En yakın Lukoil benzinciden mazot almak için durduk. Mazot fiyatı 26.85 Ruble. Yani mazot 0.65€ veya bizim paramızla 1.66TL ediyor. Burada mazottan bayağı kardayız.
Sizin depo da küçük olmalı sanıyorum; bizimki 55 lt de... Depo, büyük/büyütülmüş olmalı ki, Rusya'dan çıkışta doldurup çıkılmalı, hatta tencere, tavalara ve de soğan kabuklarına bile ;D; bize göre epeyce ucuz da...
***
fsirin' Alıntı:
Yolların kenarlarında hep köylüler mantar ve çilek meyveleri satıyorlar. Çeşit çeşitler renkli görünüyorlar ama mantarlara pek güvenemediğimiz için durmadık.
Sizin depo da küçük olmalı sanıyorum; bizimki 55 lt de... Depo, büyük/büyütülmüş olmalı ki, Rusya'dan çıkışta doldurup çıkılmalı, hatta tencere, tavalara ve de soğan kabuklarına bile ;D; bize göre epeyce ucuz da...
Evet Cavid Hocam, bunun bir yolunu bulmak lazım. ;D Bizimkinin deposu fabrika verisine göre 65lt ama bugüne kadar en fazla 57lt almışım. Onda da ışık yanıyordu. Genelde uzun gezilerde yarı deponun altına indiğinde almak için bakınmaya başlıyorum.
Rusya'da iki defa mazot almışım her ikisi de 38'er litre olmuş. Mazot aldıkça, araçtaki küçük bir kağıda hep aldığım kilometreyi depo seviyesini ve kaç litre aldığımı yazıyorum. ;D
gezmen' Alıntı:
Geziniz toplamında, ne denli çok gökkuşağı görüntülemişsiniz. Fotoğraflara bakarken, bir kez daha aklıma geldi, yazayım dedim.
Kuzey bölgelerde güneş daha alçaklarda olduğu için, yağmur yağarken güneş varsa, hemen gökkuşağı oluşuyor.
Ülkemizde ise ancak sabah veya akşam saatlerinde ya da kışın gökkuşağı olabiliyor. :
St-Petersburg merkezine vardık. Saray meydanı (Palace Square) yakınlarında bir park yeri görünce hemen parkettik. [GPS150]. Küheylan'ın ufak bir araç olması, burada avantajlı oldu ve cadde üzerinde parketmiş olduk. Dikey parkedildiği için biraz daha uzun olsaydı başka yer arayacaktık. Buradan saray civarındaki binaları gördük. Binalar son derece görkemli. Mimarisi çok güzel göze batan kötü bir yapıya rastlamadık dersek yalan olmaz. Üstelik St-Petersburg'un her köşesinden karşımıza ilginç yapılar çıkıyor. Binaların yağmur giderleri bile oldukça farklı.
Gece saray meydanı ve çevresinde dolaştık.Meydanda saksafon ve gitar çalan gençler vardı. Sokak ve caddelerde gece çılgın gençler otomobil ve motosikletleriyle hız yapıyorlar. Çılgın ve hızlı bir şehirdeyiz. Sokaklarda sık sık limuzinlere de rastlıyoruz. Gece Saray Meydanı, Alexander Sütunu , Hermitage Müzesi yani Kışlık Saray yanı sıra St-İsaac katedrali çevresini de gezdik. Gece tarihi eserler aydınlatılmış, bir ara çok sayıda fenerin de salındığını gördük. Herhalde bir kutlama var.
Nehir kenarına gelince nehir turu atan tekneler gördük. İki bayan tekne turu diye bağırıyordu. Biletimizi aldık tur saatine kadar Küheylan'a dönüp birşeyler atıştırdık. Teknemiz 21:30'da hareket etti. Tekne hareket edene kadar, 5-6 defa bilet kontrolü yaptılar. Her gelen görevli biletlere bakıyor. Kişi başı 400RUR karşılığında bir saat tur atmış olduk. Tekne kanallar arasında bize güzel bir gezi yaptırdı. St-Petersburg venedik gibi her bir yanı kanallarla çevrili bir şehir. Teknede iki Türk öğrenci de vardı. Tekne turu esnasında gösterdikleri binalar hakkında açıklama da yapıyorlardı ama “Rusça”. Turumuz gece 23:30'a kadar sürdü Bu arada verdiğim saatlerin Türkiye saatiyle olduğunu anımsatalım. Zaten Türkiye ile de aynı boylamda, Adapazarı, Sapanca hizasındayız. Burası aynı zamanda gezimizin en doğu noktası. Çok dikkat etmedim ama Rusya'nın saat dilimi için 1 saat eklememiz gerekiyor. Yani burada saat 00:30.
Çok geç olmadan Küheylan'a dönüp yattık. Meğerse St-Peterburg 24 saat yaşayan bir şehirmiş ne bilelim. Sabaha kadar otobüsler, troleybüsler, çöp arabaları ne varsa bulunduğumuz sokaktan geçtiler. Doğru düzgün uyuyamadım Küheylanın küçük olması sayesinde, burayı bulmuştuk ama daha sakin bir yer bulsaymışız daha iyi olacakmış. Merkezde olmanın dezavantajı da bu olsa gerek.
Bu sefer de sabah St-Petersburg'da uyanmış olduk. Bugün gezimizin 34. günü. İlk olarak saray meydanında Turizm danışmaya uğrayıp şehirde gezilebilecek yerlerin listesinin olduğu bir broşür ve harita aldık. Saray meydanından soğan kafalı bir yapı görülüyor, dün akşam da görmüştük. Orası “Our Sauviour on the blood” adlı kiliseymiş. Kısaca “Kanlı Kilise” diyebiliriz. Saray meydanının ortasında Alexander Sütunu adında bir anıt var. Herhalde İskender Anıtı demek lazım. İskender Anıtı 1812 savaşının anıtı olarak yapılmış. Verdikleri dokümanda belirtilmemiş ama herhalde Osmanlı-Rus savaşı için olsa gerek. Benim pek bildiğim bir konu değil.
Gezi yazısında, bu noktadan sonra gereksiz anlatım tekrardan kaçınmak için, St-Petersburg içinde eser bazında fotoğraf yayınlayacağız. Yani gece ve gündüz fotoğrafları aynı objenin konusunda yer alacaktır. Önce saray meydanının ortasındaki Alexander Sütunu. [GPS152].
Saray meydanı ve Kışlık Sarayı zaten ilk gezdiğimiz alan oldu. Kışlık saraya girmedik. Dışarıdan baktık. Burası Hermitage Müzesi olarak da anılıyormuş. Girişi 400RUR imiş. [GPS153] . www.hermitagemuseum.org