Merhaba arkadaşlar,
Ben yeni bir üyeyim.Ben de kendi karavanımı yapmak istiyorum.
Bu güne kadar kendi tecrübelerim yanında uzun süredir konu hakkında araştırmalar yaptım.
- Bazı arkadaşlarımız hevesli olmakla birlikte teknik bilgileri yok,herşeyi soruyorlar.Bu kaç cm olmalı? Kaçlık profil kullanmam lazım? Bunları bilmiyorsanız kusura bakmayın ama hiç başlamayın.
- Kendi istekleri ile hangi tip karavan uyuşuyor ? Bunu belirlemiyorlar.
- Karavan tabiiki daha ucuza seyahat etme imkanı sağlıyor ama kampinglere gittiğinizde istenilen paralar ailece pansiyonda kalabileceğiniz rakamlara geliyor. Bu da sizde ilerde hayal kırıklığı yaratmasın.İyi hizmet istiyorsanız karşılığını ödemelisiniz.Milli kamplardan hiç bahsetmiyorum.Pislikten geçilmiyor.
- Ben deniz kenarında ,manzarası hoş bir yerde konaklarım diye düşünüyorsanız nerden elektrik su alacaksınız? Dağbaşında yalnız erkek olarak bir problem olmayabilir(artık oda tehlikeli ya) ama ailenizle bu riski almamanızı öneririm.
Her şeyden önce uzman değilim ama Nasreddin Hoca’nın dediği gibi damdan düşen biriyim ve halden anlarım. Tecrübelerimi maalesef yaşayarak öğrendim.
Aşağıdaki yazımı Gencay arkadaşıma yazmıştım ama izniyle diğer arkadaşlarında bilgilenmeleri için tekrarlıyorum.
2001 yılında hayalim olan çekme bir karavan aldım(Başoğlu 5.25 2. el).Yürüyen aksamından içine kadar her şeyi istediklerime uygun olarak değiştirdim ya da ekledim.İnsan ne kadar hayal ederse etsin yaşamadan farkına varamıyor.Kampçılık,karavancılık bir yaşam biçimidir denilerek yazlığında yada evindeki şartlardan farklı bir yaşam şartlarına uymanız bekleniyor.Ben öyle istememiştim. Evimde nasıl yaşıyorsam ,karavanımda da aynı şekilde yaşamayı isterim.Çekme karavanı tercih sebebim bir kampinge yerleştikten sonra,canım isterse üzerimdeki değiştirerek yanımdakilerle birlikte bulunduğum yerdeki bir restauranta gitmek,eğlenip dönmeyi düşünmemdi.Bunu motokaravanınızla yapmanız çok zordur.Neyse biraz uzun yazıyorum ama diğer yeni başlayacak arkadaşlara da faydalı olmaya çalışıyorum.Tüm hazırlıklarım bitince çocuklarımı da yanıma alıp yola koyuldum.Birkaç km gitmeden arkadan gelen tıkırtılar sebebiyle kontrol için durdum.Oğullarımın yardımıyla sebebini bulduk.Çeki demirinin topuzuyla karavanın bağlantısının çapları birbirini tutmadığı için devamlı tıkırdıyordu.Araya tenis topunu keserek bir çeşit dolgu yaparak sorunu çözdük. Karavancılık hakkında hiçbir bilgim yoktu ama pratik çözümlemede bayağı iyiyimdir ve teknik konulardan anlarım.Bu inançla başlamıştım ama sorunlar hiç bitmiyordu.Bu sefer karavan rüzgarda sallandıkça araba devamlı yalpalıyor 50-60 km den daha hızlı gidemiyordum. (Stabilizatörü o zaman bilmiyordum.gerçi sonra da kullanmadım ya) Bu hızla akşama ancak Ören Altın kampa varabildim.Sahibi beyefendi özel biri.Türklere ve kafasına uymayanlara pek iyi davranmıyor.Nereye park edeceğimize bile o karar veriyor.Belki de bizi sevmemiştir.Neyse yine devam.Karavanı dengele,elektrik su bağlantılarını yap, tentesini kur,botu , motoru, masayı,sandalyeleri çıkar.Birde heves ediyorum ya hamağım var.Onu da kurdum şöyle bir rahat edeceğim derken kampın sahibi beyefendi geldi ve iplerin ağaçlara zarar verdiğini söyleyerek hamak kurmanın yasak olduğunu söyledi.Dakika bir gol bir. Ağaçlar ufak değil,an az 40-50 yıllık çam ağaçları.Belki haklı olabilir ama dediğim gibi yaşamadan fakına varamıyorsun.Park ettiğimiz yer ağaçların arasında ve deniz kenarında.Konumumuz itibariyle tentenin olduğu oturduğumuz taraf yan karavana bakıyor.Akşama kadar zaten yorulmuşum,karavanın hangi tarafı diye hiç dikkat etmemiştim.Komşumuz yaşlı bey hoş geldiniz ya da iyi akşamlar demeden "Siz karavancılıkta yenisiniz galiba ,böyle park edilmez.yaşam alanları karşılıklı olmaz"dedi ve gitti. Dakika iki gol iki.Yahu hani kampçılık ,dostluk,dayanışma ? Neyse bunları da geçtik. Akşam yemeğimizi hazırlayıp yemeğimizi yedik.Eee evyemiz var bulaşıkları yıkayacağız. Her şeyi kafama göre düşünüyorum ya. Elektrik,su bağlantısı gibi atık su içinde bir sistemin kampinglerde olacağını düşünmüştüm.Nerdee.Çıkışa bir kova koyduk.Devamlı doluyor ve oğullarım onu süpürgenin sapıyla dengeleyip omuzlarında tuvalete taşıyor ve döküyorlar.Sonra yine devam.(dediğim gibi evde nasılsa öyle istiyorum.Kampın mutfağını kullanmayı sevmem) O yorgunlukla sabaha kadar deliksiz bir uyku çektik.Ertesi gün Datça’ya gitmek üzere yola koyulduk.İzmir’i geçtikten sonra birden gümleme ile birlikte karavan yalpalamaya başladı.Şeyimden ter akıtarak yolun kenarında zorla durabildim.İnip baktık ki lastik yok,jantın üstündeyiz. Bu arada karavanı alırken sormuştum.Stepne neden yok diye. Olmaz dediler.Patlarsa aracınkini kullanırsın.İyi de bizim araba 14 jant karavanın ki 13. Koskoca karavan üreticisi böyle deyince inanıyor insan. Hadi karavanı araçtan sök.Çocukların ikisini orada bırak,lastik aramaya git.Yakınlarda bir beldede tamirci bulduk.Yeni lastik olmadığından çıkma bir lastik almak zorunda kaldık.Dönüp lastiği değiştirip yola devam ettik.Çine'yi geçip Yatağan'a gelirken karavana bayağı alışmış 80 km ye kadar çıkabiliyordum ki bir gümleme ile öteki lastikte patladı(Çıkma olan değil).Yine karavanı söktüm ve Yatağan'a lastik almaya gittim.İki yeni lastik aldım değiştirip yola devam ettik.Bu arada hava karardı.Akyaka millipark alanına vardığımda saat 01.00 olmuştu.Orada konaklayıp ertesi gün nihayet Datça'ya varabildik.10 gün Aktur kampta çok güzel bir tatil yaptık.
Daha çok maceralarım oldu, başka bir yazımda onları da anlatırım ama son olarak dönüşte çeki demirinin ön kaynaktan koptuğunu yerlere sürtüp kıvılcımlar çıkartırken allaha şükür kopmadan nasıl durduğumu ne siz sorun ne de ben anlatayım.
Bunları uzun uzun anlatmamım sebebi karavancılıktan ne anladığınız ve ne beklediğiniz... Öncelikle bunları tespit edin.
Bir çekyat,bir buzdolabı küçük bir tezgahla iş bitmiyor.Zaman içinde daha rahat bir yaşam istediğinizi fark ediyorsunuz.Bunu size tecrübeleriniz ve kamplarda ya da yolda tanıştığınız diğer karavancılar fark ettiriyor.Temiz ve atık su deposu,ısıtma ve soğutma sistemi,banyo,yemek pişirme,bulaşık,iç dizayn vs. bunları arttırabiliriz.Bence en önemlisi karavanınızın içinde rahatlıkla ayakta durabilmelisiniz. Camperde yüksek tavan değilse bunu yapamaz,bel ağrısından zevk almak yerine ızdırap çekersiniz.
Karavanı mutlaka siz ve eşiniz yada bayan arkadaşınızla beraber 2 kişinin kullanacağı şekilde planlamalısınız.Çocuklar ya da başka arkadaşlar sizinle birlikte gelecekse, onların konaklamaları için bir de çadır almalısınız.Aynı karavanda beraber konaklama aynı odada yatmaya benzer ki hiç tavsiye etmem. (konukların hepsi bayan değilse
))
İleride beni hatırlayıp haklıymışsınız dememeniz için biraz uzun yazıyorum.
Karavan yazın keyifle gezmenin yanında kafanız birine ya da bir şeylere bozulduğunda başınızı alıp gidebileceğiniz ve kimseye muhtaç olmadan evinizdeki gibi yaşayabileceğiniz gibi olmalıdır diyorum. Maalesef çoğumuzun karısı var
))
Şimdilik bu kadar arkadaşlar.Eğer Karavan modelleri,resimleri,çeşitli iç dizayn örnekleri istiyorsanız bana yazın yollayayım.Şayet moderatör arkadaş izin veririse ayrı konu başlığında bunları ekleyebilirim.
Selamlar
Ahmet Oral
Ben yeni bir üyeyim.Ben de kendi karavanımı yapmak istiyorum.
Bu güne kadar kendi tecrübelerim yanında uzun süredir konu hakkında araştırmalar yaptım.
- Bazı arkadaşlarımız hevesli olmakla birlikte teknik bilgileri yok,herşeyi soruyorlar.Bu kaç cm olmalı? Kaçlık profil kullanmam lazım? Bunları bilmiyorsanız kusura bakmayın ama hiç başlamayın.
- Kendi istekleri ile hangi tip karavan uyuşuyor ? Bunu belirlemiyorlar.
- Karavan tabiiki daha ucuza seyahat etme imkanı sağlıyor ama kampinglere gittiğinizde istenilen paralar ailece pansiyonda kalabileceğiniz rakamlara geliyor. Bu da sizde ilerde hayal kırıklığı yaratmasın.İyi hizmet istiyorsanız karşılığını ödemelisiniz.Milli kamplardan hiç bahsetmiyorum.Pislikten geçilmiyor.
- Ben deniz kenarında ,manzarası hoş bir yerde konaklarım diye düşünüyorsanız nerden elektrik su alacaksınız? Dağbaşında yalnız erkek olarak bir problem olmayabilir(artık oda tehlikeli ya) ama ailenizle bu riski almamanızı öneririm.
Her şeyden önce uzman değilim ama Nasreddin Hoca’nın dediği gibi damdan düşen biriyim ve halden anlarım. Tecrübelerimi maalesef yaşayarak öğrendim.
Aşağıdaki yazımı Gencay arkadaşıma yazmıştım ama izniyle diğer arkadaşlarında bilgilenmeleri için tekrarlıyorum.
2001 yılında hayalim olan çekme bir karavan aldım(Başoğlu 5.25 2. el).Yürüyen aksamından içine kadar her şeyi istediklerime uygun olarak değiştirdim ya da ekledim.İnsan ne kadar hayal ederse etsin yaşamadan farkına varamıyor.Kampçılık,karavancılık bir yaşam biçimidir denilerek yazlığında yada evindeki şartlardan farklı bir yaşam şartlarına uymanız bekleniyor.Ben öyle istememiştim. Evimde nasıl yaşıyorsam ,karavanımda da aynı şekilde yaşamayı isterim.Çekme karavanı tercih sebebim bir kampinge yerleştikten sonra,canım isterse üzerimdeki değiştirerek yanımdakilerle birlikte bulunduğum yerdeki bir restauranta gitmek,eğlenip dönmeyi düşünmemdi.Bunu motokaravanınızla yapmanız çok zordur.Neyse biraz uzun yazıyorum ama diğer yeni başlayacak arkadaşlara da faydalı olmaya çalışıyorum.Tüm hazırlıklarım bitince çocuklarımı da yanıma alıp yola koyuldum.Birkaç km gitmeden arkadan gelen tıkırtılar sebebiyle kontrol için durdum.Oğullarımın yardımıyla sebebini bulduk.Çeki demirinin topuzuyla karavanın bağlantısının çapları birbirini tutmadığı için devamlı tıkırdıyordu.Araya tenis topunu keserek bir çeşit dolgu yaparak sorunu çözdük. Karavancılık hakkında hiçbir bilgim yoktu ama pratik çözümlemede bayağı iyiyimdir ve teknik konulardan anlarım.Bu inançla başlamıştım ama sorunlar hiç bitmiyordu.Bu sefer karavan rüzgarda sallandıkça araba devamlı yalpalıyor 50-60 km den daha hızlı gidemiyordum. (Stabilizatörü o zaman bilmiyordum.gerçi sonra da kullanmadım ya) Bu hızla akşama ancak Ören Altın kampa varabildim.Sahibi beyefendi özel biri.Türklere ve kafasına uymayanlara pek iyi davranmıyor.Nereye park edeceğimize bile o karar veriyor.Belki de bizi sevmemiştir.Neyse yine devam.Karavanı dengele,elektrik su bağlantılarını yap, tentesini kur,botu , motoru, masayı,sandalyeleri çıkar.Birde heves ediyorum ya hamağım var.Onu da kurdum şöyle bir rahat edeceğim derken kampın sahibi beyefendi geldi ve iplerin ağaçlara zarar verdiğini söyleyerek hamak kurmanın yasak olduğunu söyledi.Dakika bir gol bir. Ağaçlar ufak değil,an az 40-50 yıllık çam ağaçları.Belki haklı olabilir ama dediğim gibi yaşamadan fakına varamıyorsun.Park ettiğimiz yer ağaçların arasında ve deniz kenarında.Konumumuz itibariyle tentenin olduğu oturduğumuz taraf yan karavana bakıyor.Akşama kadar zaten yorulmuşum,karavanın hangi tarafı diye hiç dikkat etmemiştim.Komşumuz yaşlı bey hoş geldiniz ya da iyi akşamlar demeden "Siz karavancılıkta yenisiniz galiba ,böyle park edilmez.yaşam alanları karşılıklı olmaz"dedi ve gitti. Dakika iki gol iki.Yahu hani kampçılık ,dostluk,dayanışma ? Neyse bunları da geçtik. Akşam yemeğimizi hazırlayıp yemeğimizi yedik.Eee evyemiz var bulaşıkları yıkayacağız. Her şeyi kafama göre düşünüyorum ya. Elektrik,su bağlantısı gibi atık su içinde bir sistemin kampinglerde olacağını düşünmüştüm.Nerdee.Çıkışa bir kova koyduk.Devamlı doluyor ve oğullarım onu süpürgenin sapıyla dengeleyip omuzlarında tuvalete taşıyor ve döküyorlar.Sonra yine devam.(dediğim gibi evde nasılsa öyle istiyorum.Kampın mutfağını kullanmayı sevmem) O yorgunlukla sabaha kadar deliksiz bir uyku çektik.Ertesi gün Datça’ya gitmek üzere yola koyulduk.İzmir’i geçtikten sonra birden gümleme ile birlikte karavan yalpalamaya başladı.Şeyimden ter akıtarak yolun kenarında zorla durabildim.İnip baktık ki lastik yok,jantın üstündeyiz. Bu arada karavanı alırken sormuştum.Stepne neden yok diye. Olmaz dediler.Patlarsa aracınkini kullanırsın.İyi de bizim araba 14 jant karavanın ki 13. Koskoca karavan üreticisi böyle deyince inanıyor insan. Hadi karavanı araçtan sök.Çocukların ikisini orada bırak,lastik aramaya git.Yakınlarda bir beldede tamirci bulduk.Yeni lastik olmadığından çıkma bir lastik almak zorunda kaldık.Dönüp lastiği değiştirip yola devam ettik.Çine'yi geçip Yatağan'a gelirken karavana bayağı alışmış 80 km ye kadar çıkabiliyordum ki bir gümleme ile öteki lastikte patladı(Çıkma olan değil).Yine karavanı söktüm ve Yatağan'a lastik almaya gittim.İki yeni lastik aldım değiştirip yola devam ettik.Bu arada hava karardı.Akyaka millipark alanına vardığımda saat 01.00 olmuştu.Orada konaklayıp ertesi gün nihayet Datça'ya varabildik.10 gün Aktur kampta çok güzel bir tatil yaptık.
Daha çok maceralarım oldu, başka bir yazımda onları da anlatırım ama son olarak dönüşte çeki demirinin ön kaynaktan koptuğunu yerlere sürtüp kıvılcımlar çıkartırken allaha şükür kopmadan nasıl durduğumu ne siz sorun ne de ben anlatayım.
Bunları uzun uzun anlatmamım sebebi karavancılıktan ne anladığınız ve ne beklediğiniz... Öncelikle bunları tespit edin.
Bir çekyat,bir buzdolabı küçük bir tezgahla iş bitmiyor.Zaman içinde daha rahat bir yaşam istediğinizi fark ediyorsunuz.Bunu size tecrübeleriniz ve kamplarda ya da yolda tanıştığınız diğer karavancılar fark ettiriyor.Temiz ve atık su deposu,ısıtma ve soğutma sistemi,banyo,yemek pişirme,bulaşık,iç dizayn vs. bunları arttırabiliriz.Bence en önemlisi karavanınızın içinde rahatlıkla ayakta durabilmelisiniz. Camperde yüksek tavan değilse bunu yapamaz,bel ağrısından zevk almak yerine ızdırap çekersiniz.
Karavanı mutlaka siz ve eşiniz yada bayan arkadaşınızla beraber 2 kişinin kullanacağı şekilde planlamalısınız.Çocuklar ya da başka arkadaşlar sizinle birlikte gelecekse, onların konaklamaları için bir de çadır almalısınız.Aynı karavanda beraber konaklama aynı odada yatmaya benzer ki hiç tavsiye etmem. (konukların hepsi bayan değilse
İleride beni hatırlayıp haklıymışsınız dememeniz için biraz uzun yazıyorum.
Karavan yazın keyifle gezmenin yanında kafanız birine ya da bir şeylere bozulduğunda başınızı alıp gidebileceğiniz ve kimseye muhtaç olmadan evinizdeki gibi yaşayabileceğiniz gibi olmalıdır diyorum. Maalesef çoğumuzun karısı var
Şimdilik bu kadar arkadaşlar.Eğer Karavan modelleri,resimleri,çeşitli iç dizayn örnekleri istiyorsanız bana yazın yollayayım.Şayet moderatör arkadaş izin veririse ayrı konu başlığında bunları ekleyebilirim.
Selamlar
Ahmet Oral