasını okur.”
Augustine
Beypazarı bozulmamış sadeligiyle çok hoşuma gitti şivesi ve bozulmayan yapısı ile çok güzel
Soba üstünde demlenmiş çay ve pohça ile güzel sohbetli bir kahvaltı
“Ayaklar kalbin gittiği yere gider.”
Afgan Özdeyişi
cuma namaz saati yaklaştı ama motoru bırakıp namaza gidemiyorum
derken pastaneciye soruyorum-Dayı namaza gidecekmisin
-hayır fırında simitler var diyor
-tamam o zaman hem sen hemde ben sevap kazanalım mı
- ne diyorsun sen be
diyor -nasılsa namaza gitmiyorsun sen benim motora göz kulak ol bende namza gideyim ikimizdekarlı çıkalım
-tamam tamam öyle desene diyor sen git gel diyor
cumayıda aradan çıkarttık
“Doğanın en büyük armağanı yaşamın kısalığıdır.”
Plinius
“Hiçbir şey tam değildir, ben görmeden önce.”
Maria Rilke
birde şöyle artistik bir poz vereyim içimden geldi
“Gezmek hayatla flört etmek gibidir. Kalıp seni sevebilirim, ama gitmek zorundayım, bu benim istasyonum, demek gibidir.”
Lisa Aubin De Teran
“Düşlerinizi bir uçurtma gibi gökyüzüne gönderin. Ne getireceği bilinmez. Yeni bir hayat, yeni bir arkadaş, yeni bir aşk, yeni bir ülke.”
Anais Nin
üniversite yıllarımda da sevmezdim bu vizeleri hep olmadık zmanda olurlardı askere gittim geldim hiç birşey degişmemiş yine tüm planları bozdu ,alıştım zaten planların bozulmasına bu turda
bu arada koceliyede vardık ve kocaelinden tek ayrılıyoruz en azından günü kurtardık deyip gece istanbula iniyorum
dilek ve ilker beklemişler beni damla sakızlı kahve ve meyveden sonra uykuuuuuuu
sabahın köründe annem benden önce davranıp arıyor oğlum ne zaman geliyorsun
şey anne gelecem teyzeni de versene telefona anne uyuyor teyzem ...
oğlum neredesin sen anne şarjım bitiyor
yine iki bokun bir araya düşmüyor anlaşılan annem seni seviyorum
dikkat et kendine oglum arar benı sık sık diyerek orta yolu buluyorum
Sabah kahvaltı yapıp başlıyoruz istanbulda rota çıkarmaya orya mı gitsek burayamı derken hepimizinde gitmediği tek yer çıkıyor ve büyükçekmeceden dökülüyoruz yollara
“Dünya bir kitapdır, seyahat etmeyen sadece bir sayfasını okur.”
Augustine
galata üzerinde bir kaç asortik resimden sonra devam
“Gezgin aktifdir. İnsanların, maceranın ve deneyimin araştırması içindedir.
Turist ise pasifdir. Kendisine enteresan şeylerin olacağını umar.”
Daniel J.Boorstin
ve hedefde olmanın mutluluğu
“Tüm gökyüzünü bir bambu kamışı ile göremezsin.”
Japon Özdeyişi
RUMELİ FENERİ
MANZARA ONLARINDA HAKKI BİRAZ BAŞ BAŞA BIRAKIP ROMANTİK DAKİKALAR GEÇİRSİNLER DEDİK
“Seyahat sadece yeni olanı görmek değildir, aynı zamanda arkanda bırakmakdır. Sadece kapıları açmak değil, aynı zamanda dönmemek üzere kapıyı arkandan kapatmakdır. Ama terk ettiğin yer, ne zaman gözlerini kapatırsan senin için oradadır.”
Jan Myrdal
RUMELİ FENERinden sonra resim atölyesine geçiyoruz hazır melemen sözü varken hemen tahsilat yapalım dedik ... medar abim bu senin için
“Kim olduğumuz geçmişte nerede olduğumuz ile ilgilidir. “
William Langewiesche
hep gizli saklı kalmış şeyleri merak etmişimdir ,
ne düzenli biriyim yaaa
ilerleyen saatlerde jenga oynayıp ne zamandır katılana kadar gülmediğimizin farkına vardık
ve yine sabahın köründe yollara düşüm...
lüleburgazda merkez camisinde gördügüm bu yazı enteresandı başka nereye götürüyorlar ölüyü diye düşündürdü beni
evet merakıma km ler kalmıştı artık
“Yabancı topraklar yoktur. Yabancı olan sadece gezgindir.”
Robert Louis Stevenson
motoru bırakıp eşyaları odaya çıkartıp üzerimi degişip yayan gezecegim edirneyi
“Gezen tilki, yatan aslandan nasiplidir.”
Özdeyiş
Türk-İslam tarihinin en ihtişamlı yapısı: Selimiye Camii
Beş asıra yaklaşan geçmişiyle zamana meydan okuyan, dimdik ayakta duran heybetiyle insanı kendine hayran bırakan, teknik özelliklerindeki üstünlük ve ayrıcalıklarla Osmanlı mimarisini göklere çıkaran, şehir siluetindeki hakimiyetini açıkça belli eden ihtişamıyla herkesi büyüleyen Selimiye, Osmanlı Saltanatı'nın Edirne'ye en büyük armağanı olarak kubbesinden minarelerine, süslemelerinden akustiğine kadar eşsiz bir değer...
Mimar Sinan‘ın 80 yaşında yarattığı ve “ustalık eserim“ diye nitelediği yapıt olan Selimiye Camii, Osmanlı-Türk mimarlık tarihinin olduğu kadar, dünya mimarlık tarihinin de baş yapıtları arasında gösterilmektedir.
Camiye İlişkin Teknik Bilgiler
Kurucusu : Sultan İkinci Selim
Mimarı : Koca Sinan
Yapılış Tarihi : 1568 - 1574
Kapladığı Yer : Külliye ile birlikte 22.202 m2
Caminin İçi : 1620 m2
Caminin Haremi : 2475 2
Kubbenin Çapı : 31.30 m.
Yerden Kubbenin Kilit Taşına olan yüksekliği : 43.28 m.
Minarelerin Yüksekliği : 70.89 m. ya da 72.50 m.
Selimiye hakkındaki yanlış bilgiler
Selimiye'nin kubbesi Ayasofya'dan büyük değildir. Ancak Mimar Sinan'ın Ağzından yazıldığı belirtilen "Tezkiret-i Bünyam"da Selimiye anlatılırken: "Kubbeyi, Ayasofya kubbesinden altı zira kadrin ve dört azra derinliğin ziyade eyledim." dediği belirtilir.
Gerçekten de Selimiye kubbesi yarıküre, Ayasofya kubbesi oval ve bsıktır. Selimiye'nin kubbe çapı 31.22 m., Ayasofya'nın ise 30.90 ile 31.90 arasınnda değişen hafif oval bir kubbedir. Bu da hemen hemen Eş büyüklükte oldukları anlamına gelir. Mimar Sinan Selimiye'de Osmanlı Mimarisi'nin özlemini çektiği mekan bütünlüğünü gerçekleştirdiği için kendisiyle övünmektedir.
Müezzinler Mahfeli altındaki şadırvandan akan su zemzem suyu değildir. Pencereleri 999 adet olmayıp "Eğer bin olsaydı Mekke yerine geçecekti." görüşü yanlıştır. Çünkü pencere sayısı söylenenin Neredeyse yarısı kadar olup haremde 342, harem avlusunda 42 pencere bulunmaktadır. Şerefe sayılarının toplam 12 oluşu İkinci Selim'in Padişahlık sıralamasındaki 12. yeriyle ilgilidir görüşü tartışmalara açıktır. Bazı tarihçiler I. Süleyman ve Musa Çelebi'yi padişah kabul eder, bazıları etmez. İkinci Selim'in 12.ciliği ise, bu yaklaşımlara göre, değişmektedir.
Selimiye Kıbrıs ganimetleriyle yapılmamıştır veya Padişah'ın rüyasında Kıbrıs'ı alırsam Edirne'de yaptıracağım." şeklinde Hz.Muhammet'e söz vermesiyle ilgili olamaz. Çünkü; caminin yapımı Kıbrıs'ın alınmasından önce başlamıştır.
"Minarelere hangi yönden bakılırsa bakılsın iki adet görülür." Değerlendirmesi yanlıştır. Minareler çok yerde üçer görülebilir.
Terslale konusu çok yorumludur. Örneğin; Selimiye'nin yapıldığı yerin özel bir kişiye ait lale tarlası olduğu da kabul edilemez. Çünkü o Alan Edirne'de ilk Saray'a aittir.
Caminin altında kayıkla gezilebilecek oranda su bulnduğu kanıtlanamamıştır.
Diğer yandan halk arasında yaygın olarak şunlara inanılır:
"Cami kubbesi tektir çünkü Allah birdir. Camisi pencereleri beş Kademelidir; çünkü, İslamın şartı beştir. Vaaz kürsülerinin dört oluşu İslam'da dört mezhebin varlığına işaret eder. Selimiye Külliyesindeki 32 kapı, İslam'ın 32 farzıdır. İki minarede toplam altı yol oluşu, Imanın altı şartını işaret eder."
DAHA FAZLA BİLGİ İÇİN : http://www.edirnevdb.gov.tr/kultur/selimiye.html
“Eğer benzersiz olmak istersen, herkesten başka türlü yaşa...”
Fransız Özdeyişi
EDİRNEDE NE MEŞURDUR NE YENİLİR DİYORUM AYDIN USTANIN CİGERİ YENİLİR DİYORLAR
TUNCA NEHRİ
MERİÇ NEHRİ
YUNANİSTAN PAZAR KULE SINIR KAPISINA DOGRU
Ne duruyorsun be, at kendini denize;
Geride bekleyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun, her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere...”
Orhan Veli
GİTTİM GÖRDÜM GURBET ELDE YEMEK YEDİM VE DÖNDÜM NASIL MI YAPTIM O KISMI ATEŞ BAŞINDA ANLATAYIM
Tüm merakım gitmişti içimde keşkelerim kalmamıştı artık ve dönüşe geçebilirdim
edirne dönüşte mehmet abi ile de tanıştık
gelirken sahilden gelmiştim dönüşte kırklareli üzerinden dag yollarından çatalcaya rota
kırklarelinden sonra saray ve bin kılıç üzerinden inmeyi planlıyorum havanın kararması sebebiyle ama yolda giderken ki 100 km üzerinde bir hızda 2 kangal köpeginin saldırmasıyla gece ızdırap oluyor bana bınkılıçtan gece4.30 gibi anca çıkabiliyorum ve istanbula varıyorum heralde saat 7 gibi
güzel bir kahvaltı yapıp uyumak düşüncem ama ilk önce yunan sınırından alınan ecnebi kurabiyelerinin tadına bakıyoruz
ben uyuya kalınca not bırakıp çıkıyor arkadaş beni rahatsız etmemek için insanın her daim tebessüm ettirecek dostlarının olması gerek
ertesi gün M.Ç ye ugruyorum
“... Dünyanın yuvarlak olduğunu bilmek ve bir ayağı yolda olmak hoşuma gidiyor...”
Cesare Pavese
m.ç deli dolu bir adam yaaa
enduroist den yüce abi ile tanışma kaynaşma
“Babanız hayatta iken, olabildiği kadar çok arkadaş edinin. Atınız hayatta iken, olabildiği kadar çok yer gezin”
Moğol Özdeyişi
ve kocaeli yolları yine
Sekapark harbiden güzelmiş hele hele günbatımında ve akşamında...
Yahya Kaptan Ve meşhur
"Mantık sizi A'dan B'ye götürür, hayalgücü ise heryere."
"İnsan kaldıkca küflenir, gidemedikce çürür"
Özdemir Asaf
Herşey kocaeline kadar güzel ve harika idi boluya geldigimde hava beya beya kötüleşip kaskın camı giderken buz tutmaya başlayınca işte dedim her güzelin bir kusuru vardır diye kendimi kandırmaya başladım ama olacak gibi degildi sis , soguk, yollar buz ve tır söferleri 10 km ile zar zor yol alsamda pes etmedim her şartta seviyordum çünki yolda olmayı ve bir serüvende bu şekilde bittiii
“Tapınır gibi doğayı inceleyin, güzelliği bulacaksınız, çünkü doğada gerçekle karşılaşacaksınız.”
Rodin
“İnsanları seveceğinizi veya nefret edeceğimizi anlamanın en iyi yolu, onlarla beraber seyahat etmekdir.”
Mark Twain
ee bide cumartesi sabah direksiyon sınavı olunca
Bir varmış, bir yokmuş; bir zamanlar, memleketin birinde "yüreği yerleşik" kızlar yaşarmış. Annelerinin eşarplarını köşesinden büzer, duvak yapıp aynaya bakarlarmış. Bebeklerine, türlü giyşi diker, ninniler söylerlermiş. Gel gelelim aynı memlekette "yüreği çingene" bir kiz daha varmıs; halıya boylu boyunca uzanır, dünya atlasına bakar ve gözlerini yumarmış. Gözlerini açtığında da parmagını dokunduğu diyarda olduğunu düşlermiş. Aradan zaman geçmiş, pireler berberlikten, develer tellallıktan vazgeçmiş. Herkesin düşü gerçekleşmiş. "yüreği yerleşik" kızlar sahici duvaklar takıp bebeklerine ninniler söylemiş. "yüreği çingene" kız ise parmağını koydugu her yeri gezmiş.
Müze Kent Safranboludan Selamlar
