Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan bytar Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 26
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 26,634

bytar

Ana Kamp
Mesajlar
42
Tepkime Puanı
0
Yer
Balıkesir
Kapıdan kapıya 4270 KM. toplam 42 saatlik dört feribot yolculuğu ve 14 gün süren Yunanistan-İtalya gezimiz tek kelimeyle harikaydı. 7 Eylül saat 13:00 de Bigadiç’ten start alan gezimiz, 23 Eylül saat 18:00 sularında yine Bigadiç’te son buldu.
1.Gün:
Bigadiç’te biraz zor olan vedalaşma faslının ardından, keyifli bir sürüşle saat 17:00 gibi Ayvalığa vardık. Gemimiz Jale Tur Midilli feribotu saat 18:00’de kalkacaktı. Hemen biletlerimizi aldık ve gümrüğe geçtik.(motor+sürücü 70 euro) Ayvalığa çok güzel bir gümrük binası yapılmış. Yaklaşık yarım saat süren bir beklemenin ardından gemideyiz. Heyecanlar doruk noktasında tabi. Ben hadi biraz kaşarlıyım da kardeşim Mustafa’nın ilk yurtdışı seyehati olacak. Bu yüzden o ayrı bir heyecanlı. Gün batımı ve deniz manzaralı yaklaşık iki saat süren bir yolculukla saat 20:00 sularında Midillideyiz. Şahsen ben yanaşırken manzara olarak Ayvalık’tan bir farkını göremedim. Tamamen aynı kültürün insanlarıyız, bir tek konuştuğumuz dil farklı. Gemiden inince pasaport ve gümrük kontrolüne girdik. Pasaport neyse de gümrük kontrolü biraz stresli oldu. Musti’nin motorun ön camındaki Osmanlı Sancağı’nı gören polisler kendi aralarında bir şeyler konuştu ve ardından K-9 uyuşturucu köpeğini getirdiler. Benim motora hiç bakmadılar ama Musti’nin motorun çevresinde üç tur döndüler. Bir şey çıkmadı tabi, devam edip gittik. Kontrolden sonra hemen biletlerimizi almaya gittik. Pire feribotu saat 22:00 kalkıyordu. Hellenlik Seaways’den biletlerimizi aldık ve artık rahat bir Midilli turu yapabilirdik.(motor+sürücü 85 euro) Midilli’de acayip bir motorsiklet kullanımı var. Neredeyse kelle başına bir motor düşüyor. İlerleyen günlerde bunun sadece Midilli’ye has bir durum değil, tüm Yunanistan ve İtalya’nın da böyle olduğunu görüyoruz. Adamlarda gerçekten motor kullanma kültürü yerleşmiş. Kullanma kültürü diyorum, çünkü kılık-kıyafet ve kurallara gelince şehir içlerinde hiç biri yok.
Biraz Midilli’yi turladıktan sonra bir cafeye oturduk. Ortam ve manzara süperdi…Gemi saatimiz gelmişti ve biz o güzel ortamı bırakmak zorundaydık. Motorları yerleştirdikten sonra kendimize güzel bir köşe bulduk ve hemen yayıldık. Kamara değil de deck bilet alırsanız geminin her yeri sizin. Nereyi beğenirseniz oraya yerleşebiliyorsunuz. Acemilik ya dış güverteye konuşlandık önce. Gece yarısına doğru bir de baktık ki güverte sırılsıklam ve uyku tulumları ıslanmış. Apar topar iç güverteye taşınmaca ve uykuya kaldığımız yerden devam.
Ayrılmaya en çok zorlandığım an…
0001.jpg


İsmail abim bizi uğurlarkene
0002.jpg


Ayvalık Jale Turun önünde biletlerimizi alıyoruz
0003.jpg


Gümrüğü geçtik ve feribota binmeyi bekliyoruz
0004.jpg

0005.jpg


Veee gemideyiz, Ayvalık’tan manzaralar
0006.jpg

0007.jpg

0008.jpg

0009.jpg


Midilli’den manzaralar
0010.jpg

0011.jpg


Gümrük kontrolünden sonra Musti orucunu açarkene
0012.jpg

0013.jpg


Hani o Midilli’de güzel ortam vardı ya…
0014.jpg


Pire feribotuna binişimiz ve yatak odamıza yerleşmemiz
0015.jpg

0016.jpg

0017.jpg


2.Gün:
Sabah saat 08:00 gibi Pire limanına varıyoruz. Gemiden çıkıp ilk hedefimiz olan Atina Akropolis’e varıyoruz. Gezmeye başlamadan önce BMW Cafe’de bir güzel kahvaltı yapıyoruz, ve başlıyoruz gezmeye. Öğleye kadar geziyoruz Akropolisi ve ardından Atina turu. İstanbul’dan bir farkı yok Atina’nın. Trafik ve gürültü berbat. Yunan meclisini ve meşhur askerlerini de görüp basıyoruz otobana. Akşam üstü Yunanlı motorcu arkadaşlarım Michalis ve Dimitris’in yaşadığı Aspra Spitia’ya varmayı düşünüyoruz. Ancak evdeki hesap çarşıya uymuyor. Musti’nin motor su koyuveriyor. Debriyaj bitti. Arka merkezdeki bilya dağılmış ve pistona da zarar vermiş. Gerçi 50 km. yolumuz kalmıştı. Arkadaşı arıyorum, bize kendi gittiği servisi tarif ediyor kendisi de yola çıkıp, hemen hemen aynı anda servise varıyoruz.
Suzuki bayisi ve aynı zaman da servisi olan Yannis kardeş başlıyor motoru sökmeye. Arka teker, amortisör, eksoz ne varsa sökülüyor. Parçaya ulaşıyoruz ve tamirinin mümkün olmadığını, yenisinin takılması gerektiğini öğreniyoruz. Bir de usta demez mi varsa sadece Atina’da vardır, yoksa Almanya’dan istenecek diye.. Musti’nin surat düşüyor. Dakika bir gol bir. Daha ilk günden gezi bitecek mi acaba diye düşünüyor. Saat de geç olduğu için Atina’da açık bir yer yok ve soramıyoruz parçayı. Mecbur motor serviste kalacak ve yarını bekleyeceğiz. Eşyaları arkadaşın arabasına atıp doğruca eve gidiyoruz. Gün batımında bir deniz keyfi yapıyoruz. Güzel bir yemek ardından uyku. Ama sanırsam Musti uyuyamadı düşünürken sabahı etti.
Sabahın ilk ışıkları ve Pire limanından manzaralar
0018.jpg

0019.jpg

0020.jpg

0021.jpg


Akropolis öncesi kahvaltı ettiğimiz BMW Cafe.
0022.jpg


Ve Akropolis-Atina Manzaraları
0023.jpg

0024.jpg

0025.jpg

0026.jpg

0027.jpg

0028.jpg

0029.jpg

0030.jpg

0031.jpg

0032.jpg

0033.jpg

0034.jpg


Yunan meclisinin önünden manzaralar
0035.jpg

0036.jpg

0037.jpg

0038.jpg

0039.jpg

0040.jpg

0041.jpg


İşte Musti’nin debriyajının bittiği yer ve motorun sökülmesi
0042.jpg

0043.jpg

0044.jpg
 

Etiketler
Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

3.Gün:
Sabah beklenen telefon geliyor ve neyse ki parça Atina’da varmış. Ama kargoyla gelirse bir gün daha beklenecek. Michalis sağ olsun hemen atlayın arabaya dedi ve bastık Atina’ya. Parçayı alıp hemen dönüyoruz ve o gün motorun işi bitiyor.(parça 107 euro+işçilik 50 euro) Ancak 3. günümüzü komple servislerde geçirmiş oluyoruz. Arkadaşlar sürekli Musti’yi eğlendirmeye çalışıyor. Takma kafana hallolur diye. Akşama doğru motora atlayıp gidiyoruz onların kasabaya. Bizim için güzel bir organizasyon yapmışlar. Hadi doğru tavernaya. Deniz ürünlerinden oluşan güzel bir akşam yemeği ve ardından Musti’ye sürpriz doğum günü partisi. Çok hoşumuza gidiyor tabi arkadaşlarımızın böylesine ilgili ve düşünceli olmaları. Bir kez daha iyi ki motorcu olmuşuz diyoruz. Çünkü tüm bu dostluğumuz motor sayesinde kurulmuştu. Bu güzel gecenin ardından tüm stresimiz ve yorgunluğumuz gidiyor. Hayde vreee sabah ola, hayrola…
Atina’daki BMW Motorsiklet Servisi ve Musti’nin bozulan parçası
0045.jpg


Parçanın montajı ve servis ailesi. Eline sağlık Yannis çok teşekkürler…
0046.jpg

0047.jpg

0048.jpg


Akşamki Taverna muhabbeti ve Musti’nin doğum günü partisi
0049.jpg

0050.jpg

0051.jpg


4.Gün:
Servislerde kaybettiğimiz zamanı telafi etmek için sabah erkenden düşüyoruz yollara. Rehberimiz Michalis ve rota; Ortodoksların Ayasofya’dan sonra ikinci önemdeki manastırları, oradan antik çağlardaki kahinler merkezi Delphi ve yunanistanın önemli kayak merkezlerinden Arachova. Saat 15:00’e kadar buraları gezip, 18:00’de kalkacak İtalya gemisine yetişmek için Patras’a doğru yola koyuluyoruz. Yollar çok güzel ama sanırım biraz geç çıkmışız. Gemiyi kaçıracaz diye panik oluyoruz. !7:30 gibi Patras’a varıp hemen bilet ofisine koşuyoruz, biletleri al, gemiye gir, saat 17:55. Ucu ucuna gemideyiz. Firmamız SuperFast. Muazzam bir gemi. Ücretler motor+sürücü 95 euro. Bu sefer tecrübeliyiz artık, iç güverteden yer kaptık, hemen duşumuzu alıp yayıldık ortama. Yarın sabah İtalya’dayız. Güzergah planlarını son kez gözden geçirip, rahat bir uyku çekiyoruz.
Manastır ve Kayak merkezinden görüntüler
0052.jpg

0053.jpg

0054.jpg

0055.jpg

0056.jpg

0057.jpg

0058.jpg

0059.jpg

0060.jpg

0061.jpg

0062.jpg

0063.jpg

0064.jpg

0065.jpg

0066.jpg

0067.jpg

0068.jpg


Sevgili dostlerımız Michalis ve Athina’nın bizi uğurlayışı
0069.jpg


Ve Patras’a varıyoruz. Meşhur köprüleri ve liman
0070.jpg

0071.jpg

0072.jpg


Gemideki halimiz
0073.jpg

0074.jpg

0075.jpg


5.Gün:
Sabah 08:30 gibi Bari limanına vardık. Motorları çözüp hemen attık kendimizi İtalyan topraklarına. Ama o da ne? Dakika iki, gol iki. Bu sefer de benim arka lastik inmiş. Bereket benzinliğe kadar idare ediyor. Hava basıyorum o arada büyük bir çivinin benim lastikle yakın ilişkiye girdiğini görüyorum. Tekrardan moraller sıfır. Sor bakalım en yakın lastikçi nerede? Çat pat tarif ediyor benzinci, buluyoruz Allahtan. Çat pat diyorum çünkü İtalyanların %90’ı İngilizce konuşamıyor. Yunanlıların ise %90’ı konuşuyor. İtalya’daki hemen hemen tüm diyaloglarımız tarzancaydı bu yüzden. Lastikçi başka bir motorun lastiklerini değiştirdiğinden 1 saat kadar bekliyoruz. Ardından benim lastiği yapıyor, vakit de öğlen oluyor. İlk durağımız benim hiç bilmediğim, Yunanlı dostum Michalis’in tavsiye ettiği Alberobella şehri idi. Bu şehrin özelliği evleri ve çatıları. Aynen şirinler çizgi filmindeki gibi mantar şeklinde evler var. Hayran kalıyoruz tabi. Bu şehri ararken, yol tarif edenlerin tavsiyesi üzerine de Castellana diye bir yeri öğreniyoruz. Yakın 20 km kadar. Gidelim bakalım diyoruz. Buluyoruz ama özelliği ne bir türlü anlayamıyoruz. Biraz turlarken bir kalabalık fark ediyoruz ve takılıyoruz onlara. Meğerse burada da muazzam güzellik te bir mağara varmış. Adı Castellano di Grotti. Geziyoruz tabi, ağzımız açık bir vaziyette. Mağara bitiyor, saat de 16:00 oluyor. Bu gece Salerno’ya varmamız lazım. Açıyoruz gazı. Gece 01:30 gibi varıyoruz Salerno’ya ve hemen bir otel bulup yerleşiyoruz. Hani derler ya başım yastığa çeyrek kala uyudum diye, aynen öyle oluyoruz.
Motorları çözüp gemiden inişimiz ve doğruca lastikçiye
0076.jpg

0077.jpg

0078.jpg

0079.jpg

0080.jpg

0081.jpg


Gemi yolculukları nedense Musti’ye pek yaramadı. Gemilerden indiğimiz gün hep sersem gibi gezdi
0082.jpg


Alberobella Manzaraları
0083.jpg

0084.jpg

0085.jpg

0086.jpg

0087.jpg

0088.jpg

0089.jpg

0090.jpg

0091.jpg

0092.jpg


Mağaradan manzaralar
0093.jpg

0094.jpg

0095.jpg

0096.jpg

0097.jpg

0098.jpg

0099.jpg

0100.jpg


Salerno’ya kadar yoldan manzaralar
0101.jpg

0102.jpg

0103.jpg

0104.jpg
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

6.Gün:
Sabah erkenden kalkıp güzel bir kahvaltı ve yine yoldayız. Bu günkü rota; Amalfi-Sorrento arasındaki muhteşem manzaralı sahil yolunu yapıp, Vezüv yanardağının yok ettiği Pompei şehrini ve Napoli’yi görüp, Roma’ya doğru hareket. Amalfi-Sorrento arası 50-60 km.lik bir yol çabucak geçeriz diyoruz ama tam 6 saat sürüyor. Abartısız binlerce viraj yapıyoruz ve maalesef scooterlı İtalyan mozalarından bu virajlarda tokadı yiyoruz. Adamlar acayip gidiyor kardeşim. Ancak saat 15:00 gibi Pompei’ye varabiliyoruz. Ve vardığımızda öğreniyoruz ki Allah bu yanardağı boşuna patlatmamış adamların kafasına. Hani dedelerimiz derdi ya günah işlersen Allah taş yapar diye, aynen öyle yapmış abicim. Çünkü bu şehir zamanında büyük bir liman şehri, dünyanın her tarafından insanlar geliyor ve burada dilediği her türlü sapıklığı yapabiliyormuş. Her şey serbestmiş. Duvarlardaki motifleri koyamıyorum buraya, malum aileler ve çocuklar da okuyor raporları. Olan akşam, yola düşmek lazım. Açıyoruz gazı Roma’ya doğru. Planımız akşamdan Roma’ya varıp bir otele yerleşmek ve sabah gezmekti. Ama otobanda bastıran yağmur yüzünden bir park alanına giriyoruz ve tüm planlar değişiyor. Park alanında yer bakarken Musti 34 plakalı bir tır görmüş ve selam vermiş. Veriş o veriş. Şoför bizi görünce resmen havalara uçtu. 1 haftadır İtalya’daymış ve konuşacak hiç kimse bulamamış. Bizi öyle bir ağırladı ki, çay bile demledi. Tır deyip geçmeyin acayip teşekküllü ve konforlu aletlermiş. Yeşillik alana çadır kuracaktık, bırakın çadırı falan dedi. Tırda üç kişilik yatak varmış. Ranza sistemi. O geceki otelimiz de IVECO PALAS oldu. Fevzi abim çok sağ ol yaa. Memleketindeymiş gibi ağırladın bizi.
Salerno’da kaldığımız otel ve Salerno manzaraları
0105.jpg

0106.jpg

0107.jpg

0108.jpg

0109.jpg

0110.jpg

0111.jpg

0112.jpg

0113.jpg


Muhteşem yol başlıyor
0114.jpg

0115.jpg

0116.jpg

0117.jpg

0118.jpg

0119.jpg

0120.jpg

0121.jpg


Ve işte Amalfi şehri
0122.jpg

0123.jpg

0124.jpg

0125.jpg

0126.jpg

0127.jpg

0128.jpg

0129.jpg


Dar yollar ve trafiğin sıkıştığı anlar
0130.jpg

0131.jpg


Sorrento’ya doğru devam ve Sorrento şehri
0132.jpg

0133.jpg

0134.jpg

0135.jpg

0136.jpg


Adamların siestasıymış kardeşim, kendi benzinini kendin koy
0137.jpg


Ve Pompei şehri
0138.jpg

0139.jpg

0140.jpg

0141.jpg

0142.jpg

0143.jpg

0144.jpg


Allah taş yapar dediydim. Aha yapmış işte
0145.jpg

0146.jpg

0147.jpg


Pompei devam
0148.jpg

0149.jpg

0150.jpg


Yağmurlukların giyilişi ve iveco palastan görüntüler
0151.jpg

0152.jpg

0153.jpg

0154.jpg

0155.jpg
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

7.Gün:
Sabah gayet dinlenmiş bir vaziyette uyandık. Tırlar dedikleri kadar konforluymuş. Kahvaltının ardından tekrar çektik yağmurlukları çünkü hava yağdı yağacak. Verdik gazı, bir saat sonra Roma’dayız. Tüm gün Roma’yı geziyoruz tabi yine ağzımız açık bir şekilde. Her köşesi ayrı bir güzel, tamamen tarih kokan bir şehir Roma. Akşam 20:30 gibi Roma’yı bitiriyoruz, istikamet Floransa ileriiii. Tabi bu yorgunlukla ancak iki saat gidebiliyoruz ve bir park alanına girip, ilk açık hava kampımızı yapıyoruz. Çadır falan kurmakla uğraşmayıp hemen uyku tulumlarını yayıp içine dalıyoruz.
Bekle bizi Roma, geliyoruuuuuz
0156.jpg

0157.jpg


Ve Roma’dan manzaralar
0158.jpg

0159.jpg

0160.jpg

0161.jpg

0162.jpg

0163.jpg

0164.jpg

0165.jpg

0166.jpg

0167.jpg

0168.jpg

0169.jpg

0170.jpg

0171.jpg

0172.jpg

0173.jpg

0174.jpg

0175.jpg

0176.jpg

0177.jpg

0178.jpg

0179.jpg

0180.jpg

0181.jpg

0182.jpg

0183.jpg


E o kadar gezdik, bir yemek molasını hak ettik
0184.jpg


Ve sırada Vatikan, haydi yarım hacı olmaya
0185.jpg

0186.jpg

0187.jpg

0188.jpg

0189.jpg

0190.jpg

0191.jpg

0192.jpg

0193.jpg

0194.jpg

0195.jpg

0196.jpg

0197.jpg

0198.jpg

0199.jpg

0200.jpg
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

8.Gün:
Açık havada yatınca, insan haliyle erken uyanıyor. Hala açık olan BMW Cafeden kahvaltımızı yapıp, hemen yola düşüyoruz. Siena üzerinden saat 10:00 gibi Floransa’ya varıyoruz. Motorlarla kısa bir keşif gezisi yapıyoruz. Bu arada tatlı bir yağmur bize eşlik ediyor. Neyse ki çabuk ayrılıyor yanımızdan. Katedral meydanına motorları park edip, başlıyoruz sanat şehri Floransa’yı gezmeye. Saat 15:00 gibi Floransa’yı bitirip, 100km mesafedeki Pisa’ya yöneliyoruz. Tam şehrin girişinde yağmur tekrardan bize katılıyor ama bu sefer pek tatlı değil. Mc Donalds’a girip biraz mola veriyoruz ve aynı zamanda biten akülerimizi şarj ediyoruz. Yağmur dinince kulenin olduğu meydana varıyoruz. makinalar başlıyor şakur şukur çalışmaya. Baya bi fotoğraf çekildikten sonra, Musti bir inşaatçı olaraktan olaya el atıyor ve kuleyi nasıl düzeltirim diye biraz kafa yoruyor. Tam formülü bulup düzeltecekken, İtalyan yetkililer gelip, bırak kardeşim yamuk kalsın yoksa nasıl getirecez bunca adamı buraya diyorlar. Biz de ellemiyoruz. Yıkılsın da görün gününüzü. Pisa’yı bitirdikten sonra çeviriyoruz istikameti La Spezia ve cinque teera sahilleri. Gece manzarası da ayrı bir güzelmiş oraların. Gece saat 00:00 sularında Avrupa sosyetesinin yaşadığı, şarkılara konu olmuş Portofino şehrine varıyoruz.(Bknz I found my love in Portofino) Muhteşem gece fotoğrafları çekiyoruz. Ve bir zenginin sevgilisi için denize bıraktırdığı binlerce mumu görüntülüyoruz. Bir gün önce açık havada uyumanın etkisi olacak, hala uykumuz yok. Gir otobana ver elini Milano’ya. Gece 04:00 sularında meşhur Duomo Meydanındaydık. Milano’nun görülmesi gereken en önemli yeri burasıymış. Kilise avrupanın en büyük kilisesi ve üzerinde 2000 den fazla mermer heykel var. Meydan adeta bizim için boşaltılmış gibiydi. Yine çok güzel fotoğraflar çektik. Ancak gecenin o saatinde canı sıkılan ve bize bir anlam veremeyen meşhur İtalyan Carabinerileri (jandarma gibi bişey) yanımıza geliyor ve pasaport kontrolü yapıyor. Biz de zaten ne zaman pasaportları gösterecez diye düşünüyorduk, iyi oldu. Bu meydana araç girmesi yasak dediler ve gittiler. Meydanı bitirip tekrar yola düştük. İstikamet Garda Gölü ve Dolomitilerdi. Fakat enerji de bir yere kadar. Fazla gidemedik ve çıkışta bir park alanına girdik. Benim motordan inmeye bile gücüm kalmamış. Üzerinde uyuya kaldım.
Floransa manzaraları
0201.jpg

0202.jpg

0203.jpg

0204.jpg

0205.jpg

0206.jpg

0207.jpg

0208.jpg

0209.jpg

0210.jpg

0211.jpg

0212.jpg

0213.jpg

0214.jpg

0215.jpg


Pisa manzaraları
0216.jpg

0217.jpg


Kule baya bi yamulmuş
0218.jpg


Çok uğraştık, düzeltebilir miyiz diye
0219.jpg

0220.jpg


Ancak bu kadar doğrultabildik
0221.jpg


Yine Pisa manzaraları
0222.jpg

0223.jpg

0224.jpg

0225.jpg


Enerjimizin kaynağı RedBull ve ardından kahve idi
0226.jpg


Portofino’ya varış ve gece manzaraları
0227.jpg

0228.jpg

0229.jpg

0230.jpg

0231.jpg

0232.jpg


Milano Duomo Meydanı
0233.jpg

0234.jpg

0235.jpg

0236.jpg

0237.jpg

0238.jpg

0239.jpg

0240.jpg

0241.jpg

0242.jpg

0243.jpg


Ve gecenin sonu, bittiğimiz an
0244.jpg
 



Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

9.Gün:
Bu sabah erken uyanamadık nedense. Dün rekor kırdık ve 21 saat motor kullanıp 700 km. yol yaptık. O yüzden güne saat 09:30 gibi başladık. Park alanındaki kahvaltının ardından ver elini Brescia. Bu şehir çoğu insan için önemsiz olabilir. Ama bizim için önemi Beretta tüfeklerinin burada yapılıyor olması. Malum avcılık da var ya. İllaki bir görelim dedik buraları. Fabrikayı gezdikten sonra bir de baktık Dolomitilerin güney-batı başlangıcı da buradaymış. Hemen 10 Riders çıkartmasını yapıştırdık ve başladık tırmanışa. Komple Alplere çıkamasak da 100 km.lik bir dağ sürüşü bizi baya mutlu etti. Buradan Garda gölüne indik ve 18:00 sularında meşhur Sirmione şehrine vardık. Günü Sirmione’de batırdıktan sonra, ver elini Venedik dedik. Hızlı bir otoban sürüşüyle 22:00 sularında Venediğe vardık ve hemen otele yerleşip yattık. Malum yarın önemli bir gün, Venedik gezilecek.
Geceyi geçirdiğimiz park alanı
0245.jpg


Beretta fabrikası
0246.jpg

0247.jpg

0248.jpg

0249.jpg

0250.jpg


Dolomiti’ler başlıyooooor
0251.jpg

0252.jpg

0253.jpg

0254.jpg

0255.jpg

0256.jpg

0257.jpg

0258.jpg

0259.jpg

0260.jpg

0261.jpg


Sirmione ve Garda Gölü manzaraları
0262.jpg

0263.jpg

0264.jpg

0265.jpg

0266.jpg

0267.jpg

0268.jpg

0269.jpg

0270.jpg

0271.jpg

0272.jpg

0273.jpg

0274.jpg
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

10.Gün:
Sabah saat 10:00 gibi Venedik turuna başladık ve gün batana değin gezdik. Ama doyamadık. Venedik anlatılmaz, yaşanır. O yüzden fazla laf yapmayacağım. Venediği bitirdikten sonra, baktık hala enerjimiz var gibi, yarın saat 13:30’da da Ancona’dan gemiye binmemiz gerekiyor. Gece sürmeye karar verdik. Mümkün olduğunca Ancona’ya yaklaşalım dedik. Malum bir kere gemiyi kaçırma olayı atlattık, bu sefer sağlam olsun dedik. Demez olaydık. Resmen bütün gece uyuyarak ve halisülasyonlar görerek yol aldık. Önde ben gidiyorum, arkamda Musti. Ufak bir kasabadan geçerken, dönel kavşakta önümde bir bariyer gördüm ve asıldım frenlere. Birden ayıldım, bariyer falan yok tabi. Az ilerde mola için durduk ve Mustiyle aramızda geçen diyalog aynen şöyle. Oğlum uyumuşum len, gördün mü ne biçim fren yaptım, gidiyordum az daha… Musti’nin cevabı; yoo görmedim, bende tam o ara uyuyordum herhalde…Basıyoruz kahkahayı, ağlanacak halimize. Bir taraftan uykusuzluk, öbür taraftan soğuk, Ancona’ya sağ salim varıyoruz ama bir de bize sorun…Limana giriyoruz, her yer kapalı tabi. Sabahın 5’i. Kargalar bile uyuyor. Biz de hemen tulumları açıp, bir kenara kıvrılıyoruz.
Venedik manzaraları
0275.jpg

0276.jpg

0277.jpg

0278.jpg

0279.jpg

0280.jpg

0281.jpg

0282.jpg

0283.jpg

0284.jpg

0285.jpg

0286.jpg

0287.jpg

0288.jpg

0289.jpg

0290.jpg

0291.jpg

0292.jpg

0293.jpg

0294.jpg

0295.jpg

0296.jpg

0297.jpg

0298.jpg

0299.jpg


Hırsıza kilit dayanmaz atasözünün açıklamalı ispatı
0300.jpg


Gece sürüşlerinde üşüyenler için ısınma yöntemleri
0301.jpg


11.Gün:
Sabah güneş doğunca amma da ısnmışız haaa. 08:00 gibi uyandık, bilet ofisi 08:30’da açılıyor. Biz de ancak kendimize geldik zaten. Hemen biletlerimizi aldık.(motor+sürücü 98 euro) İstikamet Yunanistan’ın İgoumenitsa şehri. Gemi saatine kadar Ancona turu yaptık. Ve gemiye yerleşir yerleşmez biz de bir siesta yapalım dedik. Geceyi gemide geçirerek sabah 05:30 gibi İgoumenitsa’ya vardık.
Sabah limandaki halimiz
0302.jpg


Gemiye binişimiz
0303.jpg

0304.jpg

0305.jpg

0306.jpg


Ancona manzaraları
0307.jpg

0308.jpg

0309.jpg
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

12.Gün:
İgoumenitsa’ da gemiden indik ve 06:00’da teker döndü. Döndü de daha hava bilem aydınlanmamış. İner inmez de dağlara sarıyorsun. İstikamet Katara Pass ve ardından Meteora. Dağlarda acayip bir soğuk,sis,pus o biçim. Seran’cığım kusura bakma ama burada kulaklarını çok çınlattım. Verdin bize Rally 2 leri dört mevsim diye, gorateks içliklerle bile donduk yaw. Fermuarlardan acayip soğuk giriyor kardeşim. Çare olarak yağmurlukları geçirdik üzerimize. Bir nebze ısındık ondan sonra. Alplere çıkamamıştık ama aynı zevki bu yolda aldık. 1690 metrelik Katara Geçidine çıkartmalarımızı yapıştırıp, Meteora’ya doğru gazladık. Aşağılara inince bereket hava ısındı da kendimize gelebildik. Önce yağmurluklar çıktı, sonra da içlikler. Meteora gerçekten muhteşem bir yer. Herkese mutlaka görmesini tavsiye ederim. Şehrin girişinde çok ilginç bir Fransız çiftle tanıştık. Neden mi ilginç? İnsancıklar 4 senedir yollardaymış da ondan. Adam 62 yaşında, Musti’nin 1150GS’inden kullanıyor. Karısı 58 yaşında F650 GS kullanıyor. 2004 senesinde emekli olmuşlar, Fransa’daki evi, damı, arabaları, ne varsa satmışlar ve vurmuşlar kendilerini yollara. 58. ülkelerini geçiyorlarmış, Afrika falan komple bitmiş ve hala enerji dolular. Her ülkede en az bir ay kalıyorlarmış. Helal olsun size dedim. Vallahi hayat bu. Meteora bittikten sonra Selaniğe doğru yola koyulduk ve akşam saatlerinde Selanik’teydik. Sevgili lastikçimiz Bora’nın arkadaşı olan, Yunanistan Beemers kulübünden İsaak bizi karşılıyor ve hemen bir bara götürüyor. Burada içilen kahvelerin ve yapılan sohbetlerin ardından, otelimize yerleşiyoruz. Yine acayip yorgunuz. Sabah 10:00’a kadar deliksiz bir uyku çekiyoruz.
Gemiden indik ve acayip bir soğuk var
0310.jpg

0311.jpg


Katara Geçidi
0312.jpg

0313.jpg

0314.jpg

0315.jpg

0316.jpg

0317.jpg

0318.jpg


Meteora manzaraları
0319.jpg

0320.jpg

0321.jpg

0322.jpg

0323.jpg

0324.jpg

0325.jpg

0326.jpg

0327.jpg

0328.jpg

0329.jpg

0330.jpg

0331.jpg

0332.jpg


Tanıştığımız Fransız çift
0333.jpg

0334.jpg

0335.jpg


Bunlar da diğer bir çift. Polonyalı ve seneye Türkiye turu düşünüyorlarmış. Maillerimizi alırkene
0336.jpg


Yolda verdiğimiz bir kahve molası
0337.jpg


Selanik’te bizi karşılayan arkadaşlar
0338.jpg


13.Gün:
İsaak akşamdan tembih etmişti sakın otelde kahvaltı etmeyin diye. Sabah bizi bogaça yemeye götürdü. Bildiğimiz bizim peynirli börek ama gerçekten mükemmel yapıyorlar. İsaak da nerde, neyin en iyisi yenir çok iyi biliyor. Sadece Selanik içi değil, Tüm Yunanistan için bu durum geçerli. Zaten şekline bakınca da yemek konusunda uzman olduğu anlaşılıyor. Gerçekten çok sempatik ve dost canlısı bir arkadaş. Bizi mükemmel şekilde ağırladı. Kahvaltının ardından sahile iniyoruz ve sonra da Atamızın evini ziyaret ediyoruz. Selanik tıpa tıp İzmir’e benzeyen bir şehir. Planımız öğlen Selanik’ten ayrılmaktı ama nerdeee. Tekrar akşamki kafeye geliyoruz ve son bir kahve içiminden sonra saat 16:00 sularında Selanik’ten ayrılıyoruz. Bugün bitmeden evde olmayı planlıyoruz. Otobanda hızlı bir sürüşle ancak saat 21:00 sularında sınıra ulaşabiliyoruz. Sınır geçişi, free shop alışverişleri derken saat 23:00’ü buluyor. Memlekete girer girmez de ilk tabelaya çıkartmamızı yapıştırdık. Enerji ibremiz yine sıfıra yaklaşıyor. Son birer RedBull çekip, İpsala’dan Biga’ya ulaşmayı başarıyoruz. Gece saat 01:30 sularında bir otel bulup, kafayı vuruyoruz.
Selanik’te sabah kahvaltısı
0339.jpg


Sahil manzarası. Yoksa burası İzmir kordon mu?
0340.jpg

0341.jpg

0342.jpg


Atamız’ın Evi
0343.jpg

0344.jpg


Son kahveler ve Selaniğe veda
0345.jpg


Sınıra varışımız
0346.jpg

0347.jpg

0348.jpg


14.Gün:
Sabah 10:00. Yataklarımızdan zar zor çıkabiliyoruz. Kahvaltının ardından hiç acele etmeden Bandırma’ya yöneliyoruz. Bora’cığıma İsaak’ın selamını iletiyor ve Balıkesir’e doğru devam ediyoruz. Bizim kulübün bugün pist eğitimi vardı. Saat 14:00 sularında eğitim alanına varıyoruz. Arkadaşlarla hasret gideriyoruz. Uğur Ertekin hocanın verdiği eğitimi bir süre izleyip, son bir gayretle Bigadiç’e yöneliyoruz. Ve işte mutlu son. Saat 18:00 gibi Bigadiç’teyiz, sevdiklerimize kazasız belasız kavuşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Gezimizin en mutlu ve tüm yorgunluğumuzu unutturan anı
0349.jpg

0350.jpg


Özet ve Tavsiyeler;
Yunanistan çok güzel bir ülke. Yol kalitesi harika, fiyatları çok uygun. İnsanları çok sıcak kanlı.
İtalya, tarihi güzellikleri olmasa benim gözümde sıfır. Yolları idare eder, otobanlar ve diğer her şey çok pahalı. İnsanlar biraz soğuk. Size bakarken gözlerinde hep euro işaretleri beliriyor.
Son bir tavsiye; bizim gibi limitleri zorlamayın. Akşam en geç 21:00’de bir yatağa girmiş olun.
Bir başka güzel gezide buluşmak ümidiyle, kalın sağlıcakla… Memo&Musti.
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

la spezia-cinque terra-portofino arasını gündüz geçebilmenizi isterdim,
yinede çok güzel gezi/macera olmuş,
paylaşım için teşekkürler,
Mesut
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

Süper bir gezi olmuş,
elinize ayağınıza sağlık ,
ben de çok istiyorum Avrupa'yı...
 



Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

Çok güzel bir gezi olmuş, bizlerle paylaştığınız için teşekkürler...
 


Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

Merhaba Memo ve Musti,

Genç yaşlarda bu gezileri yapabilmek, iyi olmalı herhalde!?... Gezi anılarınızı ve fotoları bizlerle paylaştığınız için teşekkürler.

Cavid Sezen
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

Biraz yorucu ama fazlasıyla keyifli bir gezi olmuş. :smiley:

Mağara fotoğraflarına takıldı gözüm... Biraz korkutuyor insanı... :smiley: İtalya'yı da tekrar gezmiş oldum sayenizde.

Paylaştığınız için teşekkürler.
 




Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

merhaba,

yurtdisina motorunuzla cikarken, turing federasyonundan hangi belgeleri aldiniz?
- Green Card?
- Carne de Passage?
- Int. surucu belgesi?
- int. tasit tantma belgesi?

tesekkurler
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,962
Mesajlar
1,526,556
Kayıtlı Üye Sayımız
166,720
Kaydolan Son Üyemiz
Serhat YILDIRIM

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst