2007 ANADOSK-ESDİT ULUDAĞ KIŞ DAĞCILIĞI TEMEL EĞİTİM ETKİNLİĞİ
Tarih : 30.01.2007 - 03.02.2007
Yer : Uludağ / Bursa
Amaçlar : Beş günlük bir faaliyetle temel kış dağcılığı eğitimi
Ekip Lideri : Sedat TELÇEKEN
Katılanlar : -- ANADOSK -- (18)
Sedat TELÇEKEN, Ercan DURAL, Hüseyin DÖNMEZOĞLU, Erdem SOUKSU, Arkın APAK, Bahadır ÇAKAR, İclal YENİLMEZ, Yasemin SCHONGARTH, Kamil ÖZKASAP, Azim Vega İLBAY, Burak AKYOL, Harun ANKAZ, Özgür ÖZYENİCE, Ahmet Siyami GÖKMEN, Rıza ŞİMŞEK, Yeliz ÇINAR, Özge ORTAN, Şükrü GÖRGÜLÜ
-- ES-DİT -- (9)
Mehmet ÖCAL, İsmail ÇETİN, Serkan KESKİN, Sezai ÖZGEN, Emrah BİNİCİ, Ulaş KIZILKUŞ, Rahmi İNCE, Metin SAĞLAM, Seyhan ÖZGÜR
Yazan : Şükrü GÖRGÜLÜ
Hazırlıklar
Aktif olarak beş gün süren Uludağ kış temel eğitim etkinliğinin başlangıç tarihi olarak Eskişehir’den Bursa’ya hareket edilen tarih olan 30.01.2007 Salı günü olsa da bu etkinliğin hazırlık aşaması yaklaşık 3-4 hafta öncesine kadar gitmektedir. Çünkü Anadosk olarak 2006 Güz döneminde kulübe yeni katılmış olanların Uludağ etkinliğine yetkinliklerinin ölçülmesi için yapılan sürpriz bir sınav sonrasında gideceklerin listesi belirlendi. Diğer taraftan bu listeye göre üniversitenin finansal ve ulaşım desteğini sağlamaya yönelik yazışmalar yapıldı ve gereken teknik malzemeler belirlendi. Bu arada elde olan teknik malzemelerden arızalı olanların tamiriyle yönetim kurulundaki sorumlu arkadaşlarımız bizzat ilgilendiler. Ek olarak eksik malzemelerin kulüp bünyesinde satın alım ile teminine çalışıldı.
Sayılamayan birçok hazırlıkla beraber 17.01.2007 Çarşamba günü kulüpte yapılan rutin toplantı sonunda eğitime gidecek çekirgeler dörder kişilik alt ekiplere bölündü. Üç alt ekip oluşmuştu. Hemen ardından her grup kendi grup liderini seçti. Bu grup liderleri/sorumluları grup-içi, gruplararası ve eğitmenlerle olan iletişimden birinci derece sorumlu olacaklar ve kendi gruplarını bilgilendirerek koordine edeceklerdi. Böylece yapılacak işlerin daha organize şekilde yapılması mümkün oldu. Ayrıca her grup gerekli malzemeleri alabilmek için kendi listelerini oluşturdular ve gerektiğinde toplu alışveriş şeklinde, gerektiğinde de görev dağılımı ile yapılması gerekenlerin yapılmasına çalışılacaktı.
24.01.2007 Çarşamba günü yapılan toplantıda eğitmen arkadaşlar tarafından anlatılan; kar mağarası ve igloo yapımı, serbest düşüş, kazma ve krampon kullanımı, ip birliği, karda iz açımı, kaburganın kırılması (yani izin bozulması), vb kış dağcılığına dair temel bilgilerin tekrar edildiği teorik bir eğitimden sonra faaliyete katılacakların edinmeleri gereken kişisel malzemelerin listesi netleştirildi. Faaliyet programı da netleştirilmiş ve yazılı olarak dağıtılmştı.
Faaliyet sırasında bulunması uygun olan malzemelerin bir listesi için kolaylık sağlayan bir form oluşturulmuştu. Ve buna göre de gerekli malzemeler hazırlanmıştı. (FORM YAKINDA BURAYA KONULACAK)
Toplantıda ayrıca üniversite tarafından sağlanan otobüsün hareket saati 09:00 olarak belirtildi. Son duruma göre 26.01.2007 Cuma günü ve haftasonu da dahil olmak üzere kulup tarafından sağlanan malzemelerin kişiye zimmetlenerek dağıtımı yapılacaktı. 29.01.2007 Pazartesi akşamı ise tekrar toplanılarak son bir gözden geçirmeden sonra 30.01.2007 Salı sabahı 07:00 itibariyle kulüpte toplanılacaktı. Otobüsün kalkış yeri olan Cumhuriyet kapısı önündeki otoparkta ES-DİT ekibiyle buluşulacak ve hareket edilecekti.
1. Gün: Yola Çıkılıyor...
Grubun genelinde heyecanlı, uykusuz ve hazırlıkla geçen gecenin ardından Salı gününün kar yağışlı sabahında 07:00’da kulüpte toplanıldı. Ağırlığı ilk defa bu kadar çok hissedilen çantalar nedeniyle herkesin yüzünde hafif bir endişe vardı ama eğitmenlerin sıcak tavırlarıyla endişeler çabucak aşılmıştı. Eğitmen arkadaşlar tarafından çantalar gözden geçirildi. Ağırlıkların çantalara eşit dağıtılmasına dikkat edilmişti, fakat gıda malzemelerinin çokluğu bu dengeyi zorlaştırmıştı. Tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra otobüse doğru hareket edildi. Otobüse binilecek yer olan kampüs girişindeki otoparka ulaşıldığında bir çantada problem oluşmuştu ve hemen gerekli müdahele yapılarak çanta kullanılabilir hale getirildi.
Nihayet herkesin vaktinden önce gelmesi ve ekibin tamamının kararlaştırılan saatten önce toplanmış olması erken hareket imkanı sağlamıştı. ES-DİT(9) ve ANADOSK(18)’tan toplam 27 kişilik ekibe ilaveten 2 kişi de otobüs personeli olmak üzere ekibin toparlanması neticesinde 08:53’te Bursa’ya doğru hareket edildi.
Artık aktif faaliyet başlamıştı ve herkesin yüzünde heyecan ve sevinçleri belirtileri gözleniyordu. Bozüyük’e varılınca kısa bir su alımı ve ihtiyaç molası verildi. Hava kar yağışlıydı ve her yer beyaza bürünüyordu.
Yolculuğun 60-70. km’sinde İnegöl’e varılmadan önce yoğun kar yağışı nedeniyle kayan ve ilerleyemeyen araçlardan kaynaklanan bir tıkanma olmuştu.
Yol durumunun öğrenilmesi için ekipten 2 tecrübeli arkadaş telsizlerle indi. Yaklaşık 25 araçlık bir konvoyun oluştuğu öğrenilmişti. Bu durum yarım saatlik beklemeye neden oldu. Sonunda yardım ve kurtarma için karayolları ekiplerinin traktör ve çekici araçlarının olay yerine gelerek müdahale etmesi neticesinde yol açıldı ve otobüs tekrar yola koyuldu.
Saat 11:30 gibi İnegöl’e ulaşıldı ve Özdilek tesislerinde tam 19 dk‘lık bir yemek ve ihtiyaç molası verildi. Bursa şehir merkezine 13:00 civarında ulaşılmıştı. Uludağ Milli Parkına ve Oteller Bölgesine doğru giden yolda Stadyum önünde daha önceden sözleşildiği gibi Bursa’da ikamet eden Anadosk’tan Ayşe ile buluşuldu. Ayşe ekip için temin ettiği teknik ekipmanları vermek için bekliyordu. Ayşe’nin bu yardımı sayesinde ekipte eksik olan yardımcı ip ve pursik sorunu da çözülmüştü. Ayrıca nefis börekler için de Ayşe’ye teşekkür ederiz. Bu kısa duruştan sonra otobüs Uludağ Milli Parkına giden yoldaydı. Yol ilerledikçe eğimi artarak kıvrılmaya ve beyazlaşmaya başlamıştı. İlk kontrol noktasındaki jandarmalardan kaza riskinin yüksek olması nedeniyle zincir takılması gerektiği uyarısı gelmişti. Herhangi bir sorun yaşamadan Park girişine kadar ulaşıldı. Ancak girişteki görevliler zincir takmayan araçlara geçiş izni vermediklerini belirterek araçları zincir takmaya zorluyordu. Böylece burada otobüsün arka tekerlerine zincir takımı için duruldu. Bu arada herkes yürüyüşe başlamak için gerekli giysileri hazırlamaya başlamıştı. 14:00 civarında oteller bölgesine ulaşılmıştı. Alışık olmadığımız bir manzara vardı ve kardan bir örtü gözün gördüğü herşeyi beyaza çalıyordu. Jandarma karakoluna ekibi temsilen dört kişi (Sedat, Mehmet, İsmail, Şükrü) gidildi ve izin belgeleriyle birlikte jandarma görevlileri faaliyet hakkında bilgilendirildi. Ayrıca acil durumlar için telefon numaraları karşılıklı olarak alınmıştı. Buradan sonra kayak pistinin ve telesiyejin başladığı alandaki güvenlik birimi de durumdan haberdar edildi.
Güvenlik için yapılan muhabere işlemlerinden sonra otobüse dönüldü. Otellerin uzandığı en son noktada otobüsten inilip yürüyüşe başlanacaktı. Bütün ekip çantalarıyla indiğinde otobüs, 5 gün sonra yani Cumartesi günü saat 14:00’te geri gelip ekibi almak üzere Eskişehir’e dönüş yoluna düşüyordu.
Yürüyüş Başlıyor...
Hareket başlamadan önce ihtiyaçlar giderildi, tozluklar giyildi, gözlükler, eldivenler, bereler ve kasklar takıldı, batonlar ve kazmalar çıkarıldı ve çantalar yüklenerek yürüyüş için tek sıra düzenine geçildi. Kamp alanına olan yürüyüş 14:30 gibi başlamıştı. Lider Hüseyin, Artçı ise İsmail Çetin’di. Yürüyüş başladığında gökyüzü parçalı güneşli ve hafif rüzgarlıydı. Yaklaşık 4,5 km sürecek olan yürüyüş tempolu başlamıştı; haliyle efor sarfedildiğinden dolayı ekipte ısınma vardı. Diğer taraftan, enerji kaybını azaltmak için terden uzak kalmak gerekiyordu. Neticede ilk 20 dk sonunda, rota telesiyej hattıyla kesiştiğinde incelme molası verildi. Eğim arttıkça kar yumuşamaya başlamıştı ve basılan yer diz boyunu geçecek şekilde batıyordu. Yol almak güçleşmişti. Bu şartlarda iz açmanın zorluğundan dolayı kısa aralıklarla eğitmenler lider değişimi yaparak iz açıyorlar ve ekip bu izden kaburgayı kırmadan (aynı iz üstünden) ilerlemeye çalışıyordu. Bu yol boyunca iz açılırken şunlara dikkat edilmişti.
1. Karda iz açmak sporcular arasında sıra ile yapılır. (ekip liderleri bu görevi üstlendi)
2. Yorulan en arkaya geçer.
3. Adım araları kısa atılmalıdır. ( İnişin tırmanışı da düşünülmelidir)
4. Çığ tehlikesi olmayan yerlerde yarım topuk kuralı uygulanmalı
(Bir kaç yürüyüşcüden sonra arkada gelenler için iz açılmış olur ve iz açıp grubun sonuna gelenler dinlenme imkanı bulur)
5. İz açma karın ve arazinin durumuna göre ayarlanmalıdır.
Yürüyüşün yenilere zorluğu hakkında gönderilen raporlardan yapılan alıntılar bilgilendirme olarak aşağıdadır:
Yasemin Schongarth:
“Daha birinci km'de yorulmuştum, yüküm ağırdı ve onu olması gerektiği gibi belimde taşımıyordum, tüm yük omuzlarımdaydı. Haliyle dayanamadım. Yardıma Arkın, Sedat Hoca ve İsmail Hoca koştu. İsmail Hoca çantamı benim boyuma göre ayarladı ve rahatladım. Sırada en önlere geçip yürümeye devam ettim. Nerede yorulduğumu da keşfetmiştim, tepe çıkmada zorlanıyordum hep. Yürüdüğümüz yerlerde bazen kar dizimi aşıyordu ve bata çıka yol almaksa epey zordu. Hele batonlar kolaylık sağlamak yerine beni hepten zorladılar. Batonlarla iyi yol alamıyordum. Her zorlandığımda Hüseyin ve Sedat Hoca bana çok yardımcı oldu. Hele Sedat hocanın sayı sayma metodu beni baya oyaladı ve işe yaradı. İkisi de bana bu yolu tamamlarsam süper şeylerin beni beklediğini söyleyerek devam etmemi sağladılar.”
Vega İlbay:
“Önceleri beni çok fazla yoracağını ummadığım bir tırmanış olacağını düşünüyordum. İlk çıktığımız rota ekibin geçmesi için uygun değildi ve 10 dakika kadar çıktığımız yükseklikten aşağı inmek zorunda kaldık. Ve başka bir rotaya yöneldik. Zaman geçmeye başladı ki herkesin yorulmaya başladığını hissettim. Benim de omzuma binen kamp yükü nedeniyle yürümek gittikçe zorlaşıyordu. Gideceğimiz yeri tanımadığım için wolfram tesislerinden önce gördüğümüz bir yeri orası zannetim ve gerçekten çok sevindim. Bu dakikadan sonra her durduğumuz saniyeyi değerlendirir oldum. Önce kazmayı yere saplıyordum ve tüm yükümü ona veriyordum. Bu, omuzlarıma binen yükü azaltıyordu.”
Şükrü Görgülü:
“Böyle beyaz bir mekanda ve bu soğukta daha önce yürümediğim için incelme molasında üşüme endişesiyle incelmemiştim. Bu da yürüyüş boyunca harcadığım eforu arttırmıştı. Kısa aralıklarla molalar veriliyor ve yeniden yola yola koyuluyorduk. Soğuktan dolayı burnum akmaya başlamıştı ve kar maskemi burnuma kadar kapatmıştım. Bu durum güneş gözlüklerimin buğulanmasına neden oluyordu. İyi göremediğim için buğuyu silmek istediğimde donmuş olduğunu farketmiştim. Artık gözlüklerle iyi göremiyordum. Gözlükleri çıkararak yola devam etmek istediğimde kardan yansıyan yoğun ışıktan dolayı gözlerim yanmaya başlamıştı. Ayrıca ekipteki eğitmenlerin de uyarısıyla buğulu da olsa gözlükleri takarak yola devam ettim. Yol boyunca sıvı alımını yapmaya çalıştım fakat yürüyüşün ikinci saatinden sonra oldukça zorlanıyordum, enerjim tükenmeye ve dizlerim de titremeye başlamıştı. Aşırı terlemiş olduğumdan dolayı da enerji kaybı hat safhadaydı. Patlama sınırına doğru gittiğimi farketmiştim. Durumu sesli olarak arkamdakilere bildirdim. Bu sırada kısa bir mola verilmişti. Mehmet abi ve arkadaki arkadaşın müdahelesiyle çikolatalı bir parça yiyecek aldım. Tatlı yemek iyi gelmişti fakat yol bitene kadar daha iyi olamadım. Yürüyüş boyunca volfram tesislerinin binalarını görebilmeyi umut ederek kendimi motive etmeye çalıştım, ayrıca omuzlarımdaki ağrı da yürüyüşün sonuna doğru gittikçe artmıştı.”

