Mercedes Sprinter.
Bu başlıktaki bilgilerin çoğu, aramızda araçlardan iyi anlayan ve tamir edebilen karavancılara basit gelebilir. Onların bu bilgilere ihtiyaçları olmayabilir ama forumda benim gibi bir çok karavancının bu tecrübeli dostların bilgilerine ve deneyimlerine ihtiyacımız var.
Konuya ilk önce araç seçimi ile başlamakta fayda var. Ama önce kendi karavanımdan bahsedeyim. 2006 yılında aldığım, 1997 model Sprinter 212 D şu anda 296.350 kilometrede. Eğer kaportasının paslanmasını yavaşlatabilirsem, 5 silindirli turbo motor bir 300.000 km daha gider sanıyorum. Iki yıl önce altenatörün önündeki makarayı değiştirdim. Motor aksamında yapılan tek tamir bu. Debriyaj balatası bile halen orijinal. Almanya´da kış aylarında yollar çok tuzlandığı için kaportanın paslanması büyük bir problem. Her Türkiye gezisinden sonra aracın özellikle önünde ve sol tarafındaki taş yerleri paslanmayı daha hızlandırıyor ;D. 2008 yılında Keşan`da aracın altının boyasını yenilettim ve 4 tekerin arkasına paspas taktım. Bu nedenle aracın altı temiz ve tüv almak bir sorun değil. Aracımdan çok memnunum ama şimdiki deneyimlerime göre 212 D yerine 312 D alırdım. Çünkü 212 D`in yoldaki azami yük kapasitesi 2960 kg. 312 D de ise 3500 kg. Aracın donanımında çok hafif malzeme kullandığım halde, gezilerde 3000 kilonun altına düşmek çok zor. Aracın taşıyabileceği en ağır yükle devamlı yolda olmak hiçte güvenceli bir durum değil.
Araç seçiminde bence karavan için serisi 3 ile başlayan bir Sprinter şart.
Ayrıca hangi boy ve hangi motor gücünde bir araç istediğimizi bilmemiz lazım. Çoğunlukla ikinci el araçlardan karavan yaptığımız için yıpranmamış bir araç bulmak hiçte kolay değil. Alman polisi bir kaç ay önce her üç ikinci el araçtan birisinin kilometresinin değiştirildiğini söyleyerek araç satın alanları uyardı. Benim bu konuda dikkat ettiğim noktalar:
-Alacağım aracın üçüncü el araç olmamsı.
-Araç hangi işte kullanıldı.
-Aracın bakımı düzenli yapılmış mı. En iyisi araçın hep kendi servisinde bakımının yapılarak sevis defterine kilometresinin işlenmiş olması.
-Tüv ve emisyon kontrol kağıtlarında da araçların kilometresini görmek mümkün.
Almanya´da olsun Türkiye´de olsun aracının kilometresini saklama gereği duymayan bir satıcının hiç olmazsa yukardaki belgelerin bir kısmıyla aracın kilometresinin doğruluğunu ispat etmesi lazım. Bu belgeler aracın en azından satışını kolaylatırır
Kilometresinin orijinal olduğu ispat edilemeyen araçla bence ilgilenmemek lazım.
Devamı gelecek.
Bu başlıktaki bilgilerin çoğu, aramızda araçlardan iyi anlayan ve tamir edebilen karavancılara basit gelebilir. Onların bu bilgilere ihtiyaçları olmayabilir ama forumda benim gibi bir çok karavancının bu tecrübeli dostların bilgilerine ve deneyimlerine ihtiyacımız var.
Konuya ilk önce araç seçimi ile başlamakta fayda var. Ama önce kendi karavanımdan bahsedeyim. 2006 yılında aldığım, 1997 model Sprinter 212 D şu anda 296.350 kilometrede. Eğer kaportasının paslanmasını yavaşlatabilirsem, 5 silindirli turbo motor bir 300.000 km daha gider sanıyorum. Iki yıl önce altenatörün önündeki makarayı değiştirdim. Motor aksamında yapılan tek tamir bu. Debriyaj balatası bile halen orijinal. Almanya´da kış aylarında yollar çok tuzlandığı için kaportanın paslanması büyük bir problem. Her Türkiye gezisinden sonra aracın özellikle önünde ve sol tarafındaki taş yerleri paslanmayı daha hızlandırıyor ;D. 2008 yılında Keşan`da aracın altının boyasını yenilettim ve 4 tekerin arkasına paspas taktım. Bu nedenle aracın altı temiz ve tüv almak bir sorun değil. Aracımdan çok memnunum ama şimdiki deneyimlerime göre 212 D yerine 312 D alırdım. Çünkü 212 D`in yoldaki azami yük kapasitesi 2960 kg. 312 D de ise 3500 kg. Aracın donanımında çok hafif malzeme kullandığım halde, gezilerde 3000 kilonun altına düşmek çok zor. Aracın taşıyabileceği en ağır yükle devamlı yolda olmak hiçte güvenceli bir durum değil.
Araç seçiminde bence karavan için serisi 3 ile başlayan bir Sprinter şart.
Ayrıca hangi boy ve hangi motor gücünde bir araç istediğimizi bilmemiz lazım. Çoğunlukla ikinci el araçlardan karavan yaptığımız için yıpranmamış bir araç bulmak hiçte kolay değil. Alman polisi bir kaç ay önce her üç ikinci el araçtan birisinin kilometresinin değiştirildiğini söyleyerek araç satın alanları uyardı. Benim bu konuda dikkat ettiğim noktalar:
-Alacağım aracın üçüncü el araç olmamsı.
-Araç hangi işte kullanıldı.
-Aracın bakımı düzenli yapılmış mı. En iyisi araçın hep kendi servisinde bakımının yapılarak sevis defterine kilometresinin işlenmiş olması.
-Tüv ve emisyon kontrol kağıtlarında da araçların kilometresini görmek mümkün.
Almanya´da olsun Türkiye´de olsun aracının kilometresini saklama gereği duymayan bir satıcının hiç olmazsa yukardaki belgelerin bir kısmıyla aracın kilometresinin doğruluğunu ispat etmesi lazım. Bu belgeler aracın en azından satışını kolaylatırır
Kilometresinin orijinal olduğu ispat edilemeyen araçla bence ilgilenmemek lazım.
Devamı gelecek.