Motosikletle Hindistan ve Nepal yolculuğu

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan moradam Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 44
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 22,358

moradam

Ana Kamp
Mesajlar
39
Tepkime Puanı
0
Yer
denizli
Delhi 31 ekim 2011

31 ekim Sabah 4:00 de Delhi’deyim. Baharat kokusu... İlk hissettiğim şey bu. Döviz bürosundan rupi alıp taksiyle otellerin yoğun bulunduğu Pahar Ganj bölgesine gittim.

Delhi’de pre-paid denen bir taksi ödeme sistemi var. Havaalanından pre-paid bürosuna gidip gideceğim yeri söyledim ve bir fiş aldım. Bu fişle taksi beni istediğim yere götürdü. Pre-paid, taksicilerin size fazla fiyat söyleyip kandırmaması için iyi bir sistem. Ondan sonraki taksili, rikşalı, pisikletli dolaşmalarımda hep kazık yedim galiba zaten. Taksi ya da rikşaya binerseniz taksimetre konusunda ısrarcı olmakta fayda var. Gerçi taksimetre olmazsa ne nolur? Pahar Ganj’dan Lal Qila’ya 2 liraya gideceğinize 3 liraya gidersiniz. Fiyatlar bu kadar. Konu paraysa çok da sorun yok. Kazık yediğiniz için gururunuz kırılacaksa “taksimetrem bozuk” diyen adama binmeyin. Başka yerlerde oda bulamadığım için Otel Delhi International diye pahalı ama dandik bir otele gittim. Oda parası 700 rupi. Delhi şartlarında pahalı bir oda. Dha ucuza bir sürü yer var. 1 gece idare ederim.

Bu, otelin havalandırması. Apartman boşluğuna bakıyor. Binanın hava boşluğundaki bir tane hava dönüşüm sisteminin ayarını, kapağı az ya da çok açarak ayarlıyorsunuz. Açsanız da gürültü yapıyor kapasanız da.
Delhi’den bir an önce gitmek istiyorum. Sabah ilk işim Rahmi’nin tavsiye ettiği Karol Bagh’daki “Rajeev Bike”a gitmek oldu. Rajeev’le tanıştık. İyi biri. Motor kiralamak için uygun bir yer. Yalnız Delhi’de herşeyde olduğu gibi bunda da pazarlık yapın. Günlüğü 8 dolara 1 aylığına 200 cc kırmızı bir “Honda Hero Karizma” kiraladım. Daha ucuza da kiralanabilirdi, uğraşamadım. Biraz kapora verip, ertesi sabah motorun bakımları yapılmış olarak teslim almak üzere dükkandan ayrıldım.
Günün geri kalanında Delhi turu.


Sokakta ip cambazı bir kız çocuğu.




Rikşalar Delhi’deki en yaygın ulaşım araçlarından.




Lotus Tapınağı. Dünyadaki yedi Bahai Tapınağından biri. İçerde fotoğraf çekmek, konuşmak yasak. Girerken ayakkabılar çıkarıyoruz. Hindistan’daki kutsal yerlerin genel kuralı bu.






Lotus Tapınağı’nın sokağından yeme içme yerleri. İlk gün bunlardan yemek çok iştah açıcı gelmemişti. Yavaş yavaş alışıyorum.


Delhi 31 ekim 2010


ISKCON (Hare Krishna) Tapınağı. Girdiğinizde insanlar size “Hare Krişna” diye selam veriyor.










Lal Qila (Kırmızı Kale), geniş bir alana kurulmuş. İçinde islam etkisini taşıyan güzel yapılar var.


Imperial sinemasında bu hafta!


Ertesi sabah sokağın birinde bulduğum bir kahvaltı salonu.


Menüdeki “ekstra kahvaltı”yı istedim, önce çay geldi. Çayın adı burda da çay. Ama sütlü yapıyorlar. Normal çayın adı “black tea”, ama demleme değil sallama geliyor. Sonra yine süt içinde yüzen bulgurlardan oluşan bir yemek, yağlı ekmek, 2 haşlanmış yumurta ve sebzeli soslu haşlanmış patates geldi. Doydum.


Uyuyamadım, sabah 5:00 gibi otelden ayrıldım. Rajeev’den Motoru almama daha 3 saat var. Bu arada Jain Tapınağı’nı ve aynı bahçedeki kuş hastanesini görebilirim.




Okul servisi.


Jain Tapınağı. İçerde fotoğraf çekmek yasak. Buraya da alınayak girilecek.


Jain Tapınağı’nın bitişiğindeki kuş hastanesinde yaralı, hasta kuşlar iyileştirilip tekrar doğaya salınıyor.


Saat 10:00 da Rajeev’le buluşuyoruz. Motorun belgelerini, filan da alıp yeni motorumla 200 km. mesafede olan Haridvar ve Rishikesh'e doğru yola çıkıyorum.




Haridvar 2 Kasım 2010

200 km yi 8 saatte alabildim. Çünkü Delhi-Rishikesh arasında “şehirlerarası yol” kavramı yok. Her yer şehiriçi ve her yer kalabalık. Trafiğin soldan olması problem olmadı pek. Dönüşlerde filan eski alışkanlıkları bırakıp biraz dikkatli olmak gerekiyor. Hindistan trafiğinin farklı bir dili var. Frene basmak yok... Aralıksız korna... Ufak tefek çarpmalar olabiliyor. Büyütülecek birşey yok. Araçların çoğunun dikiz aynası yok ya da kapalı. Bir süre motor kullanınca dikiz aynasını hiç kullanmadığımı farkettim. Şimdi biri göğe biri yere bakıyor. Düzeltme ihtiyacı hissetmiyorum. Biraz pratik yapınca gündüz motor kullanmak o kadar problem değil. Geceyi çözemedim daha. Gündüz aralıksız çalan kornaları anlıyorum. Ama gece aralıksız yanan uzunları anlamıyorum ve Hint tanrılarından birinin de bana sahip çıkacağını varsayarak nerde karanlık varsa motoru oraya sürüyorum. Karanlığa pek kalmamak lazım.
Haridvar’ı yarına bırakıp otel bulmak için direk Rishikesh’e gittim. Rishikesh, Haridvar’a göre çok daha sessiz sakin ve doğanın içinde bir yer.


Sai Ganga adında bir otele yerleştim. Delhi’den sonra burası iyi geldi. Dağ manzaralı sıcak sulu ve banyo-tuvaleti odaya dahil odamın günlüğü 500 rupi. Yaklaşık 16 liraya geliyor.
Haridvar Rishikesh arası yaklaşık 25 km. Ertesi gün Haridvar’dayım.








Burası Ganj’ın doğduğu yere yakın topraklar ve her akşam 16:30 gibi bir sürü Hindu, Ganj’ın sularında yıkanmak için Haridvar’a geliyor.


Haridvar’ın dev Shiva heykeli.


Sadhular.






Burası Haridvar’ın Har Ki Pairi Ghatı. Hinduların akşam toplandıkları yer.








Haridvar sokakları.


Haridvar’ın eteklerinde olduğu tepenin üstünde Mansa Devi tapınağı var. Buraya teleferikle ya da yürüyerek çıkılıyor. Yol fena değildi, ben motorla çıktım.






Yol boyunca her yer maymun.


Mansa Devi’nin içi. Yine ayakkabısız giriliyor.


Tapınağın oralarda bir yerde yemek molası. Artık önüme konan şeyleri kaşığımla çok fazla dürtüklemiyorum.
Aarti törenlerini izlemek için Haridvar’da akşamı ettim. Otele dönüşüm karanlığa kaldı. Karanlıkta en güvenli şey önüne büyük bir araç koyup onu takip etmek. Yavaş ama güvenli olur. Mesela kamyonlar buraların kralı. Trafikte her türlü üstünlüğe sahipler. Bu özgüvenlerinden olsa gerek yolda hep kamyon kazası gördüm.




Rishikesh 2 Kasım 2010

Burası onlarca ashramın olduğu, yoga, meditasyon gibi öğretilerin merkezi. Huzurlu, sakin, şahane bir yer. Ben otelde kalmayı tercih ettim ama parasız ya da az bir bağış ya da para karşılığı bazı ashramlarda da kalmak mümkün. Ama konfor aramamak lazım tabii. Duşlar filan ortak.


Burası Ganga tapınağı. 16 katlı bir tapınak.


Tapınaktaki zillerden birini çalıp soldaki yapının üstüne yalınayak çıkarak etrafında turluyorsunuz.


Hanuman.




Laksman Jhoola asma köprüsü.


Köprüden Swarga Niwas tapınağı manzarası.


Parmath Niketan Ashramı. Huzurlu, sessiz bir yer.


Ashramın içindeki konaklama yerleri.


Ashramdaki heykellerden biri. Lord Nrisinha, şeytan Hrinyakashyapu'yu öldürürken...


Bu cin mankeni canlı. Aynından yan restoranda da var. Restoranların ismi de aynı; "Chotiwala". Ortakmışlar ayrılmışlar.






Rishikesh sokakları.


Rishikesh'deki önemli ashramlardan biri, Maharishi Mahesh'in ashramı. Merkeze biraz uzak, sapa bir yoldan gidilen bir yer. Maharishi Mahesh, transandantal meditasyonun kurucusu. Burası 60larda Beatles'ın kaldığı ashram. Şimdi terkedilmiş ve girmek yasak. Ama kapıdaki bekçi 50 rupi karşılığı gezmenize izin veriyor.


Ashrama çıkan yol. Tek başımayım. Çarşının karmaşasından sonra sakin güzel bir yer.


















Ashramın içi şu an yıkık durumda.


Rishikesh'deki son günümü ormanda geçirdim.








Akşamında otelin sahibi (Hepsi adımı ezberledi, ben hiçbirinin adını hatırlamıyorum.) beni eve davet etti. Oturduk çay pasta bişeyler ikram etti. Televizyonda kriket seyrettik. Türkiye'de futbol, burda kriket sanırım. Yolda da kriket oynayan çocuklara sık rastlıyorum. Şahane bir akşamdı.

Ertesi sabah erkenden Simla yolcusuyum.
 

Etiketler

Ynt: Motosikletle Hindistan ve Nepal yolculuğu

Çok ilginç yerler görmüşsünüz, imrenmemek elde değil.Yıllardır en büyük hayalimdir Hindistana gitmek ama henüz nasip olmadı. Zevkle fotoğraflarınızı inceledim. Paylaşımınız için sağolun. Yolunuz açık olsun.
 

Ynt: Motosikletle Hindistan ve Nepal yolculuğu

Selam

Macera ve heyecan dolu bir gezi
 

Ynt: Motosikletle Hindistan ve Nepal yolculuğu

Shimla 5 Kasım 2010




Sabah erken saatte Shimla’ya doğru yola çıkıyorum. 300 kmye yakın bir yol. Artık Himachal Pradesh eyaletine giriyorum. Himalayaların başladığı yerler. Yol boyunca orman ve dağ manzaraları çok keyifli fakat yol bu motor için çok kötü. Öğleden sonra Shimla’da olmayı düşünmek hayal.






Shimla yolu.
Akşam yorgunum ve Shimla’dayım. Birkaç otele baktım, 7-8 saat uyuyup yola çıkacağım için çok da iyi bir otel beklentim yoktu.




Ama bulduğum otel hakkaten kötüydü. Neyse, alt tarafı bir gece... Adamlardan temiz çarşaf istedim. Verdikleri çarşaf yataktaki çarşaftan daha temiz değildi. Giysilerimi serip üzerlerine yattım.
Ama uyuyamadım. Çünkü o gece Diwali kutlamaları varmış ve dışarda sabaha kadar fişekler, mantarlar, çatapatlar patlatıldı.




Dharamsala 6 Kasım 2010

Ertesi sabah gün doğarken Dharamsala’ya doğru yola çıktım. 250 km. Ve yol birkaç köy geçişi hariç çok düzgün.


Öğleden sonra Himalaya’ların eteğindeki Dharamsala’dayım.
1959 da Çin’in Tibet’i işgal etmesinin ardından 80 bin Tibetli, Hindistan’ın bu bölgesine ve Nepal’e gelmişler. Dharamsala, aşağı ve yukarı bölümlerden oluşuyor. Budist Tibet kültürünün yaşandığı yer, 1800 metre yükseklikteki yukarı bölge... “Mc Leod Ganj” Bölgesi. Tibetliler, kendi yaşam biçimlerini, kültürlerini burada devam ettiriyorlar ve özgür Tibet için mücadele ediyorlar.

Dharamsala’nın merkezinine adımımı atar atmaz polis yanaştı, ehliyet ve ruhsat sordu. Uluslararası ehliyet çıkarmıştım. Motorun kiralama belgeleri de yanımda. Ama bir aksilik var sanırım. Motoru parkedip ofise kadar gelmemi istediler. Gittik, meğer şehre tek yönlü yolun tersinden girmişim. Üstelik kasksız. 1000 rupi ceza ödemem gerektiğini söylediler. Şehre ilk kez geldiğimi, tek yön tabelasını görmediğimi ve kaskı da 5 dakika önce son molada çıkardığımı anlatmaya çalıştım... İkna oldular. Bi daha yapmayacağım. Söz verdim.


Burada gözlemlediğim en büyük fark tibetlilerin temizlik alışkanlıkları oldu. Dharamsala, Hindistan’ın genelinin aksine çok temiz. Misafirlere yaklaşımları da hintlilere göre farklı. Hintliler kadar sıcakkanlı ve sosyal değiller. Mesafeliler ama güleryüzlü ler.




Burası küçük bir bölge. Motora pek ihtiyacım olmayacak. Motorumu merkezdeki umumi bir otoparka bırakıp Kunga Guest House’a yerleştim. Temiz, güzel bir otel. Oda fiyatları 200 rupiden başlıyor. Benim odam 400 rupi. Odamın kapısı sokağa açılıyor.


McLeod Ganj’daki yemekler de Tibet kültürüne özgü. Bu Tibetli teyze, Namgyal Manastırı’nın kapısında “momo” denen bir yiyecek satıyor. Mantının mandalina büyüklüğünde olanı ve içinde sebzeler var. Dharamsala’da sadece vejeteryan yemekler yapılıyor. Yemekleri çok güzel. Eti hiç aramıyorum.


Gakyi Restoran. Dip dibe oturulan küçük bir mekan. En sevdiğim yemekleri burada yedim.


Namgyal Manastırı’nda budizm eğitimi veriliyor. Bu eğitimler dışardan izlenebiliyor fakat fotoğraf çekmek yasak. Dalai Lama’nın evi de burada. Manastırın avlusunda oturan üç Tibetli teyze bana budizmin ne olduğunu anlattılar.




Merkezdeki tapınak. Tapınağın etrafını çeviren bu çarkları saat yönünde çevirip saat yönünde tapınağı turluyorsunuz. Ve “Om mani padme hum” cümlesini tekrar ediyorsunuz. Budizm inanışına göre bunu tekrarlayarak tapınağın çevresini dolaşmak sizi kötülüklerden koruyor.




Dharamsala’daki Hindu tapınaklarından biri. Eğlenceli bir yer.


Mekanın diğer tarafında bu yılanın aslan kafalısı var. Aslan kafasından içeri girip eğilerek dar bir koridorda ilerliyorsunuz...


Koridorda hayvanlar, inek memesi, Hint tanrıları yolunuza çıkıyor. Yol ilerde ayrılıyor, biri çatıya çıkıyor, diğerinden giderseniz yılanın ağzından dışarı çıkıyorsunuz.
McLeod Ganj küçük bir bölge. Tapınakları, meditasyon merkezlerini, budist eğitim veren okulları bir iki günde gezdim bitti.






Pazar günü yürüyerek 45-50 dakika uzaklıktaki şelaleye gittim.




Budistlerin pazar temizliği.








Sonra şelalenin yukarısına tırmanıp dağdaki patikadan geri döndüm. Burada ve daha yukarılarda budistlerin inziva yerleri var.




“Om mani padme hum”. Dağda gezerken önünüze her an bunlara benzer şeyler çıkabiliyor.


Salı günü Dharamkot yoluna gittim. Burası TIPA (Tibet performans Sanatları Enstitüsü). Zaman zaman konserlerin gerçekleştiği mekan. Ama şu an çocuklar içerde kriket oynuyor.


Yolun devamında biraz yukarılara tırmandım. Yolunun gittiği son noktalarda çoğunlukla meditasyon merkezleri var.








Sonra araçların girmesi mümkün olmayan labirent gibi patikalardan çıkınca köy evleri...


Köy evlerinden daha yükseklerde Tibetli rahiplerin inzivaya çekildikleri kulübeleri var.


2300 metre yükseklerde kartallar...


Ve bir oğlak sürüsü.


Karşı dağdaki bir yerleşim yeri. Sanıyorum orası da bir inziva yeri.


Dharamsala çok aşağıda kaldı.


Birkaç gün önce yemeğimi yerken önüme bir davetiye bırakıp gitmişlerdi. “Celebration with traditional tibetian beer”. Adresi buldum gittim. Bir ilkokul sınıfı. Fotoğraftaki adam, gelen 8-10 konuğa Tibet şarkıları söyledi ve şarkılarla ilgili bilgiler verdi. Yaklardan, Dalai Lama’dan, Himalaya’dan bahseden şarkılar.


Sınıfın asıl sahipleri de ordaydı.


Bugün (Çarşamba) aşağı Dharamsala’daki Norbulingka Enstitüsü’ne egittim. Burası Tibet kültürünü koruma amacıyla kurulmuş ve içinde geleneksel el sanatları atölyeleri, tapınak, kütüphane, kafe, ve oyuncak bebekler müzesinin olduğu geniş bir mekan.




Bahçesi etkileyici.
















Burası taş bebekler müzesi. Tibet kıyafetlerini, yaşam biçimini gösteren dekorlarla sergilenmiş. Her bölümün altında açıklamaları var.




Enstitüdeki Budist tapınak.


Motorumun Hanuman’ı. Bunu Rishikesh’den almıştım. Çantada boş durmasın çalışsın diye motoruma süs yaptım. Fotoğrafı çekerken farkettim ki motorumun gidon topuzunu düşürmüşüm.
Motorumla yol boyunca 2 sigorta arızası ve gidon topuzu düşürme vakası dışında sorun yaşamadım. Eğer kick startı olmasaydı sigortaların yanması sorun olacaktı, çünkü ikisinde de dağ başında bir yerlerdeydim.

Dharamsala güzel. Belki bir iki gün daha burda kalacağım. Sonra Amritsar’a doğru yola çıkmam lazım...
 



Ynt: Motosikletle Hindistan ve Nepal yolculuğu

Süper bir gezi Oğuz Bey. Tek başına çıktınız sanıyorum, zor olmadı mı? Hindistan'da dil sorunu yaşadınız mı, yemekler nasıl, temizlik sorunu yaşadınız mı...... of of o kadar merak ediyorum ki.. Neyse araya girmeyeyim zaten anlatacaksınız diye düşünüyorum
 

Ynt: Motosikletle Hindistan ve Nepal yolculuğu

İceman, Edebiyatçı; teşekkürler .


Cincin; Tek başıma çıktım.
Çok kişi yolculukların bir sürü avantajları var tabii.
Ama Dezavantajları da var. Tek olunca gittiğim yerdeki insanlarla iletişimim daha rahat oluyor mesela... Ya da birlikte yolculuk ettiğim arkadaşımın yolculuktan beklentileri benimle aynı olmayabiliyor, bu ciddi bir sorun... En basiti, tek motor tek problem, 2 motor 2 problem ... Yine de benzer gezi anlayışını benimsemiş arkadaşlarla bir yerlere gitmek keyifli tabii.

Dil sorunu yaşamadım çünkü Hindistan eski bir İngiliz sömürgesi olduğu için herkes ingilizce konuşabiliyor. Yalnız Nepal'in turistik olmayan yerlerinde biraz zorlandım.

Çevre bizim ölçülerimize göre pis. Ama zamanla alışılabilir .
Tifo, hepatit A, hepatit B (3 aşı), tetanoz+difteri (3 aşı), poliomyelit (çocuk felci) aşılarını olmak gerekiyormuş. Hepatit A, B ve polimyelit aşılarını oldum, gerisini olmadım. Hergün sıtma ilacı kullanılması gerekiyormuş onu da kullanmadım. Ama herhangi bir sağlık sorunu da yaşamadım. Oraya giden tanıdıklarımdan kimse sağlık sorunu yaşamadı. Belki en fazla alışık olmadıkları yemekler yüzünden ishal olabilir.

Yemekler baharatlı ve bildiğimizden daha farklı, ama ona da alışılabilir .
 

Ynt: Motosikletle Hindistan ve Nepal yolculuğu

Çok teşekkürler
 

Ynt: Motosikletle Hindistan ve Nepal yolculuğu

Himalayalar 11 kasım 2010




Dharamsala’da bir gün daha kalmaya karar verdim ve bugün yine dağa çıkacağım. Geçen günkü yoldan, ama bu sefer biraz daha ilerisine.




O günkü oğlaklarla yine karşılaştık.


Bu sürünün çoban köpekleri de böyle.


Bu patika ağaçlık olan dağın zirvesine kadar çıkıyor.




Patikada aşağı inen katır kervanı. Büyük bir kampın malzemelerini taşıyolar. Ocak, matlar, büyük çadırlar filan var. Belki bir ekspedisyonun malzemeleridir.


4 saatlik hızlı bir yürüyüş sonrası tepedeyim. Mcleod Ganj’dan ucu görünen Himalayaların bu bölümünün artık tamamı görünüyor.




Olduğum yer: N 32 15’ 16.8” E076 21’ 16.8” Rakım: 2900










Himayalaların kartalları.
 

Ynt: Motosikletle Hindistan ve Nepal yolculuğu

Harika bir gezi, Bizimle paylaştığınız için teşekkürler,
Devamını merakla bekliyorum doğrusu...
Selamlar.
 



Ynt: Motosikletle Hindistan ve Nepal yolculuğu

oğuz bey harika bir gezi,harika manzaralar...
özellikle himliyalar çok hoşuma gitti.
teşekkürler....
 

Ynt: Motosikletle Hindistan ve Nepal yolculuğu

bir solukta zevkle okudum, emeğinize ve ayapınıza sağlık paylaşım için teşekkürler
 

Ynt: Motosikletle Hindistan ve Nepal yolculuğu

Nepal'deki kırsal yaşam biraz bizim Karadeniz'i hatırlattı bana.
 

Ynt: Motosikletle Hindistan ve Nepal yolculuğu

Amritsar 12 kasım 2010

Dharamsala’da çok keyifli zaman geçirdim, ama artık yeter. Dün sabah 8 de yola çıktım. 220 km.lik Hindistan şartlarında rahat bir yolculuktan sonra saat 2 gibi Amritsar’dayım.



Daha önce araştırdığım “Lucky Guest House” kalmak için iyi bir seçenek. 500 rupi günlük oda parası. Yine “Hindistan şartlarında” temiz bir oda.
Sonra yemek. Çok acıktım. Az önce motorla önünden geçtiğim Dominos Pizza’ya gittim. Etli bişey yiyeceğim ya... Adam bi pizza bi kolaya 300 rupi isteyince vazgeçtim. Aslında Türkiye’den daha ucuz. 10 liraya geliyor. Türkiye’ye döndüğümde aldığım her şeye servet ödemeye nasıl alışacağım bilmiyorum.



Neticede pizzacıdan kaçıp 30 rupiye yine hint yemeği yedim.
Burda 1 gece kalacağım. Kalan zamanımı Sikhlerin ibadet yeri olan Golden Temple’a ayırdım. Otelime 10 dakika mesafedeki tapınağa gittim. Girişte yine ayakkabılar çıkıyor ve başınızı örtmeniz gerekiyor. Kapıda bunun için örtüler var. Çıplak ayakla sürekli akan bir havuzun içinden geçip tapınağa varıyorsunuz.



Altın tapınak büyük alanın tam merkezinde. Çok büyük olmayan ama etkileyici bir tapınak.





Girişte tapınağın muhafızları ısrarla üzerinizde tütün ve ayakkabı olup olmadığını sorarlar. Tapınağa tütün ve tütün ürünleri sokmak yasak. Ve çıkarmış dahi olsanız ayakkabıyı çantayla içeri sokmak da yasak.







Sikhler inançları gereği vücutlarındaki hiçbir kılı kesmezler. Tapınak ve Amritsar’ın genelinde tüm erkeklerin sakallı olmasının nedeni bu.


Havuzdaki kutsal balıklardan biri. Urfa Balıklı Göl’deki gibi bunları da yakalamak yemek yasak. Hepsi semirmişler.







Tapınağa girerken mutlaka başınızı kapatan birşey takmalısınız.



Yol boyunca hiç eksik olmayan motor tamircilerinden birinde küçük bir sigortaları kontrol molası...

Bugün Jaipur’a doğru yola çıktım. 650 Km lik uzun bir yol... Chandigarh ve Delhi’de birer gece mola vereceğim.
 

Ynt: Motosikletle Hindistan ve Nepal yolculuğu

güzel bir gezi ve güzel bir paylaşım..
teşekkürler..
 



Ynt: Motosikletle Hindistan ve Nepal yolculuğu

yugun' Alıntı:
Harika bir gezi, Bizimle paylaştığınız için teşekkürler,
Devamını merakla bekliyorum doğrusu...
Selamlar.

binbaki' Alıntı:
güzel bir gezi ve güzel bir paylaşım..
teşekkürler..

horasani' Alıntı:
oğuz bey harika bir gezi,harika manzaralar...
özellikle himliyalar çok hoşuma gitti.
teşekkürler....

sinan54' Alıntı:
bir solukta zevkle okudum, emeğinize ve ayapınıza sağlık paylaşım için teşekkürler

Teşekkür ederim .