Kotunuzu Taşlanmış mı Alırsınız? Buyrun O Zaman...

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan eftaLYa Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 11
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 3,473

eftaLYa

Face & Ben
Mesajlar
2,959
Tepkime Puanı
5
Yer
İstanbul - Şişli
Web
www.esraakeroglu.com
Hemen hepimizde var 2şer 3er tane.. taşlanmış kot.. Jean..

O zaman aşağıdaki röportajı bir kaç dakika ayırıp okuyalım.. Sonra da biraz elimizi vicdanımıza koyup düşünelim..


---------------

fft16_mf194663.jpg


“Teker teker öldüğümüz için mi hiç ses getirmiyor acaba?”
Bunu hakikaten dümdüz sordu 30 yaşındaki Yılmaz. Nasıl yazayım dedim gerçeği? Onların dediği gibi demeye karar verdim. Dümdüz:
Ölecekler. Masada gördüğünüz üç adam yarın öbür gün, ne zaman belli değil, ama kesin ölecekler. Bir gün yolda pat diye düşüp ya da yemek yerken. Boğularak ölecekler üstelik, nefessiz kalarak. Ve beş parasız. (Kusura bakmayın arkadaşlar!) Neden? Çünkü kotlarımız havalı olsun diye. Çünkü Avrupai kot markaları bu işi Avrupa’da yaptıramayıp, gelip bizim gariban ülkemizde karın tokluğuna yaptırabildiği için.
Çünkü o markaların patronları, insan öldürdüğünü bilmelerine rağmen bu gencecik adamlara hiçbir önlem almadan kot kumlattığı için. Çünkü Çalışma Bakanı bu işteki sorumluluğunu kabul etmediği için. Çünkü sigortasız çalıştıkları için...

39 ‘rodeocu’
Yılmaz göğsünü tutup “Filistin” dedi, nefesi yetmeyince ağzına fıs fıs bir şey sıktı:
“Bu da Türkiye’nin Gazze’si!”
Abdülhalim tamamladı:
“Adam ‘One minute’ dedi ya, ben de ona demek istiyorum ‘Siz de işçi öldürmeyi iyi biliyorsunuz’ diye!”
Şimdiye kadar 39 kot kumlama işçisi öldü. Sessiz sessiz. Slikozis diye bir hastalığın olduğunu bilmeyen, olduğunda öleceğini öğrenen, ciğerlerine kum yapışarak ölecek olan yüzlerce işçiden biri Yılmaz. Farkında değil belki, üç kere söyledi:
“Tek çaresi akciğer nakli ama 150 bin euro’ymuş. Viyana’da yapıyorlar bir tek. 150 bin euro’ymuş.”
Yılmaz, konuşacağımız İşçi Kardeşliği Partisi’nin binasına gelmek için dolmuş parası borç aldı.
“Dayıoğlum Mehmet şimdi oksijene bağlı. O da ‘rodeo’dan.”
Rodeo?
“Kot kumlama işine denir rodeo. Kotun rengi açılıyor, yumuşuyor.”

‘Öleceğimizi biliyorlardı’
“Rodeo”nun efsanesi sayılan Şaban usta, işin sırrını anlatıyor. Onu dev gibi zannederlermiş, öyle iyiymiş kumlamada. Şimdi bir kaç metre yürüyünce durup dinleniyor:
“Haftada on bin parça iş verir mesela Mavi jeans, sen girersin 2 metreye 2 metre kum dolu odaya, odaya hava basılır, sen de odanın içinde ağzında bir tülbent, çalışırsın. Kum insandan pahalı ya, kum yabana gitmesin diye havalandırmazlar da. O kum ciğerine yapışır, çıkmaz, tedavisi yoktur. Adı Slikozis. Röntgene bak ciğerin delik deliktir.”
Bir ara 46 kiloymuş, şimdi toparlamış, sadece ölecek yakında.
“İki yıldır öğrendik biz bu hastalığı. Ama bize kotları gönderenler biliyordu.” Dersine en iyi çalışmış olan Abdülhalim. Çünkü üç erkek kardeşi ve sekiz amcaoğlu da onunla birlikte aynı ölüm yolunda. Bingöl’de sadece onun geldiği köyde 300 kişi ölecek aynı sebeple:
“1960’da kot kumlama işi yasaklanmış Avrupa’da. O yüzden Suriye, Bangladeş, Türkiye gibi ülkelere gönderilmiş bu iş. İki yıla Mısır’da da çıkacak bu hastalık. Çünkü rodeo bizden de oraya gidiyor.”
Mehmet’in aklına geliyor:
“Benim bildiğim iki Azeri öldü. Başkaları da vardı. Romenler, İranlılar, Moldovyalılar, Ruslar... Onlar ölmüşlerdir kesin.”

Elif ve dayanışma
Türkiye’de kaç kurban var?
“Biz şimdilik 600 kişiye ulaşabildik Kot İşçileri Dayanışma Komitesi olarak. Ama hasta olduğunu bilmeyen, gidip verem tedavisi görenler var. Sessizce ölüyorlar.”
O zaman Yılmaz tekrar etti: “Acep beraber ölsek mi ses çıkar?”
Dondum. Beş yaşındaki kızının adı Elif, onu söyledi sonra. Yüzü kırıldı gibi oldu.
“Bizim sırtımızdan çok para kazandılar” diyor Mehmet, 38’inde ve gelirken bir kaç metre yürüdüğü için yarım saattir nefesi düzelmiyor:
“Ayda bir gece kendi maaşımıza çalışırdık, geri kalan 29 gece onlara. Gecede 2-3 milyar kazanırdı o atölyeler. Ama şimdi bize emekli maaşı bağlayacaklar diye ödleri kopuyor. Sağlık raporunda hastalık göründüğü için çalışamıyoruz, malulen de emekli etmiyorlar. Huzurla ölmek istiyorum sadece.”
Kot İşçileri Dayanışma Komitesi olarak örgütlenip şu ana kadar 160 dava açmışlar iş yerlerine. Sigorta tespit davası çoğu. Sonra tazminat açılacak, Çalışma Bakanlığı’na dava açılacak, belki malulen emekliliği verilmeyenler dava açacak. Ama iki mesele var. Biri para. Para toplamak için dayanışma gecesi yapacaklar. 11 Mart’ta İstanbul’da Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde.
Anadolu Ateşi, Arif Sağ, Cahit Berkay, Elveda Rumeli oyuncuları, İclal aydın, Emrah Karaca, Kardeş türküler, Mor ve Ötesi, Şebnem Sönmez, Yasemin Göksu, Zeynep Tambay katılacak. Saat 19:00’da MKM’de. MKM nerede? Uğur Mumcu cad. No:8 Akatlar Beşiktaş. Davetiye bedeli 50 ve 30 TL.
Ayrıca bağışlar için www.kotiscileri.org sitesinde, bir form var, oradan derhal bağış yapabiliyorsunuz.

‘Ölelim de para alalım’
“Ama ölünce karına emekli maaşı bağlıyorlarmış” dedi Yılmaz, bunu umarak, sadece bunu bekleyerek.
“Bakma, o da kesin değil” dedi Abdülhalim.
“Ama böyle ne emekli olabiliyoruz, ne çalışabiliyoruz. Nasıl olsa öleceğiz, bari ölelim de çocuklar para alsın” diye tamamladı Yılmaz.
Ölümden bahsettiler sonra. İkinci mesele de buydu işte: Para gibi zaman da azdı. Ölüm mühim değildi de bu haksızlık... Gencecik yaşta kotlarımız için ölen bu adamlara hesap sormaları için yardım edin.

alıntı: Milliyet.com.tr
 

Etiketler

Ynt: Kotunuzu taşlanmış mı alırsınız? Buyrun o zaman...

paylaşım için teşekürler emeğinize sağlık
 

Ynt: Kotunuzu taşlanmış mı alırsınız? Buyrun o zaman...

Ne yapılmalı?
Halen İstanbul’un Sultançiftliği, Küçükköy, İkitelli, Halkalı, Alibeyköy, Esenyurt semtlerinde, her türlü denetimden uzak çok sayıda kot taşlama atölyesi var. İşçileri sağlıksız koşullarda, sigortasız çalıştıran bu atölyeler derhal tespit edilmeli ve kapatılmalıdır.

Kot taşlama küçük, merdiven altı atölyelerin işi gibi yansıtılmaya çalışılmaktadır; ama bu atölyeler Lewis, Mavi Jeans, Strom Jeans, Adil Işık, Dolce Gabbanna, Leke gibi büyük firmalar için çalışmaktadır. Bu şirketler işleri taşerona vererek işçilerin iş güvenliğini sağlama ve sağlığını koruma zorunluluklarını, iş kanununa aykırı şekilde yerine getirmemişler ve binlerce işçinin sağlığıyla oynamışlar, onlarcasının canına kastetmişlerdir. Bu görmezden gelinmemeli ve hasta işçilerin maddi-manevi bütün zararları kendilerinden tazmin edilmelidir.

“Gayrı sıhhi müessese” durumundaki işyerlerine, işyeri bina ve eklentilerinde bulunması gerekli asgari sağlık ve güvenlik şartlarını dahi kontrol etmeksizin işyeri ruhsatı veren tüm belediyeler, derhal gerekli denetlemeleri yapılarak (elbette Davutpaşa patlaması sonrasında gerçekleşen sahte denetlemelerden bahsetmiyoruz) gereken önlemleri almalı ve sebep oldukları maddi-manevi zararları karşılamalıdırlar.

Sağlık Bakanlığı, her ilde silikozis hastalığı tehdidi altındaki tüm işçilerin ücretsiz sağlık taramasından geçebileceği sağlık birimlerini belirlemeli ve işçileri buralara yönlendirmeli, hasta işçilerin tedavilerinin sosyal güvence şartı aramaksızın tamamen ücretsiz şekilde gerçekleştirilmesini sağlamalıdır.

Mağdur işçilerin patronlara karşı yürüttüğü hukuki mücadelede önlerine ciddi bir adalete erişim sorunu çıkmaktadır. Çok sayıda hasta işçi ya da vefat eden işçi yakını ödenmesi gereken harçları karşılayamadıkları için dava açamamaktadır. Adalet Bakanlığı, bu durumdaki işçilerin veya işçi yakınlarının bu harçlardan muaf olması için adli müzaret kararı çıkarmalı ve işçilerin haklarını aramalarının önünü derhal açmalıdır.

Bu sosyal felaketten birinci derecede sorumlu olan kot taşlama işine uluslararası rekabet nedeniyle sessiz kalan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve hükümetlerdir. Sosyal güvenlik hakkı; Anayasa ile devlet güvencesi altına alınmış en temel insan haklarından biridir. Anayasanın 49. maddesinde herkesin çalışma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ve devamla 60. maddesi uyarınca da devletin sosyal güvenliği sağlayacak tüm tedbirleri almakla yükümlü olduğu açıkça düzenlenmiştir. Buna rağmen; işçiler kot taşlama atölyelerinde sigortasız çalıştırılmış ve sosyal güvenlik haklarından mahrum bırakılmışlardır. Şimdi hastalıkla mücadele eden işçiler sosyal güvenceden yoksun bir halde, yeşil kartın sağladığı sınırlı sağlık hizmetlerinden yararlanmaya çalışmaktadırlar.

İş güvenliği ve işçi sağlığı koşullarını yerine getirmeyen işyerlerine işletme izni vererek faaliyete geçmelerine neden olan; gerekli denetimleri yapmayan, bu şekilde çalışan işyerlerine yaptırım uygulamayan, işçilerin sosyal güvenlik haklarını koruma altına almayan ve patronların işçileri göz göre göre katleden uygulamasına göz yuman Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri ve ayrıca, Bakanlık’a bağlı İş Teftiş Kurulu müfettişleri, denetlemeleri usulüne uygun yapmadıkları ve bu atölyelerin faaliyetlerini durdurmadıkları için yargılanmalıdır!

Tekstil sektöründeki uluslararası rekabet gerekçesiyle gencecik işçilerin ölümüne şimdiye dek ses çıkarmayan hükümet, derhal gereken önlemleri almalı ve ölümleri durdurmalıdır!

Kot Taşlama İşçileri Dayanışma Komitesi | 2008

info@kotiscileri.org

alıntı: www.kotiscileri.org
 




Ynt: Kotunuzu Ta?lanm?? m? Al?rs?n?z? Buyrun O Zaman...

Kumu filitre etmek cok zor degil. Iyi bir maskeyle bu ciddi sorunu cozemiyorlarmi?
Turkiyede insana verilen degerin en iyi ornegi iste bu.
Bir mermer atolyesinde mermeri makinayla taslayan usta neden maske kullanmiyorsun dedim.
Usta maske gormemizi engelliyor duzgun is cikaramiyoruz dedi.
O toza ciger dayanmaz.10 dak calissin agzi burnu bembeyaz oluyor.
Rodeo iside ayni hatta daha kotu.maske kullanimi saglanabilir. Hatta maske ye disardan temiz hava verilebilir.
Isveren ve onu denetleyenler insana deger verseler bu sorun isci basina 200 lira masrafla cozulur.
 

Ynt: Kotunuzu Taşlanmış mı Alırsınız? Buyrun O Zaman...

paylaşım için teşekkürler, çok önemli bir bilgi daha edindik.
 

Ynt: Kotunuzu Taşlanmış mı Alırsınız? Buyrun O Zaman...

Kahrolası bir düzen maalesef,insan hayatının ne kadar ucuz olduğu ortada,üzülerek izliyoruz...
 

Ynt: Kotunuzu Taşlanmış mı Alırsınız? Buyrun O Zaman...

Tebrik ediyorum sizi çok güzel bir konu seçmişsiniz !! Daha duyarlı olmak lazım.
 




Ynt: Kotunuzu Taşlanmış mı Alırsınız? Buyrun O Zaman...

şu avrupa birliği uyum yasaları ne diyor acaba birilerine sormak lazım hıyarın domatesın boyuna enine standart getiren avrupa birliği neden işçi sağlığı işgüvenliği ile standartlar getirmiyor avrupa birliğinde işçi sağlığı için yasak olan uygulama bizde neden var neden mi bu konuda çıkarları var kokoreç sağlıksız sakatat sağlıksız ama kot taşlama avrupalı işçiye yasak diğer ülke işçileri normal herşey apaçık ortada kimsenin sesi çıkmıyor ismini yanlış yazıyorsam kusura bakmayın insan hakları savunucusu clodyo rod nerde nerde insanlık bu resmen çifte standarttır görün avrupa birliği bu ister kabul edin ister etmeyin böyle bir konun işlenmesi gündeme gelmesi gezenbilirin laylaylom gezelim eylenelim gerisi hikaye olmadığını gösterdi topluca gezenbilir olarak destek verelim derim aklıma gelen bir çok şey daha var ama varın siz düşünün
 

Ynt: Kotunuzu Taşlanmış mı Alırsınız? Buyrun O Zaman...

biktik artik yaaa, ya maden ocagi gocer insanlar olur, ya meyvelerin sebzelerin genetigiyle oynarlar ne yedigimizi bilemeyiz, ya garibanlari risk tasiyan islerde bedava calistirip olumunu beklerler, ya bomba patlar gunahsizlar olur, artik yemin ederim 20 gunde bir televizyonda haberleri seyredecegim. suc isleyenlerin misliyle cezalarini cekecegi bir Turkiye gormek istiyoruz artik.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,952
Mesajlar
1,526,439
Kayıtlı Üye Sayımız
166,717
Kaydolan Son Üyemiz
bbbea

Çevrimiçi üyeler



Geri
Üst